İyi Gün Dostu Savunma


Sezon başından bu yana güçlü sinyaller veren Beşiktaş’ın farklı ve iyi yaptığı şeyler başlıca: Yakın oyun, yardımlaşma ve önde baskı… Bugün sahada bunlardan hiçbiri yoktu. Özellikle stoperler ve Almeida arasında geçen seneyi hatırlatan mesafe, mağlubiyeti getiren ana etkendi. Sivok ve Escude, araları orta sahayla açık olduğu zaman birebirlerde sorun yaşayan stoperlerdir. O boşlukları bugün Diarra baya baya doldurdu… Doğrusunu söylemek gerekirse Beşiktaş stoperleri ne sertlik açısından fark yaratıyorlar ne de çabukluk. Takım bütün halde hareket ettiği zaman idare ediyorlar sadece. Ya da şöyle söyleyeyim; Beşiktaş savunması, kötü günde takımı ayakta tutamaz. Oysa şampiyonluk yolundaki bir takımın savunması, kötü maçları da bir şekilde getirmelidir.

Biraz Motta…

Bugün Beşiktaş’ta kötü oynayanları bulmak zor değil. Biraz iyiye kaçan oyuncu varsa o da Ramon Motta’ydı. İlk yarıda yaşanan hücumların hepsinde adı vardı, savunmada da çabukluğunu sıklıkla konuşturdu. İlker Meral, ikinci sarı kartı vermemek için klasik “eyyam kuralı yaratma” eylemine girmemiş olsaydı, rakibi de eksik bırakmıştı aslında… Onun dışında Muhammed, oyuna girdikten sonra o ana kadar kimsenin yapamadığı bir şeyi denedi; savunmadan top alıp, orta sahadan driplinglerle çıkmak… Bazı anlarda başarılı da oldu. Keşke hafif sağ çaprazdaki frikikte topun başına, barajdaki 88 kişiyi delerek gol atmaya çalışan Almeida değil de o geçseydi. Zira o bölgeden yakaladığı zaman kolay kolay affetmiyor. Gaziantepspor maçındaki direğin içinden dönen frikiğinde bunu ispatlamıştı…

Belki bu maçla direkt alakalı değil ama Beşiktaş’ı gerçek anlamda “başka takım” kılan etken Oğuzhan Özyakup. Top, o orta sahadayken hücuma gül bahçesinden giderken, yokken bazen taşlı yollara düşebiliyor. Haliyle Beşiktaş hücumu, birden rakip atağa dönüşüyor. Onun yokluğunda Beşiktaş’ın daha fazla pres takımı olması gerekmekte. Zira geriden, sıfırdan oyun kurmak mümkün olmuyorsa; topu rakip savunma dengesizken kazanıp, geçiş hücumları yapmak gerekir. Gerçi yakalanan ani toplarla da kaleye dikine gidecek pek fazla hücumcu da yok elde. Öyle durumlarda, Fernandes’in daha öldürücü olması gerekir. Böylesine yetenekli bir adamın, topla kat edip, şutlarıyla denge bozduğu anların çok az olması garip…

Beşiktaş’ın durgunluğu, savunma hataları bir yana… Diarra, onca efora rağmen çıkardığı net şutlarla maça damgasını vurdu. Tipik bir siyahi yırtıcı forvet performansı…

26 yorum:

enorton dedi ki...

40 yılda bir maça gittim, onda da yenildik. Yenilmek değil de top oynamadık o koydu! Maçta Antalya tribünündeydim. Maç öncesi genel hava BJK kazansa da Sameti kovsalar şeklindeydi. Tıpkı geçen hafta GS yi yensek Terim daha o gün gönderileceği gibi. Zaten maç başlamadan önce SAmet'in adı okunduğunda tribünlerden müthiş bir ıslık ve küfür yükseldi. Maç sonunda hocayı alkışladılar ama hala memnun değiller, Diarra gibi adamı 2 hafta kadroya nasıl almaz diyorlar, haftaya Rize kazanırsa kesin gidici gözüyle bakılıyor...

Bize gelirsek, takıma bakınca 2 sene önceki Carvahal'in Simao ve Q7 li bayık 4-3-3 ünü hatıladım. Olcay ve Töre çizgilerde bekliyor, Almeida paşam ilerde bekliyor. Bütün yük Fernandes'in üstünde. O da formsuz olunca gözüne ışık tutulmuş geyik gibi baka kalıyoruz.

Olcay, Nadal misali saçını kulağının arkasına atmaktan top oynamıyor. Bir tane pozisyon buldu onu da atamadı. Duran toplardan bişey çıkaramadık. Zaten 100 gün oynansa şu oyun normal şartlarda gol atamazdık, öyle bir ümitsizlik hakimdi. Pektemek gol umudu olarak oyuna girdi mi, kendisi dahil kimse inanmıyor gol atacağına. Mami keşke 11 başlasaydı diyorum. Veli hiçbişey yapmadı çünkü, Oğuzhan orta sahada 2 pas yapamıyorz. Rezalet bir maçtı, o nemli havada maça gittiğime gideceğime pişman oldum...

enorton dedi ki...

Ekleme:

"Oğuzhan olmayınca orta sahada 2 pas yapamıyoruz" olacaktı...

Övünç Şentürk dedi ki...

Valla golü yediğimiz dakika 47'de oyuncuların yüzünden maçın gittiği anlaşılıyordu.

Öylesine bir ümitsizlik vardı sahada.

Bursa maçında 116 km ile rekor kıran takım , gs maçında 105 , dün ki maçta 103 koşmuş.

Çok ciddi bir motivasyon problemi var bence.Bu düşüşü taktiksel sebepler açıklayamaz.BJK 110 altında koştuğu hiç bir maçı kazanamaz bu çok net.

Adsız dedi ki...

Beşiktaş taraftarlarını Onkoloji servislerinde süründürmeden önce artık bir takım radikal kararların alınması gerekiyor.

1) Almeida bu takımın santraforu olamaz. Sanki silah zoruyla oynatılıyormuş gibi bir hava var. Şu ana kadar oynadığı derbi maçlarda 90 dakikayı tamamladığını hatırlamıyorum, eğer yanlışım varsa düzeltin. Zor maçlarda sürekli sakatlanıyor ne hikmetse. Bir an önce üçüne beşine bakmadan satılmalı. Hatta bonservissiz satılmasına bile razıyım.

2) Fernandes kaliteli bir oyuncu ama asla bir yıldız değil. Abartı bir ücret istemeyecekse kalabilir fakat iyi bir teklif gelirse elden çıkarılmalı. O da tıpkı Almeida gibi derbi maçlarda kayboluyor. Bize kazandırdığı her hangi bir derbi maç yok. Hoş küçük maç da pek yok ya…

3) Mustafa Pektemek’in mürvetini görmek bize nasip olmayacak sanırım, inşallah torunlarımıza nasip olur. Bir türlü Gençlerbirliği’ndeki grafiğini yakalayamadı, yakalaması da zor gözüküyor. Rus kulüplerinden teklif geldiğinde direkt olarak satılmalıydı. Ömer Şişmanoğlu’nun suçu ne anlayamıyorum.

4) Sivok bir nebze idare ediyor ama Escude hiç çekilmiyor. Egemen gibi kaliteli ve formda bir oyuncuya 3 kuruş vermemek için 900.000 euro’ya Escude’yi getirmek gerçekten takdire değer bir başarı ! Beşiktaş’ın stoperlerinin sırtına vursan ağzından lokmayı kolaylıkla alabilirsin ! Mümkünse defansın ortasındaki ikilinin komple değişmesi gerekli. Hatta daha iyisi bulunabilirse Serdar Kurtuluş da yedeğe çekilebilir.

5) Olcay Şahan ve Veli Kavlak bu takımda ilk 11 oynayacak kalitede oyuncular değiller kesinlikle. Yedekte bulunmalarında sakınca yok.


Bilic’in artık takıma müdahale edip bazı oyuncuları kızağa çekmesi gerek. Escude/Toraman, Olcay/Kerim Frei, Almeida/Ömer Şişmanoğlu rotasyonu yapıp, Veli’nin yerine Necip ya da Fernandes geçirilip onların önüne de Muhammed/Sezer değişikliği uygulanabilir.. Açıkçası her ne kadar oyunculuğunu çok beğenmesem de Toraman’ı kesinlikle Escude’ye tercih ederim.

gökhan dedi ki...

oğuzhan'ın yokluğunun abartıldığını düşünüyorum. elbette çok önemli bir futbolcu ve varlığı fark yaratıyor ama yokluğu böyle bir çöküşe sebep olmaz. bu takım trabzon ve erciyes maçlarının büyük bölümünde de oğuzhansız oynadı ve oynanan oyun antep ve bursa maçlarından çok da farklı değildi.

dünkü maç tamamen psikolojik. sebebi nedir bilemem, belki bilic'in yokluğu belki de geçen haftaki rezalet... ama gollerden sonra hiçbir reaksiyon verilmemesi kafaların gidik olduğunun net ispatı.

tabi geçen hafta oynanan maçın etkisi niye böyle büyük olur orasını da anlamıyorum. bilemiyorum belki ben odunum ama çocuk değilsiniz ki arkadaş. birkaç yüz taraftar sahaya daldı diye küstüm oynamıyorum ne demek ya. hadi 1-2 topçu çok etkilendi, anlarım ama takımdaki toptan çöküş çok acayip. almıyor benim kafa.

nuri mu dedi ki...

maçı tv'den izledim onda bile dayanamadım 80'den sonra izlemeyi bıraktım.
Sanki sezon başı hazırlık maçına çıkılmış ve ilk defa bir arada oynuyorlarmış gibi bir halleri var.

Serdar, Sivok, Escude üçlüsünün ilk dört maçta başarıyla uygulanan oyun planı sayesinde ortaya çıkmayan eksikliklerini hızlı rakipler ve kontraya çıkan rakipler karşısında son iki maçta olduğu gibi çok iyi gördük (işin kötüsü bu futnol anlayışını uygulayan takımlarının geri dörtlüsünün teknik ve oyun kurma becerisinin iyi olması gerekir ama özellikle sivok nerdeyse sıkıştığında her topu rastgele ileri sallıyor).

defansla almeida arasında on km mesafe var. fernandes topu alıyor pas opsiyonu nerdeyse sıfır bursa maçındaki o olcay oğuzhan fernandes üçgeni, paslaşmasının esamesi bile yok.

Tabelada 10 numarayı görmesem olcayın oyunda olduğundan haberim yok.
Gökhan Töre daha iki hafta öncesine kadar takım oyununa adapte olduğu için övdüğümüz gökhan değil yine eski çakma Q7 gökhan olmuş.

Almeida'yı eleştiriyorlar ama hiç yoktan hava toplarında başarılıydı ama topu indirdiği yerde çevresinde kimse olmadığından yapacak fazla birşeyi yoktu.

Veli konusuna hiç girmeyeceğim tek merak ettiğim gelen giden hocalar bu veli de ne keramet görüyorlar ki hala Necip Uysal'ı kesebiliyorlar anlayamıyorum.

Son olarak dünkü maçta Atiba'yı da kendilerine benzettiler ya bari motta bozulmasın...

turkkant dedi ki...

Tatille birleştirip maça gidelim dedik. Maçtan önce otelde Okay Karacan'la laflıyorduk. 2-0 kazanırız, dedim. O da kim Antalya mı Beşiktaş mı dedi. Tesadüf iması doğru çıktı.

Yorumlar zeten maçı özetliyor. Takımca komple kötü oynamamız, 2-0'a reaksiyon gösteremememiz, ön oyuncuların etkisizliği filan.. Bunlar dışında benim gözüme şunlar takıldı.

Sene başından beri Escude çok ağır oyuncu, bu iş böyle gitmez diyorduk. Mümkinatı yok, bir yerde bu iş patlayacaktı. İki maçtır patlamaya başladı. Sivok-Escude ikisi de hamlesiz, libero özellikli, geriye kaçan stoperler. Burada Beagle'ın da sık sık belirttiği gibi, Sivok da ilk geldiği sıkılıkta değil son zamanlarda. Yavaş yavaş Toraman'ın oraya monte edilmesi lazım. Aç bir Toraman hırsıyla da etki yapar. Bazen skora isyan eden oyuncu ihtiyacı çekersiniz. Bu takımda o karakterde belki de tek isim Toraman.

2-0'a reaksiyon gösteremememizin teknik kısmı da var. Muhammed Veli'nin yerine merkezde top yapmaya başlayınca, hafiften üstlerine gitmeye başlamıştık. Ama hoca panikle Pektemek'i oyuna alıp tüm ön tarafın yerlerini değiştirince işi tümden piç etti. Muhammed sağa, Ferdi ortaya, Pektemek forvet arkası derken orta sahayı komple Antalya'ya verdik. Çok saçma bir değişiklikti. Üstelik "çok defans oyuncusuyla oynayıp gol yemeyeceğini düşünmek, çok hücumcuyla oynayıp gol atacağını düşünmek futboldaki en yanlış düşüncelerdir" diyen Biliç'in teknik kadrosu bunu yapan.

Veli formsuz mu, orta saha paylaşımında mı bir yanlışlık var açıkçası çözemiyorum. 2 merkez orta sahayla oynayan sistemde, genelde biri daha önde, diğeri daha geride pozisyon alır. Oğuzhan'sız ilk 3 maçta Veli defansif, Atiba daha ofansif rol üstleniyordu. İki maçtır Veli daha önde kalıyor. Acaba şu maske olayından dolayı, hava toplarına mı çıkamıyor, bilemiyorum, ama bu iş hiç tutmadı. Çünkü Veli iyice yararsız bir oyuncuya dönüşüyor.

Maçtan bile jogging temposuyla çıkan S. Kurtuluş'u bu takıma kazandıranlara (1,750 bonservisle!) da ayrıca teşekkür etmek lazım.

Esas sorun şu. Bazen işler yolunda gitmez. Öyle durumlarda takımın as oyuncusu çıkar, yazar bir tane, ya da kaleci çıkar iki kritik top çıkartır maçı kurtarır. Ama görüyoruz ki, bu ikisi de Beşiktaş'ta yok. Tolga maç veren bir kaleci değil, ama pek maç da kurtardığı söylenemez. Yerinde Muslera seviyesinde bir kaleci olsa, Drogba'dan ilk golü, Diarra'dan ikinci golü yemezdi. Ve muhtemelen şu anda şu krizi yaşar durumda olmazdık.

beagle dedi ki...

@turkkant
Abi Sivok'la Escude'yi karşılaştırmak için elimize bir pozisyon geçti bu maç. Diarra 0-0 da iki defa cepheden üzerlerine birebir geldi. Escude bir yanı açıp flört etti, diarra oraya dönünce kaydı topu durdurdu. Sivok Diarra üzerine gelirken aynı şekilde bir yanı kapadı, açtığı yeri çok açtı, ters ayağını açtı, bir de yetişemedi golü yedirdi. Bir saniye karşısında durup oyalayabilse Atiba ve Escude koşturmaktaydı...

Bu arada Escude maç boyunca bir kaç kritik pozisyon daha durdurdu. Rakip oyuncular yıllardır topla Sivok'un içinden geçiyorlar.

Escude'den memnunum da sanılmasın.
Escude Beşiktaş için yetersiz bir savunmacı ama Sivok geldiğinden beri gün yüzü görmedik. Elimde bir formül yok ki daha net kanıtlayayım. Açın birinci golü izleyin.

Sivok es geçilmesin diye Fernandez kısmını sonra yazacağım. Bir bunu sindirelim.

enorton dedi ki...

Bence biz yıllardır Trabzon kalecilerini övüp kendi kalecilerimizi eleştirirken yanlış yapmışız. Ha Cenk, Ha Mc Gregor Ha Tolga farkeden bişey yok... Özellikle 2. gol yenmezdi be kardeşim, maç 2-0 olmasa bu kadar kolay pes de etmezdik. Hilbert kazmaydı ama deli gibi bindirme yapıyordu malesef Serdarda o kapasite yok. Neden sürekli övündüğümüz altyapıdan bir sağ bek çıkarmak yerine sattığımız oyuncuyu geri alıyoruz merak ediyorum. Şu maçta tek mücadele eden oynayan adam Ramon'du, o da en fazla 3 maç sonra bize benzer...

Pektemek yerine Ömer Şişmanoğlu, Eneramo denemenin vakti geldi de geçiyor. Ayrıca Dentinho vardı, Gökhan Süzen vardı onlar noldu? Solda yokları oynayan Olcay yerine düşünülmez mi? Topu bomba sanan orta sahalar yerine Sezer neden olmaz, neden hala form tutmaz anlamak mümkün değil.

Mami artık 11 başlamalı bence ama nerde? Tutup Velinin yerine koyarsak yazık ederiz Mami'ye... Ferdinin bölgesinde ya da belki Olcay'ı kesip Mami'yi koymak lazım ama Olcay da öyle bir adamki 89 dk casper gibi dolaşır 1 dk golünü atar. Fernandesi savunma önüne koyuyorsun adamda alan daraltma, pres, topsuz oyun sıfır. İleri koyuyorsun burda da hücum verimi yok, gel de çık işin içinden...

Escude - Sivok konusuna katılıyorum. Savunmada asıl defolu olan Escude değil, Sivoktur...

turkkant dedi ki...

Ya beagle mesele aslında ideal ikiliyi bulmak. Türkiye liginde iki hamlesiz stoper genelde tutmuyor. Genelde idealı bir tanesi sezgileri iyi, soğukkanlı, diğeri mücadeleci, çabuk. Sivok ilki için (ayak hakimiyeti dışında) yeterli bir stoper. Ama ekürisi Toraman ya da Ersan olmalı.

Bugün Cem Çıkın anlattı. Scout'un başındaki eski futbolcu Fikret yakın arkadaşı. Telefonda ona, 'O kadar izleyip aldınız, neden oynatmıyorsunuz, bana şu Franco'yu bir tarif et nasıl bir stoper' diye sormuş. Fikret'in anlattıklarından sonra o zaman iyi ki oynamıyor, demiş. Anlattığına göre, ikili mücadele özelliği hiç olmayan bir stoper. Oyun tarzı olarak hemen geriye kaçan cinsten, öte yandan sezgileri, oyun görüşü filan çok iyiymiş. Ama işte düşünün Escude'yi beğenmiyoruz, bu mücadele özellikleri olarak ondan daha da geride.

Neyse şimdi sene başında ben çok kötü bir transfer planlaması demiştim (Atiba-Motta henüz alınmamıştı). Şimdi Frei-Sezer-Franco-Şişmanoğlu, toplam bonservis 9 milyon euro. Yani bütçenin yüzde yetmişi filan. Katkı? Sıfır. Oynadıkları dakika? Frei-altı dakika. O zaman burada bir tuhaflık olduğu kesin.

Başka bir mesele Gökhan Töre. Antalya maçında çıplak gözle daha dikkatli seyrettim. Üçlü forvet oynuyorsan kanat oyuncunun çizgi arkasına koşusu, şut tehditi, ters kanattan ortalarda forvet koşuları filan olması lazım. Maalesef bu özellikler Töre'de çok zayıf. Öğrenebilir mi? Quaresma hiçbir zaman öğrenemedi, bu öğrenir mi kuşkuluyum. Bir de şu var... Neden kanatlarda ters ayaklı oyuncu oynatırsın? İçeri katedip şut çeksin diye (misal Tello), ya da birebirde üzerine gidip adam eksiltsin diye. Bu adamdan ilk iki maçtaki ekstra oyunundan sonra bu işi hiç görmedik. Şimdi 8,5 m. euro çok para. Hani onun üzerine 1,5 daha koydun mu Bruma filan geliyor. Yani o para verilecek adam değil.

Bu arada buradaki arkadaşlarla uzun süredir yazışıyoruz, birbirimizi twitter.dan da ekleyelim, isterseniz. Benimki https://twitter.com/tugrulturkkan.

enorton dedi ki...

Eksiklerimiz, hatalarımız belli de iyi yönlerimiz de belli... Şuanda Beşiktaş'ın en iyi yaptığı iş duran toptan gol bulmak. Ligde en iyi duran top kullanan takımız. Madem takım kısa yoldan bu şekilde gol bulabiliyor neden bunun üstüne gidilmez anlamıyorum. Topla çok oynamayı seven Töre, Fernandes vs ceza sahası çevresinde ya da korner direğinin oralarda oynasalar şu topla, korner, frikik kazandırsalar. Kazandığımız duran top sayısını artırsak gol bulma şansımız da artacak. Çünkü oyun sete sete iken Beşiktaş çok zor gol atar...

https://twitter.com/enorton1903

beagle dedi ki...

Beyler size söylediklerinizi tekrarlayayım:

* Fernandez geriye koysan savunma yapmıyor, ileri koysan golle işi yok.

* Sivok- eski tabirle libero görevinde ama ayak hakimiyeti yok. (Bence 1. gole bakarsanız hızı, müdahelesi ve savunma sezileri de yok)

Bu takımın savunma merkezi ile hücum merkezi bu iki adam değil mi? Bunlar yerinde durduğu sürece bu iş olmaz.

------ Libero Franco
turkkant'ın tarifine bakarsam bana göre franco-escude(ersan veya toraman) ikililerini oynatıp bakmak lazım. Ayrıca bugün A2 maçında çok isteksiz, moralsiz hali bile iyiydi.

------ Sağbek Necip
Bu takımda arka bölgelerde topu aldığında çok şık olan bir oyuncumuz var Necip. Bozuk duruşu veya başka bir sebeple 360 dereceye hakim değil, sol ayak basış, kullanışı da sakat, ama arkası son çizgi veya yan çizgi olduğunda yeterince hızlı, güçlü, istekli hatta oldukça teknik bir adam oluyor. Bu tarif itibariyle beni denerseniz Serdar'ı gece gündüz keserim diyor. Kendi istemese bile döve döve sağbek yapılmalı. Merkezde 3-4 senede olmadığı adam şu andan sonra olmaz. Sağı ise harika çözer.

------ Fernandez dışarı 2. Forvet içeri

Kanatlarda Olcay ve Gökhan kabul edilir miktar savunma yapıyorlar. Fernandez yükünden kurtulan bir takımda eldeki çift forvete daha uygun oyuncular kullanılabilir. Almeida-Eneramo'yu merak ediyorum ama bugünkü A2 maçına bakınca Ömer Şişmanoğlu artık forma hakediyor. Pektemeğin iyiyken kesilme ve tek forvete veya kanatlara uygun olmamaktan dolayı mutsuz olduğunu düşünüyorum. Aslında yarım orta saha görevi ile gayet iyi bir ikinci forvete dönüşebilir. Hemen silinmemesi gereken birisi.

------ Enough is Enough( 4-3-3 olmuyor, kaybetmekten, umutsuzluktan gına geldi, kasmayın abi)

Yukarıda bahsettiğim gibi top kullanabilen stoper-libero ve yanına daha sportif bir sağbek geldiğinde Atiba-Oğuzhan(muhammed) orta sahası gayet güzel işler.

4-4-2 (Necip,Franco,Ersan,Motta-Gökhan,Oguzhan,Atiba,Olcay-Almeida ,Mustafa(Ömer))

Kerim, Ömer, Mustafa, Eneramo, Holosko, Sezer oyuncu grubu 4-3-3 sisteminde hemen hiçbir işe yaramıyorlar. Futbol zekamızın Sivok ve Fernandezsiz hiçbir plan çıkarmamasına inanmıyorum.

------ Fernandez???
Muhammed oyundayken kazanılan iki frikiğin portezikler tarafından çarçur edilmesini "kazanma hırsı"na versek de 88. dk civarında üzerinde rakiple top sürerken karşısında boş duran muhammede sağ ayağı ile topu vermeyip, topa basıp terse dönüp, tahta sol ayağı ile topu rakibe atmasını "kasıtlı" buluyorum. Fernandez de artık birçoğumuzun gördüğü gibi Muhammed'in kendinden 10 numara yetenekleri açısından daha iyi olduğunu biliyor.

Teneke yıldızlarımızdan kurtulmadan büyük takım olmaya döneceğimiz yok. Ayrıca uyarıyorum 10 sene sonra olimpiyat stadını dolduracak taraftar kalmayacak. Bizim kuşak 35'i geçti...

not: twitterım yok. ilk fırsatta halledeceğim.

EC dedi ki...

bence konsantrasyon eksikligi.. gec kalinmis tepki..Antalya spor u kucuk gorme belki ana sebeplerden biri bu maglubiyetde..

Takim boyu uzayinca eldekilerin Canavarro ve Maldini olmadiklari kabak gibi siritiyor..

Eskisehir macinda daha farkli oynayacagimizi dusunuyorum.. cosku gerekli.. egrisi gelecektir..

yeni transferleri de sadece A2 macinda mi izleyecegiz orada hem Holosko, Hem Sezer hemde Omer Sismanoglu gol atti.. sans lazim..

ECO - Lux.

Twitter: TC1st

Unknown dedi ki...

Yorumlarin hepsinini her zamanki gibi tek tek okudum ve coguna katiliyorum fakat Almeida ve golcu sorununun atlandigini goruyorum ya da dile getirilmekten artik insanlar yorulmus.. Rotasyona gidilmesi ve taktigin degistirilmesini dusunenler cogunlukta, fakat ben futbolu bazen cok karmasik hale getirdigimizi dusunuyorum.. Besiktas'in bugun tek ihtiyaci ya da en cok ihtiyaci olan sey son 2.5 sezonda oldugu gibi "ekmegini tastan cikaran" (Lamine Diarra) ya da "Leblebici" (Teofanis Gekas) golcudur.

Bugun eger anadolu kulupleri bile Diarra, Gekas, Lua Lua, Babel, Bobo gibi Besiktas'in elindekinden daha iyi bitiricilere sahipse kadro planlamasinin tekrar gozden gecirilmesi gerekir ki daha rakiplerinizin sahip oldugu Sow, Webo, Drogba'dan bahsetmiyorum.. Almeida kariyerli bir futbolcu olabilir fakat yukarida yazdigim hic bir forvetten daha iyi bir skorer degil.. Herhangi bir Besiktas macini izlememis olalim ve ertesi gun gazetelerde Almeida'nin gol attigini okuyalim ve gozumuzde golu canlandirmaya calisalim, yuzde 70 o golu nasil attigini hepimiz tahmin edebiliriz, arka direge orta, kafa ve gol.. Karsi karsiya atar mi? Yok, kornerden atamaz cunku kalabalik icinde urkek kafaya cikiyor( psikolojik olarak incelenmesi lazim)driblingle gidip atamaz, adam calimlayip kenara cekip sutla atamaz, ver kac yapip atmaz, karambollerde birden ortaya cikip kafa, kol, bacak sokup atmaz, e onu atmaz bunu atmaz ne atar bu adam?

Bu elestirileri cok iyi basladigi sezonda yapmam sanirim her seyi cok daha iyi acikliyor.. Aslinda onca seyi sadece bir cumlede aciklayabilirim, Almeida takim saat gibi islerse gol atar ama hic bir zaman lamine Diarra gibi takim hic bir sey oynamiyorken, umutlarin tukendigi anda cikip golu yoktan var etmez.. Anca 15 adet arka direge orta yapacaksin ki hasmetlim teveccuh edip arka direge kossun iki metre boyuyla vursun, top bir karis havadan gitse ona da ya ziplamiyor ya yetisemiyor zaten, milimetrik pas olacak ki atsin golunu yigidim..

Son olarak aci ama gercek Almeida+Eneramo+Mustafa Pektemek+ Omer Sismanoglu < Bobo..

planck dedi ki...

Maçı izleyemesem de geniş özetten ve bloglardaki yazılardan anladığım kadarı ile bu skor ve oyun, oyuncuların bireysel özelliklerinden çok, takımın genel mentalistesini maça yansıtmamasından kaynaklı bir durum. Tek tek baktığınız zaman oyuncuların hemen hiç biri üst düzey yetenekler değiller. Ama ben hala taktiğe bağlı şekilde motive olduklarında oynadıkları maçlardaki görüntüyü hatırlıyorum ve bu sonuçları oyuncuları bireysel olarak eleştirmek için kullanmamayı tercih ediyorum. Ne zaman ciddi bir rakibe karşı kendi oyunumuzu oynadığımız halde kaybederiz veya yeniliriz, o zaman bu eleştiriler daha sağlıklı olur görüşündeyim.

tartışmaları tivitıra taşırsanız, hesabı olmayanlar için nahoş bi sürpriz olur bu arada :/

Övünç Şentürk dedi ki...

Abi takım boyunda uzama filan yok.

İstatistiklere baktığınızda Beşiktaş adına Bursaspor maçı ile birebir aynı olduğunu görürsünüz.Pas sayısından tutun oyunun sol bekten başlamasına , orta üçlünün pas sayısına , takım mesafesinden , atak denemesine kadar herşey aynı.

Farklı olan tek real değer koşu mesafesi Bursa maçı 116 , Antalya maçı 103.

Koşmadığın bir maçı kazanamassın bu kadar basit.

Suçu stoperlere atmak en kolaycı çözüm.

Fernandes'den MEsut yaratmaya çalışma saçmalığından vazgeçmek şart.

Adamın kafası o kadar çalışmıyor abi neyi zorluyoruz ben anlamıyorum.

enorton dedi ki...

Eskiden mahalle maçı yapanlar bilir. Mahallenin abisi gelir kaleciden topu alır bir çalım atar, ikinciyi atar yalandan size bir pas atar, tekrar alır topa basar bekler vs. Sizler de kenarda beklersiniz acaba ne yapcak diye. İşte beşiktaşta durum bu. İnanın ilk yarıda şöyle bir bakıyorum fernandes geliyor alıyor, topa basıyor, çalım atıyor herkes eli belinde bekliyor ne yapcak diye... Genel olarak bir hücum planımız yok. Zaten asvalttaicenlerin de dediği gibi golcümüz de yok. Ben de diyorum ki duran top neden bizim ana hücum planımız olmasın? Zaten öne geçince kontradan daha kolay pozisyon buluyoruz. Fernandes hücumda yok, savunmada yok ama duran topta var. Bu adam iddia ediyorum dünyada en iyi 10 içindedir duran top kullanmada.

Lütfen dediklerimi yabana atmayın, dün Porto - Madrid maçında 3 gol vardı 3 ü de duran toptan... Aynı şekilde süper oynadığımız konusunda herkesin hem fikir olduğu Bursa maçında 3 golün 2 si duran toptan. Diğer kazandığımız maçlarda da öyle. Şu Antalya maçnda bile bulduğumuz 3 pozisyonun 2si duran top. İlk yarıda Atiba biri direkten döndü, diğeri kalecinin önünde kafayla dışarı vurdu. Napalım elde oyuncu kalitesi buysa ve Fernandes gibi duran top kullanabilen bir oyuncu varsa bence bunu kullanmalıyız.

Ama hatırlayanlar bilir ben bunları burda 2-3 senedir tekrarlıyorum. Q7, Simao, Fernandes ceza sahası çevresinde frikik, korner kazandırmaya oynamalı diyordum şimdi de Olcay ve Töre için diyorum. Çünkü Fernandes, Almeida kaldıkça bu takımın oyunu planı büyük ölçekte değişmez, oyuncu yapısı buna izin vermiyor.

Son ekleme Bobo, Delgado, Tello ve hatta Tabata bile haketmediği biçimde gönderildiler. Hepsi de çok faydalı oyunculardı, ogünkü yönetimin absürd para politikasının ve menajerlerinin kurbanı oldular...

Son ama son ekleme Velinin ortasaha oynaması futbol cinayetidir :)

Cartalete dedi ki...

Takım mesafesinin kısa olduğu takımda Diarra 4-5 kere nasıl Escude'yle birebir kaldı onu pek çözemedim. Üstelik uzun paslarla...
Ben de bu tip durumlarda stoperlerin üstüne çökmeyi sevmem. Ama Antalyaspor öyle sıkı hücum etmedi. Sadece Diarra vardı ileride, ona uzun top atıp durdular. Savunma bu durum karşısında aciz kalıyorsa, hele ki ilk golde iki stoperi de oyundan düşürerek golünü yapıyorsa, net şekilde sıkıntı vardır.

enorton dedi ki...

Üstat benim son yorum gelmedi mi?

Cartalete dedi ki...

Geldi geldi, sıkıntı olmuş tekrar onaya bastım.

Unknown dedi ki...

Sonunda sivok'un gizli bomba olduğu. Fernandesin ne forvet arkası olduğu ne de artık ön libero olabileceği, almeidanın bizim takımın forveti olamayacağı kabul edilmeye başlamış. Birde teknik kadro kabul ederse tam olacak.benim en büyük endişem yenilmekten çok almeida ve fernandesin sözleşmesinin uzatılmasıdır. İşte o zaman 2-3 sene daha kaybettiğimizin resmidir.

Övünç Şentürk dedi ki...

Yanlış anlaşılma olmasın abi takım mesafesi ile hatlar arası mesafe aynı şey değil.

Almeida ile Sivok arasındaki mesafeye göre Veli-Gökhan-Olcay-Atiba-savunma4lüsü arasındaki mesefa daha çok etkin.

Zaten hatlar arası mesafeyi daha az koştuğumuz gerçeği ile açıklayabiliyoruz sanırım.Ortalamanın 10 kilometre altında koşmuş takım.

Bunun sebebinin Mehmet Sedef'i stoper oynatan bir takım olmadığı açık.Yani rakibimizden kaynaklı bir durum değil.

Bariz bir motivasyon eksikliği.Beşiktaş bu maçı çıkmadan kafada kaybetmiş.

Bu derece bir mental çöküşü nasıl toparlayacak işte bu Biliç için en büyük sınav olacak.

Basar dedi ki...

Arkadaş bu takım insana söylediklerini yutturur, utandırır. Takım resmen benim 10 üzerinden 7 olan takımımdan @beagle'ın 10 üzerinden 3 olan takımına dönüşüverdi. Beagle yapma etme fazla karamsarsın derken herkesi karamsarlığın dibine vurdurdu...

Yurt dışı seyahatine çıktığım için maçı izleyemedim ama GS maçından sonra ve birkaç yıldır gözlediğim net bir sorun var. Arkadaşlar yukarıda maçı enine boyuna takır takır yazmışlar. Buna ilave olarak, bu takımın gerçek bir yıldızı yok.

GS maçının ikinci yarısına baktığımda Almeida oyuna küstü. Oyuna küsmek ne demektir abi? Sen derbi maçında oyuna küsemezsin. Öte yana bakınca 35'lik Drogba sahadaki tribündeki cümle aleme ders verdi. Koştu, didindi, çirkeflik yaptı, ekmeğini taştan çıkarttı, gol attı... Yapılması gereken ne varsa onu yaptı.

Tamam Drogba'yı alacak paranız olmayabilir ama zamanında Nouma vardı, İlhan Mansız vardı. Adamlar alayına isyan ederdi. Hatırlıyorum, İlhan Mansız Gençlerbirliği ile kupa maçında 3-3 berabere kalmıştı. Şu anda böyle bir oyuncu yok. Bu birşey değil en önemli ve kendini parçalayacağın maçta abim oyuna küsüyor.

Yıldız dediğimiz ikinci oyuncu ise Fernandes. Genel itibari ile küçük maçlarda oldukça faydalı, duran toplarda fark yaratıyor ama o da büyük maçlarda alayına isyan modunda değil (son GS maçı için sakatlığından dolayı mazur görmek lazım diyeceğim ama aynı maçtan önce Drogba da sakattı)

Bir de defansa değineceğim. Arkadaşlarım zaten gayet güzel yazmışlar. Cumartesi günü eczanede Alpay'ı gördüm. Adama 5 kişi çullansanız deviremezsiniz. Sanıyorum 42 yaşında, koysan yemin ediyorum bir yarı tuttuğu adama nefes aldırmaz. Elimizde Egemen vardı, neden bırakıldığını hala anlayamadım.

Şu an boynumda FEDA atkısı var, bakıp bakıp düşünüyorum biz neyi feda ettik diye! 3 tane isyankar adamımız vardı Egemen, Ernst ve Hilbert üçünü de feda muhabbetine bıraktık. Yerlerine Serdar'a bir tomar para verdik, oynamayan Gökhan Süzen, Dentinho, Sezercik, Franco, Eneramo vb. gibi sürü sepet adam aldık... Allah'tan atkı güzel yoksa boynumdan çıkarıp atacağım benim verdiğim para ile neden bu adamları feda ettiniz de bu işe yaramazlar ordusunu aldınız diye.

beagle dedi ki...

Ugur, 2 senedir ben uğraşıyorum Sivok ve Fernandez konusunda. Ama anlaşılıyor diye umut ediyorsan, belki bu forumdaki kişilerdir. Tribünde "Reyiz" süper "Sivok da Adam" de tamamdır methiyeye başlarlar.

Taraftarın futbolcuyu doğru değerlendirme yetisinin bozulması uzun süredir kıyaslayacak gerçekten iyi oyuncular gelmemesinden kaynaklanıyor. Bu taraftar kazanmayı, domine eden sisteme sahip olmayı unuttu. Beklenti kalitesi düşünce de ister istemez 3. büyüklük perçinlendi, daha aşağı doğru hızla gidiyoruz.

Tek çözüm kalabalığın homurdanmasına aldırış etmeden iş yapabilecek liderlerdir. Hani Egemen ve Ernst'i gönderirken kullandıkları özgüveni Sivok ve Fernandez için kullanmalarından bahsediyorum. Her geçen gün ise bu karizmaları azalıyor.

Şu son maçları Motta yerine Ersan veya Gökhan Süzen ile oynasak halimize ne olurdu acaba?

turkkant dedi ki...

Fernandes eleştirisine sistem penceresinden bakmak lazım. Şimdi 4-4-1-1'le, 4-3-3 arasında belirgin bir fark var. Alex ile, Batalla ile, Sifo Mehmet ile 4-4-1-1 oynarsın, çünkü bu tarz forvet arkası oyuncular santrafor kadar tabela yapar. Ama Örneğin Mesut Özil daha çok ofans orta sahadır diyebiliriz, çok gol atmaz, 4-3-3'lere daha uygundur. Fernandes de bence 4-4-1-1'e uygun bir oyuncu değil. Orta üçlüde Oğuzhan tipi yetenekli bir merkez orta sahayla kullanılması onun yeteneklerine daha uygun.

İkincisi mevcut oyun şablonlarında bir sürü asimetrik saha dizilişleri söz konusu. Örneğin orta ikiliden biri daha defansif, diğeri daha ofansif pozisyon alabiliyor. Aynı mesele kanat oyuncularında da var. Real Madrid'de iki kanatta Di Maria ve Ronaldo var, ama aslında görevleri çok farklı. Di Maria'ya orta sahaya yakın oyna, Ronaldo'ya forveti ikile deniyor. Buradan Beşiktaş'taki soruna gelince... Gökhan Töre gördüğümüz kadarıyla Di Maria benzeri daha ortaya yakın pozisyon alıyor, uzak forvet rolü takımda Olcay'a verilmiş. Uzun vadede sorun da sanki burada olacak. Olcay eğer geçen seneki gol sayısını tutturamazsa takım kesin gol sıkıntısı çekecek. İlk 6 maçta 1 golü var. Bu uzak forvet rolü verilen bir oyuncu için çok yetersiz bir sayı. Şimdi herkes Frei diyor, ama Frei'da top taşıyan oyuncu tipi. Böyle giderse, Olcay yerine oraya daha net bir golcü transferi (ya da kadrodaki Şişmanoğlu-Pektemek vs.) gerekecek gibi.

Not: Enarton Q7-Simao örneğiyle, aslında meseleyi önceki bir mesajında kısaca özetlemişti.

Unknown dedi ki...

Abi ben yurt dışında portekizlilerle az biraz çalıştım. İyi hoş mütevazi adamlardı ama avrupanın bile çok ciddiye almadığı adamlar. Belki çok alakası yok ama üzerine sistem kurduğun milletin adamların ülke karakteri önemli. Almanlar disiplinlidir. Fransızlar sistematiktir falan filan. Portekizliler üzerine takım kurulacak bir millet değil. Ve bunu malesef yine yaşayarak öğreneceğiz. Bak sınırlı yeteneklerine rağmen millet ernst hilbert demeye başladı. Neden almanlardı çünkü. Güveniyordun adamlara. Beagle hocam benimde paralelinde düşündüğüm şeyleri daha net dile getirdiği içinde ayrıca teşekkür ederim. Ayrıca mustafa pektemekten de pekmez olmayacağını üzülerek ifade ediyorum. Ama ömerden Umutluyum o adamda futbolcu tipi var. Tek sorun disiplin bence. Almeida çok iyi olmasına rağmen dikkat ettiyseniz hep 60 dan sonra sakatlanıyor. Neden? Çünkü tembel 60 dan sonra çok sırıtacağını bildiği için sakatlandım ayağına yatıyor. Böyle bir adamın üstüne takım kurulur mu? Fernandes ise tabi ki yetenekli ama be kardeşim iki üç maçta bir adam gollük ara pası atmaz mı sezonda bir büyük maçta yıldızlaşmaz mı? Bizimkiler keşke gidip 2 ay dortmundun kapısında yatsaydı da aynen onları taklit etseydik