Beşiktaş - Dinamo Kiev

1987 yılı; Şampiyon Kulüpler Kupası’nda çeyrek finale yükselen Beşiktaş’ın kura çekimi vardır… Metin Tekin’e sorarlar “kim çıksın istersin Metin?”… Metin’in cevabı ise şöyledir; “Valla Dinamo Kiev çıkmasın da, kim çıkarsa çıksın.”Sonuçlar açıklanır; Metin Tekin’in kalbi temiz çıkar, Beşiktaş’ın rakibi de Dinamo Kiev... Daha ilk maçta deplasmanda alacakları 5-0’lık galibiyetle turu alır giderler. Daha doğrusu büyüklerim böyle anlatır. Dinamo Kiev’le alakalı duyduğum ilk şeyler bunlardı; dönemin en iyi takımıymış söylenen göre...

Ama Dinamo Kiev ile alakalı duyduğum tek hikaye bu değildi. Bir de 2. Dünya Savaşı sırasında; “kaybedeceksiniz!” uyarılarına rağmen, Nazi askerlerinden ulaşan takımı halka moral vermek adına ve “kurşuna dizilme pahasına” 4 attıkları maç da vardır…

100. yılda Beşiktaş’ın, ligde olduğu kadar Avrupa’da da ayakta kalacak kaliteye ve tecrübeye sahip bir takımı vardı. Dinamo Kiev’e “eski Dinamo Kiev değil” söylemleri başlamıştı bile… Bu kez şanslı görünüyorduk, taa ki Rincon’un atacağı kafa golüne kadar… Tribünde henüz yenen golün şokunu atlatmamışken; Pancu klasik “isyankarlığını” gösteriyor, spontane geliştirdiği atağı, garip bir şutla gole çeviriyordu… Herkes o maçta Nouma’nın golünü hatırlar, ama Pancu’nun “şok atlatan” reaksiyon golü olmasaydı, o maç çok daha zora girebilirdi…

Dinamo Kiev denince akla bir de Shevchenko gelir tabii… Çakma Atletico Madrid formamla sınıf takımımızın tek forveti iken, kendimi Shevchenko ilan etmiştim. Tabi o zamanlar “Shevchenko kim lan?” gibi sık bir soruyla karşılaşıyordum hatta bunu sorsunlar diye öyle bir şey atmıştım ortaya … Halen Dinamo Kiev’deydi o zamanlar. “Göreceksiniz olm, en iyisi olacak” diye de iddia ederdim. En iyisi olamadı, o biraz zordu da; akla gelecek en iyi golcülerden biri oldu çıktı Milan’da. Yani buralarda “gelecek vadeden” oyunculardan bahsetmemin, başlangıç noktası Shevchenko olabilir.

“Leblebici” olduğunu en çok İstanbul’da oynanan maçlarda hatırlar Shevchenko. Bu şehirde attığı 9 golü var: Şifo’nun jubilesinde Milan’la Beşiktaş’a 1 gol; daha sonra Şampiyonlar Ligi’nde yine Milan’la Beşiktaş’a 2 gol; malum Servet sinerjisi ile Türkiye – Ukrayna maçında 2 gol; Şampiyonlar Ligi’nde Fenerbahçe’ye 4 gol… Bir tek Galatasaray’a boş geçti sanırım İstanbul’da. Ama 3-2’lik maçta Weah’a güzel bir asisti vardı.

“Yine Shevchenko” denemek için bu maçta Aurelio’ya büyük görev düşecek. Malum, artık bir forvetten ziyade, sahte 9 gibi oynuyor Dinamo Kiev’de, forvet arkası tadında…Schuster, Avrupa maçlarında genelde isim ve kaliteye önem veriyor; baskı kaldıracak oyunculardan tercih yapıyor kadroyu belirlerken. Savunmada Ferrari’yi, ligden daha fazla Avrupa maçlarında gördük nitekim yarın da onlardan biri olacak… Savunma ve ortasaha hemen hemen belli gibi. Hücumda çeşitli hamleler yapılabilir, adına sürpriz koyacağımız…

Bana göre en mantıklısı; Porto deplasmanında olduğu üzere Bobo’yu sol forvet oynatmak ve Almeida’yı da; Nobre’nin İnönü’deki Porto maçı rolünde değerlendirmek olurdu. Aslında çok fazla teknik – taktik detaylara girmek istemiyorum; Avrupa maçlarında belirleyici olan faktörler daha başka şeyler oluyor çünkü… Nitekim; İnönü’de sahaya çıkan eksik oğlu eksik Beşiktaş’ın, Porto’ya nazaran daha iyi oynamasının ve sadece bireysel hatalarla pozisyon vermesinin, gol yemesinin, maçı öyle kaybetmesinin başka bir açıklaması olamazdı.

Ben yine somut bir dayanağı olmayan umutlarımla maçı heyecanla bekliyor olacağım…

25 yorum:

BJK4EVER dedi ki...

Arikan disinda tam olarak ayni kadro dusuncesi bende var. Bobo 4-3-3'te kanatlarda da degerlendirebilecek, uzak forvet rolune uygun bence. Ekrem'in ve Toraman'in oynamamasi savunma acisindan bizim icin buyuk bir artik olur. Orta sahada 3'lu vazgecilmez tabii. Insallah senin cizdigin kadro cikar, ama yine cift orta sahali, Nobre'li kadro cikarsa sasirmayalim....

tannhauser dedi ki...

senin kadrondan ernst ya da aurelio yerine nobre tercihi gelebilir schuster'den. öyle olursa somut dayanağı olmayan umutların iyice dağılır :)

bu kadroda tek endişe ferrari. bir "döndürme servet" durumu yaşatır mı bize?

o kadar geriden alabilmesi için senin kadronda aurelio'nun savunma-orta saha arasında çok iyi yer tutması ve ferrari ya da sivok'a bir iki metre kazandırması lazım.

benim şu anda hayıflandığım tek nokta fernandes'in şu maçta oynayamıyor oluşu. o olabilseydi, orta sahada geriye dönük olarak oynayan ernst böyle bir maçta her anlamda daha iyi bir tercih olurdu. hem daha "amatör" savaşır, hem de topu daha iyi dağıtırdı. lafı döndürdüm, döndürdüm şuraya getirmeye çalışıyorum. haydi schuster yaptığı çok net bir iki hatadan dolayı necip'i aurelio'nun yerine yazamıyor da, sen neden yazmıyorsun? fikirler farklı farklı tabi de, ben 11 hayal ederken senin on birinde aurelio-necip değişikliği yapıyorum.

Cartalete dedi ki...

Daha önce de belirttiğim gibi; buradaki 11 şablonları daha çok gerçekçilik üzerine, daha muhtemel olanları yazıyorum.

Necip'i Aurelio değil de, Ernst'in bölgesine koyabilirim bana kalsa. Bu maçta takım daha çok topun arkasına geçeceğinden ve diğer maçlara nazaran savunma çizgisinin biraz derinleşeceğinden, Aurelio'nun "ilk karşılayan savunmacı" rolü önemli oluyor.

Ama Ernst'in derindeki rolü de, içte oynadığına nazaran daha etkili. Dediğin gibi; Guti - Ernst - Necip de yapılabilir ama Aurelio'dan vaz geçileceğini pek sanmıyorum.

Adsız dedi ki...

Orta sahayi Guti-Ernst-Fernandes uclusuyle olusturur. 3'lu forvet kisminda sana katiliyor olurdum. Geri 4'lu de zaten yapabilecegi baska birsey yok. Kaleci konusunda ise Cenk kadroda olmayacagi icin seninde dusundugun gibi kaleyi Hakan alacaktir. Benim ozellikle vurgulamak istedigim Fernandes'in ilk 11'de kesinlikle olmasi.
Yazini keyifle okudum. Kolay gelsin

Cartalete dedi ki...

Fernandes oynayamayacak, listede yok maalesef. Almeida tercih edildi.

Teşekkürler.

maui dedi ki...

Senin anlattığın hikayeye bir ek yapayım.
O tarihte o kadar çok kar yağmıştı ki tahminim Ukrayna'da bile öyle kar yoktu, maç tehir edilmiş ve İzmir'de oynanmıştı, bizim de (rahmetli pederin 7 yaşından itibaren bana aldığı) kombine elde patlamıştı.
Ama Allah'tan o sayede 5-0'ı ancak televizyonda seyredebildim.
Kadrona katılıyorum, kaleye güvenmiyorum o başka...
Ammma, Şuster Dayı Nobre, Ekrem,Erhan gibi bir manyaklık yaparsa harbiden sabır taşını çatlatır...
Ben de en sunturlusundan bir küfrü yer...

enorton dedi ki...

Nobre yine 11 başlar sıkmayın canınızı :)

Unknown dedi ki...

Almeida'nin Fernande'e tercih edilmesi tam bir fiyaskodur..

Forvette Bobo Avrupada gayet iyi goturuyor, olmadi Nobre var..

Fernandes kadroda olmaliydi, yazik oldu,
tam Turk Mantalitesi;
-Forvet mi? Ortasaha mi?
-Herhalde forvet adam gol atiyo olumm.

tannhauser dedi ki...

@asvalttaicenler: bobo'nun sakatlıktan nasıl döneceğinin bilinmemesi, orta sahada alternatiflerin diğer alanlara göre daha fazla olması da bu kararın alınmasına sebep olmuş olabilir.

shibby dedi ki...

Aurelio yerine Necip oynasın, tam olarak istediğim kadro olsun :)

Cartalete dedi ki...

maui ;

Gayet hoş bir ek olmuş, teşekkkürler.

enorton ;

Muhtemelen, Almeida yerine Nobre olacak yine içerideki Porto maçı gibi. O maçta iyiydi ama :) 4-2-4 olmasın, 3 ortasaha bozulmasın da Nobre'ye de evet.

asvalttaicenler - tannhauser ;

Fernandes'in kanatta da değerlendirilme ihtimalinden dolayı, ben de onu tercih ederdim. Ancak sadece bir ortasaha olarak görülüyor sanırım; o zaman Almeida seçimi pek mantıksız değil.
Onur da listede bu kez, o da derinleştirdi ortasahadaki alternatifleri.

shibby ;

Necip aslında Nobre'nin yerine oynasaydı da; Guti forvet arkası olsa daha kıyak olurdu.

Ben de aslında kendi istediğim 11'i yazayım, tek bir değişiklik yapardım;

Hilbert Sivok Ferrari İsmail
....Ernst Aurelio Necip
...........Guti
...Quaresma ..... Bobo

içerideki Bursa maçı 4-6-0 tadındaki taktik.

Erdal dedi ki...

Almeida'nın tercih edilmesi biraz da zorunluluktan. Sonuçta fonla transfer edilen bir isim ve kendisine yapılan yatırımın karşılığını verebilmesi için özellikle Avrupa platformunda muhakkak oynatılması gerek. O yüzden, Fernandes yerine Almeida'nın tercih edilmesine bu gözle bakılması daha doğru olacaktır.

Cartalete'nin son yorumda istediği kadro aslında benim de istediğim kadro. Bursa maçındaki oyun, zirve maçlarda oynanılması gereken oyundu. Mevcut durum itibariyle sezonun en önemli maçını oynayacağımıza göre bu maç da zirve maç ve orta sahayı kesinlikle ele geçirmemiz gerekiyor. Gol yememek de önemli olduğundan Ernst-Aurelio-Necip, önlerinde Guti, onun da önünde Almeida (Bobo) ve Q7 ile oynamamız gerekiyor. Son 20-25 dk. gerekirse risk alınarak üçlü forvete de dönülebilir ama maça dengeli başlamak ve götürmek açısından bu kadro daha uygun bence.

JimmyLue dedi ki...

Almeida tercihi daha evvel bahsedildiği üzere Bobo'nun belirsizliğinden kaynaklanan -mantıklı- bir seçim idi.

Bugün benim tanıdığım Schuster 90% ihtimalle Ekrem'in önüne Hilbert'i yazacaktır.(Bunu Simao'nun-Quaresma'nın olmadığı maçlarda gördük)
Hal böyle olunca geride Ekrem-Sivok-Toraman-İsmail,orta sahada Aurelio-Ernst-Guti ve ileride Hilbert-Almeida-Quaresma izleyebiliriz.

Basın toplantısında Ferrari'nin bugün dakika alabileceğinden bahsetti fakat ilk onbirde başlayıp başlamayacağı belirsiz.
Toraman'ın moral durumu nedir, ne değildir muamma.

Kiev her ne kadar kötü bir sezon geçirmiş ve 3 aydır resmi maç yapmıyor olsa da dün izlediğim Shaktar benim için referans noktasıdır.O yüzden ligdeki hatalar - tercihler-inatlar tekrarlanmazsa bugün tur için avantaj sağlayacak skorun alınmaması için bir sebep göremiyorum.

Bu akşam Almeida yerine daha gezgin bir Bobo'nun tercih edilmesinin,golün elzem olduğu dakikalarda Almeida'nın sonradan girmesinin daha mantıklı olacağı kanısındayım.

EnisteKolaKoy dedi ki...

bu dizilişle çıkıcaz sanırım maça ama almeida yerine nobre oynayacak. dha'nın 11'ine göre.

kakashev dedi ki...

Kadro açıklandı. hakan-hilbert,sivok,ferrari,ismail-ernst,aurelio,guti,quaresma,nobre-bobo. Nobre haricinde kabul edilebilir bir kadro gibi gözüküyor. Necip olsa fena olmazdı ama bu işin duygusallığından dolayı birazcık. Sonuçta 4 ön liberomuzdan rastgele ikisini seçsek bile türkiyenin en iyi ortasaha ortasına sahibiz. Nobre de bu maçta baskı kurup karambol oluşturma anlamında katkıda bulunabilir. ama yine de bir nobre-necip değişikliği fena olmazdı. Toraman ın olmaması büyük avantaj. Şu adama çakma bir mail atıp guti sana italyanca küfür etti deyip tokat attırsak mı. Bir bombadan daha kurtulmuş oluruz. En çok sevindiğim de Bobo oldu. Bu adam Almeida'nın ağa babası. Schuster herhalde gördü artık bunu.

Adsız dedi ki...

Kadroyu açıklamış Schuster.Bobo forvette,Nobre ise Bobo'nun yerine geçmiş senin 11'e göre.Bence güzel 11.Şu Nobre'nin yerine Simao olabilseydi Guti Kaptan gibi ''Vamos a ganar'' derdim :) Ama yine de kazanacağız.

İhsan

Cartalete dedi ki...

Güzel kadro. Nobre biraz da topsuz oyun düşünülerek tercih edilmiş sanırım.

Bence Nobre yine Porto maçındaki (İnönü'deki) gibi merkezde oynar fakat geriye hamleli... Ortasahada pas trafiğine, mücadeleye yardımcı olur. Porto maçında fena değildi.

Bobo ve Quaresma da kanatlara açılan, top bizdeyken cezasahasını zorlayan forvet gibi görünürler.

Hilbert'in sağbekte kalması çok önemli; kemik gibi bir savunma var. Bir de Necip olsa, Guti sahte 9 oynasa daha kıyak olurdu tabi; ama buna da şükür :)

Güzel oyun, avantajlı skor, Bobo'nun golleri dileğiyle.

Cartalete dedi ki...

Bu arada Schuster bu kadroyu nerede açıladı arkadaşlar?

Bobo'nun Almeida'nın yedek kalacağı, Ekrem'in bekte Hilbert'in önde oynayacağı söylentileri yayılmış da; gerildim bir an için :)

isaac newton dedi ki...

abi dur beni de germe :)

isaac newton dedi ki...

haber1903 şeysine göre kadro doğru gereksiz panik yaptım :)

Cartalete dedi ki...

http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?h_no=19845

Kulüpten rahatlatıcı mesaj geldi :)

Güzel

borasahin dedi ki...

Bobo ortada Nobre sag forvet olarak da dusunulebilirdi ama hocanin bunu tercih edecegini sanmam.

Hayirlisi...

borasahin dedi ki...

Dukkan kapali galiba :)

Cartalete dedi ki...

Tadilat var :)

borasahin dedi ki...

Bir fikrim geldi, onu soyleyeyim, tadilata yardimci olabilir :)

Hayat ilginc gercekten. Her yaptiginiz ve iyi / isine yaradigini dusundugunuz seyin mutlaka bir eksi tarafi oluyor. Isin boyutlari arttikca negatif taraf parabolik olarak buyuyor ve artisini golgelemeye basliyor. Hasbelkader Herr Schuster yonetimindeki BJK'nin Kiev karsisinda tecrube ettigi sey tam da bu'dur diye dusunmekteyim. O konsantrasyon hatalari, heyecanin olmamasi, guven eksikligi, inancsizlik hep gecmisin bugune tasinmis hali, o yuzden hocanin tercihlerini elestirmenin bu mac ozelinde bir anlami yok diye dusunuyorum. Erhan'in giris nedenini sorgulamk dahil.

Ilkin bir ise baslarken her zaman bir esik vardir, o esigi iyi atlatmak gerekir, atlatamazsan o isi kotarabilecek olsan bile becerememe, o sansi alamama durumu ile karsilasirsin. Schuster bence bugun icin o kritik pozisyona oldukca yakin.