Beşiktaş 10 aydır üst üste üç maç kazanamıyor ligde; buna bir son vermek için Oğuzhan dışında her türlü hava ve zemin şartları elverişli gözüküyor. Oğuzhan’ın yokluğunda, 4-1-4-1’deki Fernandes’in yardımcısı rolüne en yakın oyuncu Necip. Bunu aslında kendisi vurguluyor, son haftalarda oynadığı futbolla. Zira savunma önünde oynadığı zamanlar bile, boş alanı topla kat edişleri; hücum presiyle kazandığı topları çabuk oynama gibi varyeteleriyle oldukça ofansif katkı sağlamaya başladı.
Muhtemel 11’lerde Toraman’ı göreceğim vakit mutlu olacağımı
sanmazdım yakın zamana kadar. Ama orta sahadaki Toraman, başka oyuncu… Agresif,
merkeze sertlik kazandıran; tackle becerisiyle rakip hücumlarını, ani Beşiktaş
kontralarına çeviren bir defansif orta saha modeli izliyoruz onunla. Oradaki
Toraman’ı, şu sıralar Türkiye’nin en iyi defansif orta sahası olarak kabul
edilen Mehmet Topal’a da değişeceğimi sanmıyorum. Daha atletik, daha geniş
alanda mücadele gücünü hissettiren yapısıyla öne çıkıyor çünkü. O Toraman
aldığı yıllık ücreti hak ediyor ancak stoperdeki Toraman’a en fazla 100 bin lira
verirdim. O da; futboldan uzaklaşıp kendisine ufak bir büfe açması adına hava parası için olurdu.
Ağrıları nedeniyle antrenmanları yarım bıraktığı söyleniyor.
Oynayamayacak durumdaysa; Samet Hoca aynı görevi Veli’ye verecektir ki, bu bana
göre oldukça yanlış bir seçim olur. Zira Veli şuan ki form durumuyla orta
sahaya agresiflik getirecek halde değil; Ofspor’dan yenilen golde topun
karşısına iki kez geçmesine rağmen gölge olmaktan kurtulamadı. Topla da pek
fark yarattığı söylenemez… O halde orta sahada direnç eksikliği öngörülüyorsa, “topa
daha fazla hükmetme” yoluna geçilebilir. O da Hasan Türk’le mümkün…
Her hangi bir Ertuğrul Sağlam takımına karşı orta sahada
üstünlük kurmak, maçı kendiliğinden kazanmak anlamını taşıyabilir. O yüzden tüm
yazı o eksende geçti diyebilirim. Üstlüne üstlük Bursaspor; Ozan’ın kadro dışı
hali, Pinto’nun sakatlığıyla Sestak’ın santrafor bölgesine kayması durumuyla
iyice merkeze, bir başka anlamda Batalla’ya bağımlı hale geldi diyebiliriz.
Hayatım Futbol’un son sayısında da, Anadolu’nun Del Piero’su olarak addettiğim
Batalla; Bursaspor’un bugünkü maça ortak olmasında tek anahtar gibi gözüküyor.
Son maçlardaki “alan daraltan Beşiktaş” yine sahne alırsa, o anahtarı çevirmede
oldukça zorlanacağı da kesin…
Holosko, hemen her Bursaspor maçında olduğu üzere gole en
yakın olan oyuncu olacaktır bu maçta da. Yükselen form durumu da buna işaret
ediyor… Ha keza süre aldığı taktirde, her ne kadar uzun zamandır ortalıkta
gözükmese de; Tuncay’ın Tuncay’lığını hatırlaması da olası… Beşiktaş’ın, var oluşlarını unutan golcülere kendilerini hatırlatması meşhurdur nitekim. Ayrıca; bunca hafta
sonra bir Beşiktaş maçını ilk kez top class bir hakem yönetecek bana göre. Zira
akşam Beşiktaş aleyhine bir hata olsa da fikrim değişmez; Fırat Aydınus genel
olarak zekasıyla, maçı kontrolüyle, avantaj kurallarıyla futbola tat katan,
hakem gibi hakemdir…
5 saat sonra başlayacak bir maç için oldukça uzun bir maç
önü yazısı oldu sanıyorum. İyi maçlar, ki genelde Beşiktaş - Bursaspor maçları saha içinde iyi olur zaten...
1 yorum:
abi necip'in performansını merak ediyorum. çünkü asıl işi savunma olan adamların, diğer oyunculara konsantre olmuş rakip savunmalar arasında ekstra işler yapması daha kolay oluyor ama tastamam bir oğuzhan rolünde şu an için yeterli katkıyı yapamayabilir. diğer yandan sivasspor maçında yaptıkları ve geçen hafta uğur'a attığı asist öncesi pastaki zamanlamayı ayarlaması ve almeida'nın karşı karşıya kaçırma kontenjanını doldurması adına verdiği pas umut vaad ediyor. tabi bir de oğuzhan'a göre savunma artısı var. oğuzhan yerine necip'in olduğu orta sahanın hücum gücü düşecekse savunma gücü de artacaktır, diye umut ediyorum.
hayat her yandan tokatlarken, bu kez de beşiktaş tutsun kaldırsın beni yerden. o kadarcığını da bekleme, isteme hakkımız olsun.
basını fazla takip etmedim ama forumlarda, sözlüklerde bir iz görmediğim için beşiktaş-bursa suni gerginliğinin küllenmeye başlamasının ilk işaretleri olacağını umuyorum.
Yorum Gönder