Derbi Öncesi: Beşiktaş – Fenerbahçe


2009’un Kasım’ı; Fink gelişine vuruyor, sonrasında Bobo’nun sihirli dönüşü ve Uğur İnceman çileği… O galibiyet, Beşiktaş’ın “her iki tarafın da şampiyonluk hedefinin olduğu bir derbide” aldığı son galibiyet oluyordu. Memlekette derbiler taktikten öte psikolojiyle kazanılıyor; devri havasını kaldıran, hatta lehine çeviren kazanıyor. Beşiktaş’ın kaybederken yapamadığı şey buydu…

Ama elbette takım yapısı da önemli, kendini tanımak ve ona göre oynamak… Beşiktaş’ın iyi yaptığı şey; yüksek tempolarda rakip kalede daha etkili olması ve duran toplar (bu sene 13 gol atıldı). Kötü yaptığı şey; takım yerleşmesi, özellikle topsuz oyunda…

Fenerbahçe de tam aksine; takım yerleşmesini daha iyi yapıyor uzun zamandır. Ancak eksik olunan nokta; çabuk hücumlar. Genelde ağır ağır, takım olarak karşı kaleye yaklaşıp, pozisyona giriyorlar. O nedenle bu maçta “düşük tempo” Fenerbahçe’nin işine gelecektir. Çünkü yerleşik savunmaya hücum etmekte zorlanan, ancak kendisi yerleşik savunma yaptığında yine kolay pozisyon veren Beşiktaş var karşılarında…

Beşiktaş’ın bu maçta tempoyu mümkün olduğunda “sapıttırması” gerekiyor… Çünkü hızlı oyunda Beşiktaş hücumcuları, Fenerbahçe göre çok daha tehlikeli koşular atabiliyor sağa sola… Böylelikle İnönü atmosferi de o rüzgara ortak olacaktır. Zaten şöyle eski derbileri hatırladığımızda; Beşiktaş’ın (bilhassa Fener maçlarında) öne çıktığı, hatta gol bulduğu zamanlar; temponun arttığı dönemlere denk gelir.

Toraman, yine maçın kilit adamı… Oğuzhan oynayacak duruma gelse de yanında muhtemelen Veli olacak. Çok değerli maç… Puandan öte özgüven açısından. “Zirve takımı havasını yakalama” fırsatı Galatasaray deplasmanında tepildi, bugün sonuncusu…

Mustafa Doğan (2004), Nobre (2007), Yusuf (2009), Niang (2013)...

3 yorum:

Cartalete dedi ki...

Arkadaşlar, bilgisayar başında olamayacağımdan yorum yazarsanız maç sonunda yayınlanacak büyük ihtimalle. O yüzden biraz anlamını yitirebilir...

İyi maçlar herkese.

gundelikci dedi ki...

toraman'ın yanına yazılan veli maçın oraya +1 koymuyor, yanında kim varsa onu da götürp "-2" etki yapıyor, bunu görmesi lazım artık samet hoca'nın. bir de biz karşı takıma göre taktik denememeliyiz, ilk gs maçı hariç derdimizin temeli bu bence. ne zamanki karşı takımı bizim takıma benzetiyoruz, yiyoruz, atıyoruz ama umudumuz daha büyük oluyor.
toraman'a ek görev olarak emre'yi kontrol verilip, veli ibtahim yerine fernandes'in yanında oynasa maç sonucunu bilemem ama bu kadar ezildiğimiz dakika yaşamazdık diye düşünüyorum.

Cartalete dedi ki...

Niang 2013'ün şifresi çözüldü :)