İBB, geçen sezonun kadrosunu korudu ve mevcut sistemlerini
en azından aynı şekilde devamını sağlayacak bir hoca ile anlaştı: Carlos
Carvalhal. Portekiz’in milli kalecilerinden Eduardo ve Bursaspor’lu Turgay
Bahadır gibi önemli de transferler yapıldı. Gelecekte Turgay’ın 4-3-3 sisteminde sağa yerleşeceğini ve İBB’nin Turgay – Webo – Doka gibi her şeyi yapan, gayet leziz bir üçlüye sahip olacağını tahmin ediyorum. Ancak Carvalhal bu maçta, tıpkı geçen sezonun
bir döneminde Beşiktaş’ta uyguladığı gibi “testudo” taktiğiyle sahada
olacağını; bir orta saha daha arttırarak, hücumu cezalı Doka yerine oynayacak Visca ve Webo’nun patlamalarına
bırakacağını düşünüyorum.
Beşiktaş’ın da buna aynı şekilde karşılık vermesi gerekiyor.
Takım ısındıktan sonra mutlaka Oğuzhan ve Fernandes birlikte sahada olacaktır.
Ancak böyle maçlarda Oğuzhan’ı ilk 11 değil de, ilk 14’de görmek daha faydalı
olabilir. Öncelikle ayakta kalmak lazımdır çünkü… Oyunun başında bilhassa orta
sahada, rakibin baskısına aynı şekilde karşılık verip; 60 sonrası kalite
farkıyla denge bozma yolu seçilmelidir. Orta sahada “denge” denince de, hemen
Necip ve Veli gelir akla söz konusu Beşiktaş olunca.
Avusturyalılar, Veli’yi en son kanat oyuncusu olarak
hatırlıyordu. Ancak Beşiktaş onlara son derece iyi işlenmiş bir orta saha
kazandırdı. Türkiye ile oynanan hazırlık maçında Veli, orta sahada çok önemli
bir denge unsuruydu. Hem preste, hem alan savunmasında hem de hücumda gayet
etkili oldu. İnönü’de çok daha kolaylarını yakalayıp, pas-şut tuşlarını
karıştırarak kaçırdığı pozisyonlardan sadece birini buldu ve çok temiz bitirdi.
Bu da demek oluyor ki Veli, teknik olarak iki sene önce Toraman’ın solundan
geçip, Beşiktaş kalesinin uzak direk dibine plaseleyen Veli’dir hala… Aslında “kazmalık”
değil, baskı altına kalma sorunu var.
Zaten Samet Hoca da, orta sahada Fernandes’in savunma
taraflı partneri olarak Veli’yi seçmiş gözüküyordu. Yarın da öyle olması
muhtemeldir… Necip, geçen sene hemen hemen tüm başarılı performanslarını borçlu
olduğu pozisyonda sahne alabilir: %40 sağ açık, %40 orta saha, %20 sağ forvet
olmak üzere bir karışım… Topu ilk alan o olduğu zaman tehlikeli olabiliyor orta
sahada. Ancak sağda olunca işi daha basite indirgeniyor; ayrıca öndeki ani
preslerle yakaladığı toplarda, hücuma ciddi katkılar verebiliyor. İBB maçında
da böyle şeyler gereklidir daha çok…
Son üç sezonda 114 maçın, çoğunluğu cezadan ötürü olmak
üzere sadece 6’sını kaçıran McGregor, Beşiktaş’a transfer olduğunu hemen belli
etti. Kasığın sakatlanabilen bir şey olduğunu buraya imza atarak öğrenmiş oldu.
Cenk dileriz bu maçtan itibaren geçen sezonki performansını unutturup,
Beşiktaşlıyı iyileştirir. Aksi halde fikstür öyle ki; hem sezonu hem de Cenk’in
kariyerini tehlikeye atabilir.
Hilbert – Sivok – Escude – Uğur (dönünce İsmail) – Tahta…
Beşiktaş’ın savunmasında değişmez elementleri. Buradaki her hangi bir oynama
(Kaptan Toraman’a yer açma gibi) tüm dengeleri bozabilir. Sezon başından beri
belirttiğimiz gibi, Toraman’ın sağlıklı olarak oynayabileceği tek bölge 4-1-3-2’in
süpürücü noktasındaki 1’idir… Çevre ve adam kontrolü olmayıp, topun olduğu yere
odaklanan bir oyuncudan ideal stoper olmayacağı gibi ideal bir sağbek de olamaz.
Hilbert’li bir savunma dörtlüsünde, bir diğer bek oyuncusunu
gerekirse başını alıp gidebilir. Çünkü solbek kadrajını Escude doldururken,
Hilbert de sağ stoper bölgesine kayarak orada bir boşluk olmamasını
sağlayabilir. O nedenle Hilbert, hem kendisinin geriden destek verdiği
ataklarda daha etkili olabilmesi gibi, bu “denge” özelliğiyle diğer bekin oyuna
çokça girmesini sağlayarak da çok değerli hücum katkıları verebilir.
Geçiş dönemlerinde bireysel performanslar çok önemlidir. Mesela
100. Yılın geçiş döneminde; Sergenler, İlhanlar sakatken ortaya Daniel Pancu
çıkmıştı. Bu sezonun Pancusu da her anlamda Olcay Şahan olabilir. Bu maçta da,
yine forvet ikilisinin yamacında dolaşıp, gol pozisyonları yakalayacaktır
mutlaka. Yakalayınca da; bir Veli ya da Ekrem Dağ olmuyor gördüğümüz kadarıyla,
sonuca da bağlayabiliyor...
Artık gerisi maç sonrası… İyi bayramlar.
Hayatım Futbol Dergisi'nde yayınlanan sezon öncesi Beşiktaş görünümü;
9 yorum:
toraman'ın bir şekilde 11'de olacağını tahmin etmekle birlikte (bence sağ bek oynatıp hilbert'i sağ öne çeker), gökhan zan'ın ibb'ye golü 90+5 değil 85'te gelmiş olmalıydı.
m.akyüz'le birlikte beş forvet olduğu için çift forvet oynamamız daha mantıklı ama, olur da tek forvet oynarsak ortasaha nasıl olmalı sence?
schuster'in kafasında olan 4-1-4-1 bu sefer daha mantıklı olur bence tek santrafor oynarsak.
hilbert-sivok-escude-uğur
toraman
olcay-fernandes-oğuzhan-veli
pektemek(almeida)
hani anca böyle olur gibi tek santrafor oynamaya kalkarsak.
O maçta nasıl bir stres çektiysem tribünde, sanki son saniyede gol gelmiş gibi hatırladım. :) 85'deymiş gol evet.
Bence bu sezonki takımın farklılık yaratacağı konulardan biri çift forvet ve hücumda kalabalık çoğalma konuları olacak. O yüzden bence, üst üste kötü sonuçlar gelmediği takdirde çift forvetle devam edileceğini düşünüyorum. Çünkü dediğim gibi, market sepetine epeyce forvet doldurduk sezona girerken. Demek ki planda bu var.
Hilberti sağ önde görürsek ilk yarıyı seyretmeye gerek kalmıycak gibi geliyor bana. Oyunculardan önce Aybaba'nın tercihleri üzerinde olucak benim gözüm. Her maç deneme tahtası mı yapıcak, denizlinin tavşanlarını arıyacak mıyız, ilk 8 haftalık periyotta neler olucak görücez. Ben uzun süre sonra heyecanlı değilim açıkcası, ama dediğim gibi bu oyunculardan ziyade aybaba kaynaklı. Aslında en son böyle heyecansız olduğum zaman Luce zamanıydı, sonra şampiyon olduk :) Hadi bakalım..
Ligtvde geçen muhtemel 11de M.akgün-toraman-escude-uğur savunma dörtlüsü önünde hilberti sağ açık olarak yazmışlardı umarım hoca hilberti kanat olarak değerlendirmek istemez :)
bu maç benim için sezonun başına değil de zamanın durmasına işaret ediyor. bu hafta kayınpederimi kaybettim. "beşiktaşlı olmazsa kızımı vermem" diyen bir insandı. farklı şehirlerde yaşadığımız için beraber izlediğimiz beşiktaş maçlarının sayısı da çok fazla değil. 8-10 kadar ve bunların neredeyse tamamı ibb maçı. hatta iki kez statta izleme şansımız oldu, onlar dahi ibb maçına denk geldi. şimdi ölümünden bir hafta sonra, iki yıl önce seyrettiğimiz otele gidip izleyeceğim maçı. bunun üzerine daha fazla akıl yürütmek de istemiyorum.
tüm beşiktaşlılara güzel bir sezon diliyorum. ne olursa olsun, kim gelirse, kim giderse beşiktaş bizim beşiktaşımız.
Çok üzüldüm sevgili tannhauser, başın sağolsun. Yarın, bayramda mezarlık ziyareti de yapan saflara yeni katılacak biri olarak, seni gayet iyi anlayabiliyorum.
Fazla etkisi olmayacak biliyorum ama dilerim Beşiktaş, beraber maç izlediğiniz yerde kazanır ve beraber sevinirsiniz.
Çok geçmiş olsun. Allah onları rahat eylesin. Bende gecen sene belediye macını bayramda köyde dedem babam enistemle izlemiştim. 2-0 ondeyken fenerli enistem sevinmeyin bosuna bu mac gider demisti. Ya bırak eniste demistim. 4-2 yenilmiştik. Bu sefer yine aynı kadro ile koyde izleyecez. Bakalım ne olacak.
Maça gelirsek ben mustafa'nın verdigi 11de tek fark olacagı düsüncesindeyim. O da necip ya da veli yerine orta sahada toraman olacak. Maca temkinli baslayacaz. dk 60 gibi de veli veya necip'ten sahada olanla oguzhan degisikliği olacak. Carvalhal'den ise tek korkum yan toplar. Yoksa klasik kontra takımını sivok ve escude'nin pozisyon bilgisi ile pozisyon başlamadan durdurabiliriz. Ve en çok beklenen Fernandes istekli oynar inş.
Escudenin yerine toraman necipin yerine de hasan ilk 11 gözüküyor. Escude tercihi dışında güzel 11. Hasanı çok merak ediyorum
Bu Toraman topun sahibi galiba, onsuz maç olmuyor. Akıl alır iş değil. Adam Escude'yi kesti.
Hasan Türk'ün 11'de oluşu bile sakinleştiremedi beni.
Yorum Gönder