Prandelli’nin sahaya sürdüğü ilk 11’de, ülkenin orta sahaları arasında
seferberlik ilan edilmiş gibiydi. Tüm önemli orta sahaların adı
yazılıydı, hatta gözler Demetrio Albertini’yi bile
aradı! Aslında bu, kolaya kaçış görüldüğü kadar aynı zamanda bir risk.
Çünkü takım içerisinde yeterli hareketliliği sağlayamazsanız, elinizde
çok fazla orta saha oyuncusunun oluşu sizi sadece yavaşlatır. Ancak Andrea Pirlo gibi normal bir takımın üç paslaşmayla kat edeceği yolu tek pasla aşan bir merkez üssünüz varsa, her şey değişir… Maçta genellikle dikine paslara yönelmesine rağmen isabet oranı %95!
Üst direği ikiye bölme niyetindeki frikiği, topa dokunmasına gerek
kalmadan Marchisio’ya yaptığı asisti bir yana; topla her buluşmasında
etrafında koşu yapan oyuncuları görüşü, İtalya’yı durağan oyunda bile
tehditkar bir takıma dönüştürüyor. Zaten durağan, “golün oluruna
bırakıldığı” anlarda mutlaka kendisine bir gol fırsatı yarabilecek joker
hakları da mevcut: Claudio Marchisio.
“Buralarda bir Balotelli varmış?”
Wayne Rooney’in henüz Marchisio’nun gol sevinci sıcakken Sturridge’ye
yaptığı asist kusursuzdu. “Adrese teslimin” sözlük karşılığı… Ama
Candreva o asisti gördü ve arttırdı. Balotelli’ye yaptığı ortada top, işi garantiye alarak adresi esnafa sorarak gitti.
Kanat – orta saha karşımı oyuncuların en özel örneklerinden. Ortaları
fazlasıyla isabetli ve henüz turnuvada göremedik ama şutları da
genellikle baruttan üretilme…
İtalya bu galibiyetle çeyrek final yolunu epey açmış gözüküyor. Çünkü
lider olması durumunda C Grubu’undan ikinci sırada gelecek takım, her
kim olursa olsun onları bu maçtan daha fazla zorlama ihtimalleri düşük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder