Gizli Forvet Marchisio


Takriben 1949 yılında ‘Il Grande Torino’yu taşıyan uçağın trajik şekilde düşmesiyle birlikte; daha çok adıyla ünlü kalan, fakat çoğunlukla sahadaki sonuç önceden belli olan bir derbi yaşandı bu hafta. Ezeli rakibini yeni stadyumunda ilk kez ağırlayan Juve, bu kez 4’lü savunmayla sahadaydı. Pirlo her zaman ki gibi elinde kağıt, kalem olmadan; savunmadan aldığı toplarla hızlıca hücum planları çiziyordu. Ancak klasik 3-5-2 sistemlerindeki kadar seçenek bulamıyordu karşısında; özellikle oyunu kanatlara doğru genişletme adına…
Torino ise orta sahadan başlayarak uyguladığı sert alan savunması ve kapılan toplardaki ani çıkışlarıyla; bu sezon dış sahada çok daha başarılı bir takımdı, zira bu maçta da yeterince direnç koyuyorlardı ortaya. Ancak 36. dakikada Kamil Glik, lokal anestezi bile uygulamadan Giaccherini’nin sağ bileğini alma operasyonunu hayata geçirince; Torino 10 kişi kalmakla birlikte oyunu tamamen Juventus’un egemenliğine bırakmış oldu.

Serie A'da 15 hafta notları: Gizli forvet Marchisio 

Haftanın görmeniz gereken golü; El Shaarawy'den. Kaleyi sol çaprazdan görmeye dursun...

10 yorum:

Celal Abbas dedi ki...

Dünya kupasında güzel bir uygulama vardı arkadan yada yandan tehlikeli hareketlere direkt kırmızı kart çıkıyordu. Çok doğru bir uygulama idi. Futbolcu sağlığı için önemliiidi. birde rakibini durduracaksan eğer bu şekilde sertlikle değil futbol aklınla durdurmalıydın. yan yollara sapmadan. Yıldız oyuncuları yada iyi oyun planı olan takımları oyunu çirkinleştirmeden delikanlıca durdurulmalı bence. O kupada Almanya Sırbistan maçında Klose sırf böyle biraz tehlikeli girdi diye kırmızı kart çıkmıştı. Çok üzülsemde onu yapmamalı idi.

Torino maçındaki o girişi görünce aklıma bunlar geldi. Keşke böyle kurallar dünyanın her yerinde aynı şekilde uygulansada futbol güzelleşse futbolcu sağlığı tehlikeye girmese.

Cartalete dedi ki...

Ben de şu "topla karışık sert dalmalara" takılmış durumdayım. Özellikle Türkiye'de çok basit şarjlara faul çalınırken, ne kadar sert girilmiş olursa olunsun; topa dokunuldu diye o pozisyonları es geçme durumu var.

En ciddi sakatlıklar da öyle pozisyonlarda ortaya çıkıyor. Halbuki bazen öyle oluyor ki faulün ötesinde hareket sarı kartlık...

tannhauser dedi ki...

böylesi bir durumda bizim veli daha seremonide görür kırmızı kartı. quiz'de yanlış hatırlamıyorsam hilbert, en acımasız futbolcu sorusuna, tereddütsüz "veli kavlak" cevabını yapıştırmıştı. ki görsün de abi.

Olcay dedi ki...

http://www.transfermarkt.com.tr/tr/rojas/profil/spieler_114940.html Bu çocuk büyük adam olacak beyler yazın kenara

gökhan dedi ki...

valla teknik heyetin niyetini bilmiyorum, sonuçta o ülkenin dilini bilmeyince her detayı takip edemiyoruz. ama bana öyle geliyor ki, hafiftan 4-3-3'e dönüş niyeti var. transfer dedikodularında walcott ve nani adı geçiyor, santrafor ihtiyacı zaten ortada.

evet, 3-5-2'ye dönüldükten sonra skora gitme konusunda daha başarılı bir juve var ama geçen sezon ortasına kadar oynanan 4-3-3 beni daha çok etkilemişti. "hadi len, çok zor bir gruptan lider çıktılar, ligde de almış başlarını gidiyorlar" denilebilir elbette ama geçtiğimiz sezon başındaki dominasyonu kaybettiler. topla oynamada %75'i falan görüyorlarda bir ara, şu an %60 anca. 3 stoper oynamanın getirileri işte. tabi şampiyonlar ligi, özellikle de son 45 gündeki zorlu fikstür derken bir "göz yanılgısı" yaşıyor olabilirim.:)

ki 3-5-2'ye dönüş sebebinin zorunlukluk olduğunu düşünüyorum. tabi bir teknik direktörin görevi de bu, takım için en iyisini bulmak. yani eldeki santraforların yetersizliği, yaratıcı ve çalım atıp rakibini geçebilen kanat oyuncusunun olmayışı, değerli oldukları kadar sakar olan bonucci ve chiellini, 3 merkez orta sahanın vazgeçilmez olması 3-5-2'yi elzem kılıyor. ama dedikodular farklı birşeylerin düşünüldüğünü gösteriyor bana.

tannhauser dedi ki...

bugün açıklanan planlar hakkında düşünceler neler? çok boş değildi ama beklentinin yükseltildiği kadar devrimsel bir yenilik de yoktu sanki.

"gönüllü scout" tamlamasına takıldım ben ;)

altyapıyla ilgili, organizasyon anlamında bir eksiklik yok, sadece tesis problemi ifadesi de kafa karıştırıcı. altyapı-a-takım koordinasyonunun olmaması, altyapıdan gelen oyuncuların mental ve taktiksel eksiklikleri gibi konular tesis eksikliğinden fazlasını ifade ediyor sanki. ancak biraz ilgisiz bir şekilde de olsa serpil hamdi tüzün isminin zikredilmiş olması da güzel.

"beşiktaşlı duruşu"nun kurumsallaştırılması gibi sözler bana populizm gibi geldi.

planck dedi ki...

bence yarınki maçtan sonra Cartaletenin bu konuyu tartışacağımız bir yazı yazması hiç de fena olmaz :))

Cartalete dedi ki...

Gündemden uzağım şu sıralar. Kulüp plan açıklaması falan mı yaptı?

planck dedi ki...

Ona benzer birşeyler yaptılar tam beklenildiği kadar detaylı vs. olmasa da.
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/54002/ozumuzden_aldigimiz_gucle_gelecege_yuruyoruz.html

tannhauser dedi ki...

@planck: yarınki maçta epik bir hadise filan yaşanmazsa bence de tartışılmalı. şampiyonluktan, 4-3-3'ten, nene'den filan önemli. bu arada es-es dede'yi göndermeden nene'yi almayalım abicim.