Geçtiğimiz sezon attığı gollerle Akhisar’ın mütevazı takımını ligde
tutan Gekas’ın eli fazlasıyla güçlenmiştir. Gelecek yıl da rakip
fileleri sarsmaya devam etmesi için bazı şartları vardır. Maaşını,
neredeyse İstanbul büyüklerinin forvetlerine ödediği miktara
yaklaştırmak ister. Hamza Hoca ve Akhisar yönetimi, bu tutum
karşısındaki kabullenmenin, takımın ahengini ve dengesini bozacağına
inanır. Adına besteler uyarlanan Gekas, artık Akhisar formasını
giyemeyecektir.
Vakit, harıl harıl yeni bir golcü arama vaktiydi artık. Ama maç
başına neredeyse bir gol ortalaması tutturan Theofanis Gekas kadar fark
yaratacak oyuncu kolay bulunur muydu ki? Böyle durumlarda, fırsatçı
menajerlerin kucağına düşüp ‘tavsiye’ istemek kaçınılmazdır. Ama
Akhisar’da bambaşka bir olay yaşanır. Takımın stoperi Sonko, “Bizim
memlekette bir çocuk var, çok yetenekli. İsterseniz bir görün?” der.
Hamza Hoca, belki de oyuncusunu kıramamak için itiraz etmez. Yaklaşık
iki yıldır aradaki üç maçlık Brann macerası haricinde doğru dürüst
profesyonel maça çıkmayan, 1990 doğumlu Oumar Niasse apar topar Akhisar
kampına katılır. Kısa zamanda kendisini kanıtlar ve sözleşmeye imza
atar. Gekas’dan doğan o koca meteor boşluğu, bir dost tavsiyesiyle
doldurulacaktır. Sonko, Galatasaray maçından sonra şöyle övgü karışımlı
bir itirafta bulunur; “Ben onun 10 gole ulaşacağını tahmin ediyordum ama
çok daha fazlasını atacak gibi görünüyor!”.
Oumar Niasse, güçlü ve atletik yapısıyla aslında Gekas’tan fazlası.
Sezgileri ve her santrforda olması gereken ‘gol şansıyla’ vücuda atılan
topları bir şekilde kaleye göndermeyi başarabiliyor. Çok çeşitli vuruş
stillerine sahip, Bursa deplasmanında havadan uçarak topukla gol atmaya
çalışması buna işaretti. Ama onun asıl farkı, kaleden uzak olduğunda da
vücuda atılan topu yakalayıp, direkt kaleye kadar inebilmesi. Böylelikle
karşımıza hem atletik hem de golcü kumaşına sahip bir santrfor modeli
çıkıyor ve izlemeye doyum olmuyor.
Mustafa Demirtaş / Hayatım Futbol
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder