Müller Baskısı


Cezayir gruptan çıkma başarısını gösterdikten sonra Vahid Halilhodziç şu açıklamayı yapmıştı: “Eminim hepiniz için sürpriz bir sonuç olmuştur. Ama bizim için öyle değildi. Bizim için bu, üç yıllık çalışmamızın meyvesiydi…” Takımı Almanya karşısında da o sözlerini ispatlıyordu. Cezayir sürpriz bir takım değil, olması gerektiği yerde olan iyi bir takımdı.

Maç boyunca gole yakın durmayı başardılar. Üstelik topu tamamen Almanya’ya teslim etmelerine rağmen… Ancak bir özellikleri vardı. Olağanüstü hallerde bile savunmadan topça çıkarken soğukkanlı kalabiliyor, kısa pas seçimini kullanıyorlardı. Zorunlu durumlarda bile gelişi güzel top şişirmediler. Bu da onları lezzetli bir “direkt hücum” takımı kıldı. Eğer Almanya sahada 12 kişiyle oynamasaydı, o hücumlardan en azından biri gol olabilirdi. Evet, Almanya biri stoperde diğeri kalede görev yapan “Neuer ikizleriyle” birlikte sahada 12 kişiydi.

Maçın sonlarında başlayan, uzatmaların ilk dakikalarında gelen gole kadar süren bir baskı vardı. Aslında o baskı, Almanya’dan çok bir “Thomas Müller” baskısıydı. Herhangi bir mevkisi yok gibiydi. Her yerden çıkabilirdi. O maçı alacaktı, bunu hissettirmişti. Her pas opsiyonunda doğru yerde, aldığı her topla doğru karar… Golünü de attırdı, rahat etmedi, yine dalga dalga gelmeye devam etti. Çok farklı özellikleri var, ama bir tanesi onu fazlasıyla özel kılıyor: İsyankarlık…

Hiç yorum yok: