Geçtiğimiz gün Sky Sports’da Dünya Kupası’ndan bahsederken gözleri parlayan David Beckham’a sordular: “Peki, bu turnuvaları neden bu kadar çok seviyorsun?” Beckham’ın cevabı basit görünse de aslında bir o kadar netti, uzun uzun açmaya gerek yoktu. “Çünkü futbolu seviyorum!” Sahi, bir futbolseverin Dünya Kupası’nda bulamayacağı, eksik kalacak şey ne olabilirdi ki!
Spor içerikli biyografi filmlerinde, genellikle kahramanımızın hayatta en çok istediği şey konu alınır. Her futbolcunun da çocukluklarından itibaren hayalini kurdukları şey, Dünya Kupası… Ve o sahneye çıktıklarında, en büyük hayallerini gerçekleştirdiklerini hissettiriyorlar. En çok da gol attıkları zaman… Özellikle bu Dünya Kupası golcülerin er meydanı olacak gibi duruyor. Şöyle takımlara baktığımızda, hemen her ülkenin üst düzey bir forveti mevcut. Her maçta, gözümüzün takılacağı klas golcülerle karşılaşacağız.
A Grubu’yla başlayalım. Ev sahibi Brezilya’nın 9 numaralı bölgesinde Fred’in adı yazılı. Belki Romario, Ronaldo akımına uyacak kadar kaliteli değil, ama özel bir santrfor. Zaten Brezilya’nın kenar forvetlerinde de Neymar ve Hulk olacak. Onlar, sistemin en ucundaki adamdan daha fazla gol atma şansına sahipler.
Hırvatistan’lı Mandzukic… Fazla söze gerek yok, komple forvetin tam karşılığı. Onun dışında Olic, Jelavic, Eduardo ve gelecekte çok büyük bir oyuncu olması muhtemel Ante Rebic… Meksika’da “klasik golcü” ya da bizim tabirle “leblebici” denince akla gelecek Javier Hernandez… Elbette burada eleme maçlarında çok iyi performans sergileyen Peralta’yı da unutmamak gerek.
Kamerun’un Samuel Eto’o’su var. 40 yaşına da gelse (ki Mourinho’ya göre zaten o yaşta olabilir!) topu çerçeveden geçirme işini rahatlıkla görebilecek bir adam. Fenerbahçeli Webo ve Lorient’te 16 gol atarak çok iyi sezon geçiren genç Aboubacar…
B Grubu’na geldiğimizde sözü İspanya’dan açmak gerek. Diego Costa, İspanya tarihinin Dünya Kupalarındaki en golcüsü David Villa ve “Torres her şeye rağmen Torres’dir” diyerek Fernando Torres… Ayrıca, hepsinin kenarda oturup en uçta Fabregas’la çıkma durumu da söz konusu. Bosque’nin yapmadığı iş değil.
Hollanda’da Robin van Persie, yedeği Klaas-Jan Huntelaar. Şili’de Serie A’nın önemli hedef santrforlarından Mauricio Pinilla’nın varlığı söz konusu. Ancak Bielsa döneminden bu yana takımın golle buluşması için klasik bir golcüye ihtiyaçları yok. Kenardan içeri kat edecek Vargas, Alexis Sanchez gibi silahları var. Ayrıca orta sahanın gizli forveti Arturo Vidal. Avustralya “fazla golcüsü olan var mı?” diyecek ender ülkelerden. Muhtemelen ülke tarihinin en önemli oyuncusu Tim Cahill’i forvette kullanacaklar.
C Grubu… Kolombiya’nın asılında 1 milyar euro’luk golcüsü vardı: Radamel Falcao. Ancak onun sakatlığı bile derin boşluk oluşturmuyor. Porto’lu Jackson Martinez ve Dortmund’a transfer olan Ramos, oldukça büyük golcüler. Yunanistan biraz zayıf kalsa da seçenekleri çok: Fulham’a 15 milyon euro’yla transfer olan Mitroglou. Gekas, Samaras… Fildişi Sahili, Didier Drogba. Saygılar! Ve hatta Premier Lig’e damgasını vuran Wilfried Bony. Özel bir parantez Gervinho’ya… Roma’da muhteşem bir sezon geçirdi ve son dönemde “delici kenar forvet” rolünün en iyi örneklerinden. Mainz’da 15 gol atan ve turnuvanın sürpriz yıldız adaylarından olacak Okazaki, Japonya’nın en güçlü gol silahı. Kale etrafında Honda, Kagawa gibi adamlar da dolacak…
D Grubu, aynı zamanda Ölüm Grubu… İtalya’da gol kralı Ciro Immobile bile yedek kalabilir, önünde Mario Balotelli var. İngiltere’de Wayne Rooney, geçtiğimiz bolca gol attığı için dans etme işini geliştiren Sturridge… Uruguay, toplam değerleri her ligde şampiyonluğa oynayacak bir takımın bütçesi kadar iki adam: Luis Suarez ve Edinson Cavani. Geçen turnuvanın yıldızı Forlan yedek. Grubun en zayıf halkası Kosta Rika’nın bile Bryan Ruiz’i var. Ve hatta Arsenal’den Olympiakos’a kiralık giden ve harika sezon geçiren Joel Campbell…
E Grubu’nun ikinci büyük favorisi İsviçre’de, artık gizli değil açıktan turnuvanın yıldız adayı olan Josip Drmic. Bundesliga’da 17 gol… Bir başka genç yetenek de yedeği, Seferovic. Fransa’da Karim Benzema. Ekvador’da Pachuca forması giyen Enner Valencia, geçtiğimiz sezon 18 gol attı. Parlama ihtimali olan golcülerden biri. Honduras’ın da en büyük silahı Real Sociedad’la 22 gol atan Ronny Martinez! La Liga’nın değil, Honduras’ın Real Sociedad’ı ama olsun…
F Grubu, Arjantin… Saymaya gerek var mı? Nuh’un Gemisi bugün yola çıkacak olsa ve Yeni Dünya’ya golcü götürmek istese, önce Arjantin’e bakardı. Higuain, Agüero, Palacio… Bir de Messi diye bir çocuk var, o da fena golcü sayılmaz. Bosna Hersek, Man City’e şampiyonluğu getiren adam Edin Dzeko… İran’da 90 doğumlu Karim Ansarifard, göz pası silecek kadar yetenekli. Nijerya’nın yıldızı ise epey tanıdık: Emmanuel Emenike.
G Grubu… Gana deyince de akala yine Asamoah Gyan gelir. Almanya’da iki gol daha atsa Ronaldo’yu geçerek Dünya Kupası tarihinin en golcüsü olacak Miroslav Klose. Portekiz’de etrafında Cristiano Ronaldo varken gol atma işi ona pek düşmeyecek ama yine de yeri ayrı: Hugo Almeida. Amerika’da eski ve büyük bir golcü olan Klinsmann, kendisi gibi bir efsane golcü Landon Donovan’a kıymasaydı onu tekrar seyredecektik. Şimdi gelin görün ki Altidore ile yetineceğiz.
Son olarak H Grubu. Belçika eğer ülke girişine “Kapatıyoruz!” diye tabela assa, gruptaki diğer ülkelere de yetecek kadar golcü bulunur. Benteke sakatlığından dolayı yok ama yine de Romelu Lukaku ve Mirallas var. Ayrıca santrfor olmamasına rağmen elemelerin en golcüsü De Bruyne… Zaten Belçika’nın asıl fark yaratacağı bölge kenar forvetler. Hazard’dan sonra artık Januzaj’a da sahipler. Cezayir’de aradığımız golcüye ulaşılamıyor. Karim Benzema arada uğrasa fena olmaz. Zorlarsak Islam Slimani ismini çıkarabiliriz. Güney Kore’de her ne kadar Arsenal kiralayacak yer arasa da milli takımda başka oynayan Chu-Young Park. Rusya’da Kerzhakov ve turnuvanın sürpriz yıldız adalarından Kokorin…
Artık Dünya Kupası’yla birlikte maç izleme komasına girmeye çok az bir vakit kaldı. Görüldüğü üzere her maça göz atacak sebeplerimiz de var, en azından forvet kalitesi anlamında. Zaten Türkiye’nin turnuvada olmayışı belki bugünleri daha az heyecanlı kılıyor ama olaya daha çok futbolsever gözüyle bakmamızı sağlıyor. Dert yok, tasa yok… Vurduğunuz gol olsun!
Bloga da uzun zamandır ara vermiştik, bu Dünya Kupası'nda 2010'da olduğu gibi hemen her maçı kaleme alacağız bir aksilik olmazsa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder