İtalyancada Çilingir: Claudio Marchisio

Memleket futbolunda ‘çilingir’ sözcüğü geçince, hemen Yusuf Şimşek gelir akıllara. Oysa bahsedeceğimiz oyuncu, telefon kulübesinde adam geçecek tipte değildir… Ancak “100 TL’ye LCD TV!” kampanyası izdihamında bile, kendisini mutlaka gol pozisyonu içersinde bulabilecek bir adamdır… Marchisio; mevkisel olarak gol bölgesinin uzağında olmasına rağmen, topsuz koşularıyla, ikili oyunlarıyla, her iki ayağıyla attığı nefis şutlarıyla gole çok yakın bir oyuncudur. Öyle ki; bu sezon takımının tescilli golcüsü Alessandro Matri ile aynı sayıya (6) ulaşmıştır... Çoğunlukla da kilit golleri atar; yani var olan farkı açmaktan çok, tıkanık oyunu açan gollere sahiptir, çilingirliği de buradan gelir…Son Cesena maçı da öyleydi. Juventus, 3-3’lük Napoli maçından oldukça yorgun dönmüş, karşısında da çok iyi alan savunması yapan ve direnci elden bırakmayan rakip bulmuştu. Maç öylesine kilitlenmişti ki, Del Piero uzun zaman sonra ilk kez maçın sonuna yarım saat kala oyuna girmiş, eskisi gibi ‘tek çare’ görülmüş, ama ne yazık ki kafasına 8 dikişle ancak kapanacak bir darbe alarak, “c’e solo un capitano!” sesleri eşliğinde oyun dışında kalmıştı… Onunla birlikte hareketlenen tribünlerle birlikte, takımın da morali tekrar düşmüştü ki; Marchisio yine tam vaktinde, tek başına sürüklediği atakta, Vidal’le ufak bir ikili oyuna girişip, sol ayak içiyle köşeyi buldu neyse ki.

Böylelikle, Milan, Inter gibi maçlardan sonra attığı golle 3. ekstra galibiyeti getirdi takımına. Aslında uzun zamandır takımının önemli dişlisidir ve 4-4-2’nin solunda oynamışlığı da vardır sıklıkla. Bu sezonun pas yapan, yardımlaşan ve yakın oynayan Juventus’un içersinde değeri de misliyle artmış oldu Marchisio’nun… Ortasahanın her bölgesinde “her işi” yapabilmesiyle, harika bir oyuncu modeli çıkarıyor önümüze. Mücadeleci, çabuk, şutör, pasör ve aslında çok da teknik… 2009’da Inter’e attığı gol öncesi Samuel’e yaptıkları hala zihinlerde, aslında o çalımı yaptığı alan da telefon kulübesi kadar. Yazının başında “o kadar değil” diyerek, kendisine haksızlık da yapmış olabiliriz…


“Eskilerden birine benzetme” geleneğine gelirsek; Marchisio’ya “sen biraz da Pancu’sun benim için…” diyebilirim aslında. Zira, Del Bosque de Pancu’yu görür görmez 4-4-2’nin soluna koymuştu Malatyaspor maçında… Velhasıl; kendisi Maggio ve Ranocchia ile birlikte yeni nesil İtalya’nın en heyecan verici oyuncusudur benim için. Euro 2012’de de, İspanya karşısındaki olası direnişini izlemek için şimdiden sabırsızım…

8 yorum:

gökhan dedi ki...

herif gol krallığına oynuyor resmen. böyle giderse favori topçularım arasına girecek. hangi maçtı hatırlamıyorum ama -burada da bahsi geçmişti- ceza sahası içinde ciddi bir darbe almasına ve sendelemesine rağmen kendini yere bırakmamış, pozisyonu devam ettirmeye uğraşmıştı. insan olarakta iyi olduğuna delalet bu hareket.

marcihisio ve pirlo bu formlarını sürdürürse italya yazın iddialı bile olabilir. hoş cassano'nun hastalığı, rossi'nin sakatlığı hücumda sıkıntı yaratabilir. balotelli delisine de güven olmaz. şu iki eleman toparlayabilirse iyi bir italya görebiliriz. hoş italya'nın hücumu kötü, savunması iyidir derler. bu sefer durum tam tersi, savunma da sıkıntı yaşanacak sanki, şöyle güven veren bir stoper yok.

vucinic 3 hafta yokmuş bu arada. quagliarella (alın teri değil c/p) o açığı kapayabilecek mi bakalım? bu sezon pek görmedik ama geçen sezonun ilk yarısı çok iyidi, sonrası malum...

mesajımı ah ulan tevez diye noktalayıp gözümü lavezzi'ye dikiyorum :)

Köfteci dedi ki...

Maç göz göre göre parmaklarımızın arasından kayıp giderken hiç beklenmedik bir anda attı yine Marchisio. 10-0 bitecek maçı 0-0 bitirseydik çok yazık olacaktı zaten.

Marchisio bu sezon gerçekten iyi iş yapıyor. Vidal - Pirlo - Marchisio üçlüsü oldukça iyi oturdu ve her geçen hafta daha iyi oynuyorlar.

Bence Quagliarella Serie A'deki en underrated futbolculardan biridir, geçen seneki sakatlığı olmasaydı belki şimdi Vucinic hala Roma'da olacaktı. Önümüzdeki birkaç hafta Vucinic'in eksikliğini hissettirmeyecektir.

ihsan dedi ki...

Marchisio'yu sevdiren etkenlerden biride Juventus'un çocuğu olmasıdır :) Alt yapıdaki yeteneklerini harcaması yönünden kaderleri aynıdır benim futbol sevdamdaki takımların. Nasıl ki onca görmezden gelinen yetenek arasından Beşiktaş'da Necip'i 11'e koyabilmiş isek, Marchisio da Juventus'da öyle. O yüzden ikisini de ayrı severim. Marchisio bir orta saha için çok fazla teknik. Solda oynarken daha etkili oluyor gibi geldi. Sanırım şu an için İtalya'nın en formda oyuncusu.
Cartalete, Beşiktaş altyapısına olan ilgin ve yoğunluğun için teşekkür borçlu hissediyorum sürekli sana. Birde Juventus için borçlanıyoruz, iyi mi :).
Artık pisliğinden çekilmez hale gelen, 3-5 yöneticisi, başkanı hapisten çıksın diye "adalet"ini kaybetmiş bir ortamda, pırlanta sayılır blogun. İyi ki varsın, iyi ki yazıyorsun.

Cartalete dedi ki...

gökhan,

Bahsi geçen pozisyon da bir de "birşey yok" der gibi elini kaldırmış, galayana gelen tribünleri sakinleştirmişti :)
Bu arada bence savunma da güzel İtalya'da. Ranocchia gayet kral bir çocuk, Inter patlak olduğu için dikkat çekmiyor.
Maggio Bonucci Ranocchia Criscito iyidir.


Köfteci,

Ben de Quagliarealla'nın Vucinic'i aratmayacağını düşünüyorum. Hoş, Vucinic tam yerini bulmuştu ama o yer, aynı zamanda Quagliarella'nın da tam yeri... Serie A'nın en klas şutör adamı aslında, o bölgede daha çok fırsat bulacaktır bunlara.

İlyas,

Eyvallah :)

Adsız dedi ki...

ilyas değil yav ihsan adamın adı. bulmuşken vurmadan geçemem cartalete, sen u-11'e kadar sol beklerin adını bil, okuyucularının adını gör ve 3 sn. sonra unut. fazla ilgi seni şımarttı mı yoksa:P

tarik

Cartalete dedi ki...

Hahah :) Cidden, Sinyor Bartu gibi olduk. Topçuların herşeyini hatırlar, bir adını karıştırır ya.
"Kimdi o ya Beşiktaş'ın İtalya'dan gelen stoperi? Kel yav, hani Roma'da falan oynadı Brezilyalı... Elazığ'a gol falan atmıştı. Hah Zago."

Neyse, kusura bakma İhsancım :)

LaCatolica dedi ki...

Marchisio çok yönlü bir orta saha oyuncusu.Analizler güzel olmuş.Bir de yanına Montolivo transferi gerçekleşirse ölümcül bir orta saha hattına sahip olurlar.

ihsan dedi ki...

Önemli değil abi, klavye sürçmesi :)

Bu arada marchisio bugün yine 40 dakika da olsa döktürdü. Conte, "git al maçı" dercesine sıvazlıyordu omzunu :)