En iyi gol: Mustafa Pektemek – Manisaspor
En anlamlı gol: Quaresma (2. golü) – Maccabi Tel Aviv
En kritik gol: Egemen – Dinamo Kiev
En “bardak, sehpa, sandalye kırdırtan” gol: Holosko – Bursaspor
En “vay amk” golü: Edu – Stoke City
En iyi şut golü: Simao – Fenerbahçe
En iyi kafa golü: Mustafa Pektemek – Stoke City
En yazık olan gol: Hilbert – Stoke City
En iyi organize gol: Quaresma (1. golü) – Maccabi Tel Aviv
En iyi kontra gol: Fernandes – Manisaspor
En iyi asist: Quaresma’dan Almeida’ya – Maccabi Tel Aviv
En iyi asist öncesi pas: Fernandes’ten, İsmail’e – Karabükspor
En iyi maç: Beşiktaş – Fenerbahçe 2-2
En iyi galibiyet: Beşiktaş – Stoke City 3-1
En değerli galibiyet: Beşiktaş – Dinamo Kiev 1-0
En iyi taktiksel galibiyet: Manisaspor - Beşiktaş 1-4
En piyango galibiyet: Bursaspor - Beşiktaş 1-2
En kritik galibiyet: Mersin – Beşiktaş 0-1 (Birçok şeyin başlangıcı)
En hak edilen mağlubiyet: Beşiktaş – Kayserispor 0-2
En hak edilmeyen mağlubiyet: Stoke City - Beşiktaş 2-1
En hak edip, alınamayan galibiyet: Beşiktaş 0 - 0 Galatasaray
En kötü Beşiktaş: Eskişehirspor - Beşiktaş 2-1 & Alania - Beşiktaş 2-0
En kötü maç: Gaziantepspor – Beşiktaş 0-0
En iyi bireysel performans: Quaresma - 2. Maccabi maçı & Fernandes - 2. Stoke City maçı
En iyi takım performansı: Beşiktaş - Dinamo Kiev & Beşiktaş - Stoke City
En iyi transfer: Egemen Korkmaz
En iyi kazanım: Veli Kavlak & Mustafa Pektemek
En iyi çıkış: Roberto Hilbert
En iyi gelişim: İsmail Köybaşı
En nirvanaya gidiş: Manuel Fernandes
En kaptan: Tomas Sivok
En saygı duyulası: Fabian Ernst
En evlat: Necip Uysal
En filozof: Cenk Gönen
En iyi görsel efekt: Ricardo Quaresma
En "özel" adam: Carlos Carvalhal
En "ciğer" adam: Roland Koch
En “Beşiktaş” anları: Dinamo Kiev karambolu & Stoke maçında Turksat 3A'ya çarpıp kaleye düşen top
En iyi 11;
En kritik gol: Egemen – Dinamo Kiev
En “bardak, sehpa, sandalye kırdırtan” gol: Holosko – Bursaspor
En “vay amk” golü: Edu – Stoke City
En iyi şut golü: Simao – Fenerbahçe
En iyi kafa golü: Mustafa Pektemek – Stoke City
En yazık olan gol: Hilbert – Stoke City
En iyi organize gol: Quaresma (1. golü) – Maccabi Tel Aviv
En iyi kontra gol: Fernandes – Manisaspor
En iyi asist: Quaresma’dan Almeida’ya – Maccabi Tel Aviv
En iyi asist öncesi pas: Fernandes’ten, İsmail’e – Karabükspor
En iyi maç: Beşiktaş – Fenerbahçe 2-2
En iyi galibiyet: Beşiktaş – Stoke City 3-1
En değerli galibiyet: Beşiktaş – Dinamo Kiev 1-0
En iyi taktiksel galibiyet: Manisaspor - Beşiktaş 1-4
En piyango galibiyet: Bursaspor - Beşiktaş 1-2
En kritik galibiyet: Mersin – Beşiktaş 0-1 (Birçok şeyin başlangıcı)
En hak edilen mağlubiyet: Beşiktaş – Kayserispor 0-2
En hak edilmeyen mağlubiyet: Stoke City - Beşiktaş 2-1
En hak edip, alınamayan galibiyet: Beşiktaş 0 - 0 Galatasaray
En kötü Beşiktaş: Eskişehirspor - Beşiktaş 2-1 & Alania - Beşiktaş 2-0
En kötü maç: Gaziantepspor – Beşiktaş 0-0
En iyi bireysel performans: Quaresma - 2. Maccabi maçı & Fernandes - 2. Stoke City maçı
En iyi takım performansı: Beşiktaş - Dinamo Kiev & Beşiktaş - Stoke City
En iyi transfer: Egemen Korkmaz
En iyi kazanım: Veli Kavlak & Mustafa Pektemek
En iyi çıkış: Roberto Hilbert
En iyi gelişim: İsmail Köybaşı
En nirvanaya gidiş: Manuel Fernandes
En kaptan: Tomas Sivok
En saygı duyulası: Fabian Ernst
En evlat: Necip Uysal
En filozof: Cenk Gönen
En iyi görsel efekt: Ricardo Quaresma
En "özel" adam: Carlos Carvalhal
En "ciğer" adam: Roland Koch
En “Beşiktaş” anları: Dinamo Kiev karambolu & Stoke maçında Turksat 3A'ya çarpıp kaleye düşen top
En iyi 11;
16 yorum:
bence en iyi çıkış yapan adam ismail.
gaziantep'teyken de beğenirdim de; artık tecrübesizlikten midir, devamlı oynayamamaktan mıdır(geçen sezonun 2.yarısının başındaki buca ve ts(kupa) maçlarını düşününce devamlı oynayamaması daha çok aklıma yatıyor) nedir, bir türlü istediğim düzeye gelememişti. bu sezon bence çok yol kat etti.
hilbert ise, çok iyi oynuyor ama geçen yıl eylül-aralık arasında da çok iyiydi ve devre arası portekiz çetesi gelip de kontenjan problemine takılmasaydı, zaten bu performansına alışık olacaktık diye düşünüyorum.
en kötü maç olarak, gaziantep'in yanında ilk haftaki eskişehir maçı da olabilir bence, az gollü olmasa da gayet sıkıcı bir maçtı.
kazanım olarak da; yalnıca veli diyorum.
pektemek hem veli'ye oranla zaten beklentimizin yüksek olduğu biriydi, yaptığı olumlu işler çok sürpriz olmadı benim için, hem de direkt 11 oyuncusu olamadığı için henüz yeteri kadar kazanım sağlayamadı bence takıma. ama veli benim için tam bir piyango.
simao'nun fb maçındaki füzesi de, maçı kazanamadığımız için benim için hilbert'in stoke city maçındaki kadar ''yazık oldu'' ayarında.
stoke city deplasmanından hem çok ümitli değildim, hem de -hele öyle bir gol de atmışken- artık fb'yi yenme zamanımız gelmiş olmalıydı(burası duygusal oldu tabi biraz:))
İsmail'e de "en iyi gelişim" kontenjanını açtım. :) Böyle akla yatkın öneriler geldikçe, listeye ekleyebilirim.
Veli piyango anlamında kazanım, Pektemek transfer anlamında. O yüzden ayırmadım.
İsmail konusunda Gökhan'a katılıyorum bu sene ismail oldukça yol katetti. takımda en çok asist yapan adamlardan biri an itibarıyla yanlış bilmiyorsam.
listeye ek olarak belki Roland Koch sıkıştırılabilir bi yere diyorum o kadar yoğun tempoda kondüsyonumuz iyi gitti hele ki schuster zamanındaki kondisyonerden sonra resmen ilaç gibi geldi Koch.
En "ciğer" adam olarak Koch da listeye girdi. :)
Cartalete, ben Necip'in olmadığı listeye Beşiktaş listesi demem :) "En Beşiktaş" mı olur, "En gurur kaynağımız" mı olur sıkıştır bir yere işte :)
Liste olayı iyiymiş :)
Zaten en iyi 11'de, dışarda kalan Necip'le Cenk olmuştu; onları da aldık içeri biraz dışarıda ıslansalar da. :)
Artık huzurla uyuyabilirim.
"En “Beşiktaş” anı: Dinamo Kiev karambolu"
okurken gerildim. peh.
En iyi maç kısmında fenerbahçe maçına itirazım var.o maç iyiydi ama verdiğimiz bir dolu pozisyonda vardı.o yüzden ben gs maçını en iyi maç olarak görüyorum.girdiğimiz çuvalla pozisyon yanında verdiğimiz bir pozisyon vardı sadece.Ki muslera bile bu sezon oynadığı en iyi maç olarak o maçı göstwermişti geçen hafta.
birde en iyi kurtarış
i.b.b maçı holmen kafası ve cenk derim ben.
en beşiktaş anı içinde gökten zembille inen topun hikayesi(stoke maçındaki) kiev karambolü ile yarışır.
En Beşiktaş anı'nda bence 1 pozisyon daha girmeli; inönü'deki stoke city maçında 1-0'ken topun saçmasapan bir şekilde havalanıp direkten dönüp, kaleye girmemesi :)
koskoca listede takımın "bir numaralı" santrforunun olmaması da ibretlik yemin ederim. öyleyse;
en kazma adam: hugo almeida
en kötü transfer: hugo almeida
en kendi takımını frenleyen / bozan: hugo almeida
en saç baş yolduran adam: hugo almeida
en kakalanan / elde patlayan adam: hugo almeida
en ballı / beleş gol atan adam: hugo almeida
en gitmesi gereken adam: hugo almeida
en balon / overrated adam: hugo almeida
en gezinen adam: hugo almeida
en nirvanaya sıçış: hugo almeida
en kanser eden: hugo almeida
en heyecanlandırmayan: hugo almeida
en zararlı kazanım: hugo almeida
...ve nedense hala daha en büyük beklenti ve gol umudu: hugo almeida
böyle uzar gider bu... :)
en kötü maç her iki takım açısından bakılınca antep maçı kesinlikle katılıyorum. ama eskişehir maçı bizim takım olarak en dipte olduğumuz maçtı diyebilirim.
ayrıca en hakedilen mağlubiyet olarak 2-0'lık alania maçını gösterebilirim. O kadar çok haketmiştik ki elensek üzülmeyecektim. hayatımda bir maçta bu kadar sinir olduğumu hatırlamıyorum. saydığım maçlarının hepsinin ligin başlarında olması bizim için iyi. demek ki o kötü dönemler geçiş dönemleriymiş.
Evet, Antep maçı çift taraflı bakınca en kötü maç. Keza, Fenerbahçe maçı da; bizim en iyi oynadığımız maç değil ama en iyi maç oldu bence.
Galatasaray maçını "en hak edip, kazanılamayan maç" olarak ekleyebiliriz.
Ve Stoke maçındaki uyduya çarpıp içeri düşen topu da eklemeliyiz sanırım evet. :)
Burak,
Kötüleri yazmak istemedim, o daha göreceli bir şey sonuçta. Bir de ne olursa olsun birisini mimlemek pek hoş durmuyor.
en "beşiktaş" anları bitirdi beni. ellere sağlık :)
mustafa abi,
bir futbolcuyu mimlemek elbette hoş durmuyor, lakin yarın bir gün statta almeida'yı ya da herhangi birisini ıslıklasalar, tepki koyacak ilk insanlardan biri de benimdir. onun bilincinde olduğum için bu kadar rahat "sallıyorum" sanırım.
bir de şu var ki, almeida'nın asker selamına ya da facebook'ta paylaştığı iletilerine tav olan ve dilenen taraftar kitlesi de var ne yazık ki. sahadaki performansına ve yaptıklarına (ya da yapamadıklarına) bakmadan. yazık.
almanya'da yaşayan biri olarak, uzun zamandır takip ediyorum almeida'yı; geldiği ilk günden beri söylediklerim ve savunduklarım her geçen gün daha ayan beyan ortaya çıkıyor. twitter ahalisinin bir kısmı bana anti-almeida'cı damgasını vursa da, "haklıymışsın" mention'ları da çoğalmaya başladı. yani aslında pek de "sallamıyorum".
Yok ben haksızsın demiyorum zaten, ben de çok rahatsızdım overrated olmasından, ama artık amaca varıldı yani; herkes farkında oldu Almeida gerçeğinin. Artık "vurmayın, adam öldü" durumu var sanki. :)
Yorum Gönder