Kuyt Gibi Adam

Hızlı bir oyuncu sayılmaz. Teknik olarak topun ayağına pek yakıştığı da söylenemez. Driplinge kalktığında, güç bela sürüklediği topun ağırlığı 10 kilo sanılabilir nitekim… Ama çok zekidir, haliyle o zekâsı oyun anlayışına da yansımıştır. Ne zaman, nereye koşacağını çok iyi bilir mesela… Böylelikle hız veya top sürmeyle kat etmesi gereken alanı ‘aklıyla’ geçiştirir ve topla her zaman etkili alanda buluşur. Bu nedenle ‘skorer kenar forvet’ denince ilk akla gelen isimlerden olmuştur Kuyt; bilhassa Liverpool günlerinde.

Aslında şut tekniği de mükemmel değildir ama şut isabet ortalaması mükemmele yakındır. Özgüvenli bir oyuncudur evvela; böylelikle topa baskı altında kalmadan, maksimum kalitesiyle vurur. Sonra da çalışkandır; topun geliş yönüne, hızına göre mutlaka bir vuruş şekli vardır aklında… O nedenle top ona geldiğinde spontane değil, bilinçli şutlar çıkacaktır mutlaka. En önemlisi de güçlüdür. Hem karakter, hem de fizik olarak. Maça olan konsantrasyonu ancak son düdüğü duyduğunda veya forma numarasını yansıtan tabelayı gördüğünde sonlanır.

Böylesine övgü betimlemesi olarak “insan değil” denir ama asıl insan olan onlardır aslında... Sadece işini yapan, sadece topa oynayan, Kuyt diye yazılıp; memleketinde Köüyt, İngiltere’de Kayt, burada Kuyt diye okunan; ama sahadaki anlamı  heryerde ‘futbolcu’ olan bir insandır Dirk Kuyt... Nerede olursa olsun; saygı duyulur. Nereden giderse gitsin; ardından özlem dolu “Kuyt gibi adam!” sıfatını bırakır…

Fenerbahçe Kuyt'la yılın transferini yaptığını, her geçen gün daha çok anlamaktadır. Çünkü herkese 'Kuyt gibi adam' lazımdır ancak onlardan çok az vardır...