Milan Görünümlü Milan


80’lerde, 90’larda hatta 2000’lerde çocuk olanlar için Milan’ın adı hala Barcelona, Real Madrid gibi takımların arasında anılır. Hatta iyi bir oyuncu için “Onu da yaparsa zaten Milan’da oynar” gibi cümle kurmaktan kendimizi alamadığımız oluyor hala. “Hala” diyorum çünkü aslında Milan’ın o büyüklüğü son yıllarda sadece formasında kaldı. Kağıt üzerinde de saha üzerinde de etkisi artık Serie A’nın orta sıra takımları kadar. San Siro’da çılan Juventus, Napoli, hatta Inter maçlarında bile rakip takım favori gösteriliyor.

Bu durum, sezon başında yapılan güçlü transferlerle aşılmaya çalışıldı. Ancak yine iş sahada olan bitene dönünce, o transferlerin sadece meblağ olarak büyük olduğu ortaya çıktı. Harcanan para oyun olarak geri dönüş yapmamıştı. Sezon içinde teknik direktör değişti, bir Milan klasiği olarak eski efsanelerden biri başa getirilirdi: Gennaro Gattuso. O da Benevento’ya ligdeki ilk puanını vererek, Verona’dan 3 yiyerek, evinde Atalanta’ya yenilerek kapatıyordu 2017 yılını. Zaten teknik direktörlüğü sadece motivatörlüğünden ibaret olduğu tartışılıyordu. O ihtimali daha da güçlendirdi. Ancak 2018 yılına girerken Milan, biraz o “eski Milan” havasını vermeye başladı. Peki, ne değişti?

Serbest 8 kardeşliği: Bonaventura & Kessie


Milan sezon içinde çokça taktik değiştirdi. Önceleri 4-2-3-1 gibi bir sistem üzerinde duruldu, daha sonra eldeki santrforları bolca kullanabilmek için ikili forvet düzenleri denendi. Ancak bu dönemde hiç efektif oyuna kavuşulamadı, “kaos” futboluyla ileri uçtaki oyuncuların bir şekilde topu içeri atması beklendi. Gattuso ise geldiğinden bu yana 4-3-3 ya da 4-1-4-1 diyebileceğimiz bir oyun formatında ısrarcı oldu. Buradaki en büyük etken, Bonaventura’nın kazanımı…

Bonaventura, Serie A’da en underrated oyunculardan biri ve aslında oldukça komple bir orta saha. Daha çok sol orta saha gibi bir bölgede değerlendirilse de asıl katkı yapacağı pozisyon, son maçlarda olduğu gibi “serbest 8” mevkisi. Burada takımına inanılmaz bir dinamiz kattı ve sürpriz gol koşularıyla skora da katkı yapmaya başladı. Aynı şekilde Kessie de o dinamizme ve hücum etkinliğine katkıda bulunuyor ve ondan beklenen yüksek performansı sergiliyor. Burada Hakan Çalhanoğlu ve Suso’nun kenarlardaki gizli oyun kurucu görevi de önemli. Böylelikle bu kenar oyuncuları orta sahadaki “yaratıcılık” yükünü hafifletmekle birlikte sahayı enlemesine genişleterek, merkez orta sahadaki serbest 8 oynayan oyuncuları daha çok oyunun içine atmış oluyor.

Çalhanoğlu’nun yükselişi


Hakan Çalhanoğlu hakkında ben de dahil birçok futbol sever “yeterince komple oyuncu değil” eleştirisini yapıyordu. Çünkü bugüne kadar sadece duran toplarda ve şut pozisyonlarında görünen bir oyuncuydu. Bugüne kadar diyorum çünkü Milan 2018’de sol kanatta oyunun hep içinde olan bir Hakan Çalhanoğlu izlemeye başladık. . Zaten Gattuso da son röportajında “Çalhanoğlu beni şaşırttı, onun bu denli komple bir oyuncu olacağını düşünmemiştim” diyor.
İçe kat ediyor, ters toplar atıyor, şutla kaleyi tehdit ediyor… Duran top kullanımı her zaman için tehlikeliydi. Sağda Suso, solda Çalhanoğlu oyun kurucu kanat tadındaki oyunuyla Milan’ı biraz daha çözümsüz hale getirmeyi başardı. Patrick Cutrone tercihini ayrıca bir yazıda ele almıştık. Andre Silva ve Kalinic’e göre daha “arayan” bir golcü olması, rakip savunmayı çok daha zorluyor. Hiç pozisyona giremese bile, Hakan’ın, Suso’nun attığı şutlarda kaleciden dönen topları avlaması bile yeter

Daha iyisi için ne gerekli?


Bu yükselişe rağmen Milan’ın yine Şampiyonlar Ligi potasından çok uzak kalacağı bir gerçek. Ancak Avrupa Ligi’ne atabilirler kendilerini. Ama seneye bu yapının üzerini biraz daha süslerlerse, en azından Juventus – Napoli ikilisinin arkasına yapışabilirler kalite olarak. Bunun için öncelikle çok net bir santrfor gerekli. Rakiplerde Higuain, Dzeko, Mertens, Icardi varken başka türlü savaşa girilmez. Patrick Cutrone kısa vade için ancak iyi bir alternatif olabilir. Galiba seneye tüm şartlar zorlanıp, çok iyi bir golcü alınacak. İkincisi ise her ne kadar Çalhanoğlu çıkış gösterse de sol kanada çok daha etkili bir isim gerek. Insigne klasmanında bir oyuncuyu alabilmek zor ama mesela Atlantalı Papu Gomez ideal bir seçim olabilir orası için.

Hiç yorum yok: