Sistem Geri Yükleme: 17.08.2010


Son yazıda bir cümle vardı: “İşin acı tarafı da şu; aslında kadro manasında iyi bir takım olmak için çok fazla meşakkate gerek yok, çok yakında duruyor ama uzanıp alamıyoruz…” Bunu biraz açayım, içimde hala taktiksel zırva yapacağım 3 gram heves kalmışken, biraz döküleyim diyorum…

“Biz nerede yanlış yaptık?” sorusuna cevap bulmak için, en derin noktayı yakalamak istersek geçmişte kayboluruz. O kadar zincirleme neden var ki… O yüzden yine en yakına bakalım; büyük yanlışın Quaresma üzerinden Portekizleşme, akabinde bu gazla Mendes’leşme olduğunu görürüz. O nedenle bugünlere patlayan kabağın bir kısmı Quaresma’ya da dokunuyor, “kurtulmak lazım” denen saflara katılıyor o da…Hâlbuki gelişline hiç karşı değildim şahsen, üstelik çok istiyordum; istiyorduk… Aksini düşünen az insan vardı, çoğunluğun gözü bir demet futbol arıyordu; Quaresma iyi seçimdi. Ancak Quaresma’nın anlamlı olması için, geriye kalan oyuncu kısmının “takım” olması gerekiyordu. Yahu, takım olduktan sonra Trabzonspor, Alanzinho gibi bir adamı bile kaldırabiliyor ki; bahsedilen adam Quaresma.

Ama kaç kez Quaresma’yı, iyi bir takımın içinde kullandık ve onun yapacağı yetenek girişimlerini anlamlı kıldık? İlk kez İnönü’deki Plzen maçıyla oldu, sonrasında ise Helsinki… Özellikle Helsinki maçı oldukça çarpıcı bir örnek… Beşiktaşlı oyuncuların, sahada ne yaptığını bildiği; herkesin belirli bir sorumluluk alanına sahip olduğu; mesafelerini yakın tutan takım yapısıyla ortasahasında rahatlıkla Guti’ye yer açabildiği ve haliyle Quaresma’dan da maksimum faydalanacak bir yapıya sahip olunmuştu.

Bunun üzerine koyulamadı işte… Ocak’taki Portekizli furyası ve Mendes ortaklığının başlamasıyla; “sistem takımı olmak” 1. tercih olmaktan çıktı maalesef ve bugünlerde halen çekilen sıkıntının temelleri atıldı. Artık ne sahaya çıkan 11, ne de yapılan “yapılacak” transferler, belli bir futbol amacına yönelik değil.

Saha dışı berbat durumda, ama saha içi sorunların çözümü o kadar uzakta değil. Sistemi geri yükleyeceksin; o ilk Helsinki maçına kadar. Birisine “özgür rol” vereceksen, yine bu sadece Quaresma olacak; geriye kalan kısım takım gibi topun arkasına geçecek ve rakip cezasahası için de takım gibi çoğalacak… Simao, Quaresma’nın yedeği olacak yani en fazla.Mevcut durumda, en yakın adama 20 metre uzaklıkta kalan tek santrafordan Mandrake olması bekleniyor. Bakın, David Villa falan demiyorum. Çünkü bu düzende her santrafor öğütülür, hokkabaz olmadıkça... Savunmasını önde kurarak, hücumla mesafesini düşürmüş; cezasahası içine koşu yapacak adam sayısını arttırmış takım ortaya çıkarsa, Mustafa Pektemek de rahatlıkla orta forvet oynayabilir.

Hilbert, Sivok, Egemen, İsmail dörtlüsü, Dalton Kardeşler kadar ayrılmaz bir bütündür gözümde. Ortasahadaki temel kural ise; Aurelio, Necip, Ernst üçlüsünden, en az ikisinin sahada olmasıdır. Hatta üçü birden de oynayabilir… Bu ortasahanın top kazanma ihtimali yüksektir çünkü önde bastığı takdirde; Quaresma’yı anlamı kılması gereken bir takımın da “ani” top kazanışlarını arttırması gerekir. Beşiktaş’ın en büyük sorunlarından biridir, birincisidir hatta: her atak sıfırdan başlıyor… Hücumcuların, yerleşik alan savunması yerine; dengesiz yakalanmış, çarpık defansla daha sık karşılaşması gerekir. Bu ortasaha belki, 30 metreden adamın ağzına pas atamaz. Ama bu şekilde çok ciddi ofansif katkılar verebilir…

Takım yakın oynadıktan, ortasaha öncelikle “ayakta” kaldıktan sonra; Fernandes ya da maçına göre Guti’den faydalanılır rahatlıkla. Hatta Onur da, ama sırayla… Kayseri maçında, bu ikiliyle ortasaha kurulmayacağı test edildi, acı sonuçla karşılaşıldı.

Görüldüğü üzere, saha içindeki durumları düzeltmek o kadar da zor değil. Sorun saha dışındaki saçmalıkların, artık saha içini de birebir ilgilendiriyor oluşu... Sadece isime değil, futbolcuya bakılsın; “Kim ne der?” diye düşünülmeden, “kim ne yapar?” sorusuyla 11 yazılsın, Beşiktaş en azından futbol takımı olarak yeniden neşelenmeye başlar…

10 yorum:

IK3BJK dedi ki...

Zaten Fenerbahce maci yaklasiyor orda kötü sonuc alinirsa baya problem cikacak gibi.
Sanki sene sonu bir kac portekiz ile yolar ayrilacak ve ilk isim Simao olur.
Bana sorsaniz Simaoyu yolarim
2.5-3mio arasi kazaniyor onun yerine Mustafa/Bebe/Erkan Kasi oynatirim.
Erkan baya iyi kenar forvet kosulari yapiyor dün Tavsanliya karsi izledim 20 dakika gibi oynadi baya etkilendim. Gol de atiyordu ama Kaleci süper oynadi.
Erkut Sentürk de yavas yavas kadroya dahil edilmesi lazim cok büyük bir potansiel var onda.

Bu ara maci izlediniz mi bilmiyorum ama Sezer baya kendini gelistirmis oyunu arkadan cok güzel kuruyor.
Eskidende iyi yapiyordu ama uzun toplari bile tam adama geliyor.
Pres olsa bile nereye pasi versem diye bakiyor.

Terrör olayi yüzünden ve dünkü mac yüzünden canim disariya cikmak istemiyor bu yüzden Sezerin Videosunu yapdim o da hak ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=_VPtiQLTNno

Asil Sidnei transferini düsünmek lazim 14mio Sidnei icin mi yoksa Besiktasli Sol ayakli Türk ve 3 yas kücük olan Sezer mi.
Fizik olarak ayni gücdelerdir.

Bjk_KnightS dedi ki...

yaa son macta o kadar moralim bozuldu ki. edu orta saha yuvarlağının içinde ve carvalhal ona geriye git işareti yapıyor. daha ne kadar geriye gidecek son adam dediğin oyuncu. zamanında denizli'de bizisavunma oynatıyordu ama savunma oyuncuları ile çıkıyorduk. 1 ve 2 tane kontra forvetimiz vardı. q7 ile simao ile savunma mı yapılır. edu ile kontra mı yapılır. madem kontra atak oynayacan niye holosko ya da pektemekle baslamıyorsun. madem savunma oynayacaksın neden bu kadroyu kuruyorsun.
sanki illa o 11le cıkmak zorunda gibi aynı taktigi her 11e deniyor. olmuyor işte. yanımda ki arkadaş edu'yu getirmenin mantıksızlığını savunurken adama laf edemedim. çünkü eğer kontraatak futbolunda edu'yu oynatırsan adamın savunulacak yanı bile kalmıyor. eğer yanına yardımcı 1 santrafor tarzı oyuncu vermezsen Edu ne yapsın. Oraya Ronaldo'yu(brezilyalı olan) koysan zorlanır yaaa.
Yaaa anlamadıgım cartalete senin gördüklerini niye bunlar göremiyor. hatta senin demiyorum. benim gördüklerimi bile nasıl göremiyor bunlar. Hadi portekizlileri mendez zorla oynatıyor diyelim. Kontraatak oynayacagın macta Edu'yu kim zorla oynatıyor? anlamıyorum yaa anlamıyorum.

Fly like an eagle dedi ki...

Sezer ve Erkan gibi gençlerle tek sezonun tamamında yola cıksak en fazla 5. oluruz. kupalara katılamayız.. Eğer son dönemlerdeki YILDIZ İSTERÜKÇÜ taraftar profilinden de vazgeçersek 10 yılda en az 5-6 defa şampiyon oluruz. Bunu hesaplayamayan bir yönetim kurulunun sadece Beşiktaşlılıgında değil yönetme becerisinden şüpheye düşerim ki zaten kralın çıplak oldugu da görüldü. Acilen özümüze dönmeliyiz. Bu period Takımı için savaşan oyuncularla dolu bir gelecek için milattır. Mutlaka değerlendirilmelidir. Artık günü kurtarma bitmelidir.. Cenk- Oğuz- Sezer-Ersan(Atınç)-İsmail(Tanhu- Caner)- Necip- Furkan- Burak Kaplan- Erkan- Ali İhsan- Muhammed- Kadir gibi bir kadroyu yükselen değerleri olan ülkelerden ( Belçika, İsviçre, Hırvatistan, Danimarka, Kolombiya, Şili, Kore hatta vs) gibi ülkelerinden adamlarla TAKIM haline getiricek bir HOCA eline verin.. ' yıl birşey beklemeyin ama sonra zaten özlenen Beşiktaşımız gelir. Amerika'yı yeniden kşefetmeye gerek yok. Dortmund örneği önümüzde.. Hangisi süperstar?* Hummels mi? Grosskreutz mu?? ' seçenek var önümüzde: Bugüne kadar ki günü kurtarmak veya Geleceği kurmak.. Bakalım Başkan neye karar verecek??

Cartalete dedi ki...

IK3BJK,

Eline sağlık, şahane olmuş yine. Sezer özellikle sezgi ve hamle zamanlamasını çok geliştirmiş. Aslında onun anlamlı olması için, savunma çizgisinin biraz daha öne çıkması gerek. Mesela Manisaspor hocası biraz erken göreve geçse, Sezer'i kesinlikle takımına isterdi bence...

Sidnei kötü oyuncu değil, ama alt yapıda çok potansiyel savunmacılar var. Cankurt, Atınç, Burak, Sezer... Üstelik Sivok'un da daha en az bir 5 senesi var, hiç para dökmeye gerek yok o bölgeye.

BenYaptımOldu'nun dikkat çektiği üzere; yıldız savaşlarıyla da 5. oluyoruz zaten, en kötü ihtimalle değişen birşey olmaz. Bu kulünün para harcama lüksü yok artık, eldeki potansiyelini ortaya çıkarmaya mahkum.

Cartalete dedi ki...

Bu arada Sezer'in klibini, twitterdan kendisine ulaştırdım; o da ellerine sağlık diyor. :)

rivaldo dedi ki...

Furkan da ilk 11 çıkmış bugün.Oğuz tüm maçlarda ilk 11 oynuyor zaten.Emre Özkanla beraber alternatif defans dörtlüsünü oluşturabilirler aslında.Üstelik dördüde stoper oynayabilen oyuncular.Seneye sivok,egemen, ersanın ardına alınacak bir stopere para harcamaya gerek yok.

Cartalete dedi ki...

Furkan'ın maçını izledim. Sağbek oynadı, defanstaki en iyi oyuncuydu bence ama bu tam olarak ortaya çıkmadı tabi. Denizli çok kötü çünkü. Zaten stoperleri, küme düşen takımların kadrolu isimleri Koray Çölgeçen ve Yasin Çakmak.

Ara ara ortasahaya yanaşıp, pas yapma imkanı sağladı takımına. Ki asıl kendini ortaya koyacağı bölge süpürücü ortasahadır yani, net belli.

bobby dedi ki...

Ben bugunku sorunlarimizin Quaresmanin gelisiyle uzaktan yakindan hic bir alakasi olmadigini dusunuyorum. Quaresmanin gelisi pek cok anlamda Besiktasa ozledigi bekledigi havayi saglamis,hevesler tavan yapmis,meydada ilk siralara firlamissin vs urun kombine satmissin,renklilere korku salmissin!!! Tipki 100uncu yilda oldugu gibi bir motivasyon kazanilmis camia olarak. Besiktas Gutili Quaresmali kadrosuyla Schuster yonetiminde muhtesem bir atak futbol ornegi gostermis ve ilk yari fena sayilmayacak bir sistem futboluyla "basarili" olmustur. BURASI ONEMLI CUNKU HIKAYE BURADA SON BULUYOR.
Quaresmanin gelisini hazmetmekte-kavramakta zorlanan bir kesim Besiktaslilar, yonetimin sisirmesi diyerek her firsatta faturayi Quaresma-Guti-Schuster'e keserken dolayli yoldan Yildirim Demirorenle hesaplasmislardir.
Henuz yarim sezon bitmeden Hoca dahil elestirilmeyen kalmamistir.
Baskalarinin SAHTE basarilarina ozenmekten kendi elimizdekinin kiymetini bilmeyerek bir cuval inciri HEP BERABER berbat ettik. Schuster -begenin begenmeyin- 1960larin futbolu derken biz nedense sikecilerin tekme tokatcilarin SATILMIS HAKEM VE YAZARLARIN tarafinda olduk.
O gunku basarisizliklara bir suru bahane one surulebilir. Belki gercekten schuster degismeliydi adapte olabilmeliydi ya da bunlar bizim millet olarak kronik husnu kurutularimizdi kim bilir??? Ancak tarih Quaresma karsitlarini hakli cikarttigi gibi schusteri de hakli cikartmistir. Demem o ki ogun kaybedilenler bir kazanimdi oyle olabilirdi(oyle oluyordu da bence sadece SABIR gosterilmedi). Bugun kaybettiklerimizin maalesef hic bir kazanimi yok!!!Aksine bizi bitirmeye dogru goturuyor.

Bu sezon moral motivasyon olarak neredeyse gecen senenin zitti basladi ve oylede devam etmekte. Buna da cok sasirip uzulmemek lazim. Tipki milli takimda oldugu gibi elimizdeki malzemenin kimyasi bizim oldugunu sandigimizdan cok daha dusuk. Buyuk beklentilerden kurtulmak lazim artik. Mehmet Akyuz ve Burak Kaplana bir kere bile sans vermemis sacma sapan rotasyonlar yapan bir teknik adamin Besiktasa verecegi hic bir sey olamaz. Tayfur Hoca tercihinin ardindan 2inci buyuk hatalarini yaptilar.

Simdi hem genclere onem verecek hem de elindeki malzemeyi iyi kullanabilecek bir teknik adam gelmek zorunda.

Alvesten hakli olarak hic soz etmemissiniz.Ancak noolursa olsun Besiktasin futbolcusu su an. Aurelio Ernst Gutinin yaslari geregi sistemin temeli olamayacaklarini dusunuyorum. Burak,Alves,Onur,Veli,Mehmet,Muhammed rotasyonla takima isindirilmalilar. Devre arasi mutlaka sag beke iyi bir alternatif bulunmali.Saygilar

Erhan

ihsan dedi ki...

Cartalete, şu blog da yahut twitter da paylaşır mısın ? http://oncebesiktas.com/haydi-hesap-sormaya/

Cartalete dedi ki...

Erhan,

Doğrusunu söylemek gerekirse Alves'i unuttum. Ki unutmasam da, nereye koyacağımı bilemem. Çünkü iç ortasaha oynayacak kadar hareketli mi, yoksa ancak savunma önü mü oynar, oynarsa bu pozisyon bilgisine sahip mi? Bunları bilemiyoruz henüz.

ihsan,

Beşiktaş'ın maçları sonrası blogu ziyaret eden çok oluyor; Mersin maçı analizinde paylaşırım. Twitter'dan da paylaşırım yoğun bir saatte.