Hames'in Kelime Anlamı
Dünya Kupası’nda boy gösteren hemen her takımın bir özel adamı var. Ama birçoğu, o özel adamına aşırı derecede bağımlı değil. Uruguay hariç… Onlar için Luis Suarez’le ve Luis Suarez’siz resim, tamamen iki farklı takım gibi. Luis Suarez’le, vasat görünse de her an tabela bozabilecek bir takım. Luis Suarez’siz ise göründüğü gibi olan bir takım, yani vasat…
Onun olmadığı maçta yine Diego Forlan sahnedeydi. Forlan fiziki görünüm olarak hala 2002 Dünya Kupası’ndaki, Senegal’e muhteşem gol atan harika çocuk gibi. Pek değişmemiş. Ama kas yapısı olarak, durum pek de öyle iyimser değil… Son bir iki yılda ne yaptıysa, özelliklerinin her birini kaybetmiş. Eskiden en ölü hali iki üç tane tehlikeli şut çıkarırdı, artık o da yok. Spor yorumcusu olma vakti gelmiş maalesef.
Bu arada Suarez’siz günler için bir B planı yaratamayan Oscar Tabarez’e de “hayak kırıklığı” başlığı altında bir parantez açmak gerek. Büyük eksiğe rağmen, sanki hiç eksik yokmuş gibi takım çıkaran teknik direktörler, kötü teknik direktörlerdir. Tabarez de hiçbir değişikliğe gitmemiş, sadece Suarez’in yerine Forlan’ın adını yazmıştı. Oysaki ne Forlan ne de Cavani, geriden top aldıklarında etkili olabilecek forvet tipleri değillerdi. Belki en baştan gelecek bir Gaston Ramirez tercihi, bazı şeyleri değiştirebilirdi.
Bir oyuncu için “kalite kontrolü” yaparsak, bakacağımız şeylerden biri de topu kontrol ederken aldığı haldir. Örneğin James Rodriguez’in yaptığı gibi, topu sadece kontrol etmiş olmak için değil, bir sonraki hamlesine avantaj yaratacak şekilde kontrol edebilen oyuncular, büyük oyunculardır. Attığı gol kartpostal gibi, mükemmel… Topun üst direğe vurup girmesi de olaya ayrı bir estetik kattı. Sadece skora direkt etki etmesiyle değil (5 gol, 2 asist), oyun içinde sürekli kendini topa gösterişi, sorumluluk alışı ve hep doğru karar vermesi… Turnuvanın adamı olma yolunda ilerliyor. Telafuzuna ceyms, hames, james diyebilirsiniz ama onun futbolculuk karakterinin tek bir anlamı var: Yıldız! Keşke daha iyi, daha göz önünde olan bir ligde izleyebilsek.
Falcao’nun sakatlığından sonra çok az insan Kolombiya’nın bu kadar iyi gideceğini, sadece gitmekle kalmayıp her maçında “güçlü takım” hissini vereceğini tahmin etmiştir. Aslında onlar için işin sırrı James’in ikinci golünde. Top gol olana kadar neredeyse tüm oyuncuların ayağına dokundu. Basketbol hücumuna benziyordu. Bu kadar iyi kalabalık atak yapılır ve bu kadar iyi top paylaşılır… Asisti yapan Cuadrado ise hemen her maç “sağ kanat nasıl olunur?” dersi vermekte. Üstelik ücretsiz!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder