Yardımlaşmak; hedefin, topun, alanın şekli ve oyuncu adedi
değişse de, her takım sporu için değişmeyen hayati kaidedir. Takriben 3-2
kazanılan Belçika maçından sonra büyük düşüş yaşayan Türk Milli Takımı da bu “yardımlaşmayı”
yapamamaktadır evvela. Topu ayağına alanın kaderine terk edildiği bir düzen söz
konusu... Savunmaya ne topla çıkarken, ne de rakip hücum ederken yakın olunuyor.
Emre, biraz da Arda dışında kendini topa gösteren oyuncu yok gibi… Onların da
kontrolü bir zaman sonra çok kolay oluyor rakip adına.
Age of Empires oynayanlar bilir; orada büyücü karakteri vardır,
iki ‘hölölö’yle rakip savaşçıyı kendi safına çekerler… Bizim milli takım da durum böyle; dışarıdan gelen düzene karşı çıkamadan, mevcut düzene ayak
uyduruyor çok geçmeden. Mesela Sercan Sararer hazırlık maçlarında harikaydı. Sahanın her
bölgesinde aradığı, kovaladığı topu bulduğunda mutlaka fark yaratan işler yapıyordu.
Şimdi ise kendini çizgeye atıp, topu bekleyen, gelince oynamaya çalışan sıradan
bir kanada dönüştü…
Euro 2008 şampiyonasında ve elemelerinde bir Hamit – Sabri kanadı
vardı mesela; kimin bekte, kimin önde olduğu belli değildi. O derece iyi bir
yardımlaşma vardı… Keza soldaki Tuncay da sıklıkla gerilere gelip top alır,
gerektiği zaman da santraforu ikilerdi; onun 'koşu kalitesi' takımı öne iten ana etkendi. Aurelio savunma
arasına girerek ilk topları çıkaran isim olduğundan, Emre bir kademe önde topla buluşur; böylece etkin atak geliştirme şansımız artardı.
Şimdilerde bir Mehmet Topal tercihi var mesela; ülkenin ikili
orta sahaya en az uygun olan yerli orta sahalarından biridir bana göre. Geçen
maç yazılarında da aynı şeyden bahsetmiştim. Onun “durağan” oyunu, takım
bağlantısını koparan başlıca etkenlerden. Topa basan değil, topun veya adamın
üzerine geldiği zamanlarda iyi savunmacı… O nedenle maçlarda tek bir dönen top
almışlığı yoktur. Orta sahaya gerekli enerjiyi sağlayamamasının yanı sıra,
topla çıkışlarda da hemen hemen hiç yardımı dokunmuyor.
Tüm bunların üzerine takımın "takımca" önde pres yapamıyor oluşu da eklenince; Türkiye'nin gol bulma şansı sadece üç şekle indirgeniyordu: uzaktan şut,
duran toplar veya jeneriklik hareket… Oktay da 15 yıl önce bu kadar kopuk, ‘ne
yaptığını bilemeyen’ bir takımın forveti olduğu için o efsane golü atmıştı
zaten Belçika’ya… O günlerde grup kaderimiz neyse (büyük ihtimalle 3.lük, çok
zorlarsak 2.lik) bugünlerde de aynıdır. Çünkü karşımızda biraz eli yüzü düzgün,
nerede pozisyon alacağını, topla nasıl çıkacağını bilen bir takım bulunca ağır şekilde
çaresiz kalıyoruz. Rıdvan Hoca “Romanya uyuttu bizi” dedi maç sırasında ama zaten baygın olan
bir takımı uyutmak pek mümkün değildir…
Hemen her dönem “sıfırdan başlıyoruz” parolasıyla girsek de
zihniyeti pek sıfırlayamıyoruz sanki…
10 yorum:
Turk milli takimi da biraz BJK sendromuna girmis. 10 numarasi olmadan 4-2-3-1 sevdasina dusmus. Ayni Fernandes de oldugu gibi Arda da 10 numarali formayi dolduramiyor. Bi futbolcu cok yetenekli olabilir ama her pozisyonun yetenegi farklidir. Ne Fernandes de ne de Arda da bu pozisyon bilgisi ve yetenek yok.
Anlamadigim artik iyice demode olan bu 4-2-3-1 i de inat etmeleri. Elinde cesitli bircok futbolcu varken Avci nin bu taktikte israri anlamsiz. Ha illa 4-2-3-1 oynayacaksin koy Arda yi sol kanada 10 numara pozisyonuna Nuri ya da Emr yi koy.
Elinde bu kadar cok safkan ortasahs oyuncusu varken 4-3-3 oynamamak sasirtici. Mesela,
Volkan
Gokhan-Omer-Egemen-Hasan Ali
Selcuk-M.Topal-Nuri
Hamit. Arda
Burak
Boyle daha bi derli toplu olurdu takim.
Bi kac sozde Semih ve Hasan aliye.
Semih in bizim Toraman dan bi farki yok bence. Toraman da ilk parladigi zamanlarda boyleydi iste. Topa odakli, pozisyonunu cabuk kaybeden. Yedigimiz gol nasil pozisyon kaybedilirin dersi olarak okutulur. Şu adami bu kadar sisirmek ayip ya da Toraman i bu kadar yermek.
Hasan Ali de massallah İbrahim uzulmezin gencligi, gozleri kapayip yapiyor ortayi.
Belli ki Avci ya da Aybaba ya da bi kac gomlek buyuk geldi bu koltuklar. Degisik biseyler yapmak yerine hemen sarildilar 4-2-3-1 e.. Biraz arastirin arkadas, yenilikleri takip edin, diger liglere bakin, taktikleri arastirin...
Aman neyse, suc demirorende galiba, gitti yeri kurutuyor adam...
Semih bence potansiyel bir savunmacı ama şu durumda uluslar arası düzeyde dağılabiliyor.
Arda'nın 10 numara oynatılmasından ben de rahatsızım. Onun delici yönüne ihtiyacı var takımın, bence de sola geçmesi daha iyi olur.
Bence bizim klasik milli takım 4-4-2'sine dönüş yapmak gerek. Topal koşmayacağına Selçuk koşmasın, ki daha hareketli bir oyuncu. Selçuk - Emre ya da Nuri yapsak orta sahayı ne kaybederiz ki? Maçına göre biri Necip gibi enerjiye dayalı bir oyuncu olabilir. Hollanda'ya karşı mesela.
hem pas oyununa katkı sağlayıp hem delici özelliği olan arda'yı sola çekip ortada nuri ile oynamak daha mantıklıydı bence. sercan'ı kullanmak istemiş olabilir hoca ama arda'nın ortada başarılı oyun oynadığını görmedim henüz, en azından soldaki kadar başarılı olmadı bana kalırsa hiçbir maçta.
ayrıca necip (sakatlığı olmadığı sürece) milli takım kadrosunda var olabilecek seviyede şu anda.
iki tane ulusal spor kanalımızın iki spor programını izledim.
1. Birisinde Mehmte Topal Neden Oynuyorun altı doldurulmaya çalışılıyordu. ya Biz Andorra maçına bile Mehmet Topal Emre ikilisi ile oynayacağız neyin altını doldurmaya çalışıyoruzki. Niye zorluyoruzki Hocanın kafasının içini biliyormuyuzmuki. Belki Hoca Gerçekten gıcıktır Selçuk inana. Trabzon İBB maçında Engin Baytarla Abdullah Avcı gerilim yaşamıştı. Belki Ordan Kıllık kapmıştır nerden biliyoruz. Belkide Hocanın Tek bildiği İBB de Mahmut Tekdemirle oynattığı ve Büyük Başarılara imza Attığı! kesicili sistemdir. Başkasını bilmiyor hoca. Tek bildiği bu belkide. (aamacım böyledir demek değil hocanın kafasından nelerin geçtiğini bilmediğimizden kendimizce altını doldurmaya çalışıyoruz nafilece. ne gerek var.). Selçuk inan oynamalı diyen bizlerin tek donesi var ellerinde. Selçuk inan Formda ,Özgüvenli ve istikrarlı idi. Böyle bir oyuncu üzerine kurarsan enaz 3 4 senemizin şablonunu kurmuş olacaktık. Üstelik Genç Nuri ! gibi bu tarza yakın bir oyuncuda yetişiyorki uzun yılların sisteminin temelleri atılabilirdi. Bizler kısaca bunu demeye çalışmıştık.
2. diğer spor kanalında gençler toplanmışlar hatta izlediğim birçok spor programında da Hollanda maçında süper oynadığımızdan Bahsediliyor. Böyle bir PR yaparak buna inandırmaya çalışılıyor. Hollanda maçında iyi oynadık lafını duyduğumda " CİNLERİM TEPEME ÇIKIYOR ". Bizlerin söylemeye çalıştığı kazanabileceğimiz bir Hollanda maçını hele berbat oynadığımız 2.yarı nedeniyle puan alamamızdı. O maçta öyle bir fırsat ayağımıza geldi ve biz o fırsatı teptik. Şimdi Romanya ve Hollanda maçını birlikte değerlendirdiğimizde nasıl bir fırsatı kaçırdığımızın farkındamıyız acaba. Eğer romanya maçını çevirecek oyun yapımız olsaydı Hollanda maçınıda kazanırdık kazanmaya yakın olurduk. Romanya maçının ipucu hollanda maçında var.
iki maç arasındaki tek fark futbolcuların kafasında romanyayı bir şekilde yeneriz nedeniyle sabırlı oyun ve Hollandayı ciddiye aldığımızdan orda ilkyarı mücadelemizin iyi olmasıydı.
her iki maçın 2.yarılarında bazı dokunuşlar gerekiyordu bu dokunuşları hiçmi hiç sahada görmediik. Milli takım hep ilkayrıları yenik kapatıp 2.yarı coşan bir kimliği vardı artık oda kayboldu.
Herhalde uzun yıllar sonra ilk kez bir resmi milli maçta epey bir insan 2.yarıyı izlemedi. Bence 2.yarıyı birçok insan izlemedi cümlesi bence durumun vehametini anlatıyor. Milli Takımımızın durumu çok ciddi ve herkes şapkalarını önüne koyup düşünmezse kaçan 2014 değil 2016 2020 bile olabilir. Tamam oyuncu kalitemiz yüksek değil ama Milli takımımız bir oyun şablonu kazanabilir eldeki oyuncularla. Alan Daraltırsınız ,Önde basarsınız ,Tın Tın oynamazsınız yardımlaşmalı çok hareketli mücadeleci bir oyun yapınız olur ne bileyim. ortaya birşey koyarsınız. sahada hiçbirşey göremiyoruz. Artık Kaos futboluda oynayamıyoruz. Ne oynuyoruz Biz ?
Zaten vahim olan klasik "sabredelim" argumanının bile ortaya atılamıyor oluşu. Çünkü ileride şu durum, şöyle olabilir diyemiyoruz; çünkü öyle bir durum yok. Hani iyi yaptığımız ya da yapma ihtimalimiz olan bir şey yok. Hiçbir şey yok.
Toplaşmış bir grup Türk futbolcu, kafasına göre takılıyorlar. Maç bitince de duşlarını alıp dağılıyorlar. Oynadığımız şey bu.
Benim gibi milliyetçi olan bir insanı bile bu noktaya getirdiler ya, gram üzülmüyorum milli takım kaybedince... Hasan Ali geçen yıl daha mı kötüy dü bu yıldan? hiç alınmadı milli takıma, aynı şekilde şimdi banko oynayan Mehmet Topal yıllardır Valencia'da oynarken yüzüne bakılmıyordu. Umut Bulut unutulmuştu, Bursa şampiyon olurken TS son anda ikinci olurken 1-2 oyuncu bile veremediler milli takıma. IBB nin sadece savunma yaparak büyük takımlardan puan alabilen, seyirci baskısı, medya baskısı nedir bilmeyen hocası işin bokunu çıkarıp milli takımı gs- fb karmasına cevirip, Türkiye liglerinin en iyi oyuncusunu bir inat uğruna kadroya almayınca yenilince oh olsun diyorum...
Not: Yukarda yazdıklarımı 3-4 sene önce başkası yazsa, "yazıklar olsun sizin gibilere Milli Takım lan bu!" derdim...
O kadar çok yanlış var ki nerden başlasak bilemiyorum. Bir kere kadro seçiminde çok büyük adeletsizlikler var. Romanya'nın en iyi oyuncusu Ordusporda oynuyor, Orduspor lig ikincisi ama milli takımda tek bir oyuncusu yok...
Geçen sene seyirci yuhlarken inadına GS Arena stadında maçlar oynandı. Emre, Volkan seyirciye açıkça küfür etti, Arda maç sonunda Hırvatistan'a gitmemek için bilerek kart gördü. Almanya maçından sonra DEnizli LİGTV de ALmanya iyi zeminde mi yenilir, kötü zeminde mi demişti. Şimdi bu yıl maçlar trala gibi kadıköy stadında ve maç sonu hocamız zemin kötüydü rakibin işine geldi diyor, komedi resmen :) Ayrıca hocamıza göre Estonya zor maç, Romanya zor maç, Macaristan zor maç, e hangisi kolay maç mübarek? Bu gruptan daha kolay bir grup olabilir miydi Allah aşkına?
İlk paragrafa tekrar dönersem geçen sene küfür eden Emreyi, kampta gazetecileri evinden aldırmakla tehdit eden Volkanı, Bilerek kart gören Ardayı milli takıma almazdım. Selçuk'u almayarak göreceğim tepkiyi bunları almayarak görürdüm en azından savunulacak tarafım olurdu. Milli takım sadece ünlü oyuncuların değil, formuyla, oyunuyla, duruşuyla gerçekten milli olabilecek oyuncuların yeri olur derdim.
Nuri Şahin yarın Fenere gelsin ertesi gün milli takımda bako oynar dediğimde insanların %99 u doğru diyosun diyorsa bitmiştir bu iş...
Bence de sıfırdan başlamıyoruz aslında hiç, aynı adamların kaderinde kalıyor milli takım. Daha önce sorun yaşayan, yaşatan adamların hiçbirini almamak bence de durumları bugünkünden kötü yapmaz.
Cok Farkli seyler var orada..
mesela illa ki Emre ye yer bulunacak ki bagli oldugu grubun misyonunu surdurebilsin..
Onun Misyonu galibiyetlerden cok daha onemli..!!!
Her nasilsa ki her turlu badireden sonra haci yatmaz gbi hep ayakta kaliyor ve takimda hep yeri var.. ( O badireleri yazsak - National Geographic de 1 haftalik seri program olur)
Takimda muthis bir bolunmusluk var ve bu daha istiklal marsi okunurken tum futbolcularin gozleridne yansiyor.
Hamit su siralar iyi oynamiyor diye, BIR KISIM F-edya elemanlari surekli ona sariyor cunku en kolayi ona saldirmak. sanki takimda tek oynamayan / oynayamayan Hamit..
Asil ilginc olan, Hoca nin hazirlik maclarinda cesur ama puan maclarina gelince de Statukocu durumu.. Hiddink in takimindan ne farki var bizim takimin..
Bu kez futbolcularin deyimi ile de Turkce Konusan Hoca ile iyi anlasiyorlar ama ALmanya Kokenli oyuncularimizla ve o meshur ! MISYONUN icinde olmayan Turkiye deki oyuncularla sanki bir Iletisimsizlik var..
Son sozde, para olayi.. Demiroren BJK de yaptigi gibi isler kotu gidince daya yeni transferi politikasini Milli Takimda da bastir Prime donusturup kendisinin ve Belediye Encumeni Abdullah Avci nin omrunu uzatiyor.. Macaristan macindan da umutlu degilim, calistigim kurumda Romanya li is arkadasim ve tenis partnerim ile konustugumuzda maci Romanya nin alacagini soylemistim, mactan bir gun once, o bile inanmiyordu Romanya nin kazanacagina..
Ankara, Macaristan macindan sonra Yeter Demiroren Yeter duymak zorunda kalip, yeni alternatif TFF baskani ve daha unlu bir Teknik Direktor arayisi baslatabilir.. sonucta bunlari oraya koyanlar Ankaradadir ve kaybedilmemesi gereken secimler yaklasmaktadir ufukta..
burada ve bazi diger bilincli bloglarda herkes BJK nin sorununun altini cok net cizerken ( Yildirim Demiroren tabiiki), baska yerlerde illa ki Fikret Orman a sallanmasi gerekiyor..
Alex ustunden Aziz Yildirima saldiranlar simdi Kulubun eski doktorunu kullanarak bu calismalarini surduruyorlar.. bir nevi 3 Temmuz ardcilari..
iyi haftalar
ECO - Luksemburg
Salı günü Abdullah Avcı, Pazar günüde Samet Aybaba ne kadar antrenör olduklarını ispatlayacaklar bence. İkiside macerasız 4-2-3-1 e sırtlarını dayamış şekilde bütün kredilerini bitirdiler bugüne kadar. İkisininde ellerinde çok farklı taktiklerde oynayabilecek kadrolar mevcut. İkisininde son şansları ve ne gibi bir hamle yapacaklarını merakla bekliyorum. Ya kolaya kaçıp aynı taktik farklı futbolcular deneyip daha önce oynayan oyuncuların yapamadıklarını yenilerinin yapması için dua edecekler. Ya da tamamen farklı bir taktikle hem rakibi şaşırtıp hem de takım üzerindeki ölü toprağını atmak isteyecekler.
Normalde beklediğim AA nın elindeki geniş kadroyu kullanarak oyuncuları değiştirmesi, SA nında milli takım arasını fırsat bilip yeni taktik geliştirmesi olur ancak nedense tam tersi olacakmış gibi hissediyorum.
Değişik bir hafta olacak....
Yorum Gönder