Gökhan Töre'siz Kazanma Planı
Beşiktaş kongre arifesindeydi. Yönetimin kim olacağı net olarak belli olmayınca, haliyle imzası kurumamış olan Önder Özen’in de hareket alanı kısıtlanmıştı. Yine de bir transferde inisiyatif alacaktı. Kendisine göre o isim, seçimden nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın, Beşiktaş’ın gelecek sezon hayır dememesi gereken bir oyuncuydu: Gökhan Töre. Aslında onun için kullandığı tabir, birçok şeyi de anlatıyordu: “Problem çözme kabiliyeti gelişmiş oyuncu.”
Gökhan Töre, Ümit Milli Takım’daki daha ilk maçlarında bile Türk statüsünde oynayacak oyuncular arasında çok farklı yerde kalacağını hissettirmişti. Fiziği, top tekniği, koordinasyonu… Aslında sadece “delici” değil aynı zamanda “yaratıcı” özelliklere de sahip bir kanat oyuncusu. Bu sezon
Beşiktaş’ta yaptığı asistleri ve çalım sayısının ötesinde; ters kanada attığı uzun toplarla, merkeze yaklaşıp pas çemberine katılmasıyla da çoğu kez denge bozdu. Bazı oyuncular, çok kötü bir maç çıkarıyor olmasına rağmen sadece sahadaki varlıklarıyla bile tehdit unsuru olabiliyorlar. O yüzden tahtaya tebeşir bitmeden, en başta yazılırlar. Gökhan Töre, onlardan biri… Ancak sakatlığı sebebiyle onu Beşiktaş 11’ine yazmak uzun bir müddet mümkün olmayacak. Alternatifleri de onun kadar “problem çözme kabiliyeti gelişmiş” oyuncular değil. O yüzden Beşiktaş’ın hücum hattı onsuz takım olarak problem çözebilen bir hale bürünmeli.
Slaven Bilic, çoğu zaman Holosko’yu Gökhan Töre’nin alternatifi olarak görmekte. Ve belki de düştüğü en büyük yanılgılardan biri bu… Çünkü Holosko tipindeki, adam eksiltme özelliği olmayan (bir zamanlar hızıyla yapabiliyordu) ancak gol bölgesi koşularıyla santrforu ikileyen kenar forvetlerin anlamı olabilmesi için, ters kanattaki oyuncunun en kısa anlatımla biraz Yusuf Şimşek olması lazım. Aksi halde iki tarafta da “üreten” birileri olmayınca, fazlasıyla merkeze bağımlı kalıyorsun. Oysa Galatasaray gibi bolca yaratıcı orta sahalara sahip takım bile merkeze bağımlı kaldığı zaman çözümsüzlüğe düşebiliyor.
Kerim Frei, topla yetenekler konusunda Gökhan’a en yakın oyuncu. Ancak şu anki hali, o yeteneklerini sonuca yansıtması için pek yeterli gözükmüyor. Pas, şut tuşunu çözememiş ama top sürme işinde başarılı olan bir PlayStation oyuncusu tarafından yönetiliyor gibi. Ayrıca onun etkili olduğu yer, sol kanat. Çünkü topla içeri kat etmekten daha fazla haz alıyor, dışa çalımlara nazaran içe çalımları daha çok başarıyor. Bu durumda Olcay Şahan’ı sağ tarafa atmak gerekiyor ki, kısmen aynı dertler onun için de geçerli.
Galiba Olcay Şahan, zaten Gökhan Töre’siz her ideal dizilişte sol kanattaki yerinden olacak. Çünkü, kağıt üzerinde en güçlü seçene olan Uğur Boral da bir sol kanat oyuncusu. Bu durumda, Olcay Şahan forvet arkası rolüne bürünebilir ki o pozisyon, son zamanlarda düşen formunu törpüleyebilir. Orada, kanattaki haline nazaran topla daha az driplinge ihtiyaç duyacaktır. Aynı zamanda ceza sahası içerisinde çok daha sık görünebilir. Hatırlanacağı üzere, yine bütün yaratıcı oyuncularından mahrum kalan Slaven Bilic, Elazığspor maçında benzer bir sistemle sahaya çıkmış ve takım 4 gol atmıştı. Ondan farklı olarak Oğuzhan’ı o gün sahada olan Holosko’nun yerine sağ kanada yazmak gerek. Zaten yanında Atiba’yı bulan Veli, hemen her maç “asist öncesi pasın” tanımını yapıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
16 yorum:
bence holoskoyla başlaması o kadar sorun değil ama tutmayınca (ki % 90 tutmayacak) 2. yarı başında değiştirmesi gerek ama onu yapmıyor. O nedenle hiç değilse pektemekle başlasın sağ forvette; en azından gol tehlikesi ve topa hakimiyet artar.
Jones'u ortaya, atibaya sa beke alsak pas yüzdesi ve kanattan atağa çıkma işi epey artar gibi.
Sistem değişikliğine takım olumlu reaksiyon vermez gibi.
Bakalım bu kriz fırsat çıkaracak mı?
Herşeyden önce son şans maçında 2 gol atan Mustafa'yı bu maça yazacaksın. Kanatta sürekli sakatlandığını ve iş yapmadığını düşünürsen de fernandez'den boşalan kontenjana koyacaksın. Yani 4-4-1-1 benzeri bir şey aramalıyız.
Bir 0-0 daha işimize yaramayacak. yani gol atmak lazım. Olcay'ı kullanacaksan soldan orta gelmeyecek, o zaman almeida-mustafa varlığı bir işe yaramaz. Solda Uğur Boral başlangıcı çok daha iyi bir "ilk yarı" stratejisi olur. Sağda ise hocanın keyfine göre Olcay, Oğuzhan seçimi olur, Merkezde 2 önlibero varken de bir zahmet onlar koşsun deyip Oğuzhan'ı seçmek daha mantıklı olur.
Kazanmamız gereken, şampiyonluk ve 2.lik için son düzlük maçına Töre'nin yokluğunda pektemek'i de kesip holosko ve 2 önlibero ile başlayacaksak konuşacak ve izleyecek bir şey olmayacak. Hocamız Carvalhal'in kariyer adımlarını izlemeye devam eder.
Bir de tweeter muhabbetinize buradan bulaşayım :) Bafetimbi Gomis muhakkak meziyetli bir adam ama bende birkaç ama var.
Sahadaki oyununa bakınca hava topu, güç veya arkaya sarkma gibi net bir özelliği yok. top dağıtmada çaprazlardan çok, geri pas veriyor. zayıf 0.3 gol istatistiğinin oluşma sebebi de çok keskin bir yanının olmaması. Mesela Hakan Şükür'ün yurtdışında fiziki üstünlüğü kalmadığı için oranı düşüyordu. Ama ligimizde fiziken ezdiğinden 30 gol görüyordu. Gomis için bu tip bir beklentimiz olamaz. 20 metre altı mesafede plase, üst ve ters ayak vuruşları var. Oyunu rakip alana yığmış, delici kenar forvetlerle oynayan bir takım olursak gol oranını belki 0.4-5'e çekebiliriz. ama 15 gol de bize ligi çözmez.
Daha savruk görünse de Demba Ba türü bir adamın çok taş oynatmadan
bize daha uygun olduğunu düşünüyorum. Hatta şöyle söyleyeyim, değil Gomis, sağ ayağına hasta olduğum Jimmy Briand'ı bile şu anda istemezdim.
Kendime şerh; Cenk tosun'un sol kenar forvete iyi oturması ve 13-15 gol bulması durumunda Gomis tutabilir.
Aynı sebeplerle benim gönlümdeki asıl santrfor Demba Ba zaten. Galiba yine twitterda lafını geçirmiştim, 2000'li yıllarda yarım kalan Patrick Kluivert hasretini giderir :)
Gomis konusundaki eksiklere katılmakla birlikte, eğer gelirse yine de o rakamların üzerine çıkacağını, ciddi şekilde fark yaratacağını düşünüyorum. Almeida dahi bi sakatlık çıkmazsa 15 golü rahat aşacak.
Gomis'in vuruş çeşitliliği ve o vuruş açısını bulma adına yetenekleri çok daha fazla.
Valla gomis mi, demba mı kim gelir bilmiyorum ama bugünkü maçın son 30 dakikasında gol atamayan forvet, forvetim diye geçinmesin. Aybaba döneminde de böyle bir maç olmuş ve 3 atmıştık ama rastsal olmayan bir gol atamayacağımızı kanıtlamıştık.
3'e 1, 4'e 2 falan rakibi yakalasak da gol atmak için hiçbir fikrimiz yok. Kenar forvetlerimiz ne sıfıra inip gol attırıyor ne de ters topta kale alanına iniyor. Cenk Tosun, doğru bir mentalite ile oynarsa çok güç katabilir. Holosko yerine bugün oynasa hat trick ihtimali vardı.
Rıdvan Dilmen NTV'de konuşuyor. Şeker bir adam ama 10 tespitinden 9u yanlış. takım savunması iyi pedro görünmüyor diyor. 3-4 kritik tackle yaptı 2-3 tane müthiş uzun top, bütün maç boyunca da ayağındaki yumuşaklık ile merkezde yangını söndürüyor, ve rakibin presini anlamsız kılıyor. Geçen yarı olmayan tek unsur bu adam ve hala hakkı net teslim edilmiyor. Fiziği CL'de yetmez, derbilerde eh işte ama sezonun 30 maçı için süper bir merkez savunmacı oldu.
Oğuzhan hala iyi bir AMC değil ama fiziken toparlanmış, fernandez yerine pektemek, veli gibi adamlarla koşu yarıştırıyor. gökhanı karşılamaya gitmiş. Sanki takımın merkez parçası gibi hissetmeye başladı. Doğru karakterde adamların hakim olduğu bir takım oluyoruz hissi var. Bu da bir kaç teknik taktik eksiği kapar. Hepsini değil :)
Veli'nin çok iyi olduğu bu dönemde bile 45-51 arası yaptığı olumsuz paslar ve jonesun riskli bir topunu geriye doğru uzaklaştırmak yerine kaptırmasıyla "pimi çekilmiş bomba" durumu devam ediyor. Duygusal olmayalım, ilk 11 oyuncumuz olduğu sürece her zaman bir yanımız aksak kalacak. jones için de bonservisi alınacak bir durum yok. kilolu ve teknik zaaflarıyla maksimum Veli yerine oynar. Veli ile beraber olmaları takımı tıkıyor.
Part1
Maçı izleyemedim; ancak hem geniş özeti izledim, hem orada burada yapılan yorumları okudum, hem benden çok daha iyi futbol bilgisine sahip olaraktan her takım için objektif tespitlerde bulunabilen ancak bir türlü herhangi bir platformda yazı yazmaya ikna edemediğim ve maçı full izleyen FB’li kuzenle konuştum, hem de kazanılan maçlarda yazılmayan postlara gıcığım.
Bu şekilde görebildiğim kadarıyla bizim garp cephesinde olumlu/olumsuz anlamında çok değişen bir şey yok. Olumlu işleri çoğunlukla yapabilen adamlar olumlu oynamış, olumsuz olarak beklenilenler de sürpriz olmayan şekilde pek katkı verememiş. İki olayı netleme yapmalıyım. Pektemek inanılmaz kötü işler yaparken “bir gol atsın değişir” diyenlerin bu lafıyla ikna olmuyordum, sanki tamamen değil ama biraz da öyle olmuş gibi. Buna karşın genel zaaflarından eminim. Fakat mevcut durumda kriter “eldekiler içinde” olayı. Yine de Almeida sakat değilken bu “eldekiler” konusunda daha ön planda. Diğer taraftan Jones’un hem kapasitesi hem de hazır gelmesine bel bağlamıştım, ancak vatandaş sanki “benim zaten USA’da yerim garanti niye kasayım ki bu yaşta” formatında oynuyor. Oysa iyi bir Jones bu ligde farkını gayetten gösterirdi. Gelecek hafta durumu netleşir diyorum.
İlk gole kimse tesadüf demesin. Beşiktaş takımı haftalardır özellikle ilk dakikalarda müthiş bir hücum pres yapıyor; bu bakımdan bu gol aslında efor/fayda denkleminde az bile. Bravo Veli.
İkinci gol yarı yarıya Motta’nın. Ayrıca Pektemek için hep yazdığımız şekilde “kumaşı iyi ama..” lafzasındaki “ama” kısmını bu pozisyon özelinde kırmış; maçın genelini bilemem. İyi de güzel kardeşim, bu kadar duygusallık profesyonellikle bağdaşmıyor. Biraz daha çaba göster kendini aş artık.
Üçüncü gol Atiba’nın madalyası olmuş resmen. Nasıl konsantre olduğuysa golden sonraki hareketlerinde belli. 3. golü atıyorsun ama iştah maşallah tam gaz. Geçen hafta biraz teklemişti ve sanıyorum teknik heyet biraz gaz vermiş; hep böyle olsun.
Kuzen diyor ki, “Ligin en iyi takım oyunu oynayan ekibi olma adına FB ile başa başsınız. Bu puan farkı nedir onu çözemedim”. “Aslında biz de çözemiyoruz” demek kolay da, bu takım bu sezon oturuyor sonuçta (Bilic’in bazı hayatiyet arz etmeyen takıntıları olmasa çok daha kolay olacak gerçi).
En sevindiğim olay, bu sezon yavaş yavaş sırıtan oyuncular daha bir bariz ortaya çıkacak. Bu da transfer sezonundaki kararlılığı artıracak (umarım).
Part2
Diğer konu, Frei olayı:
1. Yerine oynayan Holosko antrenmanlarda Gökhan’n yokluğunda oynamayı daha fazla hak ettiğini gösterdi mi? Öyleyse Holosko’nun performansı neyin nesi?
2. Mustafa detayı ile yazmış, yetersizlikleriyle kadroda kanat oynayamayacak ilk 3 oyuncudan biri olan Holosko zaten bu mevki için çoktan out olmalıydı.
3. Belki de hepsinden önemlisi, süper ligde 5 maçta 67 dakika süre almış genç bir oyuncudan çok fazla şey beklemiyor muyuz? Aynı şey Franco’nun da başına gelmemiş miydi ve ilk 20 hafta durumu ortada değil miydi? Ayrıca bakınız: bu 67 dakikanın hepsini de sonradan oyuna girerek yapmış. İşin trajikomik tarafıysa, Frei U21 milli takımında 4 maçta 283 dakika ile çok daha fazla süre alırken, bu maçların hepsinde ilk 11 başlayıp 2 de gol atmış.
4. Özetleyelim: Holosko o bölgede başarısız. Frei daha iyi bir potansiyel sunuyor. İlaveten yaşı çok genç ve Beşiktaş’ın geleceğine vereceği çok şey var.
Mustafa’ya yukarıda katılırken maçtan önce yazdığı Frei konusuna katılmıyorum. Zira, adamı ilk 11 hiç oynatamışsın, oyuna aldığın dakikalar çok sınırlı ama hepsinden önemlisi maçın sonlarında, üstüne üstelik ne zaman oyuna alıyorsun: Beşiktaş takımı rakibine karşı hüzum zaafiyetindeyken sanki bir kurtarıcı olarak ama bu aynı zamanda onun pas-şut olaylarını -doğal olarak- son derece olumsuz etkiler, bir de: madem bu çocuğu bu kadar maçta bu kadar süreyle oynatacak kadar güvenmiyorsun, o zaman neden ziyan etmeye çalışıyormuş gibi bu kritik maç ortamlarına sokuyorsun. Yani bunların hepsi o kadar bariz ki, meselenin “bu Frei bir zaman alsa her bir şeyi ters yüz edecek” demek olmadığını söylememe gerek bile kalmıyor; çünkü böyle bir beklentim de yok.
Gomis işine de değineyim. Her halukarda Almeida’dan da mevcut kadrodaki diğer golcü pozisyonundaki oyunculardan da başarılı olur, bence orası kesin. Sorunu: Bu sezon ara ara hatta sıklıkla gördüğümüz şekilde oluşabilen takımda dağınıklık durumları oluşursa kaldıramaz. Gerçi mevcut ortamlarda da kimse bu dağınıklığı kaldıramıyor ancak yıllık alacağına göreceli yüksek bedel ödeyeceğin vasat üstü bir golü için önce takımı oturtmak gerekli. Eminim teknik heyet Gomis derken bunu zaten göz önüne alıyordur.
Son olarak; işte benim takımdan umduğum da tam bu. İsterlerse o son dakika olayında bariz olan kartı ver(e)mesinler. Böyle yenersin, bu olay da teferruat olarak kalır (beagle’ın geçen hafta yazdıklarına daha net tercüman olayım bu şekilde).
Kerim Frei konusuna katilmiyorum. Bilic su anda islerligi olan takim savunmasi, kosular, pozisyon alma vs gibi konularda guvenmiyor olabilir Kerim'e ve hakli da olabilir. Bilmiyoruz. Ote yandan Escude-Franco olayina bakinca haksiz da olabilir. Ama sonucta biz bilmiyoruz. Ben Kerim'in yanlis transfer oldugu fikrine de katilmiyorum yalniz. Yanlis transferler az cok belli.
Olcay konusunda nihai bir kanaate ulastim ben artik. Pokemon gibi adam. Gucunu toplayip sadece bir sefer kullanabiliyor. Muhtesem sol ayagiynan yapistiramazsa butun mac iskence.
Lig ilginc hatta yavan bi hal aldi. Ilk 3 belli, sampiyon hemen hemen belli. Futbolcularin bir on eleme oynayip oynamama mucadelesine motive olmakta zorlanmasina sasirmam ben aslinda. O acidan Bilic'i tebrik etmek lazim. Onde pres filan guzel.
*Klise start* Akhisar kesinlikle referans degil gerci ama sonucta arzu, istek yerinde :) *Klise end*
Ridvan Dilmen Besiktas'i konusurken bir kere cosku demesin disimi kiricam. Televizyona cikip sicagi sicagina konusabilen baska bi adam olmamasi, rekabetsizlik, yorumculukta da basa bela anlasilan.
Jones oynamaya baslamadan once bir blog yazisi paylasacaktim. Orada pas yuzdesinin dusuk olmasindan bahsediyordu. Bu alanda takiminda sondan 3.uymus. Dusuk yuzdeleri yogun olarak uzun pas denemesinden dolayi mazur gorulebilir diyordu yazan kisi ama benim aklim almiyor bunu, uzun atamiyorsan atmazsin.
Yazi da burda
http://bundesligafanatic.com/only-god-can-judge-me-the-tumultuous-tale-of-schalkes-jermaine-jones/
Gobegi, fizigi filan ayri bi konu da ben Jones'un futbol aklini begenmiyorum. Cogu zaman dogru degil tercihleri. O mevkide Necip'ten hallice su haliyle. Yaramaz.
Neyse, cumaya kadar keyfimiz yerinde.
Esenlikler.
Franco'da şişip kaldıktan sonra Frei için de şişme umudum vardı. Sanıyorum Biliç benim ve benim durumumda olanlara acımış olacak, Kerim'i 1 dakika bile oynatmayı düşünmüyor.
Kerim Gökhan'ın yedeği ise oyuna girer, yok Olcay'ın yedeği ise son form durumuna bakarak en azından yedekten oyuna girer. En az Holosko kadar katkı yapamayacaksa veya Olcay'ı oyundan aldığında yerine bek İsmail'i koyacak kadar kötüyse bu transferin sorgulanır.
Öyle ya da böyle Biliç bu konuda müthiş hatalı. İki durumda da Beşiktaş'ın kaynaklarını kötüye kullandı(yor) Lig başladıktan sonra alınan 3 oyuncuda (Kerim, Jones, Dany) ıskarta çıktı.
Akhisar maçını kazanmak keyifli iyi de oynadık fakat şu noktaları gözardı etmemek lazım:
1) Akhisar, GS'den tokadı yiyen diğer takımlar gibi bize karşı Çanakkale geçilmez oynamadı. Bu performansımızı olumlu etkiledi.
2) En iyi oyuncusu Bilal oynamadı, bu yüzden hücum gücü pasifize oldu.
Maçla ilgili iyi noktalar:
1) Uzaktan şut ile gol atmamız (hele şükür)
2) Oğuzhan'ın formu artmış gözüküyor.
3) Defans hala organize gol yemedi. Bu bariz bir şekilde bizi şişiren Franco'nun etkisi. Her hafta morarmaya alıştım artık. Umarım Kerim ile de moraracağımız günler gelir!
4) Artık 2.yiz. Bizim moralimiz yükselirken GS'nin morali düşüyor. Bu hafta Karabük'te puan farkını koruyabilirsek, GS'nin Fener maçı ile birlikte puan farkını açarız.
Bu maç özelinde konuşulacak çok fazla bir şey yok.
Beşiktaş açık oynayan her takıma karşı oynadığı gibiydi.Akhisar berbat durumdaydı ve normal sonuç ortaya çıktı.Gökhan'ın yerine Holosko'nun berbat oynadığı bir maçta bile çok rahat kazanmamız maç hakkında fikir veriyor bence.
Benim dikkatimi çeken iki konu var.
1-Pedro Franco gerçekten muazzam bir oyuncu olabilir ama çok çalışması şart.Bu kadar soğuk kanlı , bu kadar ayağı temiz bir stoper gerçekten çok ender bulunur bir yeteneği var.Üzerine biraz fizik katabilirse , zamanla edineceği tecrübe ile bence top class bir stoper olabilir.
2-Oğuzhan topla kat edebildiği zaman memleketin en iyi orta saha oyuncusu.Edemediği zaman katkısı çok sınırlanıyor.Resmen tarumar etti Akhisar'ı sahada.Kanat evrimi bence ciddi şekilde düşünülmeli.Dikkati üzerine çekecek bir 10 numara olduğunda Beşiktaş'ın en büyük gücü olacaktır rahat bir şekilde.Zaten bu maç özelinde çoğunlukla kenarlarda top alıp içeri kat edişleri Beşiktaş'a muazzam tempo kattı.
Bir de nazar değmesin " Mustafa Pektemek " .
Jones yerine Aaron Hunt'ı alabilseydik sanki daha iyi olacakmış gibi geliyor.
Bu Aaron Hunt'ta Besiktasli durusu varmis yalniz :)
Kendini yere attigi icin hakemi penalti kararindan vazgecirmis..
http://espnfc.com/news/story/_/id/1744962/werder-bremen-aaron-hunt-hailed-penalty-honesty-admitting-diving?cc=5901
Bilic seken Oğuzhan'ın yerine Almeida'yı oyuna alıyor haydi hayırlısı. Aman Frei değişikliği yapma sakın Bilic; Atiba sağ açıkta hiç ama hiç olmuyorken sürekli ortaya kaçarken ve casper Holosko sakatken bile ezber bozulur filan neme lazım.
İkinci yarının en önemli maçında saçmalayan stoperi oynat (haydi buna alternatifin yok diyelim), bu sezon hiç sağ açıkta oynamamış Atiba'yı orada oynat (üstelik bu dakikaya kadar olmuyor olamıyor dedirten performans sergilemişken), hem de bu ikinci olayı son 5 maçtır bariz formsuz Olcay'a rağmen devam ettirerek takımı bilfiil kanatsız bırak; yeter ki Frei oynamasın. Akıl almıyor.
Not: Bu maçı alsak bile, ki inşallah alırız, bu fikrim değişmez.
İlk emarelerini gördükten sonra elime saat alıp kendimce istatistik tuttum. Postu attığım bu dakikaya kadar Frei oyuna girdikten sonra atak başlangıçlarında sol kanata/sağ kanata atılan topların oranı % 83'e % 17. Ezbere oynayın canımızı yiyin. İlaveten yerim sizin takım oyununuzu.
Bu gol sana gelsin Bilic.
Yorum Gönder