Her Yer Dolmabahçe




“Bugün sanki evinde oynayan takım biz değildik. Beşiktaş’ın yaptığı baskıdan kafamızı kaldıramadığımız anlar oldu.”


Bazen sahada ne yaptığını, en güzel tanımla rakiplerinden öğrenirsin. Bu sözler Gaziantepsporlu Haris Medunjanin’e ait, maçı çok güzel özetliyor. Slaven Bilic, Pedro-Dany ikilisini geriye, Atiba’yı da orta sahaya yazınca niyetini belli etmişti. Yine Bursa deplasmanında olduğu gibi planı “ev sahibi gibi” oynamaktı ve başardı da…

Lewandowski, Borussia Dortmund formasını emaneten giymediği sıralarda “Nedir sizin sırrınız?” sorusuna karşılık, “Bizim için pres çok önemli, neredeyse tüm çalışmalarımız buna dayalı” demişti. Bu sayede Dortmund, “topun kaybedildiği yere pres” olayı bir iki maçlık olmaktan çıkarıp, takımın ana karakteri haline getirmişti. Slaven Bilic de aynı yolun yolcusu. Bu felsefe için çalışıyor, çalıştırıyor… Hatta yapılacak transferleri de bu eksende belirliyor, en bariz örnek: Dany. Bilic onu ısrarla istedi, çünkü niyeti kalenin önünde savunma yapmak değildi. O savunmayı, rakip kaleciye kadar uzanacak bir presle başlatmaktı.

Şayet oyuncular bu felsefeye zamanla mental ve fizik açıdan cevap verecek hale gelirse, hele de orta sahaya Jermaine Jones gibi “box to box treni” eklenecek olursa, Beşiktaş farklı sahalara çıkar ama yanında o Dolmabahçe’yi hep hisseder ve ev sahibi gibi oynamayı sürekli kılar.

Pedro ‘Cesur’ Franco

Önder Özen bir keresinde Pedro Franco’nun en çok cesaretinden etkilendiğini söylemişti. Hakikaten bu çocuk hazırlık maçında bile taca giden topa kafa uzatıp, kaşını gözünü patlattı. O cesaretin üzerine soğukkanlılık da serpiştirmiş. Ülkesinde boşuna 20 yaşında kaptanlık vermemişler. Biri direkt golü önlemek, diğeri umut veren atağı kesmek suretiyle iki önemli tackle yaptı. Topu ayağına aldığı anda kısa, uzun paslarla birçok atağın önsözünü yazması da ayrı…  Hataları da vardı elbet, yenilen gol öncesindeki gereksiz faulü gibi. Ama büyük umut aşıladı, en çok da onu gelecek sezonun banko 11’ine yazar Önder Özen – Slaven Bilic ikilisine.

Dripling halindeyken topu ağından açmayan, sürekli kontrolü altında tutan oyunculardan çok az vardır. Gökhan Töre de o mahalleden… İki kişi arasından çıkıp, şutladığı pozisyon gol olsaydı, Beşiktaşlılar için zihne format atılsa bile unutulmayacak bir an olurdu. Goldeki pası da o noktaya kararlı bir koşu atması da çok iyiydi, ama Olcay’ın o yumuşak gelen topu köşeye bırakması da öyle…
Almeida’nın net bir alternatifi yok, o yokken gelişi güzel şişirilen toplar geri geliyor. Ama hücum alanında kalan topları gol yapma ihtimali yok yüksek olan bir çocuk var: Ömer Şişmanoğlu. Attığı ikinci golle, takımı adına en iyi savunmayı yaptı. 2-1’den sonra Slaven Bilic de bu kez maçı daha çok yaşadı. Fernandes hamlesi, oyunu soğutma adına Uğur Boral’ı sahaya atması… Başlangıç planları çoğu zaman kusursuz olsa da maçın akışında biraz eksik kalıyordu. Antep’te görülen Beşiktaş adına farklı ve olumlu etkenlerden biri de buydu.

Yeni transferlerden Dany işini yaptı, Jones yoktu, Cenk Tosun’sa yakaladığı tek fırsatta neden farklı bir golcü olduğunu kanıtladı. Baskı altında, baya da çaprazdan soluyla çıkarttığı net şut… Yine Dortmund’dan Marco Reus’un dediği gibi; “Önde pres yapıp topu kapmak en çok da bize yarıyor, kaleye daha yakınken hücuma başlıyoruz.” Cenk Tosun’da da aniden kapılan topları çok sevecek bir tarz var. Seneye Beşiktaş’a çok lazım olacak…

Atiba Hutchinson… Fazla uzatmaya gerek yok denilecek tek şey var; belki yetenek olarak değil ama karakter olarak çok büyük oyuncu mayasına sahip. O sahadayken, dışarı çıkınca evde yalnız kalacak çocuğunu bile eline tutuşturup, emanet edebilirsiniz. O derece rahat, soğukkanlı, güven hissi aşılayan bir adam.


5 yorum:

tolga dedi ki...

deplasmanda sadece 2 macta bursaspor ve antep macında uyguladığımız önde presi 80 lı yılLardan 2004 yılı ilk ceyreğine kadar beşiktaş ın en önemli galibiyetlerindede görebilirsiniz hatta sampiyonluk senelerinde .
Bu taktigi takımın karakter edinmesi lazım .
Uzun vaadede bu karakter ve taktik beşiktaş ı cok iyi yerlere getirir.
oyuncular gelir gecer isimleri anılır fakat bu taktik cok önemli .bugun barcelona dortmund bayern tum buyuk kluplerın bır oyun şablonu ve uzun yıllardır gösterdiği aynı oyun taktiği var .
sistem oturmus .

Flaming Buzz dedi ki...

@cartalete

Hocam, arkadaşımın önerisiyle, seni uzun zamandır takip ediyorum. Yazıların, analizlerin, fikirlerin gerçekten takımı bir ileri seviyeye çıkarmak amaçlı ve bizimde ufkumuzu açıyor. O yüzden ilk yorumumda sana teşekkür etmek istiyorum.

Maçla ilgili Veli' ye ayrı bir parantez açmak gerekli. Yazarlar genelde Atiba' ya övgüler yağdırmış ama ben, eğer bu maçta Veli olmasaydı, bu baskıyı bu dinamizmi oluşturabileceğimizi sanmıyorum. Şu maçta durması gerektiği yeri o kadar iyi biliyordu ki topu kazanan oyuncu istatistiğinde başka isimler yazsa da, "arka planda", tuttuğu yer, kapladığı alan, pas atılacak oyuncuyu takibi ve presi ile kesinlikle Veli vardı.

Atakanus dedi ki...

Bir arkadasin su videosu galibiyeti cok guzel anlatiyor. Selamlar. http://www.youtube.com/watch?v=k3_bqAV9SVk

Cartalete dedi ki...

Flaming Buzz
Ben teşekkür ederim, hoşgeldin.

Evet, Veli'nin de etkisi büyük ama onun güzelliği son dönemde takımın pas oyununa da olumlu katkı yapması. Sadece basit kısa pas değil, kanat değiştiren pararlel pasları da çok iyi atıyor.


Video da nefismiş.

gundelikci dedi ki...

carvalhal'in orta sahaya il koyduğu gün başı kesilmiş tavuk gibiydi vei, hatta geçen sene de çift ön libero oynarken alanını boşaltıp duruyordu.
Bilic'e dair en beğendiğim şey, takıma ortak akıl katması oldu, geçen sene yerleşik savunmada gol yememizin sebebi biraz da 2-3 kişinin pres yaparken diğerlerinin alan kollamasıydı. bu sene atiba-veli yan yana oynarken güzel alan ve görev paylaşıyorlar gerçekten. atiba da topla çıkarken gerçekten fazlasıyla fark yaratıyor.
almeida sıkıntı her türlü. gol atsa da, oyunu yukarı taşıdığı gerçeği ortada olsa da sıkıntı. olcay'ın attığı goldeki gariplik bit tek beni güldürmemiştir herhalde. olcay ve almeida'nın yerlerinin değişmesi gerekiyordu orda ve o kafayı vuran almeida olsaydı gol olmama ihtimali daha fazlaydı. almeida oyunu gerçekten çok güzel açıyor, muazzam bir oyun görüşü ve tek pas becerisi var ama rolu pivot santrafor=) bu karakterde oyuncu gerçekten bir tek kendisi olabilir, elmander böyle değildi karıştırmayın rica ederim. almeida varsa tek bir oyun şablonuna sıkışıyorsunuz gerçekten ve o oyun şablonunu oynamanız genelde formu ve isteği üşük olan almeida'nın tekeline kalıyor. kendisini çift forvet oynatsanız ve yanına tevez koysanız muhtemelen tevez'den daha fazla geriye gelip top yapacaktır ama dediğim gibi kendisi pivot santrafor ve yanına bir uzun daha koysanız araya koşma özelliği yok.