Yaz sonunda “yine, yeni Juventus” demiştik, ama hiç de öyle gözükmüyorlar… Aslında gerçekten çok yeniler; stadyum, teknik direktör, oyun anlayışı, iskeleti oluşturan futbolcular vesaire… Üstelik zor da bir sistemi deniyorlar: asimetrik 4-4-2. Bu sistemde hem topa sahip olup, sık ve kalabalık hücum yapmak; hem de bunu yaparken, topsuz oyun dengesini oturtmak zordur. Birkaç yıl ister… Ama Conte, daha 2 ay olmadan takımına çok yol aldırmış. Sanki en az 3 sezondur aynı takımla oynuyormuş gibi Juventus.
Sağbek Lichtsteiner’i, en az sağ açık Pepe kadar önde top alırken görüyoruz. Keza, Marchisio’nun ceza sahasına yaptığı koşu sayıları, ikinci forvet oynayan Vucinic’le eşit neredeyse… Bu da takımın, birbirine ne yakın oynadığını gösteriyor. O yüzden kağıt üzerindeki 4-4-2, yeri geldiği zaman 4-6-0, yeri geldiği zaman da 2-4-4 oluyor kolaylıkla…
Tabi bu esnekliği sağlamak için, topa da sahip olmak gerekiyor. Orada da devreye giren isim Pirlo Başkan… Juve, yıldız sıfatıyla hem gayet overrated, hem de sistemiyle alakasız oyunculara para döküp duruyordu. Nihayet, net bir şekilde takıma level atlatacak bir isim buldular. Üstelik beleşe… Keza, bir diğer ortasaha Vidal de pas becerisi çok yüksek bir oyuncu. Bielsa, Şili milli takımında onu sol stoper gibi oynatıp, geriden oyun kurduruyordu nitekim…
Ortasaha Pirlo – Vidal’den oluşunca, Marchisio içe kat eden sol kanat oyuncusu olarak devreye giriyor. Capello’nun İngiltere’de, Milner’ı kullanışı gibi… Bir de üzerine Vucinic’in arkaya gelip, pas oyununa katkı sağlaması da çabası. Ara ara Barcelona esintileri sunmuyor değil Juve, hatta Milan’a atılan ilk gol öyleydi. İnanmıyorsanız, tıklayın…“İş bitirici” konumunda ise, blogun açılışından itibaren kendisine dilendiğim Matri var. Onu, bu seviyeye yükselmiş görmek sevindirici. Sırf ilk adıyla bile, Juventus’da oynamayı doğuştan hak etmişti zaten: Alessandro… Reyisin adı geçmişken; gençliğimin, hatta çocukluğumun (Euro 96’da oynayacak topçuların çıkartmasını veriyor diye, Pepsi içe içe midemizi delecektik. Ve Del Piero o zaman da kadrodaydı…) kahramanı, futbolu sene sonunda bırakacağını açıkladı geçenlerde. Kaçınılmaz ve yıkıcı bir gün yaklaşıyor benim için…
Genoa maçında Del Piero kenarda ısınıyorken, kameralar en ufak fırsatta onu gösteriyordu. Bunca yıla rağmen, yüzünü hiç eskitmeyişi, insanlara aşıladığı sonsuz doyumsuzluk böyle bir şey işte… Evet, 10'suz asla!
O Genoa maçında da çok iyiydi Juventus, klasik büyük takım tetikçisi Caracciolo 2 puanı yürüttü gitti… Birçok konuda olduğu gibi, maçı koparamama noktasında da bu Juventus, bildiğimiz Beşiktaş aslında… Bu akşam 45 dakika boyunca; Fiorentina cezasahası önünde ve içinde Alman kale oynadılar resmen. 14 gol girişiminden, bir kez sonuç aldılar. Juve Arena ayağa kalkıp, alkışladı ilk yarı biterken... Ama ikinci yarı, tamamen farklı bir görüntü: Fiorentina bağır çağır bastırdı ve takımın sürükleyicisi Jovetic plaseyi çatala ateşledi. "Yine mi?" diye beklerken Pepe, alakasız bir pozisyonu zorladı; ekmeğini maden ocağından çıkarttı ve Matri stadı yıktı…
Şuanda Serie A’nın en “ne yaptığını bilen”, en dengeli takımı Juventus, Lazio ile birlikte… Milan’da ise Ibrahimovic ve bilumum yetenek transferiyle başlayan, şampiyonlukla perçinleşen “kendine güven” olayı hala sürmekte… Ve Milan’ın en bariz farkı; “winner oyuncu” denen varlıkların fazlalığı. Juventus'ta 15 senedir winner denince aynı adam akla geliyor, o da artık yoruldu...Ama o Milan’ı, son dakikalarda da olsa; maçın genelinde çok üstün oynayarak geçti Juventus. Aslında takım ve sistem için önemli bir testti. Şimdi aynı şekilde ciddi bir test periyodu yaşanacak: sırasıyla Inter ve Napoli deplasmanı, sonra Pelermo içeride, Lazio dışarıda… 3 deplasman da çok çok zor, keza Palermo da Della Alpi’yi pek bir severdi, Juve Arena ile ilişkisi nasıl olacak bakacağız… Sonuç olarak, yeni Juventus dediğimiz ekip; bize aslında çok çok eski Juventus’u andırıyor. Belki isim olarak sonuç alıcı adam fazlalığı yok, ama bu kez takım olarak öne çıkıyorlar ve maç kazanmayı öğreniyorlar… Başlık da bu sebeple; eski Juventus’a pek bir yakışan “Forza Juve alé” seslerini hak etmeye başladılar…
Son not: Marchisio zaten favori oyuncularım listesindeydi, gole yakın ortasaha oyuncularını ayrı severim. Bu çocuk da, tıpkı Pancu gibi kritik anlarda bir şekilde golü bulan büyük futbolculardan. Pancu'yu da ayrı severdim zaten... Udinese'ye attığı gol, zirvedir mesela... Ama bugün birşey yaptı; yine klasik ceza sahası dalışlarından birini yaparken, hafif darbe yedi. Düşmedi, devam etti... Ama taraftarlar ve diğer oyuncular, o pozisyona takıldı, ortalık karışmaya başlayacaktı ki; eliyle "birşey yok..." hareketi çekti, herkes sus pus... Listemdeki yukarıya tırmanışı sürüyor yani, adamsın Claudio.
5 yorum:
geçen milan'dan del piero'nun bırakacağı haberi üzerine bir açıklama gelmişti. (galliani'ydi sanırım)
juve'ye gideceği zaman biz de çok istemiştik del piero'yu. keşke bize gelseymiş hem kırk yaşına kadar oynaması da sorun olmazdı milan'da diye. dil dışarda gole sevinen reyizi siyah-beyaz görmek güzel. iyi ki gitmemiş diyorum; ama bir yandan da 3 yıl daha oynardı lan düşüncesi aklıma gelmiyor değil.
bu arada yeri değil ve turgay demir'e ne kadar güvenilir bilemiyorum; ama guti, fernandes ve edu fener maçının 18'inde yok diyor. akyüz kadrodaymış.
1 opsiyonlu 11 de vermiş hatta.
cenk
hilbert, sivok, egemen, ismail
necip, ernst, aurelio
simao, almeida, q7
simao yerine pektemek olursa ve fernandes de en azında 18'deyse tadından yenmez benim için.
O 11 dogru degildir insallah, eskiye donecegiz demek ki. Veli ve Mustafa pazartesi gununden sonra yine yedek olacaksa yaziklar olsun.
şaşırtıcı derecede iyiler gerçektende. ama hücumda yine eksiklikler var gibi. pirlo'nun orta sahada yarattığı etkiyi yaratabilecek özel bir hücumcu lazım bana kalırsa. manchester united'daki rooney örneği gibi. çünkü izlediğim 3 maçta da (milan, chievo, fiorentina) üstün ve daha iyi oynayan takım olmalarına rağmen gol atmakta baya bir zorlandılar. vucinic'i çok beğenirim ama sezon başından beri savruk. matri, pepe falan iyi topçular ama "özel" değiller. krasic'te büyük hayalkırıklığı onu da diyeyim.
bir süredir tevez için dileniyorum aslında. tek tük haberler var ama ne kadar doğrudur bilmiyorum. mesut bu kadar iyiyken kaka'ya da sulanılabilir aslında. rossi tam aranılan adam değil gibi geliyor bana, olsa iyi olur elbette ama bir seviye daha üstü lazım.
tabi bizimkisi fantezi. conte "ne uğraşıcam lan sorunlu ve yıldızla adamlarla" diyor olabilir. çünkü takımdaki oyuncuların çoğu güzel adamlar. marchisio örneği önemli, benim de dikkatimi çekmişti maçı izlerken. bizim 2009 şampiyonluğundaki takıma benzettim şu 3 maçlık juve'yi. holosko tekme yer güler geçerdi, juve'de de böyle bir hava gibi.
şu 4 maçlık seri çok önemli. şöyle 8 puan falan toplayabilirse şahane olacak.
Juventus, çocukluk sevdamdı. Düşünce daha bir sevdim,daha çok bağlandım. Ama bu yıla kadarki, her sene 1 teknik direktör değiştirme, saçma sapan yıldız transferleri biraz soğutmuştu. Bu yıl yine eski Juve'yi seyrettiriyorlar. Keşke şu Krasiç, biraz Nedved reyisi hatırlatacak futbolunu oynasa, her şey daha güzel olacak.
Del Piero, benim görebildiğim Zidane'dan sonra en iyi futbolcudur. İlhan Mansız, Necip ve ondan başka kimsenin posterine merak sarmadım. Geçen yıl Schools futbolu bırakınca, zaten Beşiktaş'ın malum durumlarından sonra iyice soğuduğum futboldan, daha bir soğudum. Üstad da bırakırsa iyice soğurum. Ve Giggs de bırakınca bir dönem kapanacak benim için. Belki futbolun -Beşiktaş dışında- önemide biter benim hayatımdaki.
Cartalete, aylar önce "bir Del Piero yazısı olabilir mi?" diye sormuştum. "Yazmak isterim" demiştin. Sezon sonu yaklaştıkça, bu tür yazılar çıkacaktır Sen biraz önceye alamaz mısın ? Tabi ilham var ise :)
Görünen o ki, Juve'nin bu çıkışını tesadüfe bağlamayan bir tek ben değilim :)
İhsan, kesinlike bir Del Piero yazısı gelecek :)
Yorum Gönder