Sakin ve Kararlı


Eğer sahada 10 kişi kaldıysanız ve o karar da herkesin farkında olacağı kadar bariz bir hataysa, o dakikadan sonra sadece rakiple değil, kendi iç sesinizle de mücadele verirsiniz. İçinizdeki ses, daha fazla isyanınızı ister. Ancak bu, çoğunlukla kaosa dönüşür. Beşiktaş o isyanını, kararlılığıyla bastırdı ve bunu sakin bir mücadeleye çevirdi. En çok da Veli Kavlak ve Gökhan Töre ile.

Gökhan Töre bazen ortaya öyle bir çıkıyor ki, 17 yaşındayken Chelsea formasını tesadüfen giymediğini kanıtlıyor. Onu her gün kanıtlasa, o formayı tekrar giyecek düzeye gelir. Hem güçlü, hem çabuk, hem de baskı altındayken net paslar çıkarabiliyor. Kolay kolay bir araya gelmeyecek özelliklerdir bunlar. Beşiktaş, Oğuzhan’ı kenara alınca hücumda ezber bozması için sadece onun ayağına bağımlı kalmıştı. Onun sayesinde de Bursaspor’u eksik kalmasına rağmen sürekli tehdit etti, golü de buldu.

Özellikle Afrikalı oyuncular için ayrıca bir kemik yaşı istenir ya… Oysa bir de “tecrübe yaşı” diye bir şey var. Mesela Pedro Franco’nun tecrübe yaşını ölçsek, 36 gibi bir yaş çıkabilir. Oyunun her anında soğukkanlılığını koruyor, her karmaşada ortaya çıkabiliyor, zaten İngilizlerin sliding tackle dediği yatarak müdahale konusunda memleketinde master yapmış, öyle gelmiş.

İlk Bursaspor maçında Beşiktaş, taktiksel anlamda sezonun oyununu oynamıştı. Bu maçı da Hugo Almeida’nın plasesi görünümlü ama altında çok daha fazla anlamlar yatan golüyle, “karakteriyle” kazandı. Ve galiba bu, Beşiktaş için sezonun maçıydı.

33 yorum:

yürü güneşe dedi ki...

olayın kaosa dönmemesini biliç etkisi olarak görüyorum hocam. on kişi kaldığımızda bile disipline edilmiş bir dizilişimiz ve son haftalarda gittikçe arttığını gözlemlediğimiz fiziksel gücümüz vardı.
çok güzel bir beşiktaş geliyor:)

Mayor dedi ki...

Herkes 10 kisi kalmis Besiktasi konusuyor.
11 kisi oynayan Besiktasa bakarsaniz, berbat bir tablo goruyorum ben ama.
45 dakika boyunca bir tane bile pozisyona girememis, rakipe cok uygun firsatlar vermis, neredeyse golu yemis bir Besiktas.
ilk 45 dakikanin en kotu iki oyuncusu da Gokhan Tore ve Almeida idi ardindan Olcay, Oguzhan, Veli geldi. Hatta Motta bile bir cok topu yanlis kullandi.

Rakip Bursa, GS den 6 yemis bursa, basinda Daum var, mac istanbulda, Ligde iddiasi olmasi gereken takim Besiktas ve sansimizla kazandigimiz bir oyun.
Ben oldukca optimist bir yorumcuyum bu maci da ayni optimistlikle yorumluyorum. Umarim Bugun takim olarak yansittigimiz kotu oyun zeminden, staddan, ruzgardan veya 1 haftalik bir motivasyon eksikliginden kaynaklanmistir. Umarim.

Basar dedi ki...

İyi ki yanlış (bana göre kasıtlı) bir karar ile 10 kişi kalmışız. Herhalde bu maç sabaha kadar 11-11 oynansa berabere biterdi. Zira ilk yarıda son zamanların en isteksiz takımını gördüm. Salıdan sonra inanılmaz bir motivasyon düşüklüğü ve isteksizlik vardı.

İkinci yarıda Biliç doğru hamleler yaptı, oyuncular da maça konsantre oldular.

Almeida'nın golü çok güzeldi. Geldiğinden beri belki ilk defa gerçek santrafor golü attı.

Gökhan 2. yarı inanılmaz oynadı. 86'da kapıp sakladığı top inanılmazdı. Ona Uğur Boral da eşlik etti. Bence bazı maçlarda Oğuzhan çıkınca Gökhan'ı ortaya çekip Uğur-Gökhan-Olcay üçlüsü birlikte kullanılabilir.

Kazanmak güzel ama istek ve motivasyonu kaybetmemek lazım.

sherlockholmes dedi ki...

mayor


bende senin gibi düşündüm maçı izlerken. karşımızda orta düzeyde bir avrupa takımı olsa halimiz ne olur diye düşündüm. yalnız normalde bursa maçının ilk yarısındaki kadar rezil top oynayan bir takım değiliz. zulümpiyat stadında konsantrasyon kaybı olduğunu düşünüyorum. sonuçta milan gibi bir italyan devinin 3-0 önde olup şampiyonlar ligi şampiyonluğunu kaybettiği bir staddan bahsediyoruz.

Övünç Şentürk dedi ki...

Hugo Almeida'yı da ibretle izliyorum .

3-4 ay öncesinde muhtemelen Nartallolar ,Sellami'ler filan dahil Beşiktaş tarihinin Zeyer ile birlikte en sevmediğim yabancısıydı.

Ben taraftarım abi at gözlüğüyle gördüğüme bakarım .Bilmem ben kirası mı yatmıyormuş , parasını mı alamıyormuş , karısı mı gelmiyormuş ,çocuğu mu hastaymış vs.

Beşiktaş'a geldiğinden beri yaşadığı psikolojik travmalar ağır.

Futbolcuları insanlıktan ne zaman çıkardık hatırlamıyorum . Kendi yetersizliklerimizin acısını harcadığımız kadar onlardan çıkartıyoruz.

Neyse işin psikolojik boyutuna girmeden şu eleştiriyi getirmek istiyorum :

Neden oyuncular ilk imzayı attıklarından sonra verebileceklerinin hepsini vermiyorlar ? Almeida'nın sorunu teknik değil , taktik değil.Tamamiyle motivasyon.

O kadar demotiveydi ki ,Suratından "benim burada ne işim var ulan" dediği zamanlarda sıkıntısının Beşiktaş'ı küçük görmek olduğuna kadar teoriler ürettim kafamda.Adamın derdi Beşiktaş değil de futbol oynama isteğinin azalması mıydı acaba ? Kim bilir ?

Sadece dünya kupasına gidiyor olmak bir adamı bu kadar motive edip , bambaşka biri haline getiremez sanırım.

cochise dedi ki...

ilk yarıdaki oyunu sadece bize bağlamayın beyler; ortalamanın çok altında oynayan yalnızca almeida'ydı. gerçi onun kötü oyunu hücum ile ilgili tüm bağlantıları koparıyo. Ama asıl sorun Bursa'nın GS'ye 6-0 kaybetmesiydi. GS'den 6 yiyen takıma nasıl böyle oynuyoruz diyorsunuz ya. Tam da o nedenle bu oyun böyle oldu. Daum'u heralde tanırsınız; adamın gri'si yoktur. GS maçında sürekli saldırma niyetiyle bir oyun planı kadro oluşturmuştu. Maç 6-0 bittiği için araya kaynadı ama maça Bursa gayet atak istekli arzulu ve pozisyonumsularla başladı. GS de evinde zaten arzulu oynadığı için keyifli bir maç olacak gibiydi. Ama Melo'nun ekstra gayretiyle gol gelince Bursa dağıldı. Daum'un ağzı öyle bir yanmış gibi tamamen zıt bir anlayışla çıktı bizim maça. Gol yememek ya da az yemekten başka hiç bir derdi yoktu. Kazanmak puan almak falan hikaye.

@Övünç
Bir taraftan diyorum olum bunlar insan; günü gününe uymaz; psikoloji diye birşey var. ama diğer taraftan da yılda 3 milyon euro alan adamın psikoloji bahanesi olmamalı. Sorunları da olsa sonun kadar oynamalı...

Uğur B. dedi ki...

Sevgili Mustafa, biliyorum yoğunsun ama müsait olursan bu haftaki gs maçından önce senin bir "maç öncesi" yazını okumak isterim. Özledik yahu:))

sherlockholmes dedi ki...

galatasaray'ın antalya deplasmanında puan kaybetmesiyle birlikte aleyhimize giden her şey tekrar lehimize döndü. arenada kaybetmemek takımımızın tüm üpleri kendi eline almasını sağlayacaktır. galatasaray önde presle bir an önce golü bulmak için bastıracağından çok dirençli bir orta saha ile çıkmamız gerektiği kanısındayım.haddime değil ama şöyle bir ilk 11 var kafamda :

tolga-serdar-dany-franco-motta-atiba-jones-veli-olcay-gökhan-almeida

oğuzhan daha sonra oyuna girip çok daha etkili olabilir.

Cartalete dedi ki...

Uğur B.,

Olacak olacak, bu maç öncesi olacak :)

Uğur B. dedi ki...

@Cartalete
Teşekkür ederim..sabırsızlıkla bekliyorum.

Basar dedi ki...

Abi maç öncesini yazmasan mı? Böyle iyi gidiyoruz, gözünü seveyim nazar değmesin :))

Zaten GS rahat kazanır, 3 atar...

Allah'tan aylar önce aldığım Andre Bocelli konseri var, ağır farkı izleyemeyeceğim :))

Ligi de en iyi 5. bitiririz!

helldoradotcom dedi ki...

GS macinda puan/puanlar alabilmemiz icin mutlaka gol atmamiz gerekiyor. Umarim Bilic de bu dustur ile kadro secimi yapar. Zira Telekom'da GS'den gol yeme olasiligimiz bir hayli yuksek. FB macindaki gibi gol atabilirsek basarili olabiliriz ancak. Bahis sitelerinde 0-0 bitmez diye bir iddia varsa ona 100TL basilir :)

Cartalete dedi ki...

http://s1.directupload.net/images/140217/pkx7w8wa.swf

Pedro

planck dedi ki...

Almedia hazirandan sonra emekliye ayrılır beyler, üzerine düşünmeye gerek yok.

Adsız dedi ki...

GS= 0 puan
Antalya= 3 puan
Eskisehir= 3 puan
caykur Rize= 3 puan
Akhisar= 3 puan
Karabuk= 1 puan
Kayseri= 3 puan
Konya= 1 Puan
Fener= 3 puan
Sivas 1 puan
Kasimpasa= 3 puan
Elazig= 3 puan
Genclerbirligi=3 puan

Hesaplamalarima gore ligi toplamda 72 puanla Galatasarayla ayni puanla fakat ikili averajdan dolayi ucuncu bitiriyoruz.. Tabi Fenerbahce'yi 100 bine yakin taraftarin onunde yenip Sivas'ta puan kaybetmeyiz fakat yine de klasik bir Besiktasli olarak karamsar olmaya calistim..

Fener; Trabzon, Gazinatep, Bursa maclarinda berabere kalip Galatasaray ve Besiktas maclarini kaybetmesi durumunda bile 74 puanla ligi onumuzde bitiriyor.. Supriz bir kayip yapmalari lazim..

Galatasaray; Karabuk, Konya, Sivas ve Trabzon deplasmanlarinda berabere kalip gerisini (Besiktas maci da dahil olmak uzere) kazanip ligi 72 puanla onumuzde bitiriyor.

Sampiyonluk icin 75 puan yeterli gorunuyor, en kilit mac onumuzde oynayacagimiz Galatasaray maci, yenilmezsek her halukarda sampiyonlar ligine direk katiliyoruz, kazanirsak Sampiyonuz.

Unknown dedi ki...

Almeida bizim oyun yapımıza uygun bir forvet değil diye düşünüyorum. Bize daha hızlı, aralara koşu yapabilecek tarzda bir forvet daha uygun olur. Gökhan Olcay vb sayesinde çok hızlı hücuma çıkabiliyoruz Almeida uyum sağlayamıyor. Kenarlardan çok orta yapan bir takım da olmadığımızdan Almeida'ya çok ihtiyacımız yok. Onun yerine örneğin daha ucuz Niasse gibi bir forvetimiz olsa çok daha fazla gol atabileceğini düşünüyorum.

Erdal dedi ki...

Mustafa, Pedro'nun linkini koyduğun sliding tackle'ının haricinde ilk yarıda Dany'nin önüne (yanına veya arkasına değil, tam önüne) 30-40 metreden atarak başlattığı bir kontra vardı. Ligimizde bir kaç futbolcunun atabileceği bir pastı.Tutup getirenin ellerini öpmek lazım.

Erdal dedi ki...

Mustafa, Pedro'nun linkini koyduğun sliding tackle'ının haricinde ilk yarıda Dany'nin önüne (yanına veya arkasına değil, tam önüne) 30-40 metreden atarak başlattığı bir kontra vardı. Ligimizde bir kaç futbolcunun atabileceği bir pastı.Tutup getirenin ellerini öpmek lazım.

beagle dedi ki...

Pedro'nun o malum müdaheleyi ters ayakla yaptığını da hatırlatırım. Sağ ayaklı oyuncular diğer şekilde kaymayı tercih eder.

Cephe'den hava toplarında rakiplerinin sırtına çıkmaya, kendini hissettirmeye de başladı. Bir pozisyonda o insan irisi fernando'ya sağlam bir omuz oturttuki hayret içinde kaldım. Bu çocuk yürekli ve ligi kısa süre içinde kavrıyor.

Bir de maç içinde ofsaytla kesilen veya rakibin kontrol edemediği bir çok riskli pozisyonda son adam olarak rakip ve kale arasına girip pozisyonu bozdu. Uzun pastaki yeteneği de görüldüğü üzere gerçek bir libero kazanmaktayız. bu da savunmanın içine girip top alınmasını ihtiyacını giderir.

Bir kaç senedir muhammed, hasan, mertcan, sezer hatta mustafa pektemek gibi oyuncular için işte tam da bu sebepten isyan ediyorum. Üst üste 3-4 maç ilk 11 forması vermezsen adamların gerçekten ne olduğu belli olmaz. Hatta biraz umut vadediyorsa 10-15 maça kadar yolu var. Franco belki elimizdeki en iyi stoper değil ama en "kaliteli" savunma oyuncusu haline geldi. Az daha klübeden ülkesine gidiyordu.

Ulas dedi ki...

Ilk 11’in netlesmesi kadar ilk 14un netlesmesi de guzel. Ancak Jones’un gelmesiyle ya ilk 14 bozulup Fernandes disarida kalacak ya da Ersan sezon sonuna kadar forma benim diyecek.

Franco’nun savunmaya akil, guven ve teknik getirdigi ortada. Umarim bu performansini surdurur. Yalniz yenmemize ragmen sanki Dany stoperde Necip sag bekte olsaydi daha dogru olurdu diye dusunuyorum.

Son olarak seneye eger yabanci kurali 5+3 olacaksa, G. Töre icin opsiyonu da isteseler verecegiz gibi gozukuyor. gs'ye kaptirmamaliyiz.

delSolar dedi ki...

arkadaslar bu hakemler ile sampiyon olmamiza imkan var mi? bu hafta fenerin 2 oyuncusunu atamadi eyyamci firat. bu hakemler bizi yine ince ince kiyicak gs macinda, bu maci bize yedirmezler

tannhauser dedi ki...

@beagle: 3-4 maç üst üste oynatmadan, özellikle de genç oyuncuların ne yapıp ne yapamayacakları ile ilgili yargına kesinlikle katılıyorum. fakat bir teknik direktörün de bulunduğu camia içerisinde belli bir kredi kazanmadan birkaç maç üst üste kendinden vermeye çekinmesini de anlayabiliyorum. evet bilic beşiktaş'a yüksek limitli bir kredi kartıyla geldi ancak sezon sonunda kart borcunun minimumunu ödemesi lazım:)

ekrem dağ'ın gidişiyle zeki değil ama çalışıyor kontenjanından koruma altına aldığım veli'nin de ince işler yapmaya başlaması gözlerimi yaşarttı. ilk yarıda pedro, atiba ve biraz da ersan'la beraber beşiktaş'ı oyunda tutan en önemli unsurlardan biriydi veli. ilk yarı oğuzhan dahil hiçbir oyuncumuz yanındaki arkadaşına pas vermeyi beceremedi. artık rüzgar mıydı, maç saati miydi sebep bilemiyorum. umarım bu ahval gs maçına taşınmaz.

Huzeyfe dedi ki...

Saat farkindan oturu maci izleyemedim. Saati 6'ya kurdum ama oncesi cumartesi sonrasi pazar olunca 12 civarinda gozlerimi actim. Telefona sarildim baktim, inanilmaz sevindim tabi. Neyse.
Soyleyecegim birsey var sadece, su son birkac macta hic geri dusmedik ve bu maclarin bazilarini gol veya goller sekillendirdi. Unutmamak lazim. Oyuncular ayni oyuncular, Bilic ayni Bilic. Devam etmek istemiyorum.

Ben son yillarda deplasmanda Gs'den ilk 10-15 dakikada gol yemedigimiz sadece bir mac hatirliyorum. Mac basinda bir duran toptan gol yememiz cok muhtemel. Sonrasinda oyunun nasil sekillenecegi bence daha onemli. Onlarin ciddi savunma sorunlari var. Mutlaka pozisyonlar buluruz, gol de atabiliriz. Ama kirilmamak cok onemli. Herseyden onemlisi futbolculardaki inanc, ozguven, mucadele arzusu, vs. Bizim boyle bir maci muthis bir konsantrasyonla oynamamiz sart.
Tahminimce Gokhan'in Olcay'in esamesi okunmaz bu macta. Veli de erken bir sari kartla ezilir. Ben kazanamayacagimizdan hemen hemen eminim. Gs'nin iyi oldugunu dusundugumden filan degil, Besiktas'in kadrosundaki futbolcularin bu maclari kazanma aliskanligi olmadigindan ve hakemleri korkutmadigindan dolayi boyle dusunuyorum. Sadece kartlarla filan da degil, butun tartismaya acik pozisyonlarda aleyhimize karar verilecegi kesin su aciklamalardan sonra. Hazirlikli olmak icin soyluyorum. Umarim futbolcular ve Bilic de hazirlikli olurlar.
Onun haricinde dengeleri ciddi anlamda bozan bir tek Serdar var. Malesef. Umarim oynamaz.

Herkese mutlu haftalar, zira haftaya bu kadar mutlu olamayabiliriz :)

Coolio dedi ki...

Selamlar herkese,

@Kuzeyfo, aynen katılıyorum, bence de kazanamayacağız aynı sebeplerden ötürü ama olurda kazanırsak yine dediğin gibi kesinlikle bu yediğimiz golden sonra kırılmamakla olur ama gerçekten çok zor hele de bu seneki kırılmalarımızı düşününce. Eğer oyuncular bunu başarırsa bu Bilic'in ilk elle tutulur başarısı olur. Yoksa taktiksel açıdan GS'yi çökerticek planı Terzic'in hazırladığına eminim.

Düne kadar Oğuzhan ile başlanması gerektiğini düşünüyordum ama hafif sakatlığı da bulunması nedeniyle Jones'un oynatılması gerektiğini düşünmeye başladım. Özellikle hakemi ve taraftarı da arkasına alıp bizi sindirmeye çalışacak olan GS'nin karşısında aynı tepkiye verip, takıma da o mesajı verecek bir oyuncu kendisi. Ancak ilk maçı nedneiyle çabuk yorulacak olması sonrasında yine yarım enerjili Oğuzhan'un oyuna girmesi için fırsat veriyor. Heleki bir şekilde berabere filansa maç akın akın bastıran GS'yi Olcayla beraber neye uğradığını şaşırtabilirler. Sadece iş cesur olmaya bakıyor.
Bu arada cesaretten bahsedince İlhan, Pascal, Sergen gibi adamların aynı takımda oynadığını düşününce ligi yıllarca silip süpürmemiz gerekiyordu diye düşünmemek elde değil. Çünkü şu an bir tanesini bile bulamıyoruz.

Neyse Veli'nin atılacak olması nedneiyle yine 10 kişiyle tamamlayabiliriz maçı dolayısıyla yine umutsuzluk sarıyor beni.

Bu arada Franco biraz daha kuvvetlense tadından yenmez. Blanc etkisi yaratabilir. Yukarda bir arkadaşın tecrübe yaşıyla ilgili çok doğru şeyler yazmış..

beagle dedi ki...

Biliç konusunda da süper tespitler olmuş. Almeida yerine fernandez değişikliği berabere olsak maçı getirmez, büyük olasılıkla da kaybettirirdi. Fernandez şu maçta 10 dakika bile koşmayacak kadar kişiliksiz biri. Bence bu hafta 6. yabancı kontenjanı bile işgal etmese yeri.

Dany ve Necip konusundaki ters yerleştirme de neyseki patlamadı. Ama yedek kadro seçimi bayağı enteresan. Mesela oğuzhan ve almeida'nın sakat olduğu bu gibi bir haftada ismail yerine pektemek niye orada oturmazdı. Çünkü Kerim Frei aslında Uğuru soktuğu yer için alınmış bir adam. Kerim'i o kadar istemiyorsan o zaman kadro dışında o kalsaydı. Çocuk devre arasındaki süper çıkış sonrası yedek kulubesinde çile dolduruyor.

Takımdaki ilerleme sahadan "sorumsuz, verimsiz" bir adam daha ayrılmış olmasından. Ama teknik direktörlük performansı özellikle kapalı bir maçı açacak veya terslikleri giderecek durumda değil. Buna razıysak bu kadar teknik direktörlüğün kralını ertuğrul sağlam yapıyor. Biliçe ne gerek vardı?

Taktik görüşü çok sağlam ama tembellikten dolayı birinci adam olmayan bir asistan hoca bulmak lazım.

Basar dedi ki...

Son maçta sağda Serdar'ı aradım dersem linç edilir miyim?

Merak etmeyin ben de beğenmiyorum fakat Dany'i oraya kaydırınca sağbekin hücum performansı sıfırlandı. Bu belki Gökhan'a gezmesi dolaşması için daha fazla fırsat vermiş olabilir.

İlk maçta Serdar'ın karşısına Bruma geçince zorlanmıştık fakat şimdiki tabloda orada hızıyla değil tekniği ile oynayan Şınayder olacak. Bekinde de benzer özellikte Telles. Bursa maçındaki gibi Sabri'yi orada kullanmazsa Serdar'ın ilk maçtaki kadar zorlanmayacağını düşünüyorum.

Oğuzhan'ın sakatlığında Fernandes ilk 11 oynarsa maçı başlamadan kaybederiz. Zira bu maç hızlı düşünmeyen, basit oynamayan adamların maçı değil. Aşağı yukarı yaptığımız kadar pres yiyeceğimiz bir maç olacak. Uzun pas atamayan, çalıma kaçarak pozisyon doğrayan, pas yerine driblinge kaçacak oyuncu bu maçı kaybettirir.

İşin ilginç tarafı, eğer Oğuzhan yerine Fernandes oynamayacaksa o boşluk Jones ile dolacak. Bu durumda büyük ihtimalle Fernandes ilk 18 dışında kalacak. Kısaca sana hizmetlerin için teşekkür ederiz, artık biz sensiz devam edeceğiz mesajını da vermiş olacağız.

Enteresan bir karar olacak.

Erdal dedi ki...

Franco ile ilgili özel klip hazırlanmış: http://vk.com/video242924621_168019746

Daha önce de bahsettiğim pası dk. 25-26 gibi atmış Franco. Koca videonun özeti, yıllar sonra nihayet geriden oyun kurma kabiliyetine sahip bir stoperimizin olduğu. Fiziksel olarak kuvvetlendi mi ileride elimizde tutmakta zorlanabiliriz.

Gs maçı için bu kadar umutsuz olmamalıyız diye düşünüyorum ben. Fener kendi sahasında ne kadar baskınsa Gs de o kadar baskın. O zaman ilk yarıdaki Fener deplasmanını ölçü almak yanlış olmaz diye düşünüyorum. Peki Fener maçının ilk yarısında kötü müydü Beşiktaş? Fener maçından aklımda kalanlar:

- İlk yarıda defanstan çıkarken kaptırdığımız iki topla Fener'in hızlı forvetlerine ciddi pozisyonlar verdik. Franco'nun varlığı bu konuda ciddi rahatlık getirecektir diye düşünüyorum.

- İlk yarıda yediğimiz iki golün en önemli sebebi Serdar'ın pozisyon hatalarıydı (ilk gol yerini kaybetme, ikinci gol ofsaytı bozma). Malesef bu konuda bir çözümümüz yok ve Serdar ile başlayacağız gibi görünüyor. En çok kaygılandığım konu burası.

- İkinci yarıda 10 kişi olan rakibe karşı beklenmedik derecede silik oynamıştık. O dönemdeki 3-4 maçta (Konya, Sivas, ertelenen Kasımpaşa maçları) aynı sorun tekrarlamıştı. (Gs maçının ikinci yarısındaki düşüşü bunlardan ayırıyorum ben, onun sebebinin psikolojik olduğunu düşünüyorum.) Fernandes'in ilk 11 dışında kalması ve devre arasında yapılan yükleme ile bu sorun da sanki çözüldü. Son iki maçta ikinci yarıları 10 kişi oynamamıza rağmen ilk yarıda saydığım maçlardaki kadar ezilmedik fiziksel olarak. Sebep Fernandes diyorlar, bilmiyorum :)

Takımın ligin ilk yarısındaki bu kırılganlığı ve yılların getirdiği deplasmanda derbi kazanamama özelliği birleşince klasik Beşiktaş'lı ümitsizliği oluşmasını anlıyorum.

- Ama takım artık o kadar kırılgan değil, bu bir gerçek. Jones da oynarsa eğer, orta sahayı oyunun başlarında olmasa da, bir noktadan sonra tamamen ele alırız gibi geliyor bana.

- Oğuzhan'ı dışarda bırakırsak, ileri uçtaki oyuncularımız da çok formdalar maşallah. Özellikle G. Töre'den çok şey bekliyorum bu maçta ben.

- Kenar yönetimde de son dönemde epey bir değişim var. Biliç artık çok daha fazla maçın içinde. Oyuncu değişiklikleri genelde doğru yapılıyor. Bursa maçının ikinci yarısında Veli Atiba ikilisini her şeye rağmen bozmaması bile çok değerli bence. İlk yarıda Atiba sağ ve sol bekte ortada oynadığından daha fazla oynamış olabilir, bunları görmüyoruz artık en azından.

- Son olarak Beşiktaş açık futbol oynayan takımlara karşı golü muhakkak buluyor. Olabilecek en kötü senaryo maçın başlarında bir tane yeyip, Gs'nin daha savunmaya dönük oynaması olacaktır diye düşünüyorum. Yoksa 0-0 giden oyunda, hele de beraberlik bizim lehimizeyken golü mutlaka buluruz. Maçın başları o açıdan önemli.

Gs'nin büyük maçlarda bir başka oynayan Drogba ve Sneijder'i bizde yok tabii. Burak ve Selçuk'tan ziyade bu ikisi bizim için daha tehlikeli olacaktır. Antalya maçında dökülen Drogba'nın bizim maçta (ve sonrasındaki Chelsea maçında tabii ki) tüm varlığıyla sahada olacağından adım gibi eminim. Gs ile ilgili tek çekincem bu ikisi.

Not: Tüm düşünceler, Cüneyt Çakır'ın (derbilerde pek de adeti olmadığı üzere) adaletli maç yöneteceği beklentisi ile yazılmıştır. Genel karamsarlığın içinde hakem faktörü de varsa, o zaman yukarıda yazdıklarımın önemi biraz daha azalıyor tabii.

Sabredip sonuna kadar okuyan arkadaşlara teşekkür ederim :)

Adsız dedi ki...

Posttaki fotoğraf arka planıyla birlikte çok güzel. Bu haftaki maçın özeti olmasını diliyorum.

Cartalete dedi ki...

Edin Terzic:
http://www.fourfourtwo.com.tr/2014/02/20/kulubedeki-sari-cocuk-edin-terzic/

du, levande dedi ki...

@Erdal hocam ilk yazdığını okuduğumda 35. dakikadaki pastan bahsettiğini düşünmüştüm, 26'dakini farketmemişim maç içinde. iki pas da çok iyi gerçekten.

raison dedi ki...

Bjk Video Editing gayet iyi şeyler yapıyor. Tebrik etmek lazım.

Övünç Şentürk dedi ki...

Büyük ihtimalle Fernandes başlayacak ve Jones kadroda olmayacak .

Hepimize şimdiden geçmiş olsun artık önümüzdeki maçlara bakacağız.

Erdal dedi ki...

Oğuzhan'lı takım ile Oğuzhan'sız takımın galibiyet yüzdelerine ilişkin bir haber var bugün. Oranlar sırasıyla %59 ve %29. Geçen sene böyleydi, bunu biliyorduk. Bu sene de aynen devam ediyormuş demek ki. Rakamlar ortadayken ve Oğuzhan sakat değilse, Fernandes ile başlayacağını tahmin etmiyorum hocanın. Oğuzhan'ı maç gününe kadar iyileştirecektir doktorlar.

Ben çok ümitliyim takımdan. Veli, Atiba ikilisi ortada olduğu müddetçe zor yeriz. Gole yakın 4'lüden de en az ikisi formdaysa zorlanmadan atarız. Tabii öndeki 4'lünün son maçlarda olduğu gibi savunma yardımları da çok önemli.