Kimi santrforlar vardır, mesleği futbolculuktan da öte direkt olarak “golcülüktür”. Hatta
günden güne azalarak bittiği söylenen, topu çerçeveden geçirmeyi amaç edinmiş, “oyundan
çok skora katkı yapan” klasik golcülerdir bunlar. Evet, Avrupa futbolunda
böylesine Inzaghigiller’den
oyuncular artık eskisi gibi rağbet görmüyor. Daha mekanikleşmiş, daha fazla
oyunun içinde olan, fizik olarak daha fazla güçlü olan santrforlar revaçta. Ama bizim memleket için en uçtaki adamın
hala leblebicilik sanatından gelmiş olması gerekiyor. İşte Samed, onlardan biri…
O, ilk olarak Süper Lig’e gelse yabancı kontenjanına takılmayacak, beş
Türk asıllı oyuncunun direkt oynadığı Almanya U17 takımında adını
duyurmuştu. Benim de kendisine olan hayranlığım oradan başlar… Dripling
yaparken top her zaman önünde kalıyor; tam “Aha, şimdi kaptıracak!”
derken bir bakıyorsunuz ki plaseyi çoktan bırakmış, köşeyi bulmuş…
Samed Yeşil; gayet kaliteli kadifeden örülmüş bileklere sahip, dar alanda bile problem çözen, kaleyi görmesine gerek olmayan, çünkü zaten ezberinde var olan bir golcü. David Villa’yı, onun ergenliğe yakın dönemlerindeki saç stiline varıncaya kadar andırıyor.
Beşiktaş’ın bugünkü hücumcularına şöyle bir göz atıp, “savunma arkasına en iyi koşu atanlar
kimler?” diye düşünürsek; Olcay Şahan, Holosko, biraz Pektemek, biraz
Şişmanoğlu… Holosko’nun ne bugün ne de gelecek planında pek yer almadığını
görebiliyoruz. Santrforlarsa Mustafa Pektemek dahil olmak üzere daha çok sırtı
dönük oyunlarıyla sivrilenler. Savunma arkasına atacağı zamanlamalı koşularıyla
fark yaratacak ve yüzdeli bitirecek bir forvet eksikliği net şekilde söz
konusu. Hele de gelecek sezon ilk 18’de sadece 5 yabancının yazılabileceğini
düşünürsek…
Samed Yeşil,
topsuz koşu ve bitiricilik anlamında o eksikliği giderebilir. Bu sezon 0-0’a
bağlanan ve bir türlü çözüm üretilemeyen “sıkışık oyunlarda” ikinci forvet
rolüyle ezber bozabilir. Bir Oğuzhan
Özyakup etkisi yaratması zaten mevkisel olarak da mümkün değil ama onun
önceden kurguladığı paslarına cevap olacak, takımın tutkulu oyununu direkt
olarak tabelaya yansıtacak bir etken olabilir.
49 yorum:
Liverpool semalarında rehabilitasyonunun çok uzun süreceği söyleniyor.Sakatlıktan döndükten sonraki durumu çok parlak değişmiş.A takım seviyesinin altında deniliyor.
Beşiktaş'ın mali durumundan çok emin değilim ve mevcut durumda hemen katkı veremeyecek bir oyuncuya yatırım yapılmasının çok doğru olmayacağı kanısındayım ben.
Onun dışındaki oyuncu analizi yine çok iyi zaten.Söyleyecek söz yok.
Sakatlanalı epey oldu ve çok genç yaştaydı. İngiliz ve Alman işi tedaviler görmüştür. Sivok'un bir türlü sakatlanmamasından sağlam tedavi sonucunda sağlam dönülebildiğini düşünebiliriz.
Yıllardır gözüm umut vaadeden "santrafor" arıyordu ve Mustafa'nın belirttiği Türk dolu Alman U17 takımında beni de etkilemişti. Bir de okan aydın vardı sanırım üst kalibre işler yapabilecek.
2M Euro Fernandezin imza pazarlıklarında küsürat para. "Türk Golcü" için riske edilebilir. Ve bu transfer konusu doğruysa yeni teknik kadronun boş durmadığı yönünde önemli bir delildir. Beklediğimiz fayda ligin 2. yarısı için de değildir. Ama unutmayın, adam gibi Türk golcüsü olan şampiyon olur.
Cv açısından da bir kere sakatlanmış ve Liverpool'da tutmamış olması Beşiktaş'da kalıcı olmasını sağlayabilir. Bu rakamlara alınacak bir risk. Gelsin 1,5 sene otursun hiç sorun değil. Biz 2016'da da takımı tutuyor olacağız. Orta saha merkezde tayfun-oğuzhan-oğuz aksoy forvette Furkan-Samed-Fevzi falan bana uyar :)
2 milyon Euro icin alinir bir risk bence. "Zaten o sakatligi yasamasaydi.." diye kliseye baglayayim hatta :P Fiyat yukselmeden baglasak bari.
Bu arada euro değil poundmuş söylenen rakam ama bence de alınabilir bir risk.
Gidip Muhammed Demir'e sarsak daha yüksek rakamlar çıkar.
Bu akşam Eneramo'yu izledikten sonra Samed gibi denemeler elzem diyorum. Bir de Mustafa Pektemek'e büyük haksızlık ediliyor. Bence de bu sene kötü ama şöyle çift forvete dönülen ve rakibin sabit oynadığı bir maçta 100 Eneramo ederdi.
Buca maçı ile ben vedalarımı ettim: Cenk Gönen, Eneramo, Holosko konu dışı derecede kötüler. Kerim Frei da Dentinho gibi birşey. Gökhan Töre ve Olcay Şahanı izleyip "oyunda etkinlik" kazanamazsa hiç bir yere uymuyor.
Franco tam kafa karıştırdı. Bir yeni Guido Ronaldo, bir Rahim Zafer görüntüsü verdi. Yanında hızlı bir stoper ve bekle iyi işler yapabilir. Bu tip bir kadroda ise beraber yakabilir.
Eneramo uzun forvet. Ama en işe yaramayan şey o uzun boyu herhalde. Kafa hakimiyeti olmadan, hava hakimiyeti diye bir şey söz konusu değil. Muhammed Demir mesela daha etkili hava toplarında.
Bence Pedro Franco'yu hiç kasmadan süpürücü orta saha yapalım.
Ben Kerim'i beğendim . Sorumluluk almaya çalışıyor , taktik disiplini iyi , bekine epeyce yardımcı oldu . O çocuk olabilir üzerine düşülürse.
Olcay ile çok farklı profillerde adamlar o yüzden taktik değiştirmedikçe birinin yerine diğerini koymak anlamsızlaşıyor.Kerim'e taktiksel olarak ihtiyaç duyulacak çok fazla an olacağını sanmıyorum olsa bile Töre'de sola çekilebilir eldeki sağ uzak forvet yedek sayısı düşünülünce.
Bu bağlamda Kerim'i herhangi bir takasta kiralık vermek mantıklı olabilir.Özellikle Rıza Hoca ondan çok iyi faydalanabilir gibi geliyor bana.
Kerim'den ben de etkilendim, özellikle yere sağlam basışından. Çok dengeli. Zaten Fulham'da koordinasyon antrenmanlarında kafayı çekiyormuş hep.
Karar almada sıkıntısı var, son hamlelerde patlıyor. Zamanla aşılır bence. Övünç'ün dediği özellikleriyle, takım resmine daha yatkın bir kanat.
Samed için alınacak risk çok makul ama her tarafta transfer eleştirisi için pusuda bekleyen timsahlar var. yönetim bu riski alır mı?
bence de franco orta saha denenmeli (zaten portföyünde var); rakiplerinin çoğunun kontra atak oynadığı bir ülkede bu yavaşlıkla olmaz savunmada. Bu arada G. Tamaş'a benzettim adamı.
Eneramo,holosko aynen; bitsin gitsin bu rüyalar. Pektemek'e özel fiziksel ve ruhani terapi lazım; onun yeteneğinde bir forvetimiz yok ama bir türlü olamadı, olamıyor. Ömer golü kokluyor ama neredeyse hepsi o kadar. Ben de Kerim'in denenmeye devam edilmesi gerektiğini ve gelişebileceğini düşünüyorum. Topla giden adamımız da pek yok o nedenle ihtiyaç var böyle adama
@cartalete dün gece pedro'nun ortasahada görev aldığı kadrolarla sahaya çıkardım beşiktaşı kafamda. defans için ağır ancak orta sahada defanstan topu alıp oyuna sokabilecek derecede ayağı yumuşak bence. atiba sağ beke, pedro-veli-fernandes ortasahada. bu önümüzdeki sivas maçı için elbette. oğuzhan gelince bence fernandes dışarı çıkmalı ama o şekilde olmayacaktır.
onun dışında yabancı kontenjanını eneramo ile doldurmak bence bu sene yapılan en büyük ama en büyük yanlış. z.önder özen ve biliç bu hatayı nasıl yaptı ya da bu hatayı başkası yapıp onlara kabul mü ettirdi bilmiyorum ama net olarak hem paraya hem de yabancı hakkına yazıktır.
Genç oyuncu olunca herkes bir tuhaflaşıyor:) (Mustafa'nın gönül gözündeki genç oyuncularda biraz olsa zaten, Onur, Hasan Türk, Necip filan başka yerlerdeydiler) Allah aşkına 2 milyon pound az para mı? Salt yeteneğin bir garantisi olmadığını M. Pektemek örneğinde görmüyor muyuz? Bence 500-1.den fazlası şu anki Beşiktaş bütçesi için büyük israf.
Bakın geçen sene Olcay 1, Oğuzhan 500 bin bonservisle geldi Beşiktaş'ta genç transfer yatırım bütçesi budur. Fazlası değil. Mesele fiyatı şişmemiş oyuncu bulmaktır. Örnek Frei mı daha kaliteli Oğuzhan mı? Ama biri 3,2'ye öbürü 500 bine alındı. Neden? Oğuzhan keşfedilmemişti, Frei göz önündeydi.
P. Franco meselesini 6 aydır (herkes bir tuhaf hayranlık beslerken) yazıyorum. Çabuk değil, güçlü değil, süratli değil. Sadece oyun görüşü, tekniği var diye savunmada oy-na-ya-maz (biraz ukelaca görünüyorsam affola) Bir santrafor için, pek golcü değil ama iyi savunması var, demek gibi bir şey bu!
En büyük sıkıntı, sadece yumuşak olsa neyse, ilk Buca golü gösterdi ki, pozisyon alma ve savunma sezgileri de sıkıntılı. Bu adamdan hiçbir şey olmaz.
Allah aşkına Buca hücumu bırakıp 11 kişi kapanırken, bir ters çalım attı, 10 metreye güzel bir pas attı, diye adamı abartmayın. Savunma oyuncusunun kalitesi rakip hücumdayken ölçülür. Bazı naif arkadaşlar (eski kayıtlarda mevcuttur) Trabzon maçında Serdar bir ters kademe yaptı diye, adamın Hilbert'ten kat be kat iyi savunma oyuncusu olduğunu filan ilan etmişlerdi. O zamanki lafları şimdi anımsıyorum, işte sağ bek böyle olur, sırf sezgileriyle işi götürür de filan da falan da... Bakın nerelere geldik.
Muhammed konusunda da gene geçen seneki lafıma geleceğim. Bu adamın bu fizik-tempoyla üst seviye bir oyuncu olması MÜMKÜN DEĞİL. Sıfır ihtimal. Hiç öyle Fernandes'i yerini alacak filan hayaller kurmayın. Belki (o da belki) 2-3 seneye Beşiktaş'ta ilk 14 oyuncusu olabilir. Ben devre arasında hemen Antep'e filan kiralardım.
Hasan Türk, Necip konusunda falan kendimi yanılmış saymıyorum :)
Potansiyellerine kefil olduk, A takıma çıktılar, artık ondan sonrası sorumluluğumdan çıkıyor.
Onur da gördüğüm en iyi pasör yerli oyunculardan biriydi ama o da tembel çıktı.
Bu arada yanlış bilinen doğru: Franco Önder Özen'in bulduğu adam değil. Direkt Özen transferleri: Töre, Şişmanoğlu, Kerim.
Ta Ağustos'tan beri Önder Özen'i transferleri yüzünden en çok eleştiren kişi benim. Öte yandan ilk dönem biraz başkan, biraz Ahmet kavalcı, biraz Fikret Demirer, biraz Biliç derken çorba bir transfer çalışması olmuş.
Söylenenlere göre P. Franco onun değil, Fikret Demirer'in aşırı ısrarlarıyla alınmış, S. Kurtuluş başkanın Hilbert'e takması, Ahmet Kavancı'nın Serdar'ı istemesi yüzünden... Liste böyle şark zihniyetiyle dolu işlerle uzayıp gider. Yani ciddi bir yetki paylaşımı sorunu olmuş. Haliyle camiamıza (daha doğru tabirle dingonun ahırına) yeni gelmiş Özen'in ilk dönem karavana yapması nispeten mazur görülebilir.
Şimdi bence, Önder Özen işinin ne derece ehli, ya da bu ahırı ne dereve yola koyabilecek kararlılıkta biri, ara transfer döneminden başlayıp Haziran'a kadar süren dönemde belli olacak (bakın Temmuz-Ağustos demiyorum Haziran!). Eğer ki, bu dönemde net bir planlama göremezsek, eski tas eski hamam, kafası karışık, yarı-planlı, bolca doğaçlama bir uygulamalarla karşılaşırsak Haziran sonu benim için Önder Özen projesi bitmiştir. İyi niyetli olabilir, ama işte karmaşa dönemlerinde bize fazlası lazım. Başkanın o yetenekte bir insan olmadığı bariz. Umut edelim Önder Özen, ben maaşımı alırım, yapabildiğim kadarını yaparım, mantalitesiyle hareket etmez, kararlı ve dik durur, bir fark yaratır.
Turkkant Üstad Buca maçında Oğuzhan'ı izlemedin herhalde. Birinci golün mimarı, muhammed boştayken pas falan vermemeler, ilk frikikleri kendi kullanıp sonra kaybolma vs vs...
Ben mühendis bakışıyla (= duygu az) söyleyebilirimki ofansif orta sahadan beklenenler (şut, yoktan pozisyon yaratma, çalım, gol) açısından Muhammed Oğuzhan'dan çok daha önde. Ha maç içinde kayboluyor mu evet? Ancak Oğuzhan bir kayboldu mu hiçbir şey yapmıyor. Muhammed ise topa basma, şut vb denemelere devam ediyor.
Oğuzhan Fernandez'den iyi oyuncu diye ilk delice şeyler söyleyenlerden biri olarak sorunum Oğuzhanla değil, bu gibi maçlarda üzerlerine topluca yük yüklenen potansiyel sahibi oyuncularımızın katledilmesi ile. Forvette Frei,Holosko, Eneramo ve kaledeki saçma kaleci ile kimi koysan bu maçlarda duman olabilir.
Mesela Serdar konusunda ben sana katılıyorum. Ayda yılda bir iyi birşey yapması umut verdiği anlamına gelmiyor, potansiyeli düşük. Ama Muhammed, Franco hatta Necip konularında birşey bekleyenleri de sen anlamalısın.
Romantik değil, bazı sebeplere dayanıyor.
Mesela hatırlıyorum ki Sivok için kaliteli savunmacı görüşün var. Franco için yazdıklarını "tekniği var" dışında aynen Sivok için yazsak %100 doğru olmaz mı? Çabuk değil, süratli değil, güçlü değil, savunması kötü vb. Dünyanın bir ucundan getirip 6 aydır Sivok, Escude,Ersan gibi muhteşem adamların arkasında yedek bıraktığımız bir adamı Oğuzhan'ın bile pas veremediği bir zemindeki maçtan dolayı idam ediyoruz. Bence adam şokta, maç eksiği var ve ben ispanya dururken niye geldim de bu salak ülke ve takımda kariyerimi yiyorum diyor. Franco en azından top kullanıyor. Yanında Egemen plus bir stoper olmadan çalışma ihtimali düşük. Ama yırtıcı stoper bulmak, libero stoper bulmaktan zor. Benim tezim eğer yanına kapı gibi bir italyan, alman falan koyabilirsek Franco'nun oyun kuruşu ile orta saha ve forvet 1 adamlık kontenjan kazanır. Bu da 4-4-2 veya 4-3-1-2 yi mümkün kılar. Bu taktikler ise iyi oturdu mu 4-3-3'ü sabaha kadar yener.
Necip'i sağ çizgide 5 maç görmeden, Muhammed'i Ricardinho'nun aldığı süre kadar izlemeden, Franco'yu yanında kesici bir adam ile görmeden olumsuz kararlar vermemeliyiz.
Beagle'a Muhammed konusunda şöyle bir destek örneği vereyim.
Buca maçında Muhammed'in iki kişi arasından çıkıp, net bir plase şutu atması vardı.
İşte ben bunu yapacağını, daha ilk topu aldığı anda biliyordum. Ve o güveni tam olarak sağlayan bir ikinci adam daha yok takımda.
O 0-0'lık kilide bağlanmış maçlarda keşke onu kullanabilseydik.
Bizim hatamız şu, bazı oyuncular konusunda eksiklerin, hataların farkına varıyoruz ama adamdan hepten vazgeçme eğilimine giriyoruz. Necip'e de Fener maçı sonrası öyle bir eğilim var mesela.
Necip benim rahatsızlığım zaten, artık beklediğim rehabilite edilmesi, gereksiz müdahale, oyunda sürekli kendini göstermek zorunda zannetmesi, kim tarafıdnan olduğuna da önder özen karar verecektir.
sakatlık konusunda elbette genetik falan önemli ama profösyonellik ne demek, sivok ile ersan ve ismail'i karşılaştırarak anlayabiliriz sanırım. çok beğenmediğim fakat şu anda onsuz da olmayan savunmamız nedeniyle mecbur kaldığımız sivok bağı kopardı döndü, o gün bugündür gerekli gereksiz korkusuzca yatıyor adam, hani alakasız da kobe'ye bakarsak olayı anlarız.
pedro vaad ettiklerini yapıyor bence, sorun üzerine çıkıp çıkamayacağı. ronaldo da böyleydi 4'lü savunmada, savunma yönünde hep beraber seyrettik. franco da liberolu sistemin topçusuymuş gördüğümüz kadarıyla, bir tigana gözü kapalı ön libero'ya yazardı sanırım kendisini.
Muhammed'in kaderi Beşiktaş'ın takım olarak lig psikolojisini nasıl kaldıracağı ve kendisinin olduğu yeri ne kadar kaldıracağı ile çok ilgili. büyük takımlardan son yıllarda arda dışında oyuncu çıkmaması tesadüf olamaz herhalde.
Ben bu ihtimalden cok korkuyorum. Bu yil genc diye aldiklarimiz, inanilmaz kaziklar olaraka yine hanemize isledi. Franco ile Frei'ye odenen paralar ile adam gibi bir transfer yapabilirdik. Elimizde Mustafa varken, ustune Omer'i transfer etmisken yeni bir oyuncuya neden ihtiyac duyuluyor? Duyuluyorsa eldekiler neden aliniyor/tutuluyor.
Biz ilk elimizdeki gencleri kullanip, Muhammed'i takima monte edelim. 2-3 milyon pound verip oyuncu almaya da sonra bakariz. Ayrica Besiktas'in genc yetenek diye saga sola sacacak parasi kalmadi. O paraya gidip Ingiltere liginden adam gibi pismis adam aliriz.
Not: Necip < Yasin Sulun, Kerim Frei = Berkant
Kerim, Fulham'da kendisine verilen şansı kullanamadı. Solaçık oynayíp da bir kez dahi çizgiye inemiyorsan olacağı budur zaten. Tek yapabildiği, topla içeri kat etmek. O zaman da yanlış tercihlerle atağı öldürüyor. Samed Yeşil ise henúz EPL'de şans bulmuş değil. Bu fizikle de imkansız. Ne Kerim ne de Samed bizim ligin herhangi bir takımında ilk onbire giremez.
Hocam Kerim Oguzhan'dan daha on plandaydi falan denmiste Oguzhan dunyadaki tum otoriteler tarafindan bilinen ve gelecegin en onemli oyuncularindan biri olarak goruluyordu, Holalnda'nin alt yas milli takimlarinin 10 numarasindan ve kaptanindan bahsediyoruz ve bu Turk milli takimina girmekten kat ve kat daha onemlidir uluslarasi platformlarda.. 500 bine transfer olmasi reputation'i olmamasindan degil de yonetimin basarisidir daha cok.. Oguzhan transfer edilmeden bir tek haberde adi gecmedi ve trasfer edildiginde herkes bir an bu bizim bildigimiz Oguzhan mi diye sormustu kendisine..
Ben Samet'ten cok umutluyum fakat bahsi gecen rakamlari hic kimse ciddi sakatlik gecirmis profesyonel ligde ne yapacagi hala muamma olan genc oyuncuya vermez..
@Cartelete
Valla Onur gibi tembel oyuncu az değil ligde, ilk aklıma gelen Cristian. Bence mesele tembellik değil, salt kalite yetersizliği.
Muhammed ve Kerim de ciddi bir fizik yetersizliği var maalesef. O yüzden işleri zor. Örnek Oğuzhan 1.70 boyunda, maç temposu düşük bir oyuncu olsaydı, bu yeteneğine rağmen o da muhtemelen ilk 11 oyuncusu olamazdı.
Necip'in de çok üstüne gitmeye insanın ağzı varmıyor. Temiz, düzgün bir çocuk. Ama yetenekleri maalesef asla Beşiktaş onbirine yeterli olmayacak. Pozisyon alarak oynayan orta saha oyuncusundan çok, oraya buraya koşturan tipte merkez oyuncusu. Ama işte o ikinci orta saha oyuncusunun diğerinden daha meziyetli olması lazım. Büyük takımlarda o pozisyonda Selçuk İnan, Alper Potuk, Oğuzhan oynuyor. Necip'in yetenekleri bu oyuncuların çok altında. Fark yaratan tek özelliği var: çabuk, dikine dribling, ama adamı geçtiğinde ne şut, ne pas tehlikesi olduğundan, o özelliği de ciddi bir fark yaratmıyor.
@beagle
Bence Sivok lig standartlarında gayet iyi oyuncu. Bahsettiğimiz oyuncu Çek milli takımın as stoperi Allah aşkına :) Hadi biz yanlış seçim yapıyoruz, Çek milli takımı da mı hata yapıyor. Pozisyon sezgileri filan Ersan-Franco'ya göre çok daha iyi. Sorun yaşıyla beraber fizik kalitesi düşmeye başladı. İlk geldiğinde, 24 yaşındayken daha sert ve güçlüydü. Toraman da, o da, yıllar içinde bu özelliklerinden biraz kaybettiler. Franco'yu Sivok'un ilk geldiğindeki haliyle karşılaştır, fizik olarak ne kadar eksik olduğu daha çok anlaşılır. Stoper mümkün değil de, Franco için ön libero olur mu diye sorguluyor insan.
Benim stoper ikilim çok net. Bu beş oyuncuysa alternatiflerimiz Sivok-Toraman oynar, yabancı durumuna göre Escude-Ersan yedek bekler.
@asvaltiçerenler
Haklı olabilirsin, Oğuzhan'ı öncesinde bilmemek benim cahilliğim. Ama transfermarkt piyasa değerleri Oğuzhan 1 m. altındaydı, Kerim şu an bile 3-3,5 m. euro. Piyasası daha fazla olan oyuncu.
Bence Franco iyi niyetle yapılmış yanlış transferdir, ama Sezer-Serdar Kurtuluş-Eneramo üçlüsünün transferleri ciddi "ahmaklıktır" -savunulacak yanı yoktur. Geçen Rüzgar Sağnak yazdı, "Önder Özen futbolun teorisine çok hakim, ama oyuncu görüşü denen o özel dokunuş yok," diye.
Kerim takımdaki en güçlü oyunculardan biri olabilir. Onun eksikleri mental.
:) hocam referans noktamız millilikse senin beğenmediğin Necip de milli. Çek Milli Takımın diğer stoperi solbekten bozma ve FB'de A2 liginde oynuyor. Belli ki o mevkide büyük arızaları var. Neyse ben bile Sivok konuşmaktan sıkıldım. Geldiğinden beri gol yeme istatistiğimiz yeterli göstergedir. Futbolu bıraktığında yeniden derbi kazanmaya başlarız.
Adım adım büyük takım olmaktan uzaklaşıyoruz gibi geliyor. Hiçbir katkısı olmayan Pedro ve Kerim'e 5,5 milyon € para döktük. Üstüne oynamayan Sezer'i de ekle... Topla bunları, İngiliz liginden, Fransız liginden bizde iş yapacak birçok adam alırsın.
Kadroya dahi giremeyen Gökhan Süzen'i, Dentinho'yu, Uğur Boral', ne hikmetse 1,2 milyon €ya sözleşmesi yenilenen Toraman'ı filan saymıyorum bile!
Bu yönetim, neredeyse Demirören yönetimiyle yarışırcasına saçma transferlere imza attı ve atmaya da devam ediyor. Malesef yine menajerlerin at koşturduğu kulübüz. Birileri Beşiktaş üzerinden zengin olurken, Beşiktaş hızla büyüklük refleksinden uzaklaşıyor.
Ben bu transfere kökten karşıyım. Ne yapacağı belirsiz bir çocuğa yine 3 milyon € saçacağız. Beğenmediğimiz Fernandes'e 2 verdik, biçoklarının beğenmediği sezonluk 10+ gol atan Olcay'a 1 verdik, topyekün saldırdığımız Almeida'ya da bu paraları vermedik...
Beğenmesek te takımı bu adamlar sırtlıyor ve biz daha iyilerini alabilecekken paramızı abuk subuk yerlere savuruyoruz.
Samed kim arkadaş 3 milyon € değerdeymiş? Berkant Kerim'e aynı parayı verdikte ne oldu? 1 adet 90 dakika oynamadığı gibi 5 yıl takımda kalsın ne Olcay'ı kesebilir ne de eleştirdiğimiz Gökhan Töre'yi. Senede 1 böyle transfer yaparsın anlarım, bu kaçıncı olacak sokağa atılan para?
Ben artık isyan ediyorum ve bu tip transferlere yeter artık diyorum! Gidiyoruz sonra paramız kalmadı, 15 milyon bütçemiz var edebiyatı yapıyoruz. Kalmaz tabi!
Abi Çek milli takımı ne ki onun as stoperi olmak bir referans oluyor ? Takımda bir tane üst düzey oyuncu var o da kaleci :)
Ben Antep'teki Traore hayran oldum iki haftadır muazzam oynuyor adam.
Hani diyordum ya Ferdi'yi çıkarıp 2 Oğuzhan koysak diye işte o adam bu adam bence.
@Ovunc
Su ikinci sinif anadolu yabancilarina hayranligimiz neden ya?
3'e 0 giderken pas atmayip pozisyonu harcayan adama ben iki calim atti diye hayranlik duymam.
Ayrica iki haftada yeterli istatistik elde edilmez.
Batalla hayranlari icin de sunu soyleyeyim, gelsin Tabata 2 olur. Senede 5 gol 6 asist filan en fazla, o da her macta oynarsa.
Ferdi cikinca takimin ne kadar sacma sapan bi top oynadigini gorduk. Oguzhan da geriden oyun kurma becerisine filan sahip degil, kusura bakmayin. Duran top konusuna hic girmeyecegim. On diregi asamadik yani.
Isteksiz misteksiz, Ferdi'yi gonderip daha iyisini alamayacagimiz kesin. Bizimkisi "sunu alalim aslinda daha iyi degil ama belki bizde olur" hayalperestligi. Bunun sonuclari da Kerim Frei, Eneramo, Pedro Franco..
Adami motive edeceksin iste. Bilic'in isi.
Bilic'e ilk defa sinirlendim. Bence Mami, Kerim, Oguzhan, Pedro gayet istekli oynadilar. Oyunculari aciktan elestirmek yerine oyunculari degistirerek ayni taktigi oynatamadigini, esasinda bu maci teknik anlamda kaybettigini itiraf etmeliydi.
İyi stoperin tanımı artık sertlikle açıklanmıyor.Arsenal,Dortmund,Münich,Barca ve sayısız takımın stoperleri topu oyuna sokan niteliktedirler. Hummels ,Franco'dan 2 kat ağırdır ancak o olmadığında Dortmund oyun kurmakta zorlanır.Puyol Barcanın en sert stoperidir ancak ortasahadan bozma alex song oynatılır.Pique'de çok ağırdır , Van Buyten'de ağırdır ancak yine de onlar oynatılır. Franco üzerinde durulması gereken bir oyuncudur...
Sivok yok, Ersan Pedro sakat, Necip stoper, Oguzhan cezali, Mehmet Akgun muhtemelen ortasahada baslayacak, Fernandes sakatliktan cikmis, Rakiplerin haftayi kayipsiz atlatmis vs.. Buyuk takim olmak bu maclari kazanmaktir, kagit ustunde sanslarin fifty fifty oldugu maclari.. Yahu bir de hala seyircisiz oynayacakmisiz bana bu ceza bir asir uzunlugunda geldi..
Ben şu stoperde sertlik eskidi, ayak hakimiyeti artık daha önemli argümanına maalesef çok katılamıyorum.
Real-GS maçından sonra Bülent Korkmaz veryansın ediyordu, Real'in stoperleri çat diye adama yapışıyor, topa sertler, bizimkiler pamuk gibi diye... Bence fizik olarak sert-sağlamlık gayet önemli bir özellik, evet pozisyon bilgisi, sezgisi de gayet önemli (örnek Hummels) ama Franco'nun ilk golündeki davranış tercihini gözlemlerseniz henüz bu konuda da çaylak bir oyuncu olduğunu görürsünüz. Ayağı yumuşak tamam da, tek bu özellikle hiçbir büyük takımda stoper oynatmazlar adamı. Süratli değilsen, pozisyon bilgin iyi olacak misal. Neyse 6 ay sonra Franco konusunda benim dediğime geleceksiniz yine:)
@övünç, beagle
Sivok dünyanın en süper savunmacısı demiyorum, ama Türkiye'deki mevcut stoperlere bakınca, GS'nin tüm stoperlerine, FB'nin de Alves harici stoperlerine Sivok'u tercih ederim.
Keza Kuzeyfo gayet yerinde yazmış. Fernandes Maradona değil, ama Beşiktaş'ın eski benzer transferlerine bakınca, daha iyisini bulma ihtimali gayet düşük. Bakın ortalama adam bulmak daha kolaydır, Atiba gibi, Motta gibi, ama yıldız transferinde karavana ihtimali hep daha fazladır: örnek Misimoviç, örnek Lincoln, örnek Delgado, örnek Letchkov, örnek Tabata, örnek Ricardinho... Liste böyle uzar gider.
Traore çok iyi hakkaten, merkeze geçtikten sonra yardırıyor.
Stoper konusunda 100. yılı hatırlarsanız Zago-Ronaldo ve Bazan Ahmet Yıldırım, üçü de ağır Ronalda bayağı bir ağırdı. 3-5-2 oyunuyorduk kenarlarda hızlı üzülmez ve kaan dobra vardı. özellikle Türkiye ligi standardının çok üzerinde topla oynayabilen üçlüydü. Tabi Zago çok cesur ve sert bir adamdı. Ulvi ve Gökhan göbeği de ağırdı. Gökhan bir ortasaha oyuncusu gibiydi. Kenarlarda Recep ve Kadir hızlıydı. Recep bayağı hızlıydı hem de. Savunmayı bir bütün olarak düşünmeliyiz. Serdar kenar için çok ağır kalıyor. Ramon iyi hız açısından. İngilizlerin basit futbol felsefesine göre stoperleri uzun ve güçlü, bekleri süratli tutmalısınız. Böylece bütünsel olarak küçlü havadan etkili ve yeterince hızlı bir savunma bloğnuz oluyor daha iyi kademe yapabiliyorsunuz. Pedro yanında onun açığını kapatacak güçlü ve sert bir stoper ve kenarlarda hızlı beklerle (tabi kendisini de biraz geiştirmek şartıyla) pekala Beşiktaş'ta oynayabilir hatta parlayabilir. Ama Sivok, Ersan, Escude bu şartları karşılamadığı gibi sağ bekte Serdar Kurtuluş var. Sözün özü: Takımın kadro planlaması ve mevcut defans oyuncuları Pedro Franco projesine uygun değil.
Ben Turkkant'a biraz katiliyorum Pedro konusunda. Yani tamam Hummels de agirdir belki Pique de ama bizim Pedro onlarin yaninda cocuk gibi duruyor. Buca cocugu Kanadali oyle Hummels'in yanindan atip topu gidebilir mi bi hayal edin?
Pedro gucsuz, sezgileriyle de one cikmiyor boyu da kisa. Hicbirseye uymuyor yani.
Hic zorlamadan on liberoya oturtsunlar, belki orada ise yarar.
Bazı oyuncular vardır 2 maç yeterlidir ne olduğunu anlamaya.
Adamın stili , futbol aklı ligin üzerinde kesinlikle.Tabata'da kötü oyuncu değildi zaten kötü gösteren 8 m € ve bunun altında ezilmesi oldu.Çok fazla denedi kendini göstermek için çok sorumluluk aldı ama olmadı.Mesela Caner açık ara memleketin en fazla isabetsiz orta kesen adamı ama kimse isabetsiz sayısına bakmıyor çünkü isabetli olanların gol oranı yüksek.Tabata da dönemin açık ara en fazla ara top deneyen adamıydı.
Sivok vasat bir stoper.Ne vereceği belli olması iyi sadece.Dany gibi saatli bomba değil , Alves gibi 3 maçta bir atılma derdi yok gibi gibi.DAha iyisi rahat bulunabilir.Lille'in şedju'yu iteleyip Kjaer'i havada kapması gibi işler.
Fernandes üzerinden daha iyisini alamıyoruz yorumu da görecelidir.Delgado alındı mesela benzer katkı veren.
Bu ligi forse edecek adam bulmak çok zor değil abi.Adam çat diye yılların yetersizi Cernat'ı getirip yıldız dedirtti burada.Keza hiç bir zaman kademe yükselememiş Gekas örneği var yine aynı şekilde premier league'in çaptan düşmüşü Lua Lua var.Babel'ler , Scarione'ler , Antep'e gelen Popov'lar şuan Eskişehir'de Cristobal Jorquera'lar hep ligin zeka seviyesinin üstü oyuncular ve çok rahat bir şekilde fark yaratıyorlar.
Fernandese ben 2M€'nun üstünde para vermem. Adamın fiyat/performans/risk olarak iyi yani hali hazırda bizim oyuncumuz, bonservis derdi yok ve ne olduğu belli. Ama Övünçün saydığı fark yaratan adamlardan bir fazlası da yok, zaten fark yaratacak adam bulunur eyvallah ama bize derbilerde avrupada fark yaratacak adam lazım eğer hala takımın fark yaratmasındansa oyuncunun fark yaratması üzerine konuşuyorsak. O zaman da işin içinde maliyet ve risk farktörleri giriyor. Bana kalsa anlaşmayıp ortaya seriadan bir ortasaha almak, oyuncuya değil takıma yatırım yapmak daha mantıklı.
Pedro konusunda da daha 1. goldeki alan paylaşımını yapamıyorsa fizik olarak luganoya dönüştürülse de aldığımızın üstüne satamamayız. Pedro Atiba Oğuzhan denenebilir ama sanmıyorum ki banko bir oyuncumuz haline gelecek olsun.
Bir de kupadan elendik madem artık haftaiçi hazırlık maçları yapılsa en azından iki haftada bir çok iyi olur. Başka türlü hazır olamaz bu kadar adam, hem de fırsat olur onlar için mental olarak iyi gelebilir.
selamlar, bir takım oyuncuların bireysel performans düşüklükleri, bir bölümünün kifayetsizliği; kondüsyonun tam olarak sağlanamamış olması (2. yarı performans düşüklükleri) gibi istenmeyen durumlar var. ancak maçların belli bölümlerinde oynadığımız oyunu oynayabilen bir takım da türkiye liginde yok. stadı zaten olmadığı için her maçı deplasmanken bir de üstüne 4 maç ceza almış bir takıma aşırı yüklenmek ne kadar anlamlı bilemiyorum. bilic ve özen bir projeyse bu projenin vaad ettiği geleceğe dair bir takım olumlu ışıklar sahada görünüyor. bu sürecin kesilmeden devam etmesi lazım. artık her şeyi herkesten iyi bilen ulemadan bıkkınlık geldi bana.
ben her şeyden önce beşiktaşlıyım. bana göre forma sahaya çıktığında geride kalan her şey teferrüat. lucescu'dan beri (arada tigana da sayılabilir) geleceğe dair hiçbir teknik direktörün başarılı olabileceğine zihnen inanmadım ancak kalbimle hepsini destekledim. belki geçmişten gelen bir hoşnutsuzlukla samet aybaba'nın gitmesini kalben de istemiş olabilirim. fakat bu sene farklı. bilic'in takımı ilk yarılarda yaptıklarını devam ettirebilecek kudrete erişirse ve bunu 7-8 oyuncudan 14-15 oyuncuya yayabilirse beşiktaş bir sistem takımına dönüşebilir. ancak bunun için zaman lazım.
transferler de sürekli eleştiriyor. insan kaynağına yönelik yaptığını planlar her zaman sıkıntılıdır. işlemeyen parçaları da zaman içerisinde değiştirirsiniz. ancak sabırlar hemen taşmamalı. önder özen 18 aydan bahstmişti. ben kendi adıma sabretmiyorum. denizli döneminde rekabetçi olmaktan, kazanmaktan hoşlandım. ancak uzun yıllardır ilk defa geleceğe dair bir şeyler yapan beşiktaş izlediğimi hissediyorum. ha geleceğe dair yapılmış bir planlama henüz meyvelerini verecek kadar süreye sahip olmadan çöpe atılır. ben haksız çıkmış görünürüm. ancak bu benim gerçekten de haksız çıkmış olduğumu göstermez. sadece yeterince beklenmediğini gösterir.
keşke o dört maçlık sezon açılışını yapmasaydık.
Açıkçası biliç ile samet aybaba arasında pek bir fark göremesemde bende 18 aylık sürenin beklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Pek ümitli olamasamda bir şans verilir. Daha önceki yazılarımda portekizliler üzerine takım kurmamamız gerektiğini çok yazmıştım ve beni haksız çıkartmadılar. Reis falan lafları çok boş işlerdi ve reis otağı yıktı. Bence takımın yabancılarda da alman ve hollandalılar üzerinden gitmesi gerekiyor. Bunların ağırlıkta olduğu bir takım kurarsak hiç olmazsa sağlam altyapı disiplin ve hırs görürüz. Sonuçta adamların iki takımı şampiyonlar liginde final oynamadı mı? Muhammedin ise pek birşey yapabileceğini sanmıyorum inşallah ben yanılırım. Bir de tamam bazen çok saçmaladı ama 5 kişilik ön libero ekibinin biri mehmet akgün olabilir diye düşünüyorum. Genç ucuz hızlı ve avrupa altyapılı. Maçta o olmasa bence işler çok daha kötüye gidebilirdi
Soru şu: 18 ayı beklemezsek ne yapacağız? Bir Allah'ın kulu da "Sergen gelsin" gibi absürt yorum yapmadan buna yanıt verirse gayet anlayışlı olacağım.
Teknik ekibin geleli daha yarım sezon bile olmamış. Buna karşın ilk 4 hafta GS maçına kadar gayet pozitif oynamışsın. Hatta yenildiğimiz/puan kaybettiğimiz maçların çoğunda dahi en az ilk yarıda pas trafiği adına güzel işler yapmışsın. Buna karşın akıllanmayan ve zamanında Del Bosque'yi, Tigana'yı ve Schuster'i kovmaktan usanmamış bazı taraftar yeni kelle istiyor.
Alternatifin ne? Sergen deme ama dersen bile Sergen'in Antep macerasından önce de salladıkları biliniyorken, neydi?
Türkiye'de bu işlerin niye düzgün yürümediğinin canlı örneği: GS yöneticisi bugün taraftar, ruh falan sayesinde yendik, oyunun önemi yok diyor.
Paralı ama akılsız adam efsane motiveci, şüpheli taktisyen hocanızı kovmuşsunuz, yakın zaman futbol tarihinin en teknik oyuncularından, sonrasında da iyi kariyerli bir hocayı koymuşsunuz.
İşler biraz ters gitmiş ve adam dandik orta saha ve kanatlar oynatacağına fizikli stoperler ve forvetler kullanmak gibi bir radikal değişim yapmış. Saha ağır olduğundan ısrarla uzun top oynatmış, panik olmamış, yalancı 10 numaralar ve önlibero adı verilen ne işe yaradığı belirsiz, kazma orta sahalara bel bağlamamış. Uzun top, güçlü forvet indirir, yetenekli AMC gol atar senaryosunu canlı yaşatıp Juventus'u eletmiş. Yönetici ihtimalen hocanın ne yaptığına değil skor tabelasına ve tabelaya baktığından maçtan sonra masal anlatıyor.
Şu adamın yaptığı taktik değişikliğin yarısını yapsa Biliç'i kayıtsız şartsız desteklerim de bizimki daha oyuncu değiştirmeyi sökemedi. Nasılsa on yılda bir şampiyon oluyoruz. 5 sene falan dayanırsak kafaya oynatacak kadar öğrenir.
5 yıl önce bir halttan anlamıyor diye kovulanlar bugün olsaydı belki kafaya oynuyorduk.
Belkide son söylenecek söze ilk başta söyleyerek başlamak gerekiyor. Beşiktaş a gelip gelmeyeceği Biliç öncesi fazlasıyla tartışılan Favre, Borges in bloğunda geçen ay yayınlanan futbolun sürekli geçerli olan doğrusu yoktur başlık röportajında “2009 Şampiyonlar Ligi Finali’nde Manchester United’a karşı Barcelona kazandığı zaman ayrıntılardan birisi taktik olmuştu. Messi’yi kenardan alıp merkeze yerleştirdi ve Eto’o ile Henry de kenarlardan gelince Manchester şaşırdı, karıştı. Bu o başarının nedenlerinden birisi ama taktikten daha önemli şeyler var. Oyun zekası, teknik becerisi, doğru yere hareket etme kabiliyeti ve ayaklarında olduğu kadar düşüncede de hızlı olmak. Guardiola o zaman elinde Henry ve Eto’o olmadan bunları nasıl yapabilirdi?” diyor. Kısacası istediğiniz kadar iyi taktisyen olun yaptığınız-yapacağınız iş elinizdeki malzemeyle de doğru orantılı.
Mancini iyi bir taktisyendir çoğu İtalyan hocada da gördüğümüz gibi. Ama kenardan giren oyuncu milli takımın forvetiyse, heleki bu oyuncu ilk onbirde oynamadığı zaman mutlaka Terim zamanında dahi maça girdiyse ve bu sayede maçı döndürebiliyorsa Biliç e neden Eneramo yu oyuna almadın senin yüzünden maçı kaybettik demek haksızlık oluyor. Eğer benzer durum Beşiktaş ta yaşanmış olsaydı biz Mancini ne kadar iyi hamle yaptı demeyecek, Umut gibi bir oyuncu neden ilk onbirde oyuna başlamadı diye eleştirecektik. Teknik adamın yaptığı da taraftarın söylediği de doğru olabilir ama son sözü Favre söylüyor. Futbolun sürekli geçerli olan doğrusu yoktur. İkiside yanlış olabilir. Peki biz neden yaşanmamış bir şeyi doğru olarak kabul edip Biliç i eleştiriyoruz. Tabeladan kaynaklı burası net.
Asıl sorunda bu eleştirinin nedeni. Çünkü bizdeki büyük takımız hissiyatı ile gelmeyen-gelemeyen başarı arasındaki çelişkide birsini (teknik adamı) suçlamayı tercih ediyoruz. (Trabzon da aynı sorunu yaşıyor) Bu aslında kendimizi olduğunda büyük görmekten (tüm takımları her maç her yerde yenebilecek kadromuz olduğuna inanmaktan) kaynaklı “savunma mekanizması”.
O yüzden iş yönetimde bitiyor. Kriz yönetiminde bitiyor.
@raison
%100 doğru tespitler.
Yalnız şöyle özel bir durum olduğunu da gözden kaçırmamak lazım.
Mesela Ferenbahçe maçı öncesi oluşan senaryo ile maçın 30. dakikasında ortaya çıkan tablodan sonraki senaryoda Beşiktaş'a verilen ganyan aynı olamaz , keza Sivas maçının ilk 30 dakikasından sonra da olamaz.
Nitekim bir alttaki yazı buna işaret ediyor.
Biliç kazanma planını oluşturuyor bunu gayet yeterli de yapıyor ama bunu güncelleme konusunda büyük sorunları var.
aşşağı yukarı 6-7 maçtır ikinci yarıda kesilen bir takım görüyorsak ben buna "hop noluyoruz kardeşim" derim abi.Buna bir çözüm bulunmasını beklerim en azından denenmesini beklerim.Birşey görmüyorum ben.Aynı mevkinin oyuncuları birbirlerinin yerine giriyorlar bu kadar.
Bunu geçen sene Samet Aybaba için de söylemiştik.Beşiktaş iyi yaptıklarının üzerine koyamazken kötü yaptıkları ise her hafta daha kötüye gitmişti.
Ben yine benzeri bir tablo hissediyorum.
Biliç'in futbol aklı Samet Aybaba'nın üzerindedir bu kesin ama aynı yoldan aynı yere vardıktan sonra bana bunun faydası yok.
Övünç,
Eğer Biliç'in futbol aklının daha iyi olduğununu, Özen hamlesinin mantıklı ve ihtiyaç dahilinde olduğunu düşünüyor isen bu insanlara güvenip beklemen gerekmez mi?
Bir de benim anlamadığım herkes fener şampiyon ikinci olsak yeter bu kadroyla bu kadar diyor ama ama başaltı takımla seyricisiz maçta berabere kalınca biliç aybaba muhabbeti yapılmaya başlanıyor. E zaten devamlı kazanıp arada berabera kalırsak şampiyon oluruz? Nedir bu eleştririrken arasını bulamama, realist olamama problemi anlıyamıyorum..
Öncelikle şuna karar verilmeli: futbol direktörü, futbol ve klübün profesyonelleşmesi gerekli midir değil midir. Kafasında soru işaretleri olanlar borges'in kurumsallaşma ile ilgili yazılarına göz atabilirler. Gereksiz buluyorsanız zaten istediğiniz kadar özeni de biliçi de eleştirin. Ama ben gerekliden ziyade hayati bulduğum için ve özen&biliç ikisilini de türkiye şartlarında düzgün ve kaliteli adamlar olarak gördüğüm için sahadaki futbolu eleştirirken (ki aslında bence gayet umut vaadedici) bu iki ismin aşırı olarak eleştirilip yıpratılmasının daha emekleme döneminde olan kurumsallaşmayı da yıpratığını düşünüyorum. Yeter ki paralı yöneticiler artık klüpten ellerini çeksinler, yeter ki bu işleri bilen adamlar yapsın ben 3 sene 3. olmaya razıyım.
Başın sağ olsun Tolga Zengin!
Taraftar forumlarında genelde 2 sanal grup oluşuyor:
Realistler ve Romantikler
İş ve özel hayatında gereğinden fazla gerçekçi biri olarak Beşiktaş konusunda uslanmaz bir romantiğim. Ancak bu romantikliğim, akılcı düşünmekten alıkoymuyor beni. Sadece, Beşiktaş maçı sonrası kulaklarımdan ateş yükselirken "Bir daha Beşiktaş maçı seyretmeyeceğim" deyip, ertesi hafta maç günü sabahından heyecanım başlıyor. İş dışı hayatımda her gün bu kadar düzenli vakit ayırdığım eşimden sonra ikinci şey Beşiktaş. Gün içinde İnternet'e girmeye fırsat bulduğumda mutlaka bloga girip bakıyorum, yeni yorumlar var mı diye. Hatta Mustafa'ya da sitemim var, Futbol Burada yayın hayatına son verdiğinden beri bizimle az ilgileniyormuş gibi hissediyorum.
Çok uzattım kusura bakmayın ve henüz konuya gelemedim. Kendini gerçekçi olarak niteleyen tarafar grubumuz çok katı gerçekçi. Ve bu katı gerçeklik, içinde bulunulan şartların görülmemesine sebep oluyor zaman zaman. Başarılı olmanın yolu elbette bilimsel, yönetsel etkenlerden geçiyor ama odağında insan olan bir işten bahsediyoruz. Fikret Orman futbol yönetimini profesyonelleştireceğim dediğinde bir anda Alman klubü haline geleceğimizi mi düşünüyorduk? Yöneticilerin orada olmasının amacı kendilerini sürekli göz önünde tutmak, egolarını şişirmek değil mi? Beşiktaş'ın üst düzey yöneticisinin orada bulunmasının tek amacı Ronaldinho mu? Sizi bilmem ama ben bıktım valla aynı açıklamaların dönüp dolaşmasından. Benzer şekilde ah Egemen, Hilbert neden gitti yorumlarından.
Transfer dediğin şey o kadar parametre içerir ki mutlaka yanılırsın. Tamam paramız yok bizim daha az yanılmamız lazım, yöneticileri işe karıştığı için eleştirelim ama bence iyi niyetli, işini bilen ve etrafına iyi kadro kurmaya çalışan şu 2 adama şans verelim. Ben iddia ediyorum herhangi bir 3 büyük, vasatın üstü kadro ve teknik direktörde istikrar sağlarsa orta vadede Türkiye'de başarılı olur. Orta vade de en fazla 3 yıl. Rahat bırakılırlarsa Önder Özen ve Biliç 3-4. yılın sonunda Avrupa'da bile bizi kabul edilebilir başarıya taşır bunca dezavantajımıza rağmen. Yok dayanamıyorsak bir eski futbolcu, bir dünyaca ünlü teknik direktör çarkına geri döneriz. Arada bir Mustafa Denizli'yi çağırıp günü kurtaran başarılar alırız.
Sevgiler..
Bu sezonun elimizde patlayan en buyuk bombasi ilk 18'i guclendiriyoruz diye aldigimiz adamlar oldu gibi gozukuyor. Yine yanlis transferler. Isin kotusu, arkasinda hic mantik olmadan yapilan transferlerle gecirdigimiz YD sezonlarindan, mantikli gibi gozuken transferler yapilan bu sezon farksiz geciyor. Isin ehli gibi gozuken insanlara guvensizlik olusursa yeniden eskiye donus olmaz umarim. En buyuk korkum bu.
Bir de Muhammed'i, Kerim'i filan elestirmek cok olmuyor. Mustafa'nin dedigi gibi Muhammed'in mesela Buca macinda Oguzhan'dan baska hickimsenin denemedigi dikine calim arkasindan sut olayi var.
Fizik meselesine gelince de bence herkes Ganali gibi olmak zorunda degil. Muhammed'in asil sorununun hizi oldugunu dusunuyorum ben. Yani oyle bi oyuncu akip gitmeli ancak o zaman ise yarar.
Bu arada Necip'ten tas gibi sag bek olacagini dusunmeye basladim ben. Stoper performansi bence cok kotuydu, inanilmaz kotu sezgisi var her pozisyonda ilk topa gitti. Ben belki hic futboldan anlamiyorumdur ama Holosko'yu sag bekte deneyip Necip'i denememeyi anlamiyorum.
necip sezon başında, sakatlıktan döner dönmez sağ bek olmasa da sol bek denendi diye biliyorum. kaldı ki escude gibi alan kapatan stoperin yanında kesici özelliğini gayet iyi buldum. pozisyon alma konusunda sıkıntısı olan bir adam olduğundan, rakip forvete yapışınca kaybedecek yeri de pek olmadı, ilk yarının sonunda bir pozisyonda arkasına düşürdüğü top dışında umut vaat edici buldum, bir sürü top kesti. ligdeki durum ve beklenti dengesi izin verse üzerinde ısrar edilip franco'dan beklenen geriden oyun kuran stoper kendisi olabilir.
planlama konusunu yine burada turkkant ile tartışmıştık sanırım. 6 ayda bu ölçekte bir şey planlanamaz, plan varsa bile şu anda yalnızca plana yönelik yapılan hamleleri görebiliriz. şu anda bu hamlelerin beklenen etkiyi yaratmadığını söyleyebiliriz. özellikle ilk 18 konusunda. yoksa ilk 11'e yapılan hamlelerde serdar dışındaki isimlerde yüksek oranda mutabakat vardır sanıyorum.
ben hala en önemli eksiklerimizin stoper ve forvet olduğunu düşünüyorum. evet almeida'nın formu yükseliyor ama adamın tüm kariyeri ve bizim daha önce izlediğimiz isteksiz görüntüsü "bana bel bağlama hacı" diyor. fernandes'in son durumu ve almeida'nın dengesiz duygusal tavırları olası bir fernandes ayrılığında ibre eksilere dönebilir diyor. stoperde yabancı kullancaksak ben sivok olmasını istemiyorum gerçekten, tamam alabildiğin belli ama o belirlilik bana yetmiyor. eldekilerin en iyisi olması dışında, 2-3 maça bir hatasından gol yiyoruz.
Liderden 9-12 puan gerideyken ve denediğimiz bir çok oyuncu umut vermemişken, bir transfer sezonu sohbetine daha geldik. Hayırlı olsun :)
Oyuncu fazlası olan para babası klüplerden ortalama üstü oyuncular iyi şartlarla edinilebilir. Manchester City, Chelsea gibi kadro fazlası olanların çoğu bizle ilişkilenmeye başladı. Fırsat ve tehlike beraber yatıyor.
Lescott mesela 190 boy, güçlü fizik, lig tecrübesi ile sanki tarif ettiğimiz adam gibi görünse de sahaya sağlam basıp "buralar yasak" mesajı verecek birisi değil. Alan savunması eksikleri sürekli yedek kalmasının sebebi. Asıl orada Kompany istediğimiz adam ama imkansız rüya. Stoper işine daha dikkat lütfen.
Lescott'un yanıbaşında ise bize epey yarayabilecek Micah Richards yatıyor. 180'lik hızlı güçlü sağbek. O da gözden çıkmış durumda ama adı geçmiyor nedense.
Guidetti'nin oturmuş bir sistem takımında geleceği olabileceğine inanıyorsam da, şu anki kadromuzda Almeida'nın 10 da 1'i iş yapamaz. Hiç yeterli gelmeyen Bobo'nun daha eksiği. Halbuki Chelsea'den Demba Ba türkiye için müsait oyun yapısında. Ömer Şişman. veya Pektemek ile de beraber gideri olur hatta Almeida ile neler yapabileceğine 6 ay bakılabilir. Chelsea 6 milyona almıştı 12 istiyor diyorlar ama 3'e 4'e bile satar.
Essien 6.6 milyon pound maaşı ile yapılacak en büyük hatalardan biri olur.
Beyler çok güzel şeyler yazılmış burada.Çok şey öğrendim burda okuduklarımdan dost meclislerinde ve kahvede maçları izlerken burda öğrendiklerimi kendi fikrimmiş gibi satar iyi çay kahve içerim de..De si o işte kendi fitbol doğrularım gene değimez değişmedi.:)) Sanırım sabit fikirli peşin hükümlü bir adam olmamdan kaynaklanıyor bu durum.
Ben STSL de 3 büyük takımın sahaya 2 forvet ile çıkması taraftarıyım ezelden beri.Dizilişimde hazır bunun için.4-3-1-2..Yukarıda bir üstad yazmış bunu.Savunmda bıçak gibi sert ve keskin 2 stoper(Ayala,Zago,Lugano) kenarlarda sıkıştıklarında topa öfkeyle vurup 60-70 metre ileri atabilecek teknikleri nispeten düzgün ciğerli iki bek(S.Kurtuluş gibi tüm gücüyle topa vursa bile 30 metre ileri atabilecek adam değil)..Orta sahaya nispeten karakterleri bozuk en az 2 si zenci tercihen biri rüyada görse korkulacak tipte koşan,kavga eden,kavga çıkartan,tekme atan,tüküren,rakip fitbolcu tartaklayan teknikleri çok iyi olmasa da 30 metre mesafeden kaleyi gördüğünde sert şut çekebilen 3 tane beygir...Onların önüne fitbolun saha içi saha dışı tüm hilelerini bilen,rakip takımda ki sarı kartlı oyuncuya pislik yapıp onu attırabilecek potansiyelde akan oyunda ara pası atabilecek yay civarında yani 20 metre mesafede kaleye korkusuzca şut çekebilecek çektiğinde takım arkadaşlarından özür dilemeyecek 10 gol 10 asist yapacak (Oğuzhan bu işi yapar yedeği Erman Kılıç bile olur) bir ne diyorsunuz siz ona AMC sanırım işte ondan.
Önde biri uzun güçlü kalın hava topu alan indiren omuz atan (Nobre bile olur) diğeri de tilki gibi seri akıllı ama topla koşarken düğüm olmayan yakın-uzak köşeye plase yapan (D.Villa tarzı) bir ne denir ona striker..
Yaslan arkana.Kondüsyon yükle bu takıma ve seyret.:))
Biz sadece diziliş hayal etmiyoruz..Ö.Özen'den neyimiz eksik deyip planlama da yapıyoruz icabında.:)
Kaleci T.Zengin bizi idare eder 5 yıl.S.Kurtuluş yerine ona verilen para ve üzerine Kayseriden oyuncu almak zordur diye Holosko +bir yıllık kiralık Muhammed karşılığı S.Dursun.Mevcut parasızlıkta P.Francoya verilen para ve üzerine Sivok satışından elde edilen gelir normal bir EPL takımından tercihen beyaz bir stoper olmadı Sivok tutulup Akhisardan İ.Sonko alınır.Escude bu ligler için sol stoperin ebdei sahibidir nazarımda sağlam olduğu sürece .Toraman affedilir Ersan ile beklerler..Sol bek İsmail iyi yedek olur Motta ile idare ederler.
Mehmet Akgün,sene başı elde mevcut bulunan M.Akyüz ,Kerim Frei'a verilen para artı Fernandes satışından elde edilen gelir,Ö.Şimanoğlu,Eneramo'ya harcanan para ile Kadir Pekmezci,Hürriyet Güçer Hiç olmadı Ali Çamdalı,Hakan Özmert takasları ve Fransa liginden bir zenci.Veli var Necip yedekler icabında Toraman koyarsın oraya..Oğzuhan zaten eldeydi.Erman Kılıç alınıp yedeklenir bütçeye riayet edilirdi..
Forveti de başkası düşünsün başım ağrıdı BJK düşünmekten..
Uzun lafın kısası kısa lafın hülasası Şişmanoğlu,Frei,Eberamo,Franco,S.Kurtuluş,Atiba gereksiz para ve umut bağlanan transferlerdir.Bunların yerlerine ve üzerine Fernandes satışı ile gelecek gelir ile ve ilave olarak Holosko,Pektemek takasları ve Muhammed gibi kiralamalar ile ucuz ama taş gibi bir takım kurulabilirdi diyorum ben naçizane..
Bu takım kendi evinde 3 maç oynadı, 14 hafta tamamlandı. O maçlar olimpiyattaydı. Sonuncusunda birirleri sahaya girdi, sonraki 4 maçı az sayıd kadın ve çocuk önünde oynadı. İnönü stadında olsaydık ve 4 maç gibi bir ceza olmasaydı şu anda minimum puanımız 30'du. Bu takımda gelecek var, ilk yarılarda oynadığımız top diğer büyüklerin 60 dakikada oynayabileceği kadar zengin. Bu kadar avrupalı bir oyun başka takımda yok. Hem de bu malzemeyle. Özen-bilic-yeni stad-herşeyi çok bilmek rakiplere özenmek rakiplere aşağılık kompleksi ile bakmak bloglarda orda burda camianın psikolojisini aşağı çekmek yerine taraftar olmayı hatırlayacak beşiktaş taraftarı. Başarının formülünü verdim, birlik olalım, futbol direktörüne, teknik ekibe sahip çıkalım, kulübe imkan ölçüsünde maddi, ayrıca internet ve diğer platformlarda manevi destek ve moral verelim. Taraftar iyimser olursa takım da iyimser olur. Juve maçına aynı koşullarda beşiktaş çıksaydı 0-2 yenilip avrupa ligine giderdik çünkü herifler şampiyonlar liginde bu sezon rezil oynamalarına rağmen juveye koyarız diye dolanıyorlar ortada, taraftarın umudu takımı da etkiliyor. Ekşibeşiktaş, cartalete, burasıkapalı gibi bloglar o şartlarda iki hafta önceden başlardı italyan savunmasına 35'lik drogba ve bulduğunun onda birini anca atan burakla mı gol atacaz, gökhan zanla mı savunma yapacaz diye. Maç günü geldiğinde kafada kaybetmiş oluruz zaten. Hatta juventusa gerek yok, lazio deplasmanına, lazio'nun olduğu grubu ikinci bitirmek iyidir diye gider, trabzon'un lder çıktığı o gruptan ikinci çıkar gelirdik. Bu kompleksleri atalım, 1989'un beşiktaş'ı yolda, çok değil iki-üç yıl içinde sahayı rakiplerine dar edecek
Yorum Gönder