Hayalet Galibiyet



Olimpiyat Stadı tribünlerinden sahadaki takımı legodan adamlar şeklinde görmenin tek bir avantajı var. Takımın sahadaki yerleşimini, topsuz oyunda savunma yapmaktan kaçmayan oyuncuları net şekilde görebiliyorsunuz. Beşiktaş, takım halinde hareket etme meselesini kısa zamanda epey aşmış görünüyor. Son 15 dakikadaki klasik telaş dışında, takımın boyu hiç uzamadı, herkes birbirine yakın oynadı. Zaten Slaven Bilic’in Hırvatistan Milli Takımı’nın başındayken de yarattığı en büyük fark buydu.

Ancak buna rağmen hücumda yaratıcılık, hızlı hücum edememe sıkıntıları mevcut. Bunun en büyük nedenlerinden biri, santrfor bölgesinde çok şık bir gol atmasına rağmen ekmeğini taştan çıkaramayan Almeida’nın oluşu. Geçtiğimiz sezon ilk yarıda takımın en önemli oyuncularından biriydi. Ancak bu seneki Beşiktaş, tavanı 10 metre olan bir sahada top oynamaya çabalıyor. Uzun top yok değil ama gelişi güzel “şişirme top” epey nadir…

O yüzden sırtı dönük topu aldığında yüzünü kolaylıkla rakip kaleye dönebilen bir santrfor, büyük fark yaratabilir. Pektemek o dönüşü yapıp, şimdilik sonunu getiremeyenlerden. 60 binin alkışıyla kenara gelen Almeida’nın yerine giren Eneramo, topa bir kez değdi ama orada çok hızlı düşündü. Gökhan Töre’nin “mini tiki-taka” sonrasında içeriye dalıp, sağ ayağıyla vurduğu pozisyon… Almeida, Eneramo, Pektemek… Maçın rengini değiştirecek bolca alternatif var, ancak Beşiktaş’ın şeklini değiştirecek bir 9 numara maalesef yok gibi.
Manuel Fernandes, Spartacus dizisine Doktore karakteriyle atsan sırıtmayacak vücut yaptı, doğrudur. Ancak bu onu topla hareket etme imkanını biraz kısıtlamış, yavaşlatmış durumda. Manisaspor’a attığı o muhteşem slalom golündeki gibi, topla akan bir Fernandes yok. Sadece pasör ve duran top kullanıcısı olarak kalmış Fernandes var… Oysaki onun farkı, sırtını dayadığı rakipten kurtulur kurtulmaz önündeki boş alanı topla kat etmesiydi. Beşiktaş orta sahasında (biraz doğuştan 8 mevkili Atiba Hutchinson dışında) topla kat edecek oyuncu kalmadı. Bu da hücumdaki yaratıcılık sorununun bir parçası.

Gökhan Töre şu iki maçlık performansını genele yayacak olursa, o 7.5 milyon Euro’luk satın alma opsiyonunu pazarlıksız bile kullandırabilir. Aslında iyi oynuyor gözüken ama kale çevresinde etkisiz olan Beşiktaş’a gerekli ateşlemeyi yapıyor. Ayrıca, topsuz oyunda da yine Erciyesspor maçında olduğu gibi takım savunmasına fazlasıyla sadık. Ancak onun 11’de olduğu zamanlar ki artık aksi mümkün görünmüyor, kulübeden oyuna hamle şansı düşüyor. Galiba o rolü de Oğuzhan üstlenecek…

O nedenle Oğuzhan’a “kesik yemiş” gözüyle bakamıyorum. Daha kısa zamanda ama daha büyük bir görevi var. Sonradan dahil olduğu zaman fizik olarak çok diri şekilde tüm oyun zekasını, kusursuz yeteneklerini sahaya yansıtabiliyor. Erciyesspor karşısındaki asisten sonra bugün de attığı gol… Sadece karşısındaki adamı oyundan düşürmek için, kale ve topla olan mesafesini hiç kaybetmenden attığı ince çalım ve çok sert, temiz bir şut… Son dakikalarda Beşiktaşlıya korku-gerilim-fantastik türünde bir an yaşatan Muhammed Demirci ve Oğuzhan… “Sizi enişteme söyliicem oğlum!” hayıflanması vardır ya. Bu sene Beşiktaş için dar zamanda çağrılan enişteler, onlar olacak galiba.

Aslında o stada yürürken, yarına kadar “hayalet bir maç” olacağını biliyordu Beşiktaşlı. Yine de oraya yığılan 60 bin kişi için bunun önemi yoktu, maksat uzun zaman sonra yeniden umut saçan Beşiktaş’ı görmekti. Güzeldi, yaşandı, daha yorgunluğunu atmadan bitti sabah sabah flaş şeklinde verilen bir haberle. Ve Beşiktaş daha çok kez o kalabalığı yanında götürecekmiş gibi gözüküyor. Bu maceraya atılacaklara tavsiyelerim: Mümkünse metro yolculuğu için oksijen tüpü. En önemlisi, bolbol izdiham yaşanacağından üzerinizde cüzdan taşımamanız. Hatta eski 3210’larınızı arabanın arka lastiğinin altından alıp, onunla maça gitmeniz. Zira ben iki haftalık telefonu çarptırdım. Ama bu güzelim takımın hak etmesine rağmen Avrupa’da top oynama hakkını cebinden alanlara kızgınlığım daha büyük.

Mustafa Demirtaş / FutbolBurada.com

9 yorum:

turkkant dedi ki...

Biliç belirli bir takım iskeleti oluşturmaya çalışıyor. Türkiye ligini yeterli derecede tanımadığı için bazı oyuncularda hata yaptığını düşünüyorum. Escude tarzı yumuşak bir stoper mümkün değil seneyi kaldırmaz, Franco'nun durumu nedir bilemiyorum, ama Toraman'ın ölüsü orada Escude-Ersan'dan daha iyi oynar. Bence Toraman'a gereksiz bir önyargı oluşmuş durumda.

İkincisi, Serdar Kurtuluş Kayseri Erciyes maçında da, bu maçın son 20 dakikasında da gördük, biraz çabuk oyuncular karşısında inanılmaz aciz durumlara düşüyor. Bence hücumu bırakın savunması bile Hilbert'den zayıf. İdeal yedek. Ligi bitirebileceğini düşünmüyorum. Belki devre arasında düşük bir bonservisle Eskişehirli Veysel düşünülebilir.

Mustafa güzel söylemiş, rakip yorulduktan sonra Oğuzhan farkı daha da ortaya çıkıyor, ama bu kadar yetenekli bir oyuncunun Beşiktaş'ta bir şekilde ilk 11 olması lazım. Artık Atiba'yı beke mi çekersin, Veli'yi çıkartırsın, Oğuzhan'ı sağ kanatta mı kullanırsın bilmem ama, 60'dan sonra giren bir Oğuzhan üzücü.

Gökhan Töre'nin gayreti takdire şayan. Devre arasına kadar böyle devam ederse, belki de, sene sonu Ersan Gülüm vakası yaşamadan, pazarlıkla 3-4 m. euro bonservise bitirmeye çalışmak lazım. 7,5 m. euro çok uçuk, o para verilmez. Zaten Rubin de 3,5'a almış, yakın bir rakama, erkenden pazarlığını yaparsan olabilir gibi, sene sonunu beklersen GS-FB haberleri derken iş kızışır.

Şu ana kadar üst seviye bir takımla oynamadık. Bursa-GS maçlarında takımın gerçek seviyesi test edilecek. Özellikle arka dörtlünün defosu o maçlarda net ortaya çıkacak bence. Bursa'da hücum pres yiyecekler, GS maçında da Burak vs arkaya koşuları göreceğiz. İnşallah bu maça kadar şu sol bek halledilir.

ozan dedi ki...

son 15 dakikayı Serdar'a yüklememek lazım, internetten dona dona izlerken ne izlediğimi de anlamadım ama veli niye sağ kanadı doldurmuyor derken sanırım atiba sol beke geçince ortada yalnız kalmış. veli hutchinson ikilisinin bozulması sorun oluyor.
biliç'in muhammed yerine yedeklerde var mıydı bilmiyorum ama Toraman'ı alması daha mantıklıydı.

planck dedi ki...

kimsenn maç ile ilgili yorum yapası yok, umarım bu isteksizlik ve keyifsizlik oyunculara da yansımaz. maç ile ilgili sadece bikaç noktaya deyinmek istiyorum.
- almeidanın bu halinde bile yaptığı etkiyi yapabilecek oyuncu yok kadroda gerçekten. ben enaramodan ümitliydim ama daha zamana ihtiyacı var ve en iyi haliyle bile ne kadar etkili olabilir artık şüphem var.
- mami beni cidden deli etti. girdikten sonra paşam savunmaya gelmeye tenezzül etmedi. o, serdarın top çalıp ona göndermesini beklerken biz 5dk.da 3 atak yedik o bölgeden. son dakikalarda da bizim ceza sahası önünde çalıma girdi vs.
- atiba olmadan velinin de katkısı çok azalıyor. benim merak ettiğim diziliş velinin yerine ferno, fernonun yerine oğuzhanın olduğu kurgu. ayrıca velinin yerine necip de denemeye değer. özellikle bahsettiğin topla kat etme konusunda necip gayet başarılı işler çıkartmıştı geçen sene arkası sağlamken.

BJK4EVER dedi ki...

Serdar Hilbert'ten kotu demek, hele ki defansif anlamda daha kotu demek bence pek dogru degil.

Hilbert'in Serdar'a gore artisi tempo ve hiz, onun disinda her alanda daha geride. Hilbert'in defansif kalitesini olceceksek Inonu'de Antep macinda yedigimiz gole veya Kayseri deplasmaninda yedigimiz gole bakmak yeterli. Sadece hizli kosabildigi icin bir adamin defans yaptigini iddia etmek dogru degil. Serdar'in ters kademeleri, pozisyon almasi, basit temel hata yapmamasi, kisacasi defans yapmasini bilmesi ile Hilbert'ten kat kat ustun, ozellikle defansif olarak. Hucumda ikisi de yetersiz, Hilbert 80 defa gidip geliyor ama 1 kere efektif olamiyordu zaten. Serdar belki mac basina cok daha az rakip yari alanda gozukuyor, ama her mac 1-2 pozisyonda etkili oluyor hucum anlaminda.
Kontenjan, yas, maliyet goze alindiginda da Serdar Hilbert'ten 10 kat daha faydali takima.

turkkant dedi ki...

@BJK4EVER

Geçen sene Serdar 1 gol 1 asist, Hilbert 3 gol 3 asist. Bu katkıyı veren oyuncu mu hücumda yetersiz? Yapma Allah aşkına...

Hilbert süper demiyorum, Serdar K. yetersiz diyorum. Maçı bir daha izle, Yasin karşısında ne hallere düştüğünü görürsün, Ersan'ın hatasında o bahsettiğin süper sezgiler neden ters kademeye giremedi. Golü baştan izlersen görürsün, Yasin'i 10 metre uzaktan takip ettiğini, keza Atiba'nın kademeye girdiği penaltı pozisyonunda ekranda yok. Trömse son 10 dakika sadece o kanattan geldi, tesadüf mü bence değil, oradaki madeni farkettiler.

Lig devamında etkili kanat forvetleri olan takımlara karşı daha böyle daha çok izleyeceğiz.

Cartalete dedi ki...

Hilbert'in son pas, orta konusunda pek etkili olmadığı doğrudur. Ancak onun hücum etkinliğini bu şekilde sınırlamamak lazım. "Takımı ileri taşıma dinamizminden" bahsediyoruz genelde. Verkaçlarla, ikili oyunlarla, gerekli zamanda kenarda pas opsiyonu oluşuyla topu hücum bölgesine götüren oyunculardan biriydi.
Şimdi iki bek de bu konuda çok etkin değil. O yüzden bağlasan durmaz sol bek fazlasıyla gerekli.

turkkant dedi ki...

Mustafa'nın dediğine ilave.

Farzet ki, yardıran bir sol bek aldın. Şimdi Serdar K. hücum etkinliği düşük bir oyuncu. Bunda herkes hemfikir. O zaman şu soruyu sormak lazım. Defansı yeterli mi? Bence değil. Çabuk değil, birincisi, boyuna rağmen hava hakimiyeti zayıf, ikincisi. Ben de basit bir mantıkla, o zaman koy İbrahim Toraman'ı beke diyorum. Sırf hırsı ve ölü toplardaki ekstra katkısıyla bu adamdan faydalı olur.

Zaten M. Denizli senesindeki sorun da buydu Serdar'da, ofans bek olarak yetersiz kaldığı için Ekrem'i oynatıyordu, defans bek olarak yetersiz kaldığı için de Toraman'ı oynatıyordu o sene Denizli.

Şu an genel takımca bir hava yakaladığımızdan, form tuttuğumuzdan Escude'nin, Serdar'ın defoları göze batmıyor, ama maçlar zorlaşıp bu dönemsel form normal seviyelerine imince, bu oyuncuların defoları ortaya çıkacak.

Escude demişken Franco'nun hiç oynayamayışı da büyük muamma? 22 yaş öyle çok genç bir yaş değil. İşte GS'deki Semih de 22 yaşında, 20-21 yaşlarında Ş. Ligi dahil geçen senelerde her seviyede oynadı. İkincisi, önündeki oyuncu Vidic olur, anlarım da, kesik yediğin adam Escude ya insaf...

Övünç Şentürk dedi ki...

Bence de Hilbert , Biliç'in elinde sağbek bir Srna olabilirdi.

Geçen seneki takım savunmasıyla McGregor dahil kimse yargılanamaz.O derece bilinçsiz bir savunma anlayışı vardı.

Hilbert bu seneki oyun tarzı için çok daha ideal bir sağ bekti ama artık pek bir anlamı yok konuşmanın.

Bir de hep olumlu konuşalım istiyoruz ama ben son 15 dakikadaki Muhammed vurdum duymazlığından rahatsız oldum.Aynısını 1-1 biten Antep maçında da yapmış 11-10 giden maçta sanki eksik takım bizmişiz gibi oynayarak göstere göstere golün gelmesinin baş kahramanlarından olmuştu.

İşte aynı şeyi Fernandes ve Almeida için de düşünüyorum.Verebilecekleri evet var ama götürdüklerini kompanse etmiyor bence.Beşiktaş tamamiyle plana sadık adamlarla , daha fazla tek top oynayan, daha hızlı top çeviren , daha az sola deplase olup daha fazla sırtı dönük top alıp servis yapan adamlarla çok daha etkin olabilir.

Evet bunları yazmak kolay böyle adamları bulmak zor .

Beşiktaş için Oğzuhan dışında sol açığa da çilingir özellikli bir adam şart.Olcay bu tip bir adam değil.Sezer orada denenebilir mi acaba ? Zaten Olcay'ın defansif olarak çok etkin olduğunu düşünmüyorum büyük bir kayıp olmaz Sezer'in defansif etkisizliği.

alper dedi ki...

Ben buraya ne zaman bişeyler yazmaya girsem @turkkant aynı şeyleri benden önce yazmış oluyor.Haliyle benim üslubum sert olduğu için o daha yumuşak ve tatlı dille yazdığı için yazmıyorum.:))

Serdar Kurtuluş un şekeri ne zaman düşecek te tam bir fiyasko olduğu anlaşılacak çok beklememize gerek yok.2 hafta sonra Bursa deplasmanında patlar S.Kurtuluş.Ama o maçta haliyle oyun merkezini ister istemez daha geride kuracağımız için Escude yine iyi gözükür gözlere.Onun test maçı da bir sonra ki hafta oynayacağımız GS maçı olur.Bu gün yenelimde Bursa ve GS maçlarında kaybetme kredimiz olsun.O iki maçta nasılsa Kurtuluş ve Escude'nin olmayacağı görülür ondan sonra ki haftalarda rahat ederiz.

Bir de dövmezseniz bişey diyeyim..Bu defans yapısı ile oynayacağımıza göre sol bek için cüzi bir miktar karşılığında ESES ten Tello'yu kiralamayı düşünseydik fena mı olurdu?Hem bir kaç mevkilik oyuncu kazanırdık hem takımı STSL yi bilirdi hem çilingirlik yapardı hemde 2 stoper ve sağ Bek'e siz hiç ileri çıkmayın deme lüksümüz olurdu..