Ramon Motta Etkisi

Bir bek neleri değiştirebilir? Beşiktaş’ın Brezilyalısı Ramon Motta, Bursaspor karşısındaki oyunu ve yakaladığı bazı istatistiki rakamlarla gösteriyor ki; çok şeyi...

20: Rakip atağı kesme

Barcelona başta olmak üzere, Juventus, Borussia Dortmund gibi oyun kalitesini üst düzeye çıkarmış bazı takımların savunma stratejileri çok farklıdır. Hatta Jürgen Klopp durumu şöyle açıklar: “Eğer siz rakibe karşı alanda basar, kalenize yaklaştırmazsanız; zaten savunma yapmanıza gerek kalmaz!” Bunun açılımı, top kaybedildiği zaman ya da rakip takım atak geliştirme eğilimindeyken, takımda geri koşmak yerine topun olduğu yere baskı yapmaktır...

Beşiktaş, Bursaspor’u çözümsüz kılarken bu yolu seçmişti. Her koşulda kendisine boş alan yaratan Batalla bile topa etkili alanda neredeyse hiç dokunamadı. Çünkü Beşiktaşlı oyuncular tüm yolları kapatmıştı. Ancak bunu sağlarken, geride hızlı bir oyuncu da barındırmanız gerek. Çünkü o baskıyı ne kadar iyi yaparsanız yapın, mutlaka o top bazen arkanıza atılacaktır. Barça, o ihtimale karşı Mascherano’yu stoper oynatmaya başlamıştı.

Beşiktaş’ta ise o sigorta görevini Hutchinson’la birlikte üstlenen adam Ramon Motta’ydı. 20 kez rakip atağı kesti Motta bu maçta, asıl çarpıcı olanı bunların 9’unun orta sahada kapılan toplar olmasıydı. Ramon, Beşiktaş’ın pres oyununda dolaylı yoldan kahramanlarından biriydi.

41/41: Pas opsiyonu yaratma

Futbol litaratüründe “topsuz oyun” denince aklıma ilk olarak savunma prensibi gelir. Ancak o topsuz oyun kabiliyeti, asıl olarak hücumlarda önemlidir. Dünya futbolunda başta İspanya olmak üzere iyi pas yapan takımların birincil özelliği, oyuncuların çok fazla hareketli oynaması, kendilerini sürekli topa göstererek arkadaşına pas atma seçeneği yaratmasıdır. Barcelona’nın bu konuda nirvanaya ulaşması, Daniel Alves transferiyle başlar. Çünkü Alves’le birlikte Barça, sadece merkezde değil, yeri geldiğinde kenarlara da açılarak topa sahip olabildi. Keza İspanya’da Euro 2012’de aynı etkiyi Jordi Alba yarattı.

Beşiktaş’ta Ramon’un 41 kez pas alanı açması ve 41’inde de topu alması, ona topu atan oyuncunun yeteneğinden çok Ramon’un “topsuz oyun” kabiliyetini gösterir. Ramon, duracağı yeri çok iyi bilerek takımını merkeze bağımlı olmaktan kurtarmıştır. Aynı şeyi Hutchinson’da Gaziantepspor’a karşı sol bek oynarken yapmıştı. Ancak Erciyesspor maçında sol bek Ersan’ın pas alma sayısı 24’dü... Artık Beşiktaş orta sahasının veya stoperlerinin, baskı yediği zaman kafasını sola çevirdiğinde görebileceği bir “sol bek”i var.

46/48: İsabetli pas atma

Ramon Motta, maçın Beşiktaş adına en fazla olumlu pas atan oyuncusu oldu. Aslında bir bek oyuncusunun bu istatistiklerde önlerde çıkması gayet olağan. Hatta ideal hücum gelişiminde, kaleciler topu evvela beklerine vererek topu oyuna sokarlar. Ancak Beşiktaş İsmail Köybaşı’ndan uzak kaldığından bu yana o tip bir bekle karşılaşmadı. Hatta geriden oyun kuran bek modelini, çok kısa zamanlarla da olsa sadece Tello’nun sol bekte oynadığı maçlarla gördü. Ramon Motta, bu açığı kapatacak gibi gözüküyor.

Beşiktaş gibi, topu hakimiyeti altına almak isteyen takımlar için beklerin orta sahanın içlerine gelip, pas alan oyunculardan oluşması çok değerli. Ramon Motta sadece çizgiye bağımlı kalmayan, kendini merkezde de topa gösteren bir bek oyuncusu. Ve topla buluştuğu zaman da ne yapacağını biliyor, öncelikli olarak dikine oynamayı hedefliyor. Derinden, önünde koşu yapan oyuncuya pas atıp, tekrar boşa hareketleniyor. Rolanti oynamaktan kaçınan ve dikine oynamayı seven bir oyuncunun 48’de 46 olumlu pasla gecenin “pas lideri” olması, oldukça çarpıcı...

Taktiksel detaylar dışında Ramon, o savaşçı yapısıyla ruhen de bir boşluğu dolduracak gibi Beşiktaş’ta. O hırsını abartıp, zaman zaman mantık şalterini indirerek kolay kart görebilecek bir izlenim sunmuş olsa da; gözünü toptan ve rakipten sakınmayan, sert oynamayı dert etmeyen oyunculardan birkaç adet lazımdır. Hele de söz konusu lig Süper Lig’se...
*İstatistiklerde matchstudy.com verileri kullanılmıştır.

4 yorum:

turkkant dedi ki...

Çok güzel tespit Mustafa.

Daha önce şöyle yorum yaptığımı anımsıyorum. Mevcut geri dörtlü + Veli ile Bursa-GS önde pres yaptığında bakalım ne halt edeceğiz.

Maçın başında Bursa önde pres yapmaya çalıştı. 10. dakikada itibaren sol kanatta, Ramon'a Oğuzhan yaklaştı. Orada Oğuzhan-Olcay-Ramon üçgenleri kuruldu, hatta az da olsa sol stoper Escude ve Fernandes'te pas alışverişine katıldı. Topu ileri kolayca taşıyabildik. Düşünün, sol bekte Ersan, Oğuzhan yerine Veli olsa bu işi böyle lay lay lom yapabilir miydik?

Topu kapınca da önde hemen pres. Kaç kere Bursa çıkarken ön oyuncularımız ya da Oğuzhan ani presle topu kaptılar. Bu tarz bir oyun oynadığımız sürece, Oğuzhan da orta sahada birinci tercihtir bana göre.

Motta'nın ayağa pas kalitesini gayet beğendim. Kademeleri nasıl onu tam test etme olanağımız olmadı. Sanki bana kademelerde sıkıntı yaşayabiliriz gibi geldi...

Bunun yanında Beşiktaş'ın çok belirgin bir avantajı var. Her oyuncu ideal bölgesinde oynuyor. Öyle Toraman'dan orta saha, Ekrem'den sol açık, Tello'dan sağ forvet yaratma gibi olaylara girmemiz gerekecek bir durum yok. Mesela Fener'de Emenike kanat, Caner sol bek oynuyor (ve haliyle sıkıntılarını savunmada yaşıyorlar - 4 maçta 7 gol yediler). Keza GS şimdi Burak'ı filan kanatta kullanmak zorunda kalacak gibi...

Her şeye rağmen bence ileriye dönük iki sıkıntı var. Birincisi, ön oyuncuların bitirici oyuncular olmaması (gerçi ölü toplardan böyle gol bulmaya devam ettiğimiz sürece sıkıntı yok). İkincisi, geri dörtlümüzün bireysel savunma defoları. Motta'yı izleyip göreceğiz, ama Serdar ve Escude ekstra hızlı, güçlü, yetenekli oyunculara karşı birebirde fena durumlara düşebilirler.

kapgan dedi ki...

Mottanın en fazla hoşuma giden yönü takıma sertlik kazandırıyor olması . tabii çok da dengesiz sert olmasın. ama bir takımda bu açıdan caydırıcı nitelikte bir oyuncunun olması bence önemli. geçen sene az süre alsa bile birkaç maç Emre Özkan da da benzer özellik sergiliyordu. ama Motta naar değmesin inşallah hep Bursa maçındaki gibi oynar.

Basar dedi ki...

Hiç GS maçını yazışmıyoruz. Ben bir giriş yapayım dedim. Bence GS maçı son derece zor geçecek. Öyle söylenildiği gibi paspas bir takım da değiller. Real maçında 1 yarı gayet iyi oynadılar. 2. yarıda çözüldüler.

Şınayder'in transferinden sonra oluşan pozisyon karmaşasını onarmak, mevcut kadro yapısı ile işlevini yitiren 4-4-2'den 4-5-1'e geçmek, kanat adamsız abuk bir oyun şablonundan rasyonal bir şablona geçmek için bulunmaz bir ortam oluştu bence. Fatih Terim böyle düşünmüyorsa çok mutlu olurum.

Bence maça:
muslera

sabri-chedjou-semih-riera
hamit-selçuk-melo-bruma
şınayder

umut

ile çıkacaklar. Özellikle Bruma Serdar'ı, sonra da Sivok'u inanılmaz yıpratacaktır.

Yine de GS'nin en büyük handikapı veya bizim üstünlüğümüz hem takım hem de bireysel olarak koşu kalitemizin-tempomuzun çok iyi olması. Eğer maçı 60 dakika tutabilirsek sonuç pozitif olacaktır.

Ben yenileceğimizi düşünmüyorum. Geriye bile düşsek yukarıdaki sebepten beraberliği yakalayacağımızı düşünüyorum. Maç zaten büyük ihtimal ile berabere bitecektir. Zaten şampiyonluğun altın kurallarından biri evinde yenilmemektir.

Unknown dedi ki...

Aynı sistemle çıkarsa gelen bilgilere göre defansta Gökhan Zan-Semih tandemi olacaktır. Formsuz eboue kadrodaki devamlılığını sabriye devredebilir. Bu durumda sol bek Hakan Balta yerine riera'ya kalacaktır, bu durum da Gökhan Töre'ye ve Serdar Kurtuluş'a karşı bazı avantaj ve dezavantajları ortaya çıkaracaktır. Ofansif olarak daha etkin olacaktır galatasaray ancak Gökhan Töre'ye karşı sol bekte daha başarılı da olsa riera sorunlar yaşayabilir. Gökhan içeri kat eden, ters kanada toplar çıkaran, çizgiye inme yeteneğine sahip bir oyuncu, onu savunmak için savunma bilgisine sahip olmak hız kadar kritik. Sağ bekte sabri de hırsıyla rakibi ofansif ve defansif olarak yıldırabilecek bir oyuncu olmasına rağmen Olcay olumlu anlamda "kaçak güreşen" bir oyuncu. Onu savunmak her ikisi için de sorun yaşayacaktır diye tahmin ediyorum.

Orta sahada ise Melo-Selçuk ikilisi ilk seneki performanslarından gün geçerken güç kaybediyorlar. Selçuk Sneijder nedeniyle performansından ödün vermiş durumda, liderlik vasfını da drogba nedeniyle iyice kaybedince moral olarak da üst seviyede oynayamıyor. Geriye hapsolmuş selçuk sadece oyun kurmakla görevli olunca performansı düşüyor. Geride kalmak zorunda olan Selçuk bu durumu istatistiklere de yansıtmış hatta, bu sezon ceza sahasına hiç girmemiş. Garip değil mi? Geride ve moralsiz oynayan Selçuk takımın en büyük sorunlarından biri olan takım savunmasının yokluğunu omuzlarında hissediyor, bu sınavı iyi veremediği için yük Melo'nun sırtına biniyor. baskı altında hata yapmaya açık olan Melo da sırıtabiliyor. Atiba-Veli ve Fernandes'in 90 dakikaya yayabildikler, zaman olsa bir 45 dakika daha götürmeye niyetli oldukları presi karşısında pas hatası yapabilir. Kopuk oynayan Galatasaray için aynı sorun selçuk için de geçerli. Orta saha ve ileri uç arası bağlantı kopuk olursa galatasaray sorun yaşayacaktır, bu nedenle durumu en iyi şekilde baskıyla kotarabilir, lakin sakin oyun oynamayı denerse galatasaray ileri topu kolay taşıyamayacaktır. Baskısının süresi yarım saati aşamaz kolay kolay, yorgunluk ve Galatasaray'ın genel yapısı buna neden olarak gösterilebilir. Orta sahada Hamit desteği bu baskıyı kırmakta kritik rol oynayacaktır, hem direnci yükseltir hem de topu ileri taşıma konusunda artı puan anlamına gelir. Formsuzluğu ve yeni çıktığı sakatlığı, ayrıca yaşı nedeniyle istenilen etkiyi tam olarak yapamasa da eldeki en tercih edilebilir oyuncu.

İleri uçta sistem değişikliği nedeniyle tek forvet oynarsa Galatasaray Bruma kadroya dahil olur, bu durumda beşiktaşın en zayıf defansif halkası olan serdar'ı yıpratabilir Galatasaray. Tabi Gökhan Töre'nin defansif desteği bu planı bozabilir. Sneijder pas oyununda etkili olduğu için bu maçta da büyük olasılıkla çok ön plana çıkmayacaktır, attığı bir şutla maçı değiştirme jokeri cepte tutularak elbette. Tek forvette Burak ve Umut topu ileride tutamayacakları için hücumsal anlamda bir sorun daha doğuyor bence, yine de Umut'un zorlayan oyunu Beşiktaş için dezavantaj değeri taşıyor. Drogba oynaması durumunda galatasaray bence çift forveti bozmayacaktır ve hamit yerine Bruma tercih edilir gibi geliyor. Değişmeyen sistem de Beşiktaş'ı şaşırtmaktan uzak olur, konsantre olan Beşiktaş'ı maç için avantaklı konuma getirir, iş Galatasaray için oyuncuların yüksek performansına kalır.

Galatasaray için bence durum budur, uzun oldu ama oldukça heyecanlı olduğum maç için saatlerce konuşabilirim.