Dün akşamki Beşiktaş stratejisi de böyleydi. O nedenle
Fikirtepe çocuğu Ramon yedek kalmış, geri dörtlü fizik olarak güçlü
oyunculardan seçilmişti. Ancak bir fark vardı… Serdar Kurtuluş’un sağ bek
ayarları bir Corluka değildi. Hatta “Corluke” de, yani Eminönü versiyonu dahi
değildi… Tigana onu ilk Beşiktaş’a geldiği dönemde, yaz aylarındaki sıradan
hazırlık maçlarından birinde sağ bek oynatmıştı. Sadece 20-25 dakika… Ancak o
süre bile, Tigana için “Serdar’dan sağ bek olmayacak galiba” tanısını koyması
için yetti ve onu hiçbir resmi maçta sağ beke yazmadı. Hatta üçlü orta sahanın
sağında oynaması bile, yine onun atletik defolarını ortaya çıkarıyordu. “Busquets
rolünde” ise hiçbir sorun yoktu, hatta orada ülkenin en değerli yerli
potansiyelleri arasına girdi. Çünkü kademesi vardı, orada belli bir savunma
çizgisine bağımlı kalmaksızın, fiziğiyle bölgesini dolduruyordu.
Yani, görünürde stratejiye göre doğru bir savunma dörtlüsü
seçilmiş olsa da; Atiba’nın sağ bekte, Ramon’un sol bekte olacağı bir düzen
Beşiktaş’ı daha tutarlı savunma yapan takıma çevirebilirdi. Evet, Ramon Kuyt’ın
attığı golde olduğu gibi ters kademelerde eksik kalabilirdi ama ilk golde Atiba’ya
nazaran daha çabuk ve “bek sezgileri” güçlü olduğu için, Emenike’nin önünü
kapatabilirdi. İkinci golde sağ bekte Atiba varken, ofsayt çizgisindeki 4-5
metrelik zig-zaglı görüntü verilmeyebilirdi…
Afaki cümlelerden, sahada olan bitene dönelim. Beşiktaş’ın planı
Serdar dışında müthiş işledi. Onun dışında aksayan bir şey daha vardı;
genellikle savunmadan top alan Veli’nin telaşa meyilli olması ve kaptırdığı
topların Fenerbahçe hücumlarına dönüşmesi. Bilic’in hamlesi miydi, yoksa o
aksaklığı hisseden Oğuzhan’ın spontane planımıydı bilinmez… Oğuzhan, kendini
orta sahanın gerisine attı ve savunmadan top alan “Pirlo” rolüne büründü. Hatta
Almeida’nın ilk golünde muhteşem bir asist yapacak olan Veli için “orada ne işi
vardı?” diye düşünen varsa, sebep tam da buydu… Üçüncü golde ise Oğuzhan,
bizzat ve tekrardan Beşiktaş’ın gerçek yıldızı olduğunu kanıtlıyordu. Önce orta sahada Mehmet Topal'a attığı düğüm, hızlı bir
verkaç ve asist… İlk yarıda, Meireles’in de kırmızısı görmesiyle orta sahada
bir fazla oynayan Beşiktaş’ın planı, tabelaya da yansımıştı.
Bazen teknik direktörler, saha içine yaptığı veya yapmadığı
hamlelerle güçlü mesajlar gönderirler. Hatta bunlar, çoğu zaman “sözlü
motivasyondan” daha güçlü olabilir. Ersun Yanal, 10 kişi kalınmasına rağmen
sahadan bir forveti, kulübedeki bir orta sahayla değiştirmek yerine aynı planı
sürdürdü. Bu, takımına “Biz böyle de kazanırız!” mesajıydı. Özellikle ikinci
yarıda Fenerbahçe de buna karşılık vererek oynadı. Zaten eğer karşınızda “ikinci
yarının Beşiktaş’ı” gibi bir takım varsa ve rakibi kendi yarı alanına
hapsetmişseniz, sahada bir eksik oynamanız fark etmez.
Slaven Bilic maç sonunda “İkinci yarıda takımına kenardan en
az 10 kez ‘Çıkın şu baskıdan!’ diye bağırdım” diyordu. Demek ki o sahaya, yine
sözlü değil uygulamalı bir mesaj vermek gerekiyormuş. Mesela bu maçla iyice “sulu
boyadan çizilmiş yıldız” olduğunu kanıtlayan Fernandes kenara alınabilir ve
Eneramo sahaya atılabilirdi. Çünkü Beşiktaş çok yorulmuştu, topla zaman
kazandıracak kimse kalmamıştı sahada. Eneramo, hem o fizik gücüyle aldığı
toplarda zaman kazandırabilir hem de dripling özelliğiyle Fenerbahçe
savunmasını tehdit edebilirdi. Böylelikle Bilic de takımına “İleriye çıkın!”
mesajını böyle vermiş olurdu.
Beşiktaş’ın ilk planı bir yanlış dışında gayet olumluydu.
Ancak oyunun akışına göre ikincil bir planda eksik kalındı. Oyuna hamleler,
Fenerbahçe’nin bir kişi eksik oynamasına göre değil, yine ilk plana göreydi.
Sakatlanan Veli’nin yerine, yine fizik olarak karşı duracak Necip’in tercih
edilmesi ve Atiba’nın yine sol bekte kalması, buna işaret. Oysa 100. yılda bir
Fenerbahçe maçı daha vardı Beşiktaş’ın, hatırlarsanız. O derbide de yine
Fenerbahçe Fatih Akyel’in kırmızısıyla erkenden 10 kişi kalmıştı. Lucescu da
daha ilk yarının bitmesini beklemeden, Yasin’i oyundan almış, Ahmet Dursun’u
sahaya atmıştı. Ve o Ahmet Dursun da galibiyet golünü… Yani Luce, oyunun
akışına göre ikinci bir plan düşünmüş ve başarmıştı.
Son dakikada atılan goller, açılan puan farkından bağımsız;
Fenerbahçe benim uzun zamandır en güçlü şampiyonluk adayım. Dengeli, düzenli şekilde
geniş bir kadro mevcut… Ayrıca bu ligin zirve yarışında en genel geçer kanun
olan “fizik olarak fark yaratma” konusunda da çok başkalar. Zaten bu maç da onu
belgeledi. Slaven Bilic’in böyle bir rakibe karşı, net bir kazanma planı
çizmesi ve büyük ölçüde sahaya yansıtması, yine de takdire şayan. Doğrusunu
söylemek gerekirse uzun zamandır Beşiktaş’ın Kadıköy deplasmanlarında net bir
kazanma planı uygulayıcısı yoktu. O planların %80’i, “nasıl durdururuz?” temalı
oluyordu.
Hugo Almeida, fön çektiği saçlarıyla bu maçta farklı bir şey
deneyeceğini belli etmişti zaten. Asisti, zaten hep yaptığı şey; Ronaldo da
nasiplenmişti İsveç deplasmanında. Üçüncü gol, Beşiktaş günlerinde naftalinleyip
sandığa koymuştu ama o sol ayağından böyle net şutların çıkması da aslında
olağandı. Ama ikinci gol… Topa sadece gol olacak kadar dokunuş, Fernando Torres
işi! Ocak ayından sonra, arkasında Fernandes değil de “direkt skora oynayan”
bir trequartistayla buluşsa, Beşiktaş’ı zirveye iten etkenlerden biri
olacaktır.
Mustafa Demirtaş
41 yorum:
Eneramo-Fernandes değişikliği tespitin çok doğru Mustafa. Biliç kazanma mantaliteli bir takım çıkartma fikri çok olumlu. Zaten golleri hep Ersan-Serdar bireysel kalite eksikliğinden yedik.
Ama ikinci yarıda oyunu okuma tarafına gelince Biliç'e sıfır verilir. Üç değişiklik yaptı, 11-10 3-2'lik maçı şansına kaybetmedik. Yani bu kadar oyun kötü okunur.
-Necip-Veli maçı veren değişiklik. Hepimiz NBecip'in ideal bir ön libero olmadığını, savunma önünde pozisyon alam yetisinin düşük olduğu biliyoruz. O daha çok Alper Potuk vari arkadaki adamın önünde oraya buraya koşacak pres yapacak ikinci orta saha oyuncusu. Bu tipte bir oyuncuyu Oğuzhan-Fernandes arkasına almak tam anlamıyla intihar. Dikkat edin ilk sarı kartta Alper'in arkasında. Halbuki ön liberonun orada Alper'i önden karşılaması lazım. Kötü pozisyon almış. İkinci sarı kart ise akılsızlığın daniskası.
-Normalde yapması gereken çok basitti. Alacaktı Motta'yı, atacaktı Atiba'yı göbeğe, orta sahayı ele geçirip dörde gidecekti. Motta-Atiba değişikliği de o dakikadan sonra ne derece doğru tartışılır. Senin de dediğin gibi artık o dakikadan sonra sağdan soldan ceza sahasına orta geleceği muhakkak. Motta-Kuyt eşleşmesinden golü yedik.
-Pektemek-Almeida değişikliği de, hani şansını biraz fazla zorlamak. Ya kalmış 10 dakika paspas olmuşsun, ama şans kaleci filan derken gol yememişsin. Almeida ölü toplarda gayet ön direkte gayet iyi savunuyordu. Gitti Pektemek önce Caner'den çok kolay bir çalım yedii, Caner'in kolayca orta kesmesini sağladı. Ardından penaltı yaptırdı, hakem vermedi. Yani aslında Biliç aslında maçı gerçekte Fener'e hediye etmişti.
-Dördüncü büyük hatası Ferdi'yi oyunda tutmak. Ya her yıldız oyuncunun kötü oynadıüı derbiler olur. Alex'in, Tümer'in, Sergen'in de sahadan silindiği çok maç hatırlarım. Fernandes örneğin geçen seneki Fener maçında gayet iyi oynamıştı. Bu maç hiç yok, belli, al kenara, neden tutuyorsun? Pektemek'le onu değiştir, Eneramo'yla değiştir. En kritik soru, santrafor tercihin Pektemek'se neden kenarda Holosko değil Eneramo var??
En çok şu Toraman'a yapılan haksızlığa yanıyorum. Yıllarca Toraman'n bireysel hataları konuşuldu. Bu iki derbideki kadar aciz stoperler o varken hiç izlememiştim. Mesela bu 2 derbide de ikinci yarılar ortaya Toraman alınsaydı, fizik gücüyle, deneyimiyle maça geri döndürürdü bizi. Son 3 senede ön liberoda yüzde doksan üst seviye Toraman performansları izledik. Ah şu Necip yerine kenarda Toraman olsaydı... Zaten işin kötü yanı, bunu hiç tartışmam, Toraman Necip'ten daha iyi ön libero, Ersan'dan daha iyi stoper, Serdar'dan daha iyi sağ bek.
Atiba Motta başlangıç hamlesi yorumunda da yüzde yüz haklısın. Tamam beklerim uzun olsun, kanat ortasında kafa golü yemeyeyim diyorsun da, sonuçta 45 dakikada iki gol yedin. Motta sol bek olsa 5 tane mi yiyecektin? Demek ki yanlış yaptın.
dünden beri beşiktaşlıların, ağlamalarından gına gelmişti. hep kötüyü görmek sanırım bu topraklara özgü bir şey. dün ilk yarı muhteşem bir maç oynandı... ne zaman bir la liga yada premier lig maçı izlesek diyoruz ya "bunların oynadığı futbolsa bizimki ne" işte dün o oynanan şeyin adı vardı; "futbol" tüm defolarımıza rağmen gayet iyi oynadık.. artıları eksileri gördük..
sadece bir kaç değişiklikle muhteşem bir takımımız olabileceğini gördük...dünkü maçta büyük maçların küçük oyuncusu manuel' in yerine gerçek bir "futbolcunun" , serdarın yerine ortalamanın biraz üstünde sağ bek' imizin , defansın göbeğinde ortalama yeteneğe sahip bir oyuncunun olduğunu düşünün..
bunları geçtim... sezon başında önder özen atletik departmandan bahsetti.. işte dünkü ikinci yarı bunun ne kadar gerekli olduğunu gördük.. biliç' in hatası velinin yerine motta' yı almamasıdır... gerçi bu bize 2 puan kaybettirdi.. ama olsun.. dünkü maçta attığımız gollerin yapılışına bakın.. ligimizin şu an en formda takımına karşı atılmış 3 organize gol.. oturup buna sevinin.. ve bu gollerin süreklilik kazanması ihtimaline..
Macla ilgili cok yazilacak sey var fakat sundan baslayayim. Arkadas begenmedigimiz Yasin Sulun, bu Necip'i 10'a katlar. Bir insan 5 yilda bu kadar mi birsey ustune koymaz?
Fernandes'e verdigi hizmetler icin cok tesekkurler. Bosa cikmisken Diego, olmuyorsa gozden dusen Pirlo...
Bilic'e mac oncesi kazanmaya donuk bir anlayis yarattigi icin tesekkurler. Yazida gecen Ersun Yenal'in ikinci yarida verdigi mesaji ilk yarinin basinda Bilic verdi aslinda. Ama o kadar! Ikinci yaridaki hamleleri de bir o kadar kotuydu. Fernandes ve Gokhan kayip adamlar. GS derbisinde atamadiklari goller yuzunden mac gitti, dun de bir halt oynamadiklari icin mac berabere bitti. Bu adamlari sahada tutan Bilic'e de sitemlerimi sunuyorum. Ikinci yari pek cok Besiktasli senden ilk defa suphe etti!
Fernandes'i gonderdik, Gokhan'i da asla almayalim. Bu iki adamla sittin sene sampiyon olamayiz!
Olcay'a buradaki pek cok arkadasim ozur borclu. Olcay, yanindaki adam iyi olunca farkli oynayan bir adam. Oguzhan'in donusu en cok ona yaradi.
Normalde Almeida'dan da ozur dilememiz gerekir fakat yalanci bahar diye dilimize yerlesmis bir deyim var. Mesela gecen haftasonu Kandilli'de disarida yemek yedik. Almeida'nin performansi da ayni ayar. Aldanip 3 gun sonra gomlekle disarida yemek yiyen arkadalar zaturre oldu. Almeida da takimda kalirsa zaturre oluruz!
Devre arasi Fernandes, Sezercik, Gokhan Suzen, Ugur Boral, Toraman, Dentinho, Mehmet Akgun, kullanilmayacaksa Escude gibi ismlere hizmetleri icin cok tesekkur edilsin. Listeye ben kendi kontenjanimdan Necip'i bile eklerim ama biliyorum alt yapidan geldigi icin bircok arkadasim kalsin diyecek. Kalacaksa baska bir pozisyona evrilsin lutfen.
Bir de fener soyle iyi fener boyle iyi diyen arkadaslara hayretler icerisinde bakiyorum. Tamam iyiler ama o kadar da degil. Iyi olmalarinin buyuk sebeplerinden biri de hakemlerin sert oyuna musama gostermesi.
Ben bir hakemin bu kadar ezildigi baska bir mac daha gormedim. Ikinci yari yedigimiz dayagin haddi hesabi yok. Caner faul yapti Necip atildi. Alves'in 8 kere filan sari kart gormesi gerekirdi. Emenike kafa atti' sari ile gecistirildi. Alper Potuk arkadasimizin IBB altyapisindan yetistigini dusunuyorum, sag olsun hakem de kendisini cok seviyormus...
Ikinci yari fenerin bu kadar baskin gozukmesinin en buyuk sebebi, Turkiye liginin en eyyamci, en mac skoru belirleyici ve bir o kadar kalite yoksunu hakemi Cuneyt Cakir'dir. Fenerle birlikte hakem de bizi ablukaya aldi.
fener bu kadar iyiyse bizi niye parcalayamadilar? Gecen yil catir catir 3 atmislardi ve paspas etmislerdi.
Biraz gozumuzde buyutmuyor muyuz? Lutfen alinmasinlar, boyle dusunen tum arkadaslarimi kiniyorum. (kotu niyetle degil tabi, alinganlik yapip kirilmayin lutfen)
2 senede ikinci defa derbi rakibimiz 10 kişi kalıyor ve bizi hala eziyor. Masallara hikayelere bir an önce topluca son vermek lazım. Kaleci bulduk. Oğuzhan'ı bulduk. 3-5 tane fiziken veya tecrübesi ile kabul edilir adam var(olcay, motta, almeida vb) 3-4 de gökhan, muhammed, kerim, ömer gibi izlemelik adamımız var.
Kalanlar büyük safra. Peynir stoper grubumuz, manasız beklerimiz, gol özürlü forvetlerimiz... Bu maç Atiba'nın da kalibresinin bizim hedeflerimizden çok aşağıda olduğunu gösterdi. Gözümüzle gördüğümüzü 5 sene inkar edince Sivokla Fernandez oluyor sonuç.
Maçın ikinci yarısı, kazansaydık bile utanılacak şekilde cereyan etti. 46. dakikada fernandez-eneramo değişikliğini yapamıyor, fernandez'i 90 dakika dahada tutuyorsa Biliç de kabak tadı veriyor. Belli ki bu sene Biliç'in klüp maçı yönetme stajı olarak heba olacak.
Son not Necip ile ilgili. Teknik tezler sonuç vermedi. Şöyle deneyelim: "Biliç Abi, Önder Abi, Serdar ile Necip'e yer değiştirtsek kesin şampiyonuz, valla... Bi deneyin ya..." :)
Sonunda Fernandes balonu taraftar tarafından fark edildi. Hadi sahada oyun olarak yoksun ortaya biraz irade koy takım arkadaşlarına yardım et, hücumda yoksun bari savunma yap ama nerdeee? Dün 11-10 oynanan oyunda Fernandes yerine Battalla olsa 4. golü bulurduk diye düşünüyorum.Tez zamanda kendisinden kurtulmak dileğiyle.
Benim yıllardır takıldığım konu Sivok'un yetersizliği. Dün 3 gol yemişiz bu arkadaşı sahada her zaman olduğu gibi yine görmedim. Esas işi olan savunmada hiçbir zaman beklenen sertliği, defansif olgunluğu yakalayamayıp attığı kafa golleri sonrası ligin en iyi stoperi ilan edilmesini hayretle izliyorum. Dün Serdar, Ersan yerden yere vurulurken Sivok adının geçmemesini anlayamıyorum.
Takımda hala çok yetersiz bölgeler var büyük takım kimliğinden hala çok uzağız. 1 sene içinde 2 kere rakiplerimiz 10 kişi kalmasına rağmen oyun olarak üstünlük kuramayıp üstüne birde eziliyoruz. Aynı durumda biz yakalansak ortaya nasıl bir sonuç çıkar hayal bile edemiyorum.
Necip hakkında da bir çift lafım olacak. Kendisinden kesinlikle ortasaha özellikle de defansif ortasaha olmaz. Bir kere kendisinde pozisyon alma becerisi yok. Adamın defans anlayışı tek başına pres yapıp topa müdahale etmek. Çoğu zaman bunu beceremeyip faul yapması üstelik bunlarında kartlık faul olmasını zaten biliyoruz.. 5 senedir iyi kötü şans bulup saha içi ve dışı oyun zekası olarak bu kadar az gelişim göstermesini hayretle izliyorum. Oyuna girip 3 dk sonra sarı gördüğüne şaşıran var mı? Hakem atmak için Beşiktaşlı oyuncu ararken, ortasahada o gereksiz mücadeleye girip(haklı, haksız tartışmıyorum) kırmızı görmesine şaşıran var mı?
Bilic 3-2 sonrası yenilen baskıya müdahale edememesi kendisi hakkındaki umudumu yitirmemi sağladı. Umarım bu kadro yetersizliği ve tek maçlık basiret bağlanmasından ibarettir.
Beşiktaş bu maçtan normal koşullarda 3-3 ayrılmış olsa muazzam performans derdim.
Maçın gelişimini bilmesem canavar top oynamışız diye düşünürdüm.
Ama mevcut durumda Beşiktaş'ın ilk yarı performansının hiç bir anlamı yok .
Çünkü 6 ay sonra Beşiktaş'ın ilk yarı performansı bize çook ihtiyacımız olan CL vizesini getirmeyecek.
En büyük rakibin 70 dakika 10 kişi oynayıp 2 tane gol atıp 1 penaltısı bir nizami golü verilmeden seninle berabere kalabiliyorsa orada duracaksın.
Orada bana göre planların doğruluğunun bir anlamı yok çünkü.
Zira referans değil.Beşiktaş 'ın 2. yarıda stop ettiği pek çok referans var bundan öncesinde.Demek ki önlem alınmıyor buna.
Mustafa'nın bütün oyuncu tercihi tespitlerine %100 katılıyorum.
Beşiktaş 2. kez elindeki bir hedef maçı kaybetti.Biliç'in oyuna müdehale etmede ki ağır zaafiyetini ikidir görüyoruz.Açıkçası ben bunu büyük bir eksi olarak görüyorum.
@basar
Gözden düşen Pirlo???
Çoğu yoruma katılmakla birlikte şunları da söylemeden geçemiycem.
1) Fernandes'i bu kadar eleştirirken bir kere bile olsun sağ-sol sanatta denemeyen teknik ekip.
2) Orta sahanın fizik olarak yetersizliğinin bir sebebi de Töre'nin 2. bölgede hiç top tutamaması.Onun geçen haftaki 2 asisti de @Başar'ın kandillideki yemeği gibi aldatıcıydı bence.
Küçükken bize topa kafa vurmanın bilmem kaç milyon beyin hücresini öldürdüğü ile ilgili hikayeler anlatılırdı. Anlaşılan o ki Gökhan bu hikayeleri bizden çok daha fazla dikkate almış. Bırakın vurmayı neredeyse kafa topuna çıkmadan maçları tamamlıyor. Motta'nın boyu itibariyle hava toplarındaki eksikliği tartışılıyorken, ilk yarı Atiba'nın kademe hatalarından gol yememiz ilginç değil mi?
3)2. yarı Eneramo değişikliğinin takıma katkı sağlayacağını düşünmüyorum. Bence En iyi katkıyı yabancı kontenjanından açacağı boşlukla yapabilir.
4) "Toraman Serdar'dan iyi sağ bek, Necip'ten iyi libero, Ersan'dan iyi stoper oynar" denmiş. Ben de Atam gibi sporcu'nun zeki, çevik aynı zamanda AHLAKLISI'nı sevdiğim için İbrahim'e Spor dışındaki hususi yaşantısında esenlik diliyorum.
5) Biliç'in sadece bu maç özelinde bile eleştirilecek çok hatasının olduğu belli. Ancak bu adam hatalarından ders çıkaracak ve bunları tecrübe olarak dikkate alacak kadar egolarından arınmış ve karakterli bir insan.
@sadrazam
Pirlo'nun gözden düşmesini ve bize gelmesini istediğim için öyle yazdım.
Tabi ki de gözden düşmedi ama Juve de yeni arayışlara girecektir yaşlandığı için.
Takımda Almeida, Fernandes, Gökhan, Ersan ve Serdar'ın yerine bir çıt daha iyi adamlar koyabilirsek çok daha iyi bir takım haline dönüşürüz. Bunun da sırrı, ilk önce safraları atmak ve gereksiz masraf yükünden kurtulmak, daha sonra da Fransa-İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerinden derli toplu ama makul paralara oynayacak adamları getirmek.
Çokta zor bir iş değil. Afrika-Latin ülkelerinden uzak dur, Kuzey Avrupa-Fransa hattına yaklaş. Bunu yapamayacaksa Önder Özen'e de teşekkür edelim.
Beşiktaş'ın artık kaybedecek vakti yok. Ben çok sıkıldım her geçen gün büyük takım refleksimizi kaybeden karaktere bürünmekten...
Arkadaslar unutmayalim ki biz halenteknik iflas halinde bir kurumuz. Pirlo'lar falan 1.000 lira maasla iphone5 kullanmaya benziyor. Bizim yapacagimiz en iyi sey, gelecek vaadeden gencleri bulup, onlari "oynatmak". Franco orneginde oldugu gibi kenarda tutmak degil. Bilic'in tek alisamadigim yani denemeyi sevmemesi. Frei denen adam EPL gormus, neden denemiyorsun? Ferdi'ye neden bu kadar baglisin? 2. yari neden/kimden korktun? Toraman falan denmis de bu maclik faydasi olacaksaydiş bile tertemiz bunyeye kanserli hucre koymanin alemi yok. Bu takim devre arasinda Ferdi<>Batalla swap'iyla cok daha akici futbol oynar hale gelir. Fazla ucmaya, borclanip da para harcamaya gerek yok. Ne de olsa bu fener'in ardindan 3. bile olsak CL' gidiyoruz. Ayagimizi yorganimiza gore uzatalim yeter. Bu takim 1 yil daha sampiyon olamazsa hicbirsey kaybetmeyiz. Ama 3 yeni genc takima adapte edilirse sampiyonluga tercih edebilirim bile. zira sonar stadla birlikte o 3 genc bizi gelecek 3 sene sampiyon yaparlar.
@sadrazam
Toraman'la şahsi tanışan, görüşen bir insan mısın? Ahlaksız bir insan olduğunu o derece biliyorsun, o derece eminsin? Bana bunlar fazla goygoy, fazla ezbere taraftar konuşmaları geliyor. Bizim trübüne göre Şifo dünyanın en karaktersiz adamıydı, Samet Aybaba ahlaksızdı, Ertuğrul hizipçinin önde gideniydi, Metin Tekin GS'ye giderim diye yönetimi tehdit eden paragözdü... Daha bu liste uzar gider... Bence bırakalım artık bu işleri...
Fernandes meselesini bir de şu açıdan değerlendirmek lazım. Bu maçta ikinci yarı oldu. Fernandes yerinde a)Delgado, b)Ricardinho, c)Tabata oynuyor. Bu üçü olsa ne değişirdi? Ben söyleyeyim, en az onun kadar ezilirlerdi. Evet, kötü oynadı, aslında mesele şu, alırsın kenara iş biter. Kabahat en az bir o kadar, bu değişikliğe yapamayacak kadar kör Biliç'te.
İkincisi, gerçekçi olalım. Beşiktaş'ın geçmişte bol maliyetli o pozisyona aldığı oyunculara bakıyorum, idari yönetimin bu seneki transfer performansına bakıyorum. Şu gerçek ortaya çıkıyor. Beşiktaş'ın Fernandes'ten daha iyisini transfer etme ihtimali bence olasılık dışı.
Bu arada Önder Özen'e çok yükleniyor olabilirim. Son aldığım duyumlara göre, mesela, Franco transferinde, Fikret Demirer'i kıramamış, evet, demiş (futbol direktörlüğü görevini Fikret bekliyormuş). Serdar Kurt. transferi de Ahmet Kavalcı'nın insiyatifinde gerçekleşmiş. Söylenene göre sadece Ömer Şişmanoğlu onun transferi.
biliç'in oyuna oyuncu değişikliği anlamındaki müdahale eksikliği eleştiriliyor sürekli ama bu konuda elini ciddi şekilde bağlayan olaylar oldu maçta bunu da unutmadan yapmak gerek eleştirileri. veli sakatlandı necip girdi ve ilk değişiklik hakkı boşa gitti. necip kırmızı gördü atiba'yı oraya çekmek zorunda kaldı motta'yı soktu. tek değişiklik hakkı kaldı ve takımda 70'den sonra oyundan düşen almeida, oğuzhan gibi oyuncular dışında hiçbi şey yapmayan fernandes, berbat oynayan serdar, sarı kartla oynayan bir stoper vardı.
@palenque
Hocam ikinci yarı senin sunduğun seçeneklerden Ricardinho çalıma girmez topa basar yan pas dağıtırdı. Takım nefes alırdı. Ricardinho kötü bir AMC ama iyi bir top tutucuydu. Beraberlik çözmekte veya gerideyken işe yaramazdı. Ama öndeyken kesinlikle yarardı.
Serdar önliberoya çekilse Delgado iş yapardı.(Sıkı FB li arkadaşlar Delgado'yu yeni stadlarında canlı izledikten sonra "bu adam büyük topçuymuş"u bizzat söylemişlerdi. Ama delgado-oğuzhan bir arada merkezde çalışmayabilirdi)
Bence asıl nokta Fernandez yerine Ahmet Hassan veya Orhan Çıkrıkçı tarzı birini oyuna sokmak lazımdı. Bunların benzerini deplasman derbisinde yedekte tutmadıysak bari Eneramo'yu deneseydik. En kötü 60. dakikada Almeida'nın pili bittiğinde Motta-Almeida değişimi ile çok daha top tutan ve uzun top atabilen bir sistem olurdu.
İki sene önceki söylemim aynen devam ediyor. Sivok-Fernandez bağımlılıklarından kurtulmadan sistem kurulmaz. Bu adamlar işlerini yapamıyor diye bir sürü genç oyuncu üzerine gereksiz yük ve sorumluluk bindirilip harcanıyor. Tesadüfler olmasaydı Oğuzhan da harcanmış hala Fernandez'e tek topçuymuş gibi tapılıyor olurdu. Muhammed'in bugünkü yetersiz hali 5 maç oynatılsa Fernandez'den daha etkin bir AMC olur. Gözlerimiz açılır ama bu sabrı gösterme ihtimalimiz sıfıra yakın.
Bu takımın bu sene GS'nin önünde bitirmesi gayet önemli. Keza her şeye rağmen ikinci yarı Fener'in ne yapacağı da çok belirsiz. O yüzden bence şu üç konuda hiç vakit kaybetmeden aksiyon almak lazım.
1. Başar'ın dediği gibi gereksiz oyuncuları temizleyeceksin. Ben Başar'ın listesinden Ferdi ve Toraman'ı muaf tutar, Franco'yu oynayabileceği bir takıma kiralarım.
2. Şimdi artık gün gibi ortada, net bir stoper ve sağ bek kalitesizliği var. Bu iki bölgeye takviye şart. Bakın iki bekimizle oyunu açabilseydik, ikinci yarı Fener'e karşı o hale düşmezdik. Atiba ters ayaklı zaten daha içe tatediyor, Serdar zaten Casper haliyle oyun genişlemeyince baskıya karşı pas da yapamadık. Savunmaya iki kaliteli transfer takıma kademe atlatır.
3. Eğer ki bulabilirsen, zamanında Yusuf, geçen sene Niang transferinde olduğu gibi, futbolda son kez rekabetçi ortama girme arzusunda, düşük maliyetli 30+ bir oyuncu transferi (tercihen Töre'nin pozisyonuna). Bu artık Katar'da oynayan Nene mi olur, başkası mı bilemem, ama şampiyonluk görmüş bir oyuncu olması lazım. Lig kısalıp tansiyon arttığında, karakter ortaya koyabilecek bir oyuncu. GS-FB maçlarının ikinci yarılarındaki psikolojik acizliğimiz bu oyuncunun çok lazım olduğunu gösteriyor.
Öncelikle hepinize merhaba. 3 yıldır read only modunda zevkle takip ettiğim blog için ilk yazı bugüne kısmetmiş.
Bilic'in mac okumada veya maça etki etmedeki sıkıntısı aşikar ama öğrenen ve kendisini sürekli geliştiren bir insan olduğu da açık. Zamanla bu konuda da kendini geliştirebileceğini düşünüyorum. Bu oyuncu profiliyle, 10 kişi kalsa bile, Fenerbahçe'ye karşı ilk yarıdaki akıl oyun iyi bir maç önü taktiğimiz olduğunu gösteriyor (acaba Önder Özen maç öncesi yardımcı oluyor da maç sırasında müdahale edemiyor mu? :))
Bilic'i savunmuyorum ama empati yapmadan da duramıyorum. Ben olsam sağda Atiba, solda Motta ile başlardım. Dediğiniz gibi Veli sakatlandığında Motta değişikliği yine daha iyi bir seçim olurdu. Ancak Cüneyt Çakır'ın oyuncu sayısını dengeleme anlayışıyla çıktığı 2. yarıda Beşiktaş'ta en çabuk kim atılır deseniz burun farkıyla Motta derdim. Belki de Bilic bundan korktu.
Değişiklik önerilerinizde de yine haklısınız ancak Tolga'nın maç içindeki sakatlığını unutmamak lazım. Belki Bilic bir oyuncu değişiklik hakkını özellikle bekletti. 2. yarıda aksayan o kadar şey vardı ki (almeida, oğuzhan, töre, fernandes, serdar k. vb) biri soru işaretli iki değişiklik hakkıyla her şeyi düzeltebilmesini beklemek biraz iyimser geliyor bana.
Sene başından beri yazıyorum burada Fernandes olmuyor diye.Cidden bir kaç maçı staddan izleseydiniz Fernandes'in sahada nasıl başına buyruk hareket ettiğini çok rahat görebilirdiniz.Özenle hazırlanmış pres alanları ve zamanlamalarının içine ettiğini çok rahat görebiliyorsunuz.
Almeida'da öyleydi son bir iki haftadır daha takımla birlikte hareket ediyor.Dünya Kupasına gidecek olmak yaramış kendisine .Çocuklar gibi şen hem gollere seviniyor hem yalnız adam imajı gitmiş gibi bir görüntüsü var.
Dünya kupasındaki piyasasına göre Beşiktaş'ta klaması mümkün değil.Derhal kitlemek lazım devre arasında yoksa hem serbest kalacak hem 2.5 m € ödeyeceğiz serbest kalan bir sözleşem sonuna.Çakallardan Porto , Sporting atlar bence.Bizden alıp dünya kupasından sonra çat diye okuturlar birilerine eğer ki oralarda iyi olursa.
@turkkant
son yorumundaki tespitlerine harfiyen katılıyorum.
bu sene necip'in sağ beke devşirilmesini bekledim ama müzmin yedekliğe demir atacakmış gibi görünüyor. umudumu kestim diyebilirim. veysel sarı'nın bonservisi 4-5 civarı sanırım ancak şener özbayraklı'nın sözleşmesinde 2 milyon euro'ya serbest kalabileceği yazıyormuş. 23 yaşında. GS, eboue'nin yerine peşinde ama bence denemek vaktidir. ayrıca kayseri dökülürken sefa için de bastırabilirsek, çok güzel olur.
sivok-escude ikilisi ve ersan'ın yedekliğiyle bu işin olmayacağı net biçimde ortaya çıktı. egemen meselesindeki hatayı anımsamak dahi istemiyorum ama maalesef iki yabancı hakkımızı da stopere harcamak zorunda kalacağız gibi..mümkünse de alman/iskandinav ekolünden olsun..
kanımca da fernandes'in yönettiği, sivok-escude ikilisinin defans blokunu oluşturduğu, serdar'ın sağ bek oynadığı, veli'nin düzenli 11'de çıktığı, tek işe yarar forvetin kırk yılda bir adına yakışır goller atabilen almeida olduğu, gökhan töre'nin alternatifsizlikten ''saçmaladığı'', yedek forvetin ise bırakın top tutup gol atmayı kendi adını bile unutan pektemek olduğu bir takımın şampiyonluk veya şampiyonlar ligi şansı olduğunu zannetmiyorum. ŞL'ye katılsak bile bu iskeletle en fazla sürpriz bir galibiyet ve bir beraberlik alırız. ama asla şampiyon filan olamayız. bilmem ne dersiniz ama atiba hariç tüm yabancılardan kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum. devre arasında mümkünse fernandes/almeida, sene sonunda da eneramo/sivok/escude..
toraman meselesinde ise ağır ifadeler kullanmayacağım ancak kendisinin kadroda olup yedek kalsa bile takım disiplinine ve arkadaşlık ortamına zarar vereceği kanaatindeyim. oldum olası sevmem, beğenmem..yeni-beşiktaş'ta yeri olduğuna da inanmıyorum.
http://www.ligtv.com.tr/haber/supermenlerden-olusmuyoruz
Yukarıda Biliç'in bugün basına yaptığı açıklama var. Gayet bilgilendirici ve net ifadelerden oluşuyor. Maçların ikinci yarılarındaki düşüşlerin temelde alanı kapatamamamızdan kaynaklandığını belirtmiş. Onun dışında tüm salvolara rağmen oyuncularına kalkan olan bir profilde kurulmuş cümleler var.
Futbolda sonucun önemli olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz. Eminim ki geç bunları 10 kişiye karşı kazanamadık diyen olacaktır. Yalnız ben burada her türlü detayı düşünen bir teknik direktör görüyorum. Bir takımı sonuca götüren de bu detayların birleşmesidir. İlk yarıyı şu ana kadar değerlendirirsek Karabük ve Rize beraberlikleri haricinde gayet iyi bir noktada olduğumuzu söyleyebilirim kendimce. Bu beraberliklerin faturasını sadece takıma değil sahaya dalan taraftarlara ve stadımızın olmamasına da kesmek lazım. Bunun haricinde her hafta Biliç'in takımını izleyerek takımın detaylarda iyiye gidip gitmemesi durumu benim için belirleyici olacaktır.
Kaybettiğimiz GS ve FB maçlarının ilk yarılarındaki oyunu büyük maçlarda standart haline getirmemiz gerektiği konusunda da hemfikiriz sanıyorum. En azından yıllar sonra büyük maçlara nerede olursa olsun kazanma odaklı planla çıkan bir hocamız var. Artı Oğuzhan var Olcay var. Muhammed'e de çeyrek kaldı sanki. Enseyi karartmaya gerek yok bence.
@Beagle
Yaş kaç üstadım.Orhan Çıkrıkçıyı ben de hatırlıyorumda (36) ...:))
Birde tam hatırlayamadım şimdi yukarıda bir arkadaş yazmış önemli olan lifi FB nin arkasında 3.olarakta olsa bitirmek diye.
--Ön elemelerden hiç bir türk takımı artık kolay kolay CL ye gidemez.
--Bu sene FB kıyamet kopmazsa kesin şampiyon olur şampiyonluk sayısı-yıldız sayısı vs bağlamında ve hazır CL ye gidemeyecek diye oldurulur.Onun için 2.olmamız lazım.Ha FB arkasından 3 olmak FB arkasından ikinci olmaktan çok daha kolay orası kesin.Çünkü yarışa GS girerse psikolojik olarak yerler bizi çıtır çıtır.
Su berbat haldeki Galatasaray'i gecemezsek zaten CL'ye falan da gitmeyelim, yeni Leeds, Liverpool Barcelona hezimetleri gormek istemiyorum..
Slaven Bilic'in onemli ozelliklerinden burini Buca macinda gotucez, bakalim genc oyunculari oynatmayi onlara seker vermekle bir tutan Carvahal mi olacak yoksa azicik Ertugrul ya da Tigana olabilecek mi..
Besiktas derbi maclarinda buyuk takim olma refleksini son 5 yildir kaybetmis durumda, artik guzel bi revizyinun olmasi sart, bu revizyon takimi sarsip kendine getirecek turden olmasi sart..benim onerim Ferdi, Sivok ve Almeida (derbi performanslar diger ikisinin yaninda harika ama istikrarli degil) yollarin ayrilmasi ve yerlerine ozellikle Sivok'un yerine tecrubeli, sampiyonluklarda onemli rol oynamis, hala yarismaci ruhunu ve fizigini kaybetmemis en az bir oyuncu.. Zago Ronaldo gibi, net.. O 100. yil kadronun hucum gucu gordugumuzun en iyisiydi belki ama savunma hattinin da hucumdan eksigi yoktu.. Ferdi'nin yerine Atiba'nin daha genci box to box topu oynamasini da bilen bir oyuncu, new castle'dan Tiote ve Sissoko bu oyuncu turune ornek genci bulunmak isteniyorsa bana Ligue 1'nin kablosuz tv kurulumunu alsinlar fazla degil bir aylik Onder Ozen'e 10 adet gelecek vaadeden Fernandesle geliyim.. Box to box ortasaha istememin sebebi Fernandes'in rolunu Oguzhan'a verme dusuncesindendir, bu arada bu cocugunda sozlesmesini iyilestirip 5 yil daha uzatmak gerek, Sezer, Ugur Boral Gokhan Suzen falan bu adamdan fazla para aliyor ayiptir.. Bu adam fenerle galatasarayla anlassa kizamassin bile, hakkin yok cunku.. Besiktas'in elindeki yerli yildizlari kaybetmesi zaten bir gelenektir, Sergen Nihat falan bu adamlar zirvedetken ayrildilar hep bu kulupten..
Geldik forvete ya yeni bir Bobo bulunup israr edilecek ve 2 yil boyunca sampiyonluk beklenmeyecek ya da gidip man city nin yedek kulubesinde mundar ettigi bana gore avrupanin en komple 5 santraforundan biri olan Dzeko'yu ne pahasina olursa olsun alacaksin, Adebayor ya da Ronaldinho daha ucuza gelmicek emin ol..
Gokhan suzen, ugur, toraman, sezer, escude, holosko, mehmet akgun bu sezon basinda kiralik giden m akyuz tanju falan bu adamlarin da gonderilmesi gerektigi konusunda besiktasi seven herkesle mutabikizdir diye dusunuyorum.. Futbolcu coplugune donusmus takim..
Bu arada yazmayi unuttum, telefon yazdigim ucin bir cok yazim yanlisi oldu kusura bakmayin..
Orhan Cikrikci'yi ben de hatirliyorum ama yas 27 :)
Ben bir tek Gökhan Süzen'in kalması gerektiğini düşünüyorum zira kendisi hem çok yetenekli hem de çok karakterli bir oyuncu!! Adam sahaya çıktı 10. dakikasında böyle bir herifin bizde ne işi var dedim; bu adama milyon euro para verildi te allaam.
Bu çöplüğün temizlenmesi gerçekten şart.
Yalnız Escude sakatlanana kadar 1-2 maç hariç gayet iyi oynuyordu, sıkışan oyunu açma konusunda takımın belki de en iyisi; zaten pas oyunu oynamaya çalışan bir takımın savunması Sivok-ersan OLAMAZ. Esuce yıl sonuna kadar kalsın ama seneye eğer Franco'dan olmayacaksa teknik bir stoper şart.
Orhan Cikrikci değil o.
Büyük Orhan...35
Sergen'in çaprazdan ateşlediği İzlanda maçında, rüzgar gibi süzülürken kalecinin iki ayağını birden kırışını hatırlarım.
30
:) sıkı Beşiktaşlıların yaş grubu biraz 25 üstü kalıyor. Ben Dobi Hasan'ı TS'de, Ziya'yı BJK'de ucundan izledim. Aslında çoğunlukla radyodan dinleyip telekutu'da 10 dakikalık canlı bağlantıları bekledim. 37
Orhan Cikrikci denince de akla, topragi bol olsun, Öztürk Pekin'den baska spiker gelmiyor. 6 saate 29 :)
Vay, iyi ki doğdun :)
Bu arada Öztürk abi ölmedi bildiğim kadarıyla ya, adamın toprağını da bol ettin :)
Hep o Lig TV'nin "güle güle öztürk abi" haberi yüzünden. Spikerliği bıraktı. Adam gündüz maçı anlatmaktan kahvaltı etmeyi unutmuştu.
abovv ne yapmisim hakikaten :) neyse iyi bari, allah uzun omur versin..
herkese selamlar
ben fenerbahçenin performansının ligin ikinci yarısında sert bir düşüş göstereceğini tahmin ediyorum (ya da umut ediyorum) bu düşüncemin temelini ersun yanalın çalıştırdığı hemen hemen bütün takımların ligin ilk yarılarını fırtına gibi oynayıp ikinci yarılarda düşüş göstermesi oluşturuyor... eğer devre arasına kadar kayıpsız girebilirsek ve devrede çok değil ayağı temiz bir stoper ve atibanın biraz daha iyisi bir orta saha alabilirsek şampiyonluk veya en kötü ihtimal ikincilik hayal değil.
bu arada orhan çıkrıkçı muhabbetine katkım olsun yaş 45 necdet ali kemal şekerbegoviç falan bunları demiyecem de mirsad kovaçeviçi hatırlayanınız varmı.)))
Çok zamandır salt okuyucu durumundaydım şimdi birşeyler karalayasım geldi tekrar. Ben bu sene takımdan memnunum en cezbedici özelliği vaatkar bir yerli oyuncu iskeletine sahip olmamız. Takım planlaması ve teknik kadroyu da önceki yıllara oranla akılcı buluyorum. Yine bir çok sorun var ancak bu kez yapısal olmadıkları, iyi bir yapı oturtmak üzere olduğumuz ve oynamalarla çözülebileceği yönünde fikirlerim var.
Fb maçındaki akıl almaz 2. yarının iki temel etkeni vardı. Biri fizik diğeri mental. Fizik olarak bu denli düşülmeyebilirdi. Veli'nin sakatlanması kritikti. Hem Necip hiç bir işe yaramadı hem de atıldı. Fernandes'in berbat oyunu ve Oğuzhan'ın da fizik yeterlilik sorunları olağan durumda daha fazla seçeneğe sahip orta alanımızı fizik açıdan iflasa götürdü. Bunun yanında mental açıdan hala baskı altında iyi görüntü vermiyoruz. Bunu da olağan buluyorum. Bu seviye için ciddi tecrübe eksiği olan oyunculardan kuruluyuz. Rakip fizik gücünün yanı sıra çok daha tecrübeli. İskeletimiz açısından kazanılabilir bir özellik. Bu şartlarda bile çok iyi enstantaneler sunabiliyorsak bence potansiyelimize odaklanmalıyız. Oğuzhan-Olcay-Veli düşüşlerine karşın Töre, Tolga bende iyi izlenim bırakıyorlar. Muhammed, Frei ve Ömer'den de umutluyum.
Sistem kolektife yakın tarzda oturtulmaya çalışılıyor. Hücum organizasyonlarımız iyi düzeyde. Defansif zaaflar yine var. Ancak geçen seneye oranla farklı karakterdeler. Geçen sene sorun yerleşim, taktik, dizayndı. Bu sene oyuncularda yetersizlik var. Özellikle şampiyonluk seviyesi için. Zorluk düzeyi düşük maçlarda defansif açıdan fazla sorun yaşanmadı. Bu olağanının çok kötü olmadığını gösterir. Ekstrası için ekstra oyuncular gerekli şu anda defans hattında Tolga ve biraz duygusal bakıyor olabilirm ama Sivok dışında iyi seviyede oyuncumuz yok.
Potansiyele de bakıldığında ligin en iyisi olmaya aday yerli yapıyı çok iyi bir takıma dönüştürmek için yabancı kontenjanımızı özellikle yüksek maaşlı oyuncularımızı daha verimli olanlarından seçmeliyiz.
Almeida'yı hep sevmişimdir. Çok vasat göründüğü maçlarda bile oldukça faydalı, onun defans üzerindeki bozuculuğu ile Olcay,Oğuzhan iyi günündeyse Töre aksiyonları bağımsız düşünülemez. Ben ceza alanında da rol alan bir orta alan oyuncumuz olduğunda daha da değerli olacağını düşünüyorum. Onda tedirgin edici olan sakatlık sorunu senelik 25 maç ortalaması. Daha iyi bitirici, daha hızlısı, daha tekniği falan bulunabilir ancak asist, alan açma özellikleri çok ekstra. Bizim mali durumla daha iyisini bulmak zor bence kontrat uzatmalı. Eneramo'nun da altenatifi oluşturabileceğini halen düşünüyorum. Kötümser değilim. Pektemek konusunda kötümserim bence para ediyorsa satılmalı ya da faydalı bir takasta kullanılabilir.
Sorun 1 Fernandes. Çok uzun yorumlara gerek yok. Bu sene geçen seneden de kötü. İdealize ettiğimiz yeriyle gerçek performansının ilgisi yok. Devr arası satılsa sevinirim. Bu maaşlara çok daha üst seviye her şeyden önce istikrarlı bir oyuncu alınabilir. Zaten kötü olmadığını düşündüğüm orta alanımız o durumda seviye atlar. Fernandes'i çıkarttığımızda takıma ne kadar ekstra yük bindirdiğini daha iyi göreceğiz. Arayacağımız fazla özelliği de olmayacak. Oğuzhan'da duran toplarda yeterli göründü bana.
2 Escude. İki yabancı stoper gerekiyor. Sivok tecrübesiyle bir süre daha yardımcı rolü oynar. Franco belli ki Sivok'un yedeği olacak. Ersan'dan ancak kötü olmayan bir yedek olur. Devre arası Escude'den kurtulup üst seviye, şef tipi bir stoperi kadroya katarsak defansın çehresi değişebilir.
Atiba'yı sağ beke oturtmak mümkün olabilir. Serdar'da Veli'nin alternatifine dönüşebilir. Atiba'yı sağda çok beğendiğimden değil de Serdar kangrene döndüğünden. Motta bence bu seneyi götürür. Holosko Töre'nin yerine oynamaya başlayabilir. Hem Töre biraz kendine gelir. Hem de Holosko'dan hareketli hücum düzeninde katkı alırız. Olcay-Frei'de derinlik anlamında yeterli.
İki değişiklikle daha da iyi bir takım olacağımızı sanıyorum.
euro 1988'de ki akıllara ziyan voleden sonra iflah olmaz bir portakal olup , çoraplardan yaptığım toplarla vurduğum volelerin sonuçlarında çok sopa yemişliğim var.
32
Cogu arkadas serdar'in tigana senesindeki performansini hatirlayip on liberoda faydali olacagini fusunuyor. Futbol da serdar da besiktas'in oyun anlayisi da o yildan bu yila cok degisti. Ben serdar'in hicbir pozisyonda fayda saglayacagina inanmiyorum. Az biraz piyasasi varken Takasa sokup yol yakinken kurtulmak lazim...
anket varmış geldim: yaş 38
ben genelde okuyucuyum, ama kahvede de kadıköy'de olduğu gibi psikolojik fenerli işkencesine maruz kaldığımı belirtmeliyim. hakeme, beşiktaş'a galiz küfürler havada uçuştu. maç bittiğinde sanırsınız ki fener doğranmış. sonra tekrar izlediğimde anladım ki hakem maç boyu bizi ezdirmiş, topal ile alves'in daha ilk yarı sarı kart görmemiş olması skandal, emenike'nin sarı kartla kurtarılması cinayet. taş gibi bir stoper, bindirmesi olan bir sağ bek ve orta sahaya sağlam bir adamla takımın boyut atlayacağını düşünüyorum
gelecek bizim.
Bu arada gözden kaçan İshak Doğan'a da GS talipmiş.Bu çocuk meşhur 0-0'lık Ankaragücü maçından beri hatırımda.Bence süper yatırım olur Motta düşünülmez ise.
Serdar Kurtuluş enteresan bir adam.Defoları olduğu kadar artıları da var.MEsela çok konulan Bruma olayının olduğu GS maçında muazzam ortayı yapan da kendisi.Ben hareketli topa o kadar net orta kesen bir bekimizi yıllardır hatırlamıyorum.
Holosko bile orada denendiğine göre hatta Donetsk maçında da ısrar edildiğine göre Hocanın da bir arayışı var.
Karabük'te Erdem var onu istiyorlardı bir ara ama Serdar'dan çok artısı yok .Veysel'in de bence çok büyük artısı yok Serdar'a göre.Sene sonu bedavaya gelme ihtimali yüksek bununla birlikte.
Şener olabilir ki çok çok zor bir olasılık , Rize'den Koray olabilir , Sezer'i istiyorlar takasa girebilirler Sezer+Mehmet Akgün gibi bir şeye.
Atiba çekilirse ortaya kim olur orası da zor bir denklem.
Rogers'dan Samed Yeşil'e de onay çıkmış sanırım.Devre arası büyük ihtimal BJK'ya gelecek.
Çocuk sakatlıktan geleceği için çok da güvenmemek lazım ama bu eldekilerden birinin gidici olacağı ihtimalini kuvvetlendiriyor sanırım.
Pektemek'in bir türlü forma girememesi hala ederi varken elden çıkarılmasına sebep olabilir.
Özellikle beagle'a müjde olsun, devre arası stoper de kovalanıyor :)
O zaman Sezer ile Toraman'ın barışmasının hoca nezdinde bir etkisi olmamış demek ki.
Geçen gün Ali Ece, programında Önder Özen ve ekibinin çok iyi bir sol bek üzerinde çalıştıklarını ve bu sol beki sağ bek oynakmak gibi bi düşünceleri olduğundan bahsetti bilmiyorum dinleyeniniz oldumu.
Kimi kast etmiş olabilirler Ali Adnan?
Oyuncu yerli.
Ben de hakkında rapor verdim bir maçını izleyip.
Bu konu ben çıktıktan sonra yaşamış bir de müjde gelmiş :) 1.85 üzeri bir yırtıcı bir stoperi hevesle bekliyorum.
Övünç'ün Veysel, Erdem tespitlerine de katılıyorum. Serdar'dan çok artısı olmayan adamlar. Ligde iyi potansiyelliler Şener, Kayseri'den Salih Dursun (! epey kart ve disiplin sorunu, hatta artık ileride oynatıyorlar) falan. Gidip Veyseli alıp bir ton daha boşa harcamanın anlamı yok.
Yorum Gönder