İBBSpor’un ilk 8 için gösterdiği mücadele, hücumda çoğalma, ağır stoperlerini orta sahaya kadar çıkarma gibi “galibiyete oynama” çabasından; ufak bir örnek bile göremedik Beşiktaş adına. Bu bile başlı başına; takımdaki memur oyuncu ve hoca topluluğuyla devam etmemek için yeterli sebeptir…Cenk’in müthiş performansı, Fernandes’in resitali ve Pektemek’in başarılı “tek forvet” oyunuyla Beşiktaş maça tutundu diyebiliriz. Taa ki, 2-2’lik skora kadar… Aslında maç 2-1 Beşiktaş’ın lehine seyrederken, evin yanından bağırarak geçen bir şey gördüm; arkasından baktım, İBBSpor golüymüş… Birkaç dakika sonra da maça yetişti zaten ve yine Carlos Carvalhal’den bu duruma bir çözüm ürettiğini göremedik. Tıpkı, sezon boyunca buyur ettiği birçok “bağıran gollerde” olduğu gibi…
Ernst, inanmayacaksınız ama hakikaten rolanti oynuyor… Topsuz oyundaki klasik Ernst performansı, pek kalmadı. Onun dışında, top onun ayağına gelince kontra atak, organizeye dönüşüyor. Veli, her zaman sahanın en çok koşan oyuncularından biri olmasına rağmen “aklıyla” orta sahayı dolduran bir model değil. Fernandes de, bu kadar hücum katkısının yanında üzerine, orta sahadaki savunmayı toparlamasını beklemek; Neo’dan öte, adamı direk “mimar” ilan etmek gibi bir şey olur…
Manisaspor maçında Carlos da, herkes gibi ağzını açarak jeneriklik gollere bakıp, takılı kalmış sanırım. Oysa orada yaptığı Necip hamlesi, Beşiktaş’ın galibiyeti direkt olarak kasaya kilitlemesi anlamını taşımıştı. Farkın giderek açılması, o hamleyle başlamıştı… Necip’in eksik olduğu taraflar vardır, sete set hücum yaparken ofansif olarak etkisiz olabiliyor bilhassa… Ancak takım öndeyken, onun orta sahayı doldurması (Veli’ye nazaran pozisyon alışları ve rakibe basıp, alan daraltma gücü daha yüksek) sebebiyle; dönen toplar Beşiktaş’ta kalabiliyor, o toplar da pozisyona dönüşüyor haliyle…
Ama Carlos gitti çok iyi oynayan Pektemek’i çıkardı. Daha sonra da Burak’ı… Böylelikle kopuk bir orta sahanın önünde, ayağına top bekleyen 3 striker modeline dönüldü. İBBSpor ise saldırmaya devam etti… Gerçi, meğer bizim hedefimiz yokmuş zaten hocaya göre. Play-off’u garantilemişiz zaten…Bugün Fernandes, Simao’ya zorla asist yaptırdı. “Sen koş, o top duracak önünde merak etme” der gibi bir pas, Xavi ayarını bile zorlar cinsten… Onun dışında attığı deparla gözümün önünde "Sergen vs Lothar Mattheus" sahnesini getirdi. Muhtemelen tutamayız onu seneye, tutmayalım da. Çünkü şuana kadar parlayan bir oyuncuyu tutup, ondan daha da fazla verim almışlığımız yok. En nihayetinde alacakları karşılığında fesih oluyor.
Sidnei, Edu, Bebe zaten gider muhtemelen. 1.5 milyon Euro'nun üzerinde alan yabancıları da tutmaya gerek yok. Fernandes dışında, hakeden de yok zaten... Ağzından salyalar akarak takım arkadaşına, turistlere saran apaçi misali 'anlamadığı dilde' küfreden, “hırslı çocuk” Toraman’ın da artık buralardan uzaklaşması dileğiyle. Keza, kendisini gibi “her bölgede, vasat oynar” etiketiyle joker ilan edilmiş Ekrem’le birlikte. Bu tip memur yerlilerin ve yabancıların yerini, yılda 50 bine oynayacak A2 oyuncuları alsın. Zaten hiç şüphem yok ki Ömer Arslan Toraman kadar stoper (hiç Atınç’a falan bile gitmiyorum), Caner Ekrem kadar sol bek oynar. Hasan Türk kadar çok yönlü bir orta saha zaten A Takım’da da yok, onu karşılaştıramıyorum. Kadir Ari ve Ali İhsan da, önümüzdeki seneden itibaren hücum hattında rotasyonda kullanılır. Fikret Orman, bu konuda bizi heveslendirdi. Umarım kursakta kalmaz.
14 yorum:
İzlenmez oldu maçlar yine, 1-0 mağlupken normal karşılatan, 1-2 öne geçince şaşırtan, 2-2 olunca bahsine girmiş misali tebessüm ettiren bir takım mı olduk ne. "bu sene sensin ikinci" yazısından beridir yemyeşil umutlar, önce bolu şimdi ibb ile sararmaya yüz tuttu.adamın biri çıkmış matematiksel hiçbirşeyin bitmediği ortamda verdiği oranlar içinde beşiktaş'ı yok sayıyor, kimsede çıkıp "matematiğin olduğu heryerde beşiktaş" diyemiyor, dedirtmiyor bu adamlar, yuh olsun...
Toraman'ı eleştirmekten bıktığım için artık hiç değinmiyorum. Onun yüzünden forumlarda, bloglarda yemediğim küfür kalmadı. Adam gibi adam, kadıköyde tekti vs. Şu takımda Q7 ile birlikte kaptanlığı en son hakeden adam toramandır ama ne gariptir ki birisi 1. diğeri 2. kaptan.
Fernandes artık level atladı, gerçekten müthiş oynuyor. Real Madrid'e giderse Nuri takası fena olmazdı. Veli de bu takımın 11 oyuncusu değil kusura bakmasın kimse. İy bir yedek olur ancak. Dün ibb 10 şut çektiyse 9 u kaleyi tuttu, veli sene başından beri 300 şut çekti birisi kaleyi bulmadı. Beşiktaş ortasahasında oynayan adam arada bir şut gol atmalı. Fb de Baroni Emre, Gs de Selcık Melo nun gol sayılarına bakalım bir de bizdeki Necip, Ersnt, Veli üçlüsünün gol asist sayısına...
Burak gerçekten iyi topçu dün de gösterdi bunu, güzel paslar çıkardı. Sene başından beri oynatmayanlar utansın. Aynı şekilde Simao artık resmen can sıkıyor, adam oynayacak diye 2 senedir bekliyoruz.
Fikret Başkan özkaynak düzenine dönecektir zaten başka çare de yok. Ancak yabancı bir hoca (biliç) ile bu ne kadar mümkün olur bilemiyorum.
Bu arada dün Cenk 5-6 tane net gol çıkardı, ama bunun yanında rakibin direkten dönen çok net bir pozisyonu ve son dakikada adaşım Tefonun direk dibinden dışarı çıkan şutu da var. Dün oyun ve pozisyon olarak resmen ezildik diyebilirim. Hoca da utanmadan geçen seneden iyiyiz, play-off u garantiledik diyor. Takımı 4. yaptı Denizliyi kovduk, şimdi 4. olmakla övünen bir hoca var başımızda :)
Ben bir takımın performansını etkileyen en önemli faktörün teknik adam olduğunu düşünürüm. Bir futbol takımında bunun payı %40-50 arasındadır. Ligimizden örnek verelim Gaziantepspor. 5 hafta önce neredeydiler, şimdi nereye geldiler, Hikmet Karaman'ın etkisi ne kadardır?yüzde50?60?
Hemen diğer aklıma gelen isim A.Madrid. Diego Simone öncesi ve sonrası takımın oynadığı futbol gündüz ve gece kadar farklı değil mi? Sonuçta futbol takımları birer organizasyondur ve bu organizasyonda işleri düzene sokacak olan teknik adamlardır. Onların hafta boyunca ya da sezon boyunca yaptığı içler haftasonunda maça, lig sonunda da lig tablosuna yansır.
Türkiye'de sistem otutturmak, yeni bir mentalite kurmak için kimse kimseye zaman tanımaz. Çünkü bu topraklarda oynanan oyun futbol değil. Kulüplerin ve onları yöneten başkanların amaçlarının futbol kültürüne katkıdan çok, oturdukları mevkilerle ceplerini doldurmaktır. O yüzden başkan başarıyı bekler, kulübün kasası dolsun diye. Bunlar da başka konular ama Türkiye'de futbol kültürünün oluşmamasının en önemli nedenidir.
Dün akşam takımı Olimpiyat'ta seyretttik, perşembe Bolu'da, ondan önce İnönü'de. Biz seyrediyoruz takımı, sağolsun hoca da seyrediyor. Müthiş bir izleyici.
İlk başta dediğim bir futbol takımına hocanın katkısı %40-50dir lafı bizim takım için %5-10'u geçmez. O yüzde de gol olunca sevinmeye katılarak oluşuyor. İnsanlar dalga geçmek için "iyi seviniyor" dediklerinde kızıyordum ama artık hak veriyorum. Daha öncede dedim Carvalhal iyi adam, güzel adam, rakı içilesi adam ama Beşiktaş'ın hocası olamayacak bir adam. Birde alt yapının başına getirelim diyorlar aman ha, aman.
Son dönemde bir kalıp var, her şeyin önünde getiriyorlar "globalleşen" diye. futbol da globalleşti, iç içe futbol kültürleri. 20 sene hatta 10 sene önceki futbol sistemleri yok ortada. 3 5 2 ile Lucescu oynatırken takımı, Sergen atmış şampiyonluğu getirmişti. O dünya yok artık, futbol değişiyor.
Yalnız bizim topraklara gelmiyor bu sistem. Renkli televizyonlara geçen avrupalının, eski siyah beyaz televizyonlarını bizlere kakalaması gibi, kakalamışlar bizler de beyazları griye dönmüş topçularını. İzlemeye çalışıyoruz, siyah beyaz televizyondan 3dli filmleri.
Fazla uzattım, bizim takımda şu gitsin bu gitsin ile çözülmesi zor şeyler var. Biz futbol oynamayı unuttuk. 10 yılda 2 şampiyonluk gördük, Mustafa Denizli şampiyonluğunu görmez olaydık! Bu büyük potansiyelden çıkarta çıkarta Edular, Bebeler çıkarttık. Avrupada binlerce gurbetçiden Veli'ye kandık.
Fikret Orman bu işin içinden nasıl çıkar bilmiyorum ama bu kulüp için hiç iyi şeyler düşünmüyorum artık. Kayyuma devredilip, dibi görmek çok uzak görünmüyor bana.
Her kelimene katılıyorum.. Hani pc diliyle adam gibi bir FORMAT atmak lazım ve üstüne bambaşka bir işletim sistemi..
tek kelimeyle iflas...
eğer bu adamlar tekrar potaya girebilme şansı olarak görülen bu maçta böyle oynuyorlarsa yazık valla... hee sorumluluğun %80 CC'de bence. Bahsettiğin Necip hamlesi maçı Manisa galibiyetine çevirecekti ama hangi akla hizmet gol yiyene kadar bekledi şaşıyorum.
Gönül isterdi ki geçen sene GS nin yaptığı temizliği yapalım ve yepyeni bir kadroyla girelim ama parada yok. Haa illa para şart değil, bonservisi elinde elamanları bulalım ama onun içinde biraz geç kaldık sanırım. Ne zaman arayacan tarayacan da bulacan adamları. Sadece A2 desteğiyle de nereye kadar. Belki Biliç filan gelirse Hırvat alt yapısından genç potansiyelli adamları takıma kazandırabilir.
Off içim karardı valla. Ne güzel yenip İBB'yi umutlanacaktık :))
enorton +1000,şu toraman'ı dünya gözüyle adam akıllı eleştiren biri gördüm ya,helal olsun.bu adamın bilmem kaç yıldır bana 5 tane mükemmel demiyorum,idare eder performansını gösteren,ne dilerse dilesin benden.ersan'ın geçen sene 6 ayda,egemen'in bu sene 3 ayda gösterdiği performansı bu adam yıllardır veremiyor,takımda oynatılmayınca takımın huzurunu bozuyor.üzülmez bu adamın 10 katı faydalıydı takıma.oynadığı her maç potansiyel gol tehlikesi.her kafa topunu altı pasa indirir,ayağa top yapamaz.gs maçında riera koridor yapar,ts maçında olcan asfalt döşer.yok yok adamın yeri orası değil ama diyenlere buyrun stoper ibrahim.orta sahada arkası dönük adama faul yapan,çift dalan futbol zekasına sahip olan da beşiktaşın kaptanı olan bu adamdır.
Tabii ki toraman gider sorun biter değil,asla olamaz.ama sen iyi bir takım oluşturmak istiyorsan bu takımın stoperi olamaz toraman.keza ekrem bu takımda ümraniye'de 11 11 idman maçında 22 tamamlamak için bile oynatılmaz.sene başında selçuk inan'ı almalıyız dediğimde herkes ernst,necip,fernandes,veli var deyip durdu.gördük halimizi.
devre arası olcan gibi bir adama ihtiyacımız olduğu açık,ödenenlerde çok büyük para değildi,yine kaçırdık.kaldık yine simao'nun ayaklarına.aslında söylenecek o kadar şey var ki,takım ile ilgili,yazsam sayfalar boyu duraksamaya ihtiyaç duymam.
carvalhal'e sene başından beri hep destek olduk ama iki maçtır söylemleriyle kendini bitirdi bence.maalesef ben hala ertuğrul sağlam'da kaldım,destek verilecek adam oydu ama çabuk harcandı hem taraftar hem de yönetim tarafından.ben işin siyasi boyutuyla ilgilenmem saha içine bakarım.ilk sene içerde feneri yensek şampiyonduk olmadı,e gitti de ne oldu ne değişti beşiktaş'ta.bari bundan sonrasını kurtaralım,açık ve net türk bir hocaya ihtiyaç var,bu Samet Aybaba olursa,yandığımızın resmidir.
Benim gönlümden geçen 2 şık var,birincisi Şifo ve Metin Tekin idaresi diğeri de gerçek beşiktaş'ı en son gördüğüm yerde kulübede olan Rıza Çalımbay,aynı transfer hatalarını yapacağını düşünmüyorum.
İyi düşünüp,bir Türk hoca seçip,arkasında durulmalı.Sanırım Fikret Orman'ın yapmak istediği de bu yönde.
Beşiktaş ve Türk Futbolu için denilmesi gerek çoğu şeyi biliyoruz, sık sıkta burada dillendiriyoruz. Ama dün bir youtube'dan bir maçı izledim. Utandım. Adamlar ne güzel işliyorlar futbolcuyu.
Buyrun o video; http://www.youtube.com/watch?v=DThjb_XyyoU&feature=player_embedded
@cartalete: "fernandes gitsin zaten" iki satır sonra "fernandes harici 1,5 miyo üstü alan yabancılar gitsin." :) abi gönlün razı olmamış ferre'yi göndermeye :))
ne yalan söyleyeyim, ben dünkü burak'ı beğenmedim. hilbert'le iyi anlaşamadılar. belki daha çok oynasaydı, bilemiyorum.
bana göre halis özkahya hoca'ya güzel bir rota çizdi. hani bazı tip hoca vardır, sarı göreni alır kenara. dün sarı kartlıları değştirse bence maçı alabilirdik.
"Fernandes'ten başka hakeden yok" demişim, arada fark var. :) Onu tutmama sebebim maaş konusu değil zaten.
Sonuçta ben öncelikle taraftarım, kalması gayet iyi olur benim için. Lakin, adamı yalan eder miyiz diye korkmuyor da değilim.
Şimdi 18 milyon Euro verir Tottenham hakkaten, satılmaz... Fernandes, solde Gareth Bale'i kaçırma hedefleri yaparken, bir bakmış ki yine Bolu'nun çamurunda Ekrem'e ara pası atıyor falan...
Haklı olarak bir bocalama yaşar, 2 maç sonra Bilal Meşe ve türevleri "arkadaşım bu adamı niye satmadınız, imzayı attı yattı!!111" demeye başlar falan.
En temizi, gitsin hem kendini kurtarsın hem kasayı. Biz zaten Fernandes'siz ortasahalara alışkınız.
"hak eden" konusunu fark ettim de, satır aralarında sezinledim diyeyim.
şu "bilal meşe"ler konusu bence oldukça önemli. basın algı yaratıyor. bu anlamda "fenerbahçe medyası" denilen şey çok başarılı. quaresma fener'de olsaydı, öyle allar öyle pullarlardı ki herkes inanırdı. "bu sezon ters kanada en çok isabetli pas atma" gibi istatistikler uydurur, adamı aklar paklar önümüze öyle atarlardı. bizim içinse tam tersi. zago'nun nasıl hedef gösterilerek bitirildiğini hatırlıyoruz. ama bir e.belözoğlu, belki bu sene gönderilebilecek. beşiktaş'ta olsa çoktan bitmişti.
aynı şekilde taraftar profili de oluşturulmuştur. fener seyircisi maça gider pozisyona tepki verir, orjinal ürün alır, kulübe kazandırır. bu algıyla fenerbahçe taraftarı yaratılırken, beşiktaş seyircisi küfür ederse de yaratıcı eder (arkadaşım hakem arkasını dönse), ota köke pankart açar, sosyal duyarlıdır. korsana prim verir. bu algıyla tribüne giden genç beşiktaşlının ne halde olduğu ortada. sanki yaratıcı küfür olunca saha kapanmıyor. bu sezon seyirci dolayısıyla beşiktaş'ın aldığı ceza bir milyon tl'ye yakın. saha kapatmaların mali külfeti de bir o kadar olsa, olmayan bir oyuncunun maaşını ödemişiz. en azından bursa maçını alan holosko'ya denmeyen laf kalmazken, taraftar biraz da kendine bakmalı.
ben yeni yönetimden basına yönelik akılcı bir politika bekliyorum. christian baroni'yi türkiye'ye "ama şöyle özellikleri var..." diye allayan pullayan basın bize guti'yi göndertti.
özetle ben kendi adıma fernandes'in iyi bir paraya hemen satılmasını isterim, cv'sinde spor toto süper lig yazan bir adam için 12 milyon euro rüya paradır. 17, 18'leri dile bile getirmiyorum. söylediğinde de sonuna kadar haklısın, biz faydalı oyuncuyu mahveden bir takımız ama bunda medyanın payı azımsanamaz. adamı hedef göster, göster. sonunda taraftar patlasın, adam olacağından daha kötü hale gelsin. bu döngü devam etsin.
Kesinlikle haklısın, bu taraftar ve basın meselesi bir "saha dışı gerçeği"dir Beşiktaş için. Zaten korkum da, Fernandes'in demotive oluşundan çok bu durumlar...
Beşiktaş en son Carew'den iyi para kazandı. Ki, o da pek tutulan bir adam değildi basınca. Adam hat-trick yapıyordu Antep'e, "duvar olsa o da yapardı zaten" diyen adam vardı. Gidince kıymete bindi.
aynı şekilde saha içi gerçeği de var; onu da ramon sanchez pizjuan çok iyi özetlemiş. Kabullenmek istemediğimiz, zor düzelecek eksikler var. Ama o satır aralarında çok katıldığım bir nokta da var: "bazen TD etkisi %60 bile oluyor..."
Onun için kadro - hoca dengesini iyi kurmak lazım iyi bir seçimden önce.
Hilbert ucuza oynarsa kalsin. Diger yabancilarin tumu gitsin. Fernan da satilsin, alismadik gotte don durmazmis derler bilirsiniz. Turklere gelince Toraman ve Ekrem gitsin de gerisi beni ilgilendirmez. Toraman'i gunahim kadar sevmiyorum. Rustu de gitsin belinden ameliyat olsun. cArlos hoca'ya gelince Bobo icin kostugum sarti ona da kosucam: Menajerinden ayril da gel! Yoksa benden uzak ol! Bana kalirsa 2-3 sezon alt takimdan ve gurbetci aleminden yeni genclerle oynayalim kayseri'nin 3 yildir yapmaya calistigi gibi.. sonra beli dogrultunca yine har vurup harman savurmaya baslariz carsi'nin "orman gitsin balta gelsin" nidalari esliginde.. bu bir dongu anlasilan.. snucta bi barca olacak da halimiz yok, hepimiz turkuz en nihayetinde.
O değilde keşke şu düşen takımlardan kelepire bir kaç oyuncu düşürsek. Gekas, Yiğit İncedemir, Ömer Aysan falan.
Bizim acilen SİSTEM kuracak bir hocaya ihtiyacımız var. Boşverin onu bunu şunu. Sistemi kurarsanız ona uygun oyuncular zaten bulunur. Belki de sağbek harici transfere bile gerek kalmaz. Kendinize şunu sorun: Ne zamandan beri modern futbolun temel prensiplerini uygulayan bir futbol takımımız var? 2-3 maç demiyorum. Futbol kimliğimiz nedir? Yok ki.. Acil bunu uygulayacak Mozambikten bile olabilir ama böyle bir devrimci hocaya ihtiyaç var. Mesela Fuat Çapa iyi futbol oynatıyor ya da yabancı olacaksa Ralf rangnick..
Yorum Gönder