Her Dünya Kupası’nın bir James Rodriguez’i vardır. Yani,
aslında zaten oynadığı futbolla yeterince ses getirmiştir ama o büyük arenada
oynadığı futbolla değerini o kadar hızlı artırır ki, kulüpler içinde bir anda
vitrin transferine dönüşür. Rusya 2018’de de o apolete aday isimler var,
sıralayalım.
Aleksandr Golovin (Rusya)
Ev sahibi Rusya, son turnuvalara nazaran en gösterişsiz kadrosuyla
karşımızda olacak. İşte tam da o gösterişsiz takımın seyir zevkini yükseltecek
bir yetenek Golovin. Orta sahanın merkezinde veya kenarlarında rol alan
oyuncunun en başta dripling özelliği ve o driplinglerinin finalinde yaptığı
kilit paslarıyla fark yaratıyor.
Lucas Torreira (Uruguay)
Andre Pirlo’nun en büyük rol modelliğini üstlendiği “savunma
önündeki oyun kurucu” tarzının en iyi örneklerinden biri olan Torreira,
Sampdoria formasıyla Serie A’da harikalar yarattı. Oscar Tabarez’in
Uruguay’ında da muhtemelen aynı bölgede izleyeceğimiz oyuncu, üç forvetli
sistemi besleyecek orta sahanın en önemli dişlisi olacak.
Alireza Jahanbakhsh (İran)
Her ne kadar bu turnuvada “küçük takımın büyük futbolcusu”
rolünü daha çok Mohamed Salah üstlenecek olsa da gözler biraz da Alireza Jahanbakhsh’ın üzerinde olmalı.
İranlı oyuncu geçtiğimiz sezon Hollanda 21 gol, 13 asistlik harika bir
istatistiğe imza attı. Dünya Kupası’nda takımının en etkili oyuncusu olacağı ve
piyasasını daha da artıracağı kesin. Robben usulü sağ kanat oyuncusu, içe kat
edip solla bitirdiği girişimlerini Rusya’da da izletecektir.
Pione Sisto (Danimarka)
Danimarka’nın Uganda asıllı 1995 doğumlu oyuncusu, Celta
Vigo formasıyla La Liga’da direkt olarak fark yaratmaya başladı. Sezonu 10
asist, 4 golle bitiren Sisto modern
kanat oyuncusu normlarına oldukça uyuyor. Dünya Kupası’nda Danimarka’nın
hücumdaki en etkili silahı olacağı kesin.
Giovani Lo Celso (Arjantin)
Uzun zamandır Arjantin orta saha sorunu çekiyor, oradaki
“iki yönlü oyuncu” boşluğundan sebeple Messi’yi kaleden uzak oynatmak zorunda
kalıyordu. PSG formasıyla “serbest 8” modeline harika uyum sağlayan Lo Celso,
enerjisi ve top tekniğiyle orta sahada ezberleri bozacak ve Messi’yi topla
kaleye daha yakın buluşturacak bir oyuncu.
Sergej Milinković-Savić (Sırbistan)
Sadece Serie A’da değil, Avrupa’da sezonun en büyük çıkışını
gösteren futbolcu. Lazio’da bir orta saha olmasına rağmen 12 gol 4 asistlik
performansla skora da katkı veren Milinkovic-Savic, hali hazırda Manchester
United başta olmak üzere birçok dev kulübün radarında. Bir orta saha için
gerekli bütün özelliklere sahip olan oyuncu Dünya Kupası’nda değerine değer
katacaktır.
Ismaïla Sarr (Senegal)
Senagal’in 1998 doğumlu oyuncusu, tıpkı ülkesinin büyük
yıldızı Mane gibi dripling konusunda müthiş yetenekli. Rennes’de forma giyen
Sarr, her iki kanatta da oynayabilen, rahat adam eksilten ve top rakipteyken
yaptığı baskılarla kontratak fırsatı yakalayan bir yetenek. Mane’nin solda yer
alacağı 4-2-3-1 sisteminin sağ kanadında izleyeceğimiz oyuncudan Dünya
Kupası’ndan sonra daha sık bahsedeceğiz gibi.
Gonçalo Guedes (Portekiz)
Portekiz denince akla hala ilk olarak Cristiano Ronaldo
geliyor olsa da, artık onun bir santrfora dönüştüğünü ve delicilik yükünün
başka oyuncuların sırtına yüklendiğini kabul etmemiz gerek. İşte o isimlerin
başını Gonçalo Guedes çekiyor. Dripling aksiyonunu doğru ve yüksek ortalamayla
sonlandıran oyunculardan. Oyun sıkıştığı anda dripling becerisinin yanı sıra,
“uzak şut” tuşuna da basarak özel gücünü kullanabiliyor. La Liga’daki
görüntüsünü Dünya Kupası’nda da sürdürecektir.
Timo Werner (RB Leipzig)
Uzun zamandır santrfor bölgesinde pivot tipi oyuncu kullanan
Almanya, nihayet takımın genel hareketliliği ve değişken oyununa yatkın bir golcü buldu. Her ne kadar o işleri
Müller de gayet başarıyla yapıyorsa da Werner, merkezde oynamaya daha yakın
komple bir santrfor oluşuyla büyük fark yaratacağı kesin. Zaten günden güne
mevkisinin en iyileri arasına girmeye başlayan oyuncunun asıl patlaması Dünya
Kupası’nda gerçekleşebilir.
Hirving Lozano (Meksika)
Adam eksiltme konusunda Avrupa liglerinin en iyilerinden
biri. Hücumun her bölgesinde rol alabilen Lozano, sağ veya sol kanat
farketmeksizin aynı etkiyi sağlayabiliyor. Topla alanı çabucak kat eden, dar
alanda çıkabilen ve en önemlisi gol vuruşlarıyla da skoru değiştirebilen bir
yetenek. PSV’den yakın zamanda büyük bir transferle ayrılacağı kesin ama Dünya
Kupası’ndaki performansı “büyük Avrupa kulübü” yolunu daha da kısaltabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder