Beşiktaş ise Hırvatistan gibi; topun arkasında iyi duran, aldığı zaman direkt olarak kaleye yönelen bir takımdı. Zaten bu durum Beşiktaşlılar için sürpriz değildi… O halde, pozisyonların da bulunmasına rağmen bu maç, örneğe nazaran neden skor olarak farklı bitti? Çünkü Beşiktaş’da bir Mandzukic yoktu; Pektemek ve Holosko gibi olabilecek oyuncular vardı, ama Portekiz kontenjanına takıldılar… İkincisi ise, Quaresma’nın az biraz Rakitic olamamasıydı. Sorsan, “takım arkadaşları ayak uyduramıyor”… Zaman zaman öyle oluyor evet; ama ben son haftalarda olduğu gibi, bugün de her opsiyonu kendine kullanan bir Quaresma gördüm. Etrafında boşta olan adamlar olmasına rağmen fantezimsi şut atmalar, takımda Simao olmasına rağmen her faule, kornere, taca atlamalar vesaire…
Eskiden bari Portekizlileri görürdü, şimdi o da tedavülden kalkmış. Mesela Necip’in kapıp, sola doğru Quaresma’ya açtığı top vardı, çok güzel bir fırsattı ve makul olan iki seçim şunlardı: ya boşta duran Almeida’ya tek top yapmalıydı, ya da topu biraz cepheye alıp şutlamalıydı… Seçimi, en kötüsüydü: topu sol çapraza doğru sürüp, cepheden bile gol yiyeceğe benzemeyen Muslera’yı çaprazdan ve de 3 günde bir varlığını fark ettiği sol ayağıyla avlamaya çalışmak… O pozisyonda Almeida, topun kendine gelmeyeceğine inanıp, “bari Ricardo’nun şut açısını kapatmayayım” diye son anda kendini yere atışı var ki, bomba ihbarı almış sanırsın…
Mrmic’ten sonra, Türkiye’ye gelmiş çeviklik, odaklılık kısacası “kedilik” anlamında en iyi kaleci Muslera. Bir ara kamera zoom yaptı, adamın bakışları bile bir tuhaf… Bugün maçın kaderini belirleyen baş aktördü. “X olmasa, y takımının hali nice olurdu…” gibi bir söylemde bulunmam ve sevmem de… İşte olsun diye alınmış sonuçta adam. Aylarca uğraşılıp, Serie A’nın en sıkı kalecilerinden birini getiriyorsan; böylesine kötü oynadığın bir maçta en azından yenilmemek, tesadüf olmaktan çıkar…Quaresma’nın maç boyu yaptığı en iyi hareket; faul atışıyla 1 metre kaldıramadığı topu tekrar alıp, Ayhan’a 3 kez üst üste çalım atıp“bırak bu işi, tekstile sektörüne atıl” göndermesi yaparak ve hemen akabinde, Egemen’in volesine doğru attığı “pas”tı… O Ayhan, ikinci yarıda Sabri ile değişti. Hemen sonra Sabri’nin sakatlanıp, Riera’nın oyuna girmesi, Galatasaray’ın takım olarak ikiye bölüneceğine işaretti…
Hemen sonra Carvalhal’den yarım doğru bir hamle geldi; çıkanın Veli olmaması gerekiyordu bence ama Necip çok acil lazım o dakikadan itibaren. Çünkü ortasahada pas opsiyonu azalmıştı Galatasaray adına ve bu Beşiktaş için, önde yapılacak baskılarda daha fazla top kazanma fırsatı demekti. Necip, 6 dakikada Melo’dan çaldığı 2 top ve başlattığı 2 atakla; “maçı alıyorum Beşiktaşlı!” mesajını veriyordu. Taa ki, cezasahasında hücuma katkı vereyim derken, dizinden oluşuna kadar…
Necip yerde uzun süre kalıyorsa (üstelik Beşiktaş halen atak yapıyorken), o sakatlık ciddi demektir… O yüzden “yerdeki umarım Necip değildir” diye dua ettim pozisyonu bırakıp. Ama oydu… Sadece kendisi değil, Beşiktaş’ın maçı kazanma şansı da sedyeyle kenara alındı o dakikadan sonra. Çünkü kenarda bir başka ortasaha oyuncusu yoktu, Beşiktaş da Galatasaray gibi ikiye bölünecek, bu avantajı kullanamayacaktı…
Schuster, bir adamı sildiğinde en azından yerine alt yapıdan birilerini çıkarıyordu. Mesela Fatih Tekke’yi bir maçla uçurdu, ama o boşlukta Ali Kuçik’i sahaya sürüyordu… Şahsım adıma, “neden böyle?” diyemiyordum. Şimdi Carvalhal, bana göre kolaya kaçıp Guti’yi sildi, Fernandes’i de silmek üzere. Ya da sildi, biz bilmiyoruz… Bir şey diyemem, sonuçta yetki onun. Belki bilmediğimiz, çok daha zor çözülecek sorunlar vardır aralarında… Ama madem öyle; alttan bir ortasaha çıkar yukarıya. Onur Bayramoğlu mesela… Necip sonrası, Onur dahi girse; yine maç Beşiktaş egemenliğinde sürebilirdi… Veya yarım porsiyon wonderkid Alves vardı mesela? Hiç olmadı Hasan Türk… Galatasaray’da, düne kadar A2 adamı gözüyle bakılan Semih oynadı, fena mıydı? Zaten İtalya – Türkiye ümit mili maçını seyreden, Semih’i maden olarak görmezdi; ben görmedim mesela…Oyuna mecburen Pektemek girdi, onun girmesi sorun değildi de; Beşiktaş’ın kurgusu bozuldu otomatikman… Zaten kalan süre, ufaktan kaos futbolu, uzun top, bam-güm şeklinde geçti. Arada, maç boyu girmeyen top mükemmel bir şekilde gol de oldu aslında… Almeida, şu topraklara adım attığından bu yana; en önemli özelliklerinden biri olan uzun şutunu iki kez kullandı, gol oldu, ikisi de sayılmadı… Gerçi, Muslera’nın düdüğü duyup uçmadığı şeklinde bir görüş de var. Ama bence pek öyle değildi… Düdük zaten şutla aynı anda gerçekleşti. Muslera gibi oyuna odaklı bir kalecinin, Rüştü’lük yapıp oyunu bırakacağını sanmıyorum. Zaten kale arkası açısı gösterdi ki, o şut pek çıkmazmış… Faul mü? Bence tartışma bile götürmez… Mustafa sadece topa çıkıyor, el & kol olması gereken yerde. Havada doğal bir şarj var sadece… Zaten Cüneyt Çakır, isterse Neptün – Uranüs maçını yönetip gelsin; bana bir derbi maçında Fırat Aydınus güvenini veremiyor, veremeyecek…
Velhasıl, maç ihtimali en yüksek şekilde bitti. Üzüntüm, girmeyen toptan çok Necip’in sakatlığınaydı… Zaten bu sıralar, maçtan, galibiyetten daha değerli saydığım şeyler var; Necip’i sahada görmek onlardan biri. Kaldı ki, takım için de ne kadar önemli olduğunu sırf o 6 dakikada bile gösterdi… Önce ilk yarıyı kapattı dediler, sonra neyse ki 2 haftaya indi. Ama o 2 haftada, hem Trabzon hem de Tel Aviv deplasmanı var… Vietnam’ın Ho Amca’ya duyduğu kadar, Beşiktaş’ın Necip’e ihtiyacı olacaktı bu maçlarda oysaki…
Maçın adamı: Muslera. Maçın hareketi: Veli’nin, dağları aşıp arka direkte Almeida’yı bulduğu ortası. Direkt olarak bilinçli ve adrese atılmış bir toptu… Maçın güzelliği: 66. dakika…
Fotoğraflar: DHA ve Bjk.com.tr
10 yorum:
Dünkü Beşiktaş'ı Hırvatistan milli takımına benzetmişsin, ama en önemli farkı atlamışsın. Hırvatistan milli takımının atak sırasında rakip ceza sahasında bir anda nasıl çoğaldığını, orta sahalarının hucuma nasıl destek verdiğini. Bizde ise orta saha, ki buna Necip de dahil, geriye çok yaslanıyor, ileriye oynandığında da ya Q7'ye ya da simao ya topu verip seyrediyorlar. Herşey Q7 ile simoanun zorlamsına kalmış, ne bir ara pas, ne verkaç...Ceza sahası onunden indirilen, yada dönen topa bile santrforun şut atıyor. Böyle hucum anlayışı olmaz.
Dolayısıyla gol kısırlığı çekmemizde normal. Bal yapmayan arı gibiyiz.
North
Stadta Veli'nin cikarilmasina tam soylenmeye baslamistim ki onumdeki arkadas kendisinin kenara degisiklik isareti yaptigini soyleyince duraksadim. Sonra ozetlerde boyle bir degisiklik isareti aradim ama goremedim. Eger ki Veli sakatlanmadiysa dun ilk 45 dk'nin sonda oyundan cikmasi gereken 2 kisi vardi: Q7 ve Almeida. Yerine kim girerse girsin bence oyun lehimize donerdi zira rakip gercekten tek disi kalmis canavar kivamindaydi. Klasik olacak ama bu GS'i da yenemeyeceksek diye baslayan cumleler cok da sacma gelmiyor..Q7'yi kenara alamayiyor olmasindan Carvalhal'in iyi niyetine ciddi ciddi kuskuyla yaklasmaya basladim.. Fernandes'in kadroya bile alinmamasini ise anlamak mumkun degil.. Ortada teknik bir zaafiyet oldugu kesin ama bakalim ne zaman catirdayacak..
North,
İşte onu kısaca bir Mandzukic yoktu diyerek anlatmaya çalıştım. İkinci forvet rolü üstlenebilecek biri yoktu her zamanki gibi, yine kenarlara açılan kanatlar... Quaresma bir kere girdi cezasahasına, Almeida'nın direkten dönen topu yaşandı. Simao bir kez Almeida'nın dibine girdi, indirdiği topta o etkili şutunu attı.
Ortasaha yine nispeten, özellikle Veli'yle hücuma destek veriyordu. Ki yapabilecekleri maksimum da budur. Ama forvetteki maksimumumuz bu değil... Daha iyi olabilir ama denemiyoruz.
helldoradotcom,
Değişiklik işareti yaptı mı bilmiyorum, ancak böyle açıklanabilir zaten.
Zaten en baştan ortada Pektemek, kenardan birinde Holosko ile başlasak oyun çok farklı olurdu. Yahu, şu Holosko'yu tam ihtiyaç duyulan maçlarda oynatmıyoruz. Sonra 9 kişiyle kapanmış takımların kucağına atıp, kalayı basıyoruz... Beşiktaş'ın elindeki değeri kullanamayıp, hurdaya çıkarma nedenleri 101.
Su ikinci forvet ve efektiflik olayi tartisiliyor, ama dun daha da net olarak gozuktu bence.
Bu takimin oyun sablonu ile ileri uc secimi tamamen zit. Bakmayin girdigimiz pozisyon sayisina, dun yine BJK baskili, hucum futbolu falan oynamadi, tamamen orta sahadan kapilan toplarla pozisyona girdik. Almeida ceza sahasi forveti, baskili oynayip kanatlardan top indirmiyorsan bir ise yaramiyor, dun sadece 10 dakika (ilk yarinin ortalarinda) baski yaptik ve herif 2 pozisyona girdi, birinde direk dibinde Muslera kurtardi, digerinde top direkten dondu. Ikinci yari yakaldigi pozisyonlar agirligi yuzunden telef oldu, halbuki orada Holosko olsa o 3 pozisyondan birini gol yapardi, Almeida'nin teknigi, hizi, adam gecme kabiliyeti Nobre'den hallice.
Ayrica Pektemek girince sevindim, ama yine abuk birseyler oldu. Forvet Pektemek sagacik, sagacik Quaresma solacik, solacik Simao forvet arkasi oynadi. Bir kere de su takimi klasik cift forvet gorelim be birader, oyle olunca neler oldugunu sayilmayan golde gorduk iste. Simdi Daum mentalitesiyle ne kadar forvet o kadar pozisyon, o kadar gol kadar sig bir mantigi savunacak kadar futbol cahili degilim, ama bu islerin bu sistemle, bu secimlerle zor oldugu ortada.
Quaresma ve Simao klasik cizgi oyuncusu, Almeida ancak kanatlardan top gelince gol atiyor, orta sahamizdan 40 yilda bir Ernst disinda rakip ceza sahasina girip gol arayan adam yok, ve biz kontra atak futbolu oynuyoruz.
Bu kadar celiskili ortamda bu kadar iyi mucadele ettigin ve aslinda dogrulari yaptigin bir macta bu kadar aciz bir GS'yi yenememen normal bence.
Bana göre oyunun kopma noktası Necip'in sakatlanmasıydı..Melo ve Selçuk oyundan tamamen kopmuştu..Şok baskılarla üstünlüğü bulmuştuk..Muhtemelen 60'a doğru Almeida-Pektemek değişikliği bu işi bitirecekti..Sağlık olsun,Galatasaray'a göre çok daha iyiydik ama Galatasaray'da iyi bir takım değil şu an için.
Takımda çözülmesi gereken sorunlar var-ki muhtemelen devre arasına kadar çözülemez-..
En önemli sorun Quaresma'ya fazlasıyla bağımlı bir takımız,şu kadro yapısıyla o oynamadan maç kazanmamız neredeyse imkansız..Orta sahada bitirici elemanlarımız maalesef yok..Topu alıp,sürklase olacak,forvetle 2'ye 1'e kalıp gol yapacak bir adamımız yok..Pektemek hareketlendiği anda araya tıklatıcak bir adamımız yok..Elde var olan 2 kişiden 1'ine geri dönüşü olmayan bir bilet verdik..Diğeri-ki çok inanmadığım,yeteneklerine ihanet eden bir futbolcu- geleceğinin ne olduğu belli değil..Veli iyi niyetli ama yetersiz,büyük bir takım olacaksanız,derbilerde kazanacaksanız,böyle bir adama ihtiyacınız var..Bakınız,Alex..Geçmişe dönüp derbilerde üstün olduğumuz yıllara bakalım Şifo,Sergen ve sonrasında Tümer'li maçlar..Ne Tabata,ne Delgado hatta Ricardinho bize 1 tek derbi alamadı..
Fernandes'i bu takımdan soğutmak en kolay yol olsa gerek,Guti'de olduğu gibi..Carvalhal onu muhakkak kazanmalı,her hafta idmanda döktürüyor haberleri okuyup,kadroda olmaması gerçekten düşündürücü,muhakkak bir sorun var.
Fernandes'in girmesiyle çok daha ofansif olabiliriz..-Vurdumduymaz Fernandes değil-..Bu sayede orta sahada Ernst çıksın Necip girsin,Aurelio çıksın Ernst girsin kısır döngüsünden kurtulabileceğimiz gibi Simao-Quaresma ikilisinin dokunulmazlığını oraya Veli'yi sıkıştırarak bozabiliriz..
Devre arasına geldiğinde ise oyunu iki taraflı oynayabilen bir orta saha ve bir sağ bek olmazsa olmaz transferimiz olmalıdır..
Forvette ise Bebe iyileşirse ne ala-tabi sakatlık sonrası soru işareti-..Almeida bana maalesef soğuk gelmeye başladı biz alışmamışız böyle forvete,vurdumduymaz bir tavrı var ve bu beni gerçekten sinirlendiriyor..Pektemek hala çok güçsüz,umarım ilerde İsmail Köybaşı'nda oluşan fizik gücü patlamasını oda yaşar..Bu haliyle Pektemek oynamalı diyen
bizleri daha çok utandırır..
hay eline sağlık be abi. herkes orta sahada tek adamla kalan gs'ye üstünlük kuramadı beşiktaş diyor da ön tarafta q7, simao, almeida ve kondüsyonu bir türlü yerine gelemeyen pektemekle kalan, orta sahasında aurelio ve artık giderek düşen ernst oynayan beşiktaş'tan bahsetmiyor.
maçın başında takımın yedeklerine bakınca benzer şeyleri düşünmüştüm. 3 defans (toraman,tanju,sideni) 2 forvet (pektemek,holosko) 1 orta saha (necip) vardı yedeklerde. ben fmde bile iki defans, iki forvet, iki orta saha yaparım yedekleri. hadi fernandes iyiden iyiye silindi diyelim, cidden şu alves ne alemde? A2'de oynasın die mi verdik yarısına 3 milyonu? hadi onu geçtim yedeğe ikinci bir orta saha yok mu koyacak koca beşiktaş'ta?
bu tür maçları gördükçe, bu sene ligi ilk sırada bitirmeyi hiç istemiyorum. iyi oynadığımız maçları bir türlü koparamıyoruz, ligi lider bitirip, play off'larda şöyle maçlarla şampiyonluktan olursak etkisinden hiç kurtulamam gibi... 3. olalım, play-off'a da 5 puan geriden girelim, şampiyon olursak ne güzel, olamazsak da canım sıkılmaz...
ozan
Abdullah Avcı hafta içi %100 futbol da güzel anlattı 4-3-3 olayını '' orta sahadaki 3 lüden en az ikisi ceza sahasına girmeyecekse ve ileri üçlünün kanatları santrafora yakın olmayacaksa 4-3-3 oynamanın ne anlamı var?'' aynen bizim durumumuzu anlatan bi tespit bence. Ve bu maçta artık kesinleşti bence kötü bir teknik direktörümüz var. Tearkan ın dediği gibi yedeklerde yalnızca bir ortasaha ve 3 stoper özellikli oyuncu olması ayrıca milli takım arasında ne takımın oyun anlayışı ne de oyuncuların bireysel performansında hiçbir değişiklik olmaması bunun kanıtı gibi. En iyi niyetli ihtimalle hocanın kontratında Simao Quaresma yı oyundan almayacak Sidnei ide mutlaka kadroda tutacak diye bir madde var.
Her maçtan sonra Q7 sallamak gerçekten geyik oldu ama artık iyice kabak tadı verdi bu mevzu. Bu adam özellikle bu yıl hiçbir maçta takıma faydalı olmadı. Şu amçta Q7 nin bölgesinde Hibert oynasa inanın maçı rahat kazanırdık. Kaç tane pozisyonu heba etti sayamadım bile. aslında onun hakkında söylenecek çok şey var ama kendimi yormak istemiyorum, sinirlerim bozuluyor.
Takımın savunma hattı oturdu bu çok güzel, ayrıca bu dörtlü çok hırslı ve özverili oynuyor. Ortsahada ise Ernst ve Orelyo yüzünden fizik olarak çok kötüler... 70 den sonra ortasahamız düşüyor. Bence Veli ve Necip'i aynı anda kullanmak lazım. bu arada kendisine geçmiş olsun diyorum, umarım en kısa zamanda takıma döner. Almeidanın da fark yarattığını söylemek zor, o boya rağmen ya kafaya çıkmıyor ya da eli başında yere yığılıyor azcık mücadele et be adam.
Sene başında övündüğümüz duran top etkinliğimiz malesef takımın değil Fernandes'in eseriymiş. Onun yokluğunda duran toplarda eskiye döndük. Bence hiç olmazsa kadroya alınmalı ama oyundan QAS dan herhangibiri çıkarılmadıktan snra kadroda olması da anlam ifade etmiyor. Çünkü kenarda Holosko varken oyuna Pektemek girdi sırf yabancı kontenjanı meselesinden... Aslında son 20 dk tam holosko nun maçıydı. Çok sevdiğimiz Carvahal oyundan Q7 yi çıkarmaya cesaret edemedikçe biz daha çok yazar çizeriz malesef...
enorton
Cift forvete gecsek Quaresma'nin daha efektif olacagini dusunuyorum. Kac defa herifin adam gecip orta yaptigini, ama ondirege veya arkadirege kimsenin yetisemedigini gordum. Herif adam geciyor, orta kesiyor, ceza alaninda birtek Almeida var, 2. bir adam yok....
Yorum Gönder