Ailemizin Marchisio’su: Samuel Holmen

holmen


Juventus’un bir Marchisio’su vardır. Antonio Conte’yle birlikte yükselen takımın içersinde, değeri daha da fazla anlaşılan Marchisio… Orta saha pozisyonunda oynar, ancak onun “orta saha”dan anladığı şey, sahanın her bölgesidir. Özellikle hücum anlamında… En az bir santrfor kadar gole yakın olur attığı koşularla. Belki sayı olarak o kadarına ulaşamaz ancak attığı her bir gol kilit rol oynar, çünkü rakibin savunmada nefes aldırmadığı anda O, bir yolunu, boşluğunu bulmuş ve gol bölgesine sızmış demektir.

Günden güne PTT 1. Lig yolları daha da belirginleşen İstanbul BB’nin Samuel Holmen’i de bir bakıma Marchisio’dur. Onun olmadığı zamanlar takımın orta sahada direnç kaybı yaşamasının yanında, hücumda da renksiz kalınır. Çünkü top, o sarımtırak iki numara saçlı çocukla buluştuğu zaman rakip kale için bir tehdide dönüşeceği kesindir.

Holmen top taşır, ara pası atar, çok iyi topa vurur ve en önemlisi onun olduğu takım +1 forvetle oynuyor demektir. Eğer orta sahada bir işi kalmamış, top hücum bölgesine geçmişse; hemen ceza sahası içersinde biti verir… Belki bir özelliği muhteşem değildir ancak her özellikten biraz biraz koydurmuştur yetenek külahına. İstanbul BB seneye bir alt lige düşse bile, Süper Lig’imizin Marchisio’su, yine buralarda kalıp renk saçacaktır. Ve belki de o takım, Beşiktaş olacaktır.

Belki Beşiktaş'ın kadro yapılanmasına çok uygun düşmeyebilir; ne yaratıcılık ne de savunma önündeki sertlik eksiklikiğini direkt kaldıracak bir oyuncu olmayışından. Ancak Beşiktaş ruhuna, tarzına uyumlu bir isimdir bence Holmen. Özellikle bu sezon zaman zaman ön plana çıkılan coşkulu, çabuk hücumda çoğalan takımlar için değerli bir orta saha modelidir. Bonservissiz ve ne verebileceği belli olan, net bir oyuncu... Realist bir transfer seçeneği.

FourFourTwo.com.tr / Mustafa Demirtaş

Arka sayfalardan: İtalyanca'da Çilingir: Claudio Marchisio

50 yorum:

gundelikci dedi ki...

Holmen konusundaki fikrim sabit, herşeyden biraz ama hiçbir özelliği üst düzey değil. garantici bir transfer olacağı kesin, ne bekleyeceğini bilirsen alacağının garantisi var bu adamda. ama o beklenilen şeyler takıma seviye atlatabilir mi? soru bu olmalı bence. holmen 29 yaşında sanırım, bu saatten sonra herhangi "bir" özelliğinin üst düzey olmasını bekleyemeyiz. bence aynı hilbert gibi kendisi, 10 üzerinden 6 puanı hep garanti ama bir tık üzeri için genelde adı geçemez. bir de yaptıklarını ibb'de yapıp Beşiktaş'a gelince yapamama olasılığı var. en azından benim arzuladığım Beşiktaş için yetersiz. ne gelecek vaad ediyor, ne de takıma seviye atlatacak hazır yabancı.

planck dedi ki...

İki senelik anlaşma ile "geçiş dönemi" için iyi bir transfer olabilir. Bence şimdiden anlaşma yapılmalı, en kötü olasılıkla yeni td hazırlık kampında görsün kendisini, olmadı kiraya verilir, kapış kapış gider bence. Bu arada td için favre ismi geçiyor, ne diyorsunuz?

Cartalete dedi ki...

Kilit mesele o "geçiş dönemi". Elbette Beşiktaş'ı daha taşıyacak bir adamı ben de isterim. Ancak Dentinho modeli, ufaktan ismi olan ancak sahada pek cismi olmayacak bir adamın gelme ihtimaline karşı, Holmen gibi net bir adamı tercih ederim.

Ayrıca adam iyi oyuncu. Bence iyi takımda daha da parlayacak bir adam.

gundelikci dedi ki...

dentinho modeli transferi zaten arzuladığım beşiktaş derken elemiştim ben. bir de geçiş dönemi olacaksa ki eğer, yani hali hazırda taş gibi bir selçuk inan gelmeyecekse, geleceğe dair daha parıltılı görüntüler verecek isimler daha makul. yabancı sayısı zaten sınırlı, gelecek o yabancının, takımı kendi seviyesine yükselten bir isim olmasını isterim. hugo viana daha sağlam ve aynı zamanda risksiz bir isim değil mi? bir de şu fikret demirer ve araştırma ekibi mevzusu ne kadar gerçek ve işler vaziyette bilen var mı?

Cartalete dedi ki...

Ben zaten Fernandes'i okutup, Viana'yı alma taraftarıyım. Ama bedavadan Holmen'i de kadroya katma işine sıcak bakıyorum. En kötü eli zenginleştirir, seneye yine 60 maçın üzerine çıkacak Beşiktaş.

Bu elemanda Pancu havası seziyorum, belki de duygusallık ondan. :)

gundelikci dedi ki...

favre ise bir milne etkisi yaratabilir gibi bir intiba oluşturuyor bende. özellikle stadsız geçecek gelecek seneyi iyi kullanabileceğini düşünüyorum. taktiksel bir başarısı olduğu gerçeği var kesinlikle ama daha önemlisi, bu adam doğru yatırım yapıyor ve o yatırım süresince de başarıdan ödün vermiyor. aklı başında bir yönetim anlayışıyla güzel sonuçlar alabiliriz. bir de son yıllarda hemen her takımın son mücadeleyle beraber, göreceli olarak iyi veya kötü bir taktik anlayışının olduğu bundesliga patentli olması önemli bir veri. lig için konuşuyorum, oturmuş taktiği olan herhangi bir takım fark yaratır buralarda.

Cartalete dedi ki...

En güzeli de oyuncuya kat ettiren bir adam. Potansiyel gözü de var bildiğim kadarıyla.
Reus, Dante...

gundelikci dedi ki...

Pancu'yu kim istemez. pancu da aslında daha önce söz ettiğim ve özetinde doğru anlayışla Veli Kavlak'ın da iş yaptığı orta saha durumuna güzel bir örnek. lucescu ile çok güzeldi pancu. Rıza Çalımbay zamanında verile görevden uzaklaştığı zaman iş yapar bir hale bürünmüştü diye hatırlıyorum.
o değil de, arkadaş ne dolmuşum Beşiktaş konuşmak için, koca bir yaz nasıl geçecek.

herstreamingmind dedi ki...

Şu ana kadar hiç bir kel oyuncumuzdan zarar görmedik. Gelebilir bence. Ya çok alakasız ama Favre için de twitterda "La favre vela kuvvete, bakın ne güzel oldu" demişti biri, hoca gelirse gülmeden okuyamam adını. Neyse ben de geyik katkısında bulunmuş olayım. Saygılar:)

Övünç Şentürk dedi ki...

Abi bizim acayip bir 18 zaafımız var şuanda.

Muhammed fiziği geçtim kafa olarak da buraların adamı olmadığını gösteriyor zaten.

Hasan'ın da ben rotasyona girebilecek çapta olduğunu düşünmüyorum an itibariyle.

Gamsız Ferdi-Oğuzhan-Necip-Veli yarım ayak Toraman'la 50 maçlık bir sezon yürümez.

Şimdi 10 üzerinden 6 diyoruz ya Holmen'e , Alper kaç abi bir onu söyler misiniz bana ? 7'mi 8 'mi ? 9-10 değil zira ? Eee kendine 2 m Eskişehir'e 10 milyon diyorlar 5 sene sözleşme yapsan 20 m € yapar.Holmen'e senelik 1.2 m € 2 sene sözleşme yap 2.4 m €. Ben iki senede bu oyuncuların bize verecekleri arasında büyük bir fark olacağını hiç ama hiç sanmıyorum.

Ha potansiyeli olabilir de zaten 9-10 potansiyeli olan adamı biz 500 bine aldık ? bir diğerini 1.2'ye kaçırdık.

Holmen'den iyisi var mı bedavaya , ben size olanı söyleyeyim siz bakın :

Tiago
Hugo Viana
Chris Brunt
Thomas Kahlenberg
Pablo Aimar
Keisuke Honda
Bibras Nathko

Bunlar Rusya ve Portekiz dahil Samuel Holmen ayarı ve üstü bedava orta sahalar.Honda ve biraz Viana dışındakileri zannetmiyorum ki kimse tercih etsin.

Bence sorunsuz bir adam olarak en azından kulübede kesin ihtiyaç var.

Clamoroso78 dedi ki...

Belki abartılıgelebilir ama transferi olursa "ŞİFO MEHMET" katkısı bekliyorum ben kendisinden.

Hani sahada yok ama olması gerektiği zamanda olanlardan.

Bkz : Olcay Şahan..

tannhauser dedi ki...

@cartelere: uzun süre sonra "pancu" demek için yorum yazayım dedim. onu da yorumlarda yazmışsın. pancu olamaz da işte! ne diyeyim.

fernandes'i kimse para verip almaz. seneye fener'e, gs'ye gitmesin diye bizimkiler kesenin ağzını açarlar. o da son büyük sözleşmesi olacağı için işi yokuşa sürer. tarih bunu söylüyor. umarım, oluşacak yeni yönetim içinde bu transfer işlerinin tilkisi bir eleman gelir. bizim kulübün transfer işlerini, ilhan cavcav hobi olarak yapsa borcun yarısı hiç oluşmazdı. mesela x+bayağı bir miktar paraya holosko'yu satmış. ardından o x'i de bayağı bir miktar paraya okutmuş. holosko'yu bedelsiz kiralamış, şu andakinden daha az para vererek oynatıyorduk.

Unknown dedi ki...

merhaba hocam... siz serie a konusunda uzman sayılırsınız... biliyorsunuz bu sene palermo düştü diyebilirsiniz. palermo'nun paraguaylı orta sahası edgar barreto'yu nedense beşiktaşımın şu an tam ihtiyacı olan isim olarak görüyorum. sizin düşünceleriniz nelerdir bu konuda ?

Cartalete dedi ki...

Bu sezon çok Palermo maçı izleyemedim ama Barreto benim de izlediğim kadarıyla, orta sahaya sertlik, direnç kazandıracak bir adam. Ama biraz dar alanda oynuyor gibi, Mehmet Topal misali.
Daha hareketli bir oyuncu gerekli oraya mesela Fiorentina'da kiralık olan Miggliaccio tarzı.

Unknown dedi ki...

şimdi ben kulübün tam olarak ne tarzdabir orta sahaya ihtiyaç duyduğunu anlamış değilim... oğuzhan ve fernandes ikilisinin arkasını toplayacak bir adam mı; yoksa veli veya necip'in yanında oynayıp, önünde ki oğuzhan veya fernandes'e (o gün kim oynuyorsa) eşlik edicek bir oyuncu mu ? eğer oğuzhan ve fernandes'in arkasında oynayacak birine ihtiyaç duyuluyora holmen bu tanıma uymuyor gibime geliyor... ne bileyim daha çok edgar barreto gibi, migliaccio gibi, daha kaba tanımıyla fabian ernst gibi bir oyuncuya ihtiyacımız var...

ama yok o görev necip veya veli'ye verilecek ve bu ikisinden birine şlik edip oğuzhan ile dönüşümlü oynayacak, box to box tipinde bir isim isteniyorsa holmen uyar bu tanıma... böyle bi orta saha alınıcaksa yelpaze de genişliyor... mesela yine düşen qpr'nin iki orta sahası ji sung park veya esteban granero aklıma gelen isimler... daha sonra sözleşmesi aralıkda biten ukraynalı oleksandr aliev geliyor aklıma (dinamo kiev). veya ji sung park'dan sonra en ok istediğim ve napoli'nin kadroda düşünmediği için sürekli kiraladığı luca cigarinigeliyor aklıma... var oğlu var... ama ihtiyacımız tam olarak ne anlamış değilim, biraz da takımın başındaki td'nin isteğine bağlı bir durum...

Cartalete dedi ki...

Bence iki modele de ihtiyaç var.

Zaten elde net bir savunma önü oyuncusu yok. Veli, bana kalırsa oraya iyi alternatif olur. Son maçlar gösteriyor ki kendisi için en ideal mevki o. Ancak direkt oynayacak bir adama da ihtiyaç var. Geçenlerde bahsettiğim Alpaslan Öztürk bence harika bir fırsat.

Diğer rotasyon da Necip, Fernandes, Oğuzhan şeklinde. Bana kalırsa Fernandes'le tekrar yola çıkmam. Bir tane Fernandes'in yerine direkt oynayacak (Viana?) bir de rotasyon sağlayacak isim lazım (Holmen).

Eldeki bonservis harcama opsiyonunu da kaliteli sağbek ve santrfora harcarım ben olsam.


Unknown dedi ki...

bişeyleri değiştirmek elimde olsaydı benimde yapıcağım bu olurdu... fernandes'i gönderip iki tipte iki orta saha almak. yalnız ikisinden biri kesinlikle cigarini veya ji sung park olurdu :D özellikle cigarini'ye bi hayranlığım var... hayalini kurduğumiki italyandan birisi... diğeri ise fabio quaglierella. aslında o da yüksek ihtimal seneye juventus'da olmayacak ama talip sayısı çok fazla olucaktır kanımca.

santrafor ve sağ bek ihtiyacı olduğu doğru ama bana göre adam akıllı bi sağ ön oyuncusuna da ihtiyaç var...

bu konuları konuşuyoruz ama ben transfer de böyle radikal hamleler yapılıcağını, şaşırtıcı şeylerolucağını düşünmüyorum... ben sizin kadar olmasa da avrupa futbolunu takip etmeyi seven biriyim ve gözüme çarpan, özellikle izlediğim çok oyuncu vardı... sözleşmesi bitenler, sonuna gelenler falan. bbunların bi işe yaramasını istediğimden uzunca liste hazırlayıp yönetime yakınlığı olduğunu bildiğim ali ece'ye mail atmıştım... gerçekten de kendisi böyle gönüllü scoutlardan gelen önerileri; tanıdığı futbol şubesi yöneticileriyle parlaşıyormuş ve paylaştı da... ama yine kendisinden öğrendiğim kadarıyla samet hoca mutlaka uzun süredir takip ettiği oyuncuları istiyor, tanıyıp bilmediği ve yeni duyduğu isimleri kabul bile etmiyormuş... razvan rat mesela en baba örnek, daha bir çok örnek sunuldu...onedenle dediğim gibi boşta olan, kaçırılmaması gereken fırsat halindeki oyuncular hakkında ben çok da etkili olunucağını sanmıyorum. araştırma konusundaki beceriksizlik bizi taa katar'dan transfer yapmaya itebilir yine (yanlış anlaşılmasın niang'ı beğeniyorum ama yanlış bir transfer olduğunu düşünüyorum)...

Clamoroso78 dedi ki...

Her kim gelirse gelsin mutlaka teknik becerisi olmalı.

Gerek defansta gerek ofansta topun dolaşma hızı kadar "nasıl" sende kaldığı da çok önemlidir.

Geçmiş senelerde en son bu tanıma uyan futbolcu grubumuz 100. yılımızdaki şampiyonluktaki gruptu.

Bundan dolayı bu yıldan başlayarak genç ya da yaşlı her kim transfer edilecekse edilsin teknik kapasitesi mutlaka iyi olmalı.

Yoksa o top teknik kapasitesi daha iyi olan rakiplerinizde kalıyor ve siz sadece koşmayı erdem sanıp taraftarı kandırdığınız er geç ortaya çıkıyor.

Hani Real gibi fast break tarzı hücum opsiyonun olsa anlayacağım da.

E o da yok?

O zaman her mevkiye topu bilen adamlar lazım.



Unknown dedi ki...

Bence Fernandes'siz görev paylaşımı daha makul ve istikrarlı bir orta saha yaratılabilir. Fernandes'in kaldığı seçenekte Holmen'e pek bir görev yaratamıyorum. Yabancı kontenjanı meselesi de zorlar. 3'lü orta saha ile oynayacaksak maksimum 2'si yabancı olabilir. Ayrıca, Oğuzhan'ı gelecek sene kesinkes 11'e yazacağımıza göre kontenjan sorunu olmasa da 2 yer kalıyor.

Birinci seçenek güvenilir, fizikli, taktik bilgisi olan bir önliberoyla, X-Oğuzhan-Fernandes bir kurgu. Bu yapının daha fazla kaba işbölümüne dayalı olacağını söyleyebiliriz. Oğuzhan-Necip değişikliğiyle takımın oyun tarzında ayarlamalar da mümkün olur.

İkinci seçenek ise, sözü geçen Viana-Fernandes değişikliği ile, Oğuzhan-Viana-X kurgusu. Bu durumdaki X'in oyuna daha akıcı katılım göstermesi beklenir, kaba işbölümünden çok kolektivizm ön plana çıkar. Sürpriz katkısı daha az ancak istikrarlı bir yapı olarak birinci plandan iyisini de verebilir. X olarak sözügeçen oyuncunun yapısı akılcı bir kadro planlaması yapıldığı durumda değişiklik göstermelidir.

Holmen hiç bir durumda X'in yerini alamaz. İkinci planda Viana'nın yerini alabilir ancak birinci seçenek olarak yetersiz kalır, bu seneden daha az üretken bir orta sahaya sahip oluruz. Ancak bu yapının rotasyon derinliğinde düşünülebilir. 29 yaşında olması da biraz çekinceli kılan etmenlerden. Rotasyonu potansiyelli, gelecek aşamada birinci seçenek olacak oyunculardan seçmek daha iyi olacaktır. Necip ve Veli ise bu düzenlerde hem daha defansif düzene geçiş halkaları hem de iyi alternatifler olarak kulübede yerlerini alırlar.

Teknik direktör haberlerinde görünmeye başlayan Favre, şimdiye kadar adı geçen en etkileyici hoca. Fakat, Bundesliga'da bu kadar popülerken getirmek zor. Umarım bu tarz bir isimle anlaşırlar.

Övünç Şentürk dedi ki...

Bence kesinlikle Hilbert takımda kalmalı ve sağ beke para harcanmamalı.Zira Hilbert'in orta verimsizliğinin en önemli nedenlerinden biri ceza sahasında ki şaka gibi ön direk arka direk paylaşımları.Bunda ön direğe gelirse ölecek korkusu ile arkadan gelecek Olcay'a yer açmayan Almeida'nın etkisi büyük.

Ben olsam bonservise vereceğim parayı Frank Lampard'ın önüne sererim :) Üstüne de kulübeye Erman Kılıç , Kadir Bekmezci ve Samuel Holmen'i alırım . Gelirse Miccoli'yi çakarım.

Bir de olur ya Rusların dingilliğine denk gelirse Gökhan Töre'yi alır transferi kapatırım.

Çok iş varmış yahu :)

Cartalete dedi ki...

Lampard uzattı 1 yıl. :)

turkkant dedi ki...

Transferde çok iş var açıkçası.

Bir kere kaleci meselesi başlı başına bir sorun. Onur dışında Beşiktaş kalesini gözün kapalı verebileceğin adam yok.

Hadi stoperlerle idare ettin diyelim, sol bekte İsmail'in nasıl döneceği meçhul, sağ beki gönderiyorlar, oraya da Gökhan Süzen benzeri bir karavana transfer seneye bir anda bizi iki hücum bekten sıfır hücum beke dönüştürebilir. Mesela şöyle bir dörtlü hayal ediyorum: Gökhan Süzen-Sivok-Ersan-Serdar Kurtuluş... Şampiyonluğa filan oynanmaz bu geri dörtlüyle.

Orta üçlüde Melo tarzı bir defansif orta saha bence birinci öncelik olmalı. Ön tarafa da Fernandes-Oğuzhan'ı yedekleyecek biri -ki bahsedilen H. Viana, Holmen gibi bonservissiz oyuncular ya da Colman? ideal. Veli-Necip de diğer alternatifler olur.

Ön üçlü de sıkıntılı. Haydi önde Almeida-M.Pektemek'le idare ettik diyelim. Kanat forvetler gene sıkıntı, Olcay-Holosko ile hasbelkader bu sene geçti de, seneye de aynı performansı beklemek biraz fazla iyimserlik. Net bir kanat forvet transferi lazım. GS Umut'u bırakacaksa aslında, bize iyi bir alternatif olabilir.

Ben olsam, Hilbert'i göndermez, ismail'i okutur üfletir, bonservissiz bir orta saha (Holmen ya da Viana), bir de forvet bulur. Bonservise ayırdığım tüm bütçemi (varsa tabi) kaleci ve ön liberoya harcardım.
1.Onur'a parayı basar 6 sene kaleci derdi yaşamazdım.
2.Ön Libero (sebastian Rode, Étienne Capoue, Rio Mavuba, Michael Essien, Jérémy Toulalan, Geoffrey Kondogbia) vb. gibi direkt etki edecek isimler.

gundelikci dedi ki...

burda sayısız alternatif yaratılır, ama önemli olan nasıl bir yol izlenecek takım oluşturulurken. en başta teknik direktör lazım=).
ön libero için ben düşen qpr'a saldırırdım, eğer ki sözleşmlerinde ek maddeler varsa, Diakité ve m'bia'dan birine takımın max maaşını verir kapısında sabahlardım. bu sene oğuzhan sıyrıldı, oynadığı top belli, seneye ilk 11 yazılmalı, geçen senelerde(özellikle carvalhal döneminde) kaybettiğimiz necip'i hugo viana'nın yerdeğinde toparlamak lazım seneye. olcay'ın durumu oynanacak oyunla belli olur, takım 5 hızlı atak yapsın 4'ünde son vuruşu yapar, birinde gol öncesi verkaçta adı geçer bu adamın. çünkü yaptığı işler yetenekten çok sezi işi, senelerce forvet oynayıp bu adamın yaptığı koşuları öğrenemeyen futbolcular var. holosko'yu alan olmayacağına göre, yepisyeni kontratıyla yedek olur sanırım her şekilde. ne almeida ne fernades, bel bağlanacak futbolcular değiller bence. ederleri ayarında satılırlarsa süper olur. tabi lig başlamadan taraftar baskısı tavan yapacaktır bu gibi bir durumda.

Pheaglix dedi ki...

hazır marchisio demişken... olası bir 4-1-3-2 düzeninde olcay'ın marchisio etkisi yaratabileceğini düşünüyorum. aslında hiç transfer yapmadan bile elimizdeki malzemeyle çok ilginç bi takım ortaya çıkarabiliriz gibi.
-----------mcgregor----------
-hilbert-sivok-escude-ismail-
-----------toraman-----------
-----oğuzhan-necip-olcay-----
--------almeida-mustafa------

BJK4EVER dedi ki...

---------------Cenk----------------

Serdar-----Sivok--Escude----Ismail

-------------M'Bia----------------

-----Oguzhan--Holmen---Olcay-------

---------Pektemek--Niang----------

Duran top etkinligini kaybetmemek icin Olcay forvette, Viana orta sahada da olabilir. Niang yerine daha kaliteli ozellikli bir forvet de gelebilir. Bence gayet guzel bir 11, maliyeti de oldukca dusuk. Onlibero forvet kritik bolgeler, Serdar ve Cenk'e guvenemeyeceksek sagbek veya kaleye yabanci transfer gelebilir ama bence ikisine de guvenmeliyiz. Ozellikle Cenk'e bu sene guvenmememize bir anlam veremiyorum, McGregor ile bir seneyi cope attik resmen.

planck dedi ki...

Onur gibi uzun süreli sakatlık geçiren futbolculara bonservis olarak 3M€ üstü verilmesine sıcak bakamıyorum ya.. Pektemek'de de aynı şeyi yaşadık, İsmail'de de yaşarız tekrar büyük ihtimalle, Onur'u da alırsak 3 tane her an 6 aylık sakatlık yaşayabilecek adam olur 11de.. Tek çekincem bu Onur konusunda..

emreyetisirr dedi ki...

Valla hocam bana kalırsa fernandesi bu sene sattık sattık yoksa kalır elimizde rus klüplerine 15, 16 ya okutabilirsek sahane olur. Honda var cskada bonservis sıkıntısıda yok frikikleride şahane. Holmeni pek beğenmesenizde ben beğeniyorum. Hilbertin gönderilme kararı doğru ben oraya veya stopere necipin iyi bir antrenörle devşirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ki akisar maçında defansa geçtiğinde çok beğenmiştim. Ayrıca olcayı sahte 9 pozisyonunda oynatıp erkanı kullanabilecegimizi düşünüyorum. Mamiyide rizeye kiralık gönderebiliriz bence. Td içinse yıllardır van gaali istiyorum ki oda mümkün değil artık

Unknown dedi ki...

Burada takımı ileriye taşıyacak opsiyonları tartışırken, yönetim 32 yaşında Jovanovic ile ilgileniyormuş. Bir kere yaşı sıkıntı kariyeri düşüş eğilimine girmiş bir adam. Sağlıklı bir Niang izleyeceksek, kesinlikle Niang daha iyidir. Ayrıca 4-3-3'te tek verim verebileceği yer sol ikinci forvet rolüdür, orada da Olcay var ve orada da yabancı kullanma fırsatını bulamayız. Uç forvet için düşünülüyorsa çok yanlış seçim olur, hele Almeida-Jovanovic değişikliği vs. doğrudan umut kesme vesilesidir.

helldoradotcom dedi ki...

Colman laflari dolasiyor, olursa ortasahaya 'gerekli sertligi' getirir. Bana kalsa hem colman hem holmen'i alir gregor, holosko, almeida'yi gonderirim. fernandes'i alan cikarsa onu da gonderir oguzhan'i oyun kurucu yaparim. yoklugunda da holmen bu ise soyunur. niang-pektemek forveti de fazlasiyla is yapar. sinan da onlari yedekler, gecis donemi icin milyarlar sacmanin da alemi yok. takdir etmesem de Samet hoca ile yola devam edilirse cok sinirlenmem. zira mourinho gelse bu gecis doneminde harcanacagi kesin. en azindan fazla para harcamadan gecirmis oluruz bu donemi. Yalniz hoca kalacaksa toraman'i koyacam diye escude-sivok tandemini bozmasin allah askina soyleyin!

Cartalete dedi ki...

Bonservisi elinde olan adamlarla bile gayet rotasyonlu takım kuruluyor. Ama bence hepsini anlamlı kılacak bir tane "silkinme" transferi lazım. Mesela yukarıda Lampard örneği var :)

Tekrardan insanlara büyük takım hissini yaşatacak, karamsarlığı atacak biri... Sergen 100. yıl muhabbeti gibi. Onunla alakalı bir şey yazdım dergiye nitekim.

deniz dedi ki...

Abi Lampard olmuyorsa, Timoscuk'u alalım yaşlı orta saha kontenjanından. Hem tam lazım olan mevki, hem her macın en az yarısını dağınık geçiren takımı toparlar, hem de dediğin gibi isim transferi. Ama olmaz tabii :)

gundelikci dedi ki...

isim transferine ne kadar sıcak bakmasam da, aklı başında bir teknik adamın gayet başarılı götürebilceği genç sayılacak bir iskelet olduğunu düşünüyorum, takımın ne oynadığı belli olursa isim transferin montesi de sorun olmaz. ama teknik adam işte çıkış noktası, Favre'nin adı geçiyor olması bile büyük heyecan yaratıyor. ama bundesliga bu kadar yükselmişken ve kendisi göz önündeyken gelme olasılığı düşündürüyor gerçekten. bu arada basında adı geçen Luka Milivojevic ve Nikola Maksimovic ile ilgili bilgisi olan var mı

Unknown dedi ki...

bonservisi elinde olan oyunculardan sıyrılıp, birazda ucuz bonservisle alınabilicek oyunculara daldım, hafif araştırdım baktım falan... her yol francis coquelin'e çıktı :D

Basar dedi ki...

Ben Fernandes, Almeida ve McGregor'un gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum.

McGregor yerine Tolga Zengin en az 3 yıl kaleyi idare eder.

Fernandes ve Almeida artık takıma çok fazla katkı veremezler, fazla gönülleri yok. Ayrıca Almeida uzun sakatlıklar yaşıyor.

Forvette 3 uzun süreli sakatlık yaşayan futbolcu ile yapamayız. Bence GS tekrar kiralamıyorsa Umut Bulut, elinde tutmuyorsa Elmander bu pozisyon için düşünülmeli.

Holmen'i bilemiyorum. Konunun uzmanları zaten konuşmuş ama Fernandes'in gitmesi yerinde olur. Yerine alınacak kişinin takımda en az 20-25 gole direk etki etmesi lazım. Holmen'i bu yönde analiz etmek gerekebilir.

Almeida ve Fernandes'den çok büyük paralar bekleyenler bence yanılıyor. Almeida 2-3, Fernandes 4-5 arası bir fiyata gider. 15-20 arasını uman arkadaşları fazlası ile optimist buluyorum. Yine de Allah gönlünüze göre versin :)

Ayrıca yarım sezondur yazıyorum. Orta sahaya mutlaka Cisse tarzı hem defansı hem de oyun içi organizasyonu rahatlatacak bir oyuncu lazım. Bu pozisyon çok kilit, bu pozisyonu iyi bir oyuncu ile doldurmayan takım şampiyon olamaz.

Son olarak Hilbert'i yazmak istiyorum. Çoğunluğun aksine ben Hilbert'in kalmasından yanayım. Evet kazma olabilir ama hem oyuna tempo katması, hem defansif yönü hem de asist gol oranı pozisyonu için gayet yeterli. İyi bir İsmail ile Türkiye'nin en ofansif beklerine sahip olabiliriz. Eğer Gökhan Gönül'ü almayacaksak, mevcutu değiştirip balansı bozmanın bir anlamı yok. Arkasına genç bir yeteneği yerleştirmek şu an için daha iyi bir hamle olacaktır.

beagle dedi ki...

Furkan, Amaral'ı hatırlar mısın? Ya da Aurelio'nun bizdeki son dönemini... Bu Francis futbol sahasına dalan kediden daha az gol atıyor.

Kalemizi savunma isteğimizi anlıyor ve ilk işin o olması gerektiğini düşünüyorum. Ama sadece arkada oynattığımız 2 "stoper" denen elemanın ofansa katkı vermemesi kabul edilebilir. Bu anchorman- önlibero- çıpa vb denen arkadaşlar gerçekten bu kadar ofans özürlü olacaksa o zaman kupa isteme hakkımız yok. Bizi Konyaspordan hallice gören Carvalhal, Aybaba gibilerine de kızmamamız lazım.

Aslında 4-3-1-2 fikrini sevmeye başladığımız dönemde (Hele Önder Özen-Zico ikilisi gelirse büyük ihtimal böyle oynarız) takıma Ernst, Karhan tarzı biri daha geniş alan kaplayan diğeri fiziği ve top hakimiyeti iyi iki adam katmamız daha doğru olacak. Alper Potuk bir nebze bu tanımlara uyar. Holmen de öyle. Karhan işinin idealini de Selçuk İnan yapıyor gözümüzün önünde...






Cartalete dedi ki...

Alpaslan Öztürk bahsi geçen şekilde bir defansif orta saha. Onda benim diyen 10 numaranın bıramadığı ara paslarını gördüm.

Unknown dedi ki...

hocam arsenal'de ligde toplasanı sadece 300 dk forma şansı ya bulmuş ya bulamamış bi gençten bahsediyoruz... ayrıca mevkisi de gol atma önceliği bakımından; takımına göre stoperlerden bile geride olabilen bir mevki... oğuzhan transferinin sağladığı faydayı gördük. bu bile yeterli bir referans... arsenal akademiden yetişmiş bir oyuncudan bahsediyoruz... kendisini 90 dakika izlemeeden değerlendirmek, hele bir de defans önünde oynayan bir oyuncuyu gol sayısıyla değerlendirmek büyük bi hata bence...

özellikle premier lig ekiplerinin göz ardı edilen genç isimleri bizim için büyük fırsat olabilir... manchester ve chelsea gibi yabancı sermayeyle transfer çılgınlığı yaşayan takımlarda bu tarz oyuncular çok var. reserve takımlarına bir çok yetenekli genç transfer ediyorlar ama bunların hemen hemen hiçbiri a takımda yer bulamıyor. bir tek liverpool değerlendirmeye başladı, diğerlerinde hala aynı sorun var... değerlendirilmeli...

Unknown dedi ki...

orta sahada defansif yükü çeken oyuncuların hücuma katkısı gol sayılarıyla değerlendirilmemeli... hatta değerlendirme ölçütü asist sayısı bile olmamalı. bu arkadaşların hücuma katkıları büyük ölçüde hücum pres sonucu başlattıkları ataklar ve yaptıkları asist öncesi paslardır.

tabi @cartalete hocam bu konuda daha sağlıklı yorum yapıcaktır ama benim düşüncem bu...

Cartalete dedi ki...

Katılıyorum, Xabi Alonso'nun bile 2009'dan bu yana 4 golü var Madrid'de.

Ama galiba orada başka şey anlatılmak istendi, bahsi geçen oyuncuyu tanımıyorum ama bence de artık savunma yönlü orta saha diye sadece direncine, top kapmasına bakmamak gerek. Orada topla yeteneksiz bir adam, birçok hücumu baltalıyor.

Dediğin gibi, asist öncesi pas atabilecek bir defansif orta saha çok değerli.

Unknown dedi ki...

hocam francis coquelin'den bahsediyorum... arsenal'de oynuyor, 22 yaşında, fransız. arsenal altyapısından yetişmiş bir arkadaş. wenger 2-3 senedir şamiyonlar liginde, fa cup'da ve premier lig haricindeki her platformda kendisine ilk 11'de şans veriyor... ama diaby, song, arteta ve diğer isimlerin gerisinde kaldı ve 22 yaşına geldi ve artık takımın devamlı bir oyuncusu olması iyice zora girdi. enerjisinin ve sertliğinin yanı sıra top tekniği ve saha görüşü de yüksek bir isim ki böyle olmasa zaten taa 17 yaşındayken wenger fransa'dan tutup getirmezdi zaten.

beagle dedi ki...

İstatistikler dikaktli kullanılmalıdır ve istatistiksel itirazlar "hata" falan değildir.
Bu futbol sistem konusunda sahada "11" ile sınırlı kontenjan olduğunu unutmadan çözüme ulaşılamaz. Arsenal'de değil Satürn'de oynasa 100 maçta 1 gol atabilen adamın sahada 11 kişilik kontenjan'dan 1'ini kullanmasını çok ciddi sorgulamak lazım. Yaş kategorilerindeki bir sürü milli maçta 0 çektiği de görülüyor. Misal Mustafa'nın belirttiği Alonso'nun önceki takımlarında ortalaması 10 maçta 1 gol, ki ön libero için normal olabilir. Ayrıca öndeki 1 adamın yılda 50 gol attığı takımda oynuyor.

Gelelim bugünün Beşiktaşına. Takımın en golcü adamı yıllardır 10 golü zor buluyor. Bir sürü TEK YÖNLÜ adam ile oynadığımız için 11 kişilik kontejan kullanımı bir türlü oturmuyor. Hücumu kursan 7 adam gidiyor savunma çöküyor falan.

Yazımda belirttiğim Karhan da gidip 20 gol atacak bir oyuncu tipi değildi zaten, yılda 3-5 tane atacak ama ayağı top yapıp sağlam da duracak bir kontenjan. Yani Xavi Alonso'yu veriyorsanız başım üstüne :)

Başa dönersem 2 tezim var:

1. Sahaya koyduğumuz oyuncuların (11 inin) yıllık gol atma istatistiklerinin toplamı, takımı hedeflere götürecek minimum gol sayısını tutmuyorsa bu iş hayalden başka birşey değildir. Şu ana bakın Olcay rekor golde, Holosko ortalamasının nerdeyse 2 katında ve sürünüyoruz. Sebep orta saha merkezde oynattığımız adamların zaten golle ve rakip ceza sahası içi ile işi olmaması. Olacağın en iyisi buydu hiç boşa üzülmeyelim.

Kadro yapısını konuşurken bizdeki oyuncuların muhakkak çok kötü adamlar olduğunu da söylemiyorum. Elimizdeki futbolcu portföyünün 8-10 tanesi rahatlıkla diğer büyüklerin 18lerinde kendilerine yer bulabilir. Sorun bizdeki OYUNCU BİLEŞİMİ nin çok kötü olması, yani popüler deyişle kadro mühendisliği konusu.

2- Savunma merkezi Libeo-Stoper denen bir ikiliden kurulurdu, yani biri daha akıllı ve top yapıp, oyun kurabilen, diğer ise korkutucu fizik ve sertlikte iki adam. Sizlerin önliberodan beklediği defansi işi ben bu arka ikiliden bekliyorum. Son yıllarda artan fizik ihtiyaçtan dolayı libero kavramı düştüyse de bu rol kaybolmadı. İki fizikli savunmacıdan biri daha iyi top kullanandan seçiliyor ve takımlarda Selçuk İnan, Xavi Alonso tarzı (gol atmasından çok pas dağıtması beklenen) biri ona yakınlaşıyor.

31 kez Brezilya milli Amaral'ın en iyi zamanını getirip bu takıma koysanız sadece Veli-Necip ikili bağımlılığını belki kırarsınız o kadar. Oğuzhan-Fernandez ikilisin oynaması gene gol sorununu yeterince çözmez.




Cartalete dedi ki...

Abi Karhan Slovakya'da falan geride oynadı ama bizde ikilinin öne kıvrılan orta sahasıydı diye hatırlıyorum. Hammallığı Tayfur yapıyordu.

O adam 1 sene kaldı ya bizde yazık. Kleberson'u da doğru dürüst kullanamadık. Cisse'yi de sir Denizli zorla oynattı zaten, şampiyon olduk. Genlerimizde düzgün orta sahaları iç etme var galiba.

utaman dedi ki...

Sohbet koyulaşmış. Hemen girmek istedim ben de :=) İstatistik çok şey gösterir tabiki. Ama izlemeden karar vermek yanlış olur. Belki Arsene Wenger onu bu şekilde kullanmak istemiştir. Hücuma katılma, gol yollarına girme özelliği olabilir futbolcunun. İzlemediğim için varsayımlarla konuşuyorum. Olcay gelirken bu kadar gol atacağını istatistikler göstermiyordu. Ama Olcay'ı bir maçta izleyen gol koşularına ve gol vuruşuna sahip olduğunu görür. O şekilde oynatılınca da gayet iyi bir gol istatistiği tutturdu. Bence daha fazlasını da atabilir.

İstatistik fikir verir oyuncu ile ilgili, izlemek bu fikri daha da netleştirir. Ama birçok değişkeni belirleyen birlikte çalıştığı teknik direktörün o oyuncuyu nasıl kullandığıdır diye düşünüyorum.

beagle dedi ki...

Valla Karhan dedikçe içim cızlıyor. Transfer edilmeden bir kaç yıl önce bize karşı oynamıştı ve bütün takım basıp adamın ayağından topu zor alıyordu. Yaklaşık 190'lık top saklayan merkez biraz da defansif orta saha oyuncusundan bahsediyoruz. Almazlar ki şöyle adamları dedikten bir süre sonra gelince acayip sevinmiştim.
En yakın stil Cisse'ydi ama Karhan Cisse'den biraz daha teknik Cisse ise el alemin topuna ayak uzatma işinde daha iyiydi.

3-0 lık Barcelona maçının Karhan'ın bizde oynadığı az süreye denk gelmesi de bence tesadüf değil. Halilagiç, Karhan, Nouma omurgası ile Avrupa takımlarına karşı bir fiziki direnç oluşturmuştuk ki Halilagiç sakatlanınca fark yemeye başladık. Formül 13 sene önce bulunmuştu aslında. Sadece gören olmadı.

Johnsen ve Munch gibi gereksiz yere gönderdiğimiz kaliteli adamlardan biriydi. Şimdi elde olsa takımın sorunlarının yarısı çözülmüş olabilirdi.

box2boxMC dedi ki...

-----------Tolga----------

Necip-Sivok-Yabancı-İsmail

Colman-Oğuzhan-Holmen

Yabancı-------------Olcay

---------Pektemek--------

Fernandes+Almeida'yı 15M euroya okutsak, bu seneki transfer bütçesi çıkar.

Sağ açıka alınacak yabancı takımın en kritik hamlesi olur bence.
Saf kanat oyuncusu ya da uzak forvetten çok zamanında FB'de Deivid'in yaptıklarını yapacak bi adam takımın çehresini değiştirir.

Övünç Şentürk dedi ki...

javier mascherano'nun kariyerinde 2 golü var o zaman onu da almamak lazım .Böyle bir mantık olmaz abi.

Adamlara verilen görevlere ve aldığın verime bakılır.Senin tamamiyle defansif bir adam ihtiyacın yoktur o zaman kaç gol atmış diye değil kaç top kapmış diye bakarsın.

Beşiktaş'ın birincil ihtiyacını iyi anlamak lazım.Bence sorun Veli kaynaklı değil.Sorun Olcay , Fernandes ve Holosko kaynaklı.Bu adamlar çok kötü defans yapıyorlar.Hatta Fernandes hiç yapmıyor.Veli çok büyük bir alan savunmak zorunda kalıyor.

Beşiktaş topu attırıyor.Rakibine top kullandırıyor.Beklere de basamıyor ön liberolara da basamıyor öndeki adamların yetersiz defansif anlayışları yüzünden.

Yani lig tv spikerlerinden bu sene kaç defa duydunuz " iki takım da orta sahayı çok kolay geçiyor " lafını bizim maçlarda.

Bunun önüne ön libero alarak geçemessiniz.Bunu takım halinde hareket ederek düzeltebilirsiniz.Futbolda artık defans yapmayan adama tahammül yok.

Biz adam serbestlik veriyoruz adam bunu defans yapmamak olarak algılıyor.

Fernandes %100 gitmeli.Kesinlikle gol sayımız azalacak ama artık kazanmak için en az 3 gol atmamız gerekmeyecek.

Daha kompakt oynamamızı engelleyen kim varsa gitmeli.Samet Aybaba ve Fernandes'ten başlayarak.

Bugün Messi bile Fernandes'ten daha fazla adam kovalıyor yahu.

beagle dedi ki...

Mevcut takım Mascerano, Veli, Fernandez orta sahası ile şampiyon olur diyor musun? Yazına bakılırsa demiyorsun. İşte mantık orada fazla derinde değil.

Ve bir takımın sistemini üzerine kurduğun 11 oyuncunun beklenen gol sayılarının toplamı 25-30 ise kupa ve derbi galibiyeti dışında üzerinde konuşulacak bir sürü konu olur. Çok koştuk olmadı, menemen power, hakemler, yöneticiler falan. Şu anki tek santraforlu ve takımda 10 golden fazla atabilen forvet yokken, atak orta sahalarımız Fernandez ve Oğuzhan topla şık, skorda etkisiz adamlarken kalan bütün orta sahaların 4-5 gol atmak zorundadır.

Muhammed Demirci'nin rakip kaleyi bulma potansiyeli diğer adaylardan daha yüksek, bu potansiyel ise piyasası 4-5 milyon Euro'dan başlayan bir konu. Umarım bugün sahada Oğuzhan ve Pektemek varken biraz dakika alır. Onu kazanamazsak büyük dış katkı almadan işlerin düzelişe girmesi çok zor.

Unknown dedi ki...

acaba Aybaba kalsa da, bir Zago, Bir Cisse, Bir Madida transfer ederek transferi kapatarak, sistemi ve mevcut kadroyu genel itibariyle koruyup, üstüne koyarak mı ilerlesek??

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Dün akşam Lig TV'de Şansal Büyüka "Beşiktaş'ın yeni hocası belli, şampiyonlar ligi finalinden sonra açıklayacaklar" dedi.

Bir tahmini/bilgisi olan var mı? Klopp, Heynckes, Dortmund'un ya da Bayern'in yardımcı hocalarından biri? Hatta Heynckes Bayern'de devam eder bize de Guardiola gelir :)

Övünç Şentürk dedi ki...

Ben de ilk duyduğumda direkt Heynckess diye düşünmüştüm ama Sammer olduğunu söylüyor Hakan Gündoğar ve Atakan Kurt.

Alman altypasına çok hakim olduğu için bir kaç oyuncuyu da getireceğini düşünüyorlar.

Olumlu veya olumsuz bir fikrim yok.